12 EYLÜL AMACINA TAM DA BUGÜN, AKP İKTİDARI İLE ULAŞMIŞTIR!

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
Adana Şubesi

12 EYLÜL AMACINA TAM DA BUGÜN, AKP İKTİDARI İLE ULAŞMIŞTIR!

 

Üzerinden 33 yıl geçen12 Eylül askeri darbesi, IMF ile imzalanan 24 Ocak 1980 ekonomi kararlarının gerçekleştirilmesi için yapılan, emek ve demokrasi karşıtı, kapitalizmin neoliberal uygulamalarına geçişi sağlayan faşist bir darbeydi. Türkiye, 33 yıldır 12 Eylül 1980 darbesinin çizdiği rotada baskı, sömürü ve zulmün yeniden, yeniden üretildiği bir karabasanı yaşıyor.

Ve bugün, 12 Eylül‘le hesaplaştığını söyleyenler, kendi 12 Eylüllerini yaratıyor.

12 Eylül‘ün anti-demokratik anayasası ve kurumları, sermaye yanlısı-emekçi düşmanı düzenlemeleri, dinci gericiliğe açtığı kapılar, bugün AKP iktidarı aracılığıyla mantıksal ve fiili gelişmesinin doruğuna ulaşmıştır. Serbestleştirme, özelleştirme, kamunun tasfiyesi, güvencesiz çalışma biçimleri, sendikasızlaştırma, eğitim ve sağlık alanlarında yürütülen neoliberal "dönüşüm" operasyonları, yerli ve yabancı sermaye güçleri lehine, yeni bir sermaye birikimi sürecinin gereksinimleri doğrultusunda gerçekleştirilmiştir.

Anti-demokratik 12 Eylül anayasası, arada yapılan birçok anayasa değişikliği ve en son 2010 referandumu ile pekiştirilmiştir. Yine anti-demokratik muhtevadaki siyasi partiler ve seçim yasaları AKP tarafından korunmaktadır. Meslek örgütleri ve demokratik kitle örgütlerine yönelik anti-demokratik düzenlemeler, 12 Eylül‘ün devamı ve doruğu niteliktedir.

12 Eylül darbesinin 30. Yıldönümünde, 2010 yılında referandumun kabulüyle başlayan AKP‘nin yeni darbesinin sonucunda, 2011 yılında gündeme gelen ve temsili parlamenter sistemi dışlayan anti-demokratik Kanun Hükmünde Kararnameler aracılığıyla kamu idari yapısında yapılan değişiklikler, tekelci, otoriter ve yeni sermaye birikimi süreçleriyle uyumlu bir tarzda sürdürülmüştür.

Gezi Parkı merkezli başlayan ve bütün bir ülkeye yayılan olaylar sırasında altı genç yaşamını yitirmiş, yüzlercesi yaralanmış, en demokratik hak olan gösteri ve protesto hakkı şiddetle bastırılmıştır. Gezi Parkı süreci arkasında binlerce gözaltı, yüzlerce tutuklu bırakmıştır. Bizzat Başbakan, toplumsal gerginliğe, kitlesel çatışmalara yol açacak şekilde tehlikeli konuşmalar yapmış, şiddet uygulayan polisleri ödüllendirmiş, şiddeti adeta meşrulaştırmıştır.

Türkiye`nin askeri vesayetten polis vesayetine geçişi, Gezi Parkı olayları sırasında net bir şekilde açığa çıkmış, darbelerle hesaplaşma iddiasındaki bir siyasi iktidar, her türlü demokratik hakkı askıya almış, demokratik hakkını kullanan vatandaşlarına şiddet uygulamış, muhalifleri baskıyla susturmakta sakınca görmemiştir.

Türkiye, hâlâ 12 Eylül karanlığında tutulmakta, baskıcı devlet yapısı varlığını devam ettirmektedir. Başta 1982 Anayasası olmak üzere darbe dönemi yasaları ve kurumları hâlâ yürürlüktedir. Yargı bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığı, 12 Eylül günlerini aratmayacak ölçüdedir. Toplumsal tepkiler şiddetle bastırılmakta, muhalifler hapse atılmakta, onlarca yıl hapis cezasına çarptırılmaktadır. Kürt siyasetçiler hapiste tutulmakta, gazeteciler, öğrenciler hapis cezasına çarptırılmakta, farklı etnik, dini ve mezhepsel kökene sahip vatandaşların sorunları varlığını korumaktadır. Meslek Odaları, demokratik kitle örgütleri, medya politik-ekonomik kıskaç altına alınmakta, yasaları bir gecede değiştirilmekte, köşe yazarları işsiz bırakılmaktadır.

Özelleştirme uygulamaları görülmedik bir hızla devam etmekte, kamunun sorumluluğundaki pek çok iş taşeron şirketler üzerinden görülmekte, çalışma yaşamını güvencesizlik belirlemektedir. YÖK; üniversitenin, öğretim üyelerinin, öğrencilerin üzerinde Demokles‘in kılıcı gibi sallanmaya devam etmekte, eğitim gericileştirilmektedir. Türkiye`ye, Orta Doğu ve Kuzey Afrika‘nın emperyalizm eliyle yeniden düzenlenmesi sürecinde rol verilmekte, ülkemiz adım adım Ortadoğu batağına ve komşularıyla savaşa sürüklenmektedir.

12 Eylül döneminde önce "Türk-İslam Sentezi" adı altında desteklenen dinci gericilik, bugün üniversite, gençlik, spor, aile vb. alanlar üzerinden toplumsallaştırılarak yaygınlaştırılmış ve laiklik geriletilmiştir. 12 Eylül faşizminin desteklediği Suriye‘nin Müslüman Kardeşleri‘ne, bugün Mısır‘ın Müslüman Kardeşler‘i ve El-Kaide, El-Nusra gibi yeni çok uluslu şeriatçı örgütler eklenmiştir.

İşte AKP‘nin 12 Eylül‘ünün sonuçları...                             

"Darbelerle hesaplaşmak ve demokrasiyi tahsis etmek için" 12 Eylül referandumunda "evet" oyu isteyen AKP iktidarı tarafından ülkemiz darbe günlerini bile aratan bir baskıyla yönetilmektedir.

AKP kaç çocuk yapılacağından, hangi saatlerde alkol kullanabileceğine kadar hayata karışmakta, eğitimden çalışma hayatına tüm alanları "kendine göre" yeniden dizayn etmekte ve bunu tüm kesimlere dayatmaktadır.

12 Eylül amacına tam da bugün, AKP iktidarı ile ulaşmıştır.

Ancak bütün olumsuzluklara karşın Türkiye`de ciddi bir birikim oluşmuş ve toplumsal muhalefet Haziran Direnişi ve onun devamı niteliğindeki direnişlerle kendini ortaya koymuştur. Bugün başka bir Türkiye ve dünya özlemi yayılmaktadır.

Makina Mühendisleri Odası Adana Şubesi, TMMOB çatısı altında, bilimsel-teknik mesleki gerekliliklere, örgütlerimize ve tüm halkımıza yönelik saldırılara karşı; eşit, özgür, demokratik, tam bağımsız, barış içinde bir Türkiye‘yi savunmaya, sermaye egemenliği ve faşizmi lanetleme ve geriletmeye yönelik toplumsal muhalefetin içinde alanlardaki yerini almaya devam edecektir.

 

TMMOB MMO Adana Şube

Yönetim Kurulu