Soma’yı Unutmadık, Unutturmayacağız

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
Bursa Şubesi

Yayına Giriş Tarihi

11 Mayıs 2018

Maden Ocaklarında, Bir Avuç Kömür İçin Bir Ömür Verenleri, Başta Soma Olmak Üzere Kaybettiğimiz Tüm Madencileri ve İşçi Katliamlarında Yaşamlarını Kaybeden İşçilerimizi Saygıyla Anıyoruz

301 maden emekçisinin, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Eynez Kömür Ocağı’nda meydana gelen facia sonucu hayatını kaybetmesinin üzerinden tam dört yıl geçti. Soma Maden Faciası’nın kurbanları, BAOB Yerleşkesi Özgürlük ve Demokrasi Meydanı’nda anıldı. Maden faciasının dördüncü yıl dönümünde Bursa İş Cinayetlerini Durduralım Platformu tarafından düzenlenen anma etkinliğine ve basın açıklamasına, demokratik kitle örgütlerinin, meslek odaların ve sendikaların temsilcileri katıldı.

Açıklamayı Bursa İş Cinayetlerini Durduralım Platformu adına, TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Fikri Düşünceli yaptı.

“Ülkemizde yaşanan ve dünyada benzerine az rastlanır facia olan Soma Faciası üzerinden tam 4 yıl geçti. Yüreğimiz Soma’da, aklımız Katliam Davası’nda. Ülkemizin acısı dinene, katliamda sorumluluğu olan herkes hesap verene kadar öfkemiz dinmeyecek” ifadelerini kullanan Düşünceli, Soma’da hayatını kaybeden 301 maden emekçisini saygıyla anıyoruz. Hala öfkeliyiz. Çünkü rekabet, kâr hırsı ve ucuz üretim için işçiler, emekçiler vahşi koşullarda çalıştırılıyor, yasalar bu çalışma biçimine göre uyduruluyor ve aşırı üretim halen zorlanıyor” dedi.

Ülkemizin güvencesiz ve kuralsız çalışılan, emekçilerin açlık ile ölüm arasında seçim yapmak zorunda bırakıldığı, iş cinayetlerinin fıtrat ve kader olarak değerlendirildiği bir ülke haline geldiğini söyleyen Düşünceli açıklamaya şöyle devam etti:

“İş cinayetleri sadece maden sektöründe değil, tüm iş kollarında artmaktadır. OHAL süresince, geçmiş zamanlardan daha fazla iş cinayetlerine kurban verilmiştir.

Meslek hastalıkları ülkemizde halen tespit edilememekte, kapsam dışı görülmektedir. Ülkemizin bir meslek hastalıkları indeksi dahi oluşturulmamıştır.

Çünkü bu sistem, hak ihlallerinden, uzun zamana yayılan ve sonuçsuz kalan hukuki süreçlerden, kamu denetiminin önemsenmemesinden, yasaların duruma göre değiştirilmesinden, demokratik sendikalaşma hakkının engellenmesinden, emekçilerin güvencesiz bırakılmasından beslenmektedir.

İşverenler, siyasiler ve çıkar ortakları tarafından fiilen kurulmuş olan bu vahşi sistem kiralık işçilikle, esnek çalıştırmayla, ödünç işçilik ile daha da güvencesiz hale getirilmiştir. Artan çalışma saatleri, göz dikilen kıdem tazminatlarıyla güvencesizlik ve ucuza çalıştırma, katliamlara vardırılmıştır.

Madenciler, bugün halen Soma’da aynı koşullar altında ekmeğini taştan çıkarmaktadır.

Dünyanın en büyük iş cinayeti, dünyanın en büyük işçi katliamı olan Soma Davası, 2014 yılından beri görülmektedir.

Hızlı, etkili, iş cinayetlerini caydırıcı, kamu vicdanını, adalet duygunu karşılayan bir dava olmasını beklediğimiz ve bu uğurda çaba sarf ettiğimiz bu dava, daha başlarken: Başsavcının, “gözaltına alacağımız herkes işçilerle birlikte öldü” beyanı ile ölen mühendislerin işaret edilmiş olması, sistemin yaratmış olduğu bu facianın, sadece birkaç mühendise yüklenerek çözümlenmek istenilmesi ve sistemden kaynaklı sorunların, üstü örtülerek, unutturulma mecrasına sokulması çok tanıdık bir yaklaşımdır.

Daha da tanıdık olan, madenci ailelerini sokakta tekmeleyenlerin, 301 kişi yaşamını yitirmişken havanın soğukluğundan ve yorgunluktan söz edenlerin, ölümlerimiz üzerinden rant kazanmak isteyenlerin, katliamın gerçek sorumlularının halen kamuoyunun gözleri önünde olmasıdır.

Soma katliamında sorumluluk sadece, üretimi artırmak için tüm standartları ve yasaları çiğneyen şirketin değildir. Soma Kömür İşletmeleri A.Ş., TKİ, MİGEM, ETKB, ÇSGB ve Hükümet yaşanan tüm maden facialarında olduğu gibi sorumludurlar ve hesap vermelidirler.

Bu katliamın gerçek sorumluları hala kamuoyu önünde hesap vermemiştir. Bizler Soma davasının takipçisiyiz ve gerçek sorumluların açığa çıkarılması için sonuna kadar da takipçisi olacağız

Türkiye’de özellikle son onaltı yıldır ve OHAL döneminde iktidarın uyguladığı politikalarla maden ihalelerindeki yağma ve yandaş zihniyetiyle, üretim süreçlerinde; teknik bilgi ve alt yapı olarak yetersiz kişi ve şirketlere bırakılmıştır. Kamusal denetimin de yeterli ve etkin bir biçimde yapılmaması iş cinayetlerinin Soma’da olduğu gibi katliamlara dönüşmesine neden olmuştur.

Ülkemiz, iş cinayetlerinde, işçi ölümlerinde Avrupa’da birinci, dünyada üçüncü sırada yer almaktadır. Bu tablo son onaltı yıldır iktidar eliyle daha vahim, OHAL’in ilanı ile akıl almaz hal almıştır.

Soma’da, Ermenek’te, Şirvan’da, Çöllolarda, Torunlarda, 3. Köprü ve Havalimanında, madenlerde ve tüm iş kollarında katliamlar son 15 yıldır ağırlaştırılmış bir biçimde sürdürülen “özelleştirme”, “piyasalaştırma” ve “taşeronlaştırma” politikalarının bir sonucu olarak artarak devam etmektedir.

Bu gün işçiyi her türlü korumadan uzak ve sahipsiz bırakan, mühendis ve hekimi iş kazaları tazminatlarından sorumlu tutan, işvereni ve iş yaşamını denetlemekten sorumlu olan devleti ise her türlü sorumluluktan arındıran bir politika ile karşı karşıyayız.

Bu nedenle, Soma’dan dünden bugüne değişen, iyileşen kayda değer bir şey yoktur. Bu yüzden Soma Katliamı davası sadece hayatını kaybeden 301 madencimizin değil, tüm yurtta iş cinayetlerine kurban olan tüm işçilerin ve ailelerinin, aynı zamanda tüm halkımızın davasıdır.

Ancak bilinmelidir ki bu davada da henüz babalarını, eşlerini, evlatlarını kaybedenlerin yüreğini soğutacak somut adımlar atılmamış, somut kararlar verilmemiştir. Bu yüzden aklımız ve vicdanımız her duruşmada, işçi katliamlarının gündeme geldiği her gün bir kere daha ölmektedir.

Bu cinayetlere sebep olanların bağımsız yargıya ve topluma hesap vermeleri için, adaletin yerini bulması için, bu acımasız sistemi değiştirmek için mücadelemizi sürdüreceğimizi ifade ediyoruz.

Bizler, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da, insan yaşamının her şeyden önce geldiğini vurgulamaya devam edeceğiz. İşverenin kar hırsının, siyasi iktidarın politik önceliklerinin emekçilerin hayatlarını çalmasına izin vermeyeceğiz.

Maden ocaklarında, bir avuç kömür için bir ömür verenleri, başta Soma olmak üzere kaybettiğimiz tüm madencileri ve işçi katliamlarında yaşamlarını kaybeden işçilerimizi saygıyla anıyoruz.”