İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ POLİTİKALARI VE ÇALIŞMA YAŞAMI SOSYAL DEVLET İLKELERİ GEREĞİNCE YENİDEN DÜZENLENMELİDİR

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
Diyarbakır Şubesi

Oda Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Yener, 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı.

28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü dolayısıyla:

Covid-19 Pandemi Süreci de Göstermiştir ki, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Politikaları ve Çalışma Yaşamı Sosyal Devlet İlkeleri Gereğince Yeniden Düzenlenmelidir

Meslek hastalıkları ve iş kazalarının önlenmesi amacıyla Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından alınan bir Karar ile 2003 yılından bu yana her yıl farklı bir temanın öne çıkarıldığı 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü, 2015 yılından bu yana Türkiye’de anılmaktadır.

Odamız çok daha önceki yıllardan beri işçi sağlığı ve iş güvenliği üzerine yürüttüğü mesleki eğitim, belgelendirme, periyodik kontrol, sempozyum-kongre, panel, söyleşi, seminer, rapor vb. çalışmalar yanı sıra her yıl 27/28 Nisan’da ve Mayıs aylarının başlarındaki İş Sağlığı ve Güvenliği Haftaları dolayısıyla yaptığı uyarıcı açıklamalarla konuyu gündeme taşıyarak kamusal sorumluluğunu yerine getirmektedir.

Bilindiği üzere yaşam ve sağlıklı yaşam hakkı, vazgeçilmez temel insan haklarının en başında gelmektedir. Gerek bu nedenle gerekse toplumların büyük çoğunluğunu işçilerin, emekçilerin oluşturması ve en güncel sorun olan Covid-19 Pandemi/Salgın süreci dolayısıyla işçi sağlığı- güvenliği ve çalışma yaşamının acil sorunları, bu yılki 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü’nün başlıca konusudur. 

2019 yılı sonundan itibaren bütün dünyayı etkileyen Covid-19 Pandemi süreci, işçi sağlığı ve iş güvenliği kavram ve uygulamalarının önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Corona Virüsün “sınıf-ırk vb. ayrımı olmaksızın herkesi etkilediği” iddia edilse de, önlem alınmadan (zorunlu ve acil işler dışındaki) üretim ve hizmetlerin Covid-19’un etkilerinin de eklendiği ağır koşullarda devam etmesi, tüm çalışanların salgınla daha çok karşı karşıya bırakıldığını ve sistemin acımasız sınıfsal ayrımcılığını bir kez daha göstermiştir.

Pandemi, emperyalist-kapitalist dünyanın “küreselleşme”sinin ve neoliberal “yeni dünya düzeni”nin işçilerin/emekçilerin düzeni olmadığını, sosyal devletten vazgeçmenin işçiler, emekçiler, kendi emeği ile geçinenler için yıkım oluşturduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Özellikle kısmi süreli işçiler, geçici işçiler, kadın, çocuk, göçmen işçiler, ev işlerinde çalışanlar için sosyal koruma sistemlerindeki eksikliği ve acımasız çalışma koşullarını daha da görünür kıldı. Ayrıca işsizler ordusuna yeni milyonlar katıldı.

Pandemi, işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin yıllardır söylediğimiz yaklaşımın doğruluğunu bir kez daha ortaya koydu: İşçi sağlığı ve iş güvenliği, işyerleri ile ve 6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Yasası’nın kapsamı ile sınırlı değildir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği; insanca çalışma hakkı, tam zamanlı, kadrolu iş güvencesi hakkı, sosyal güvenlik hakkı, örgütlenme hakkı,  insanca yaşanacak ücret hakkı başta olmak üzere temel sosyal haklardan ayrı tutulamaz.

İşsizlik Fonu kaynaklarının ve bütçedeki diğer kaynakların pandemiden önce sermayeye kaynak olarak aktarılması uygulaması şimdi de sürmektedir. Milyonlarca işsiz bu kaynaktan yararlanamamakta; belirli ön koşullara tabi emekçilerinse, zaten çok yetersiz olan asgari ücretin de altında olan 1.177/günlük 39 TL ile yaşamını sürdürmesi istenmektedir.

Yukarıda kısaca belirttiğimiz gerçeklerden hareketle yapılması gereken acil düzenlemeler şunlardır:

  • Kapitalizmin 40 yılı aşan neoliberal döneminde tasfiye edilen sosyal devlet ilkesi hatırlanmalı, sosyal devletin gerektirdiği politikalara dönülmelidir.
  • Pandemi çalışanların sağlık hakkının yok sayıldığını ispat etmiştir. Yaşam hakkı, sağlıklı yaşam hakkı, sağlıklı koşullarda çalışma, nitelikli ve ücretsiz sağlık hizmetine ulaşabilmenin öncelikli insan haklarından olduğu hatırlanmalı, düzenleme ve uygulamalar bu gereklilikler üzerinden yeniden kurgulanmalıdır.
  • İş güvencesi ile işçi sağlığı ve iş güvenliğinin birbirini tamamladığı gerçeğinden hareketle, tüm çalışanlar insana yakışır norm ve standartta bir sosyal güvenlik şemsiyesi altına alınmalıdır.
  • Zorunlu ve acil işler dışındaki tüm işler durdurulmalıdır.
  • Çalışılan işyerlerinde pandemiye ilişkin olarak göstermelik önlemler yerine, bulaşmayı gerçekten ortadan kaldırılacak önlemler alınmalı, COVİD-19 tespit edilen işyerlerinde faaliyetler durdurulmalıdır.
  • COVİD-19 vakaları, başka bir değerlendirmeye gerek duymaksızın iş kazası olarak kabul edilmelidir, sağlık çalışanları için meslek hastalığı olarak değerlendirilmelidir.  
  • Ülkemizde meslek hastalıkları tespit edilmemektedir, meslek hastalığı tespit süreci, tüm vakaların tespitine olanak sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.
  • 6331 sayılı İş Sağlığı Kanunu’nda var olan “çalışmaktan kaçınma hakkı” talepleri hemen kabul edilmeli,  bunun yanında işyeri koşulları uygun hale getirilmelidir.
  • Günlük 39 TL’lik ödeme ile işsizliğin ve ücretsiz iznin bir farkı yoktur, işten çıkarma ve ücretsiz izin yasaklanmalıdır.
  • Durdurulan işlerde çalışanlara herhangi bir ücret maddi kaybına yol açmaksızın İşsizlik Fonu’ndan ödeme yapılmalıdır.
  • İşsizlik Fonu ödemelerindeki ön koşullar pandemi sürecinde uygulanmamalıdır.
  • Pandemi döneminde Fon’dan yapılan ödemeler, ileride de işsiz kalınması durumunda “mahsuplaşma”  gerekçesi olmaktan çıkarılmalıdır.
  • Kayıtdışı çalışmakta iken işini kaybeden işçilere en az asgari ücret düzeyinde destek sağlanmalıdır.
  • Köprü, tünel, otoyol, havaalanı, şehir hastanesi vb. yerler için verilmiş olan yolcu, araç, hasta garanti ödemeleri durdurulmalı, bu kaynaklar, işsiz kalanlar ve işyerlerini kapatmak zorunda kalanlara destek olarak verilmelidir.
  • Sigortasız ve sendikasız çalıştırma yasaklanmalı, sendikalaşmanın önündeki engeller kaldırılmalıdır.
  • Çalışanların sosyal ve ekonomik koşulları iyileştirilmelidir.
  • Kayıt dışı ekonomi kayıt altına alınmalıdır.
  • Özel hastaneler kamulaştırılmalıdır.

Ülkemizde her yıl en az 1.500 emekçi iş kazalarında, ILO kabulleri çerçevesinde en az 10.000 emekçi de meslek hastalıklarında hayatını kaybetmektedir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği sistemi ile çalışma yaşamı; sendikalar, meslek örgütleri ve ilgili bilim çevrelerinin katkısı ile yeniden düzenlenmelidir.

Yunus Yener

TMMOB Makina Mühendisleri Odası Başkanı

 

https://www.youtube.com/watch?v=Un6i_uR-nhw