8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN!

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
Adana Şubesi

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN!

8 Mart 1857, bundan tam 156 yıl önce ABD‘de 40 bin kadın dokuma işçisinin, kadın işçilerin işten çıkarılmalarını ve düşük ücret verilmesini protesto etmek amacıyla ilk kez direndikleri ve greve gittikleri tarihtir. Kadınlar çalıştıkları fabrikayı işgal ettiler ve polis müdahalesiyle karşılaştılar. Olaylar sırasında çıkan yangında 128 kadın hayatını kaybetti.

1910 yılında Kopenhag‘da II. Enternasyonale bağlı sosyalist kadınların yaptığı Uluslararası Kadınlar Konferansı‘nda Clara Zetkin‘in önerisi üzerine 8 Mart, Amerika‘da grev sırasında çıkan yangında ölen işçi kadınların anısına "2. Enternasyonel Kadın Mücadele Günü" olarak ilan edildi.

Ülkemizde ilk kez 1921 yılında kutlanan 8 Mart tarihi, 1975 Dünya Kadınlar Yılı‘nda Birleşmiş Milletler‘in "Dünya Kadınlar Günü" olarak kabul etmesiyle birlikte sokağa taşındı ve daha yaygın olarak kutlanmaya başlandı.

Ülkemizde, kadın cinayetlerinin yüzde 1400, cinsel taciz ve tecavüzün yüzde 38, cinsel istismarın yüzde 53 oranında artışına yol açan kadın düşmanı politikaların birinci elden sorumlusu mevcut iktidarın uyguladığı kadın düşmanı politikalardır. Kadınların özel ve toplumsal yaşamda yükselttikleri hemen her itiraz, karşı duruş şiddet ile bastırılmaya çalışılmaktadır. Kadınların insanlık dışı yöntemlerle, vahşice, toplumun, devletin gözü önünde öldürülmesi ve kadına yönelik artan şiddetin faillerinin yargı eli ile tahrik adı altında indirimlerle serbest bırakması kadınları öldürenleri cesaretlendirmekte, kadın cinayetlerini körüklemektedir Kadınlar yaşamın her alanında ayrımcılığa, baskıya şiddete ve sömürüye maruz kalmakta ve bunun "kader" olarak kabul edilmesi gerektiği vaaz edilmektedir.

Hükümetin ürettiği tüm politikalar ve buna bağlı olarak çıkarılan yasaların tamamının fikri alt yapısını " kadın erkek eşit değildir ve kadının asıl yeri aile içidir, evidir" anlayışı oluşturmaktadır. Son olarak Kadın Bakanlığı‘nın kaldırılarak yerine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı‘nın kurulması aynı yaklaşımın sonucudur.

Bütün bunların yanında, sosyal devletin sorumluluğu olan ve toplumsallaşması gereken ev işleri, çocuk, yaşlı ve hasta bakımı vb. sadece kadınların yapması gereken işler olarak hala dikte edilmektedir. AKP Hükümetinin bir yanı ile piyasacı diğer yanı ile gerici politikaları kadınları toplumsal yaşamdan dışlayarak eve hapsetmeyi hedeflemektedir. Bir taraftan sosyal haklar kısıtlanırken diğer taraftan işyerlerinde ücretsiz kreşlerin olmadığı koşullarda, "en az üç çocuk doğurun" telkinleri kadının sosyal rolünü ev-çocuk-yaşlı bakımı üçgeni olarak tanımlamaktadır.

 

Mevcut iktidarın; kadını bir birey olarak gören bir anlayışta değil, geleneksel aileyi kutsayan; kadını pasifize edip evine hapseden bir yaklaşımın hâkim kılınmaya çalışıldığını görüyoruz. Kadın cinayetlerine "münferit" diyen zihniyetlerin, kadınların erkekleri tahrik ettiğini söyleyebilen profesörlerin, kadın kendisine tecavüz edenle evlenirse hakimlerin yükü azalır diyen "yeni" HSYK üyelerinin olduğu ve bunun gibi pek çok örneğin artık toplum tarafından kanıksanmaya başlandığı bir ülkede yaşıyoruz. Bütün bunlar yetmezmiş gibi, 4+4+4 eğitim sistemi ile kız çocuklarının eğitim ve çalışma hayatına katılımının azalacağı, kadın istihdamı ve temsil oranlarının düşeceğinden ve halen ürkütücü boyutlarda olan çocuk gelinlerin sayısının daha da artacağı aşikardır.

156 yıl önce kadınların başlattığı direniş, bugün daha da anlamlı ve geçerli. Çünkü halen kadınların düşük ücretle, güvencesiz olarak günde 10-14 saati aşan sürelerle çalıştırıldığı bir sömürü sisteminde yaşıyoruz. Yetersiz yasal düzenlemeler; kız çocuklarının okutulmamasına, töre cinayetlerinin devam etmesine, iş yaşamında kadın istihdamının engellenmesine olanak sağlayan düşünce ve önyargıların önüne geçememektedir.

8 Mart, "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" adıyla ifade edilen işçi kadınların ekonomik ve politik haklarıyla ilgili bir gün olduğu kadar aynı zamanda, kadınlar arası bir dayanışma günüdür, bir kadın bayramıdır ve tüm kadınlarındır. 8 Mart, artık tüm kadınların ezilme ve sömürüsüne karşı hayatın her alanındaki mücadelesinin bir sembolüdür.

8 Mart‘ta cinsiyetler arasında ezme-ezilme ilişkisinin olmadığı, şiddetsiz ve sömürüsüz bir Dünya ve ülke için mücadele edenleri, Kadınların Uluslararası Birlik Dayanışma ve Mücadelesini selamlıyoruz.

"8 Mart Dünya Kadınlar Günü" kutlu olsun

Yaşasın 8 Mart‘ı yaratanlar!

TMMOB MMO Adana Şube

Yönetim Kurulu