SEKRETERYASINI ODAMIZ BATMAN İL TEMSİLCİLİĞİNİN YAPTİĞİ TMMOB İKK BİLEŞENLERİ HASANKEYFE İLİŞKİN BASIN AÇIKLAMASINDA BULUNDU

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
Diyarbakır Şubesi

Sekreteryasını Odamız Batman İl Temsilciliğinin yürütüğü TMMOB Batman İKK bileşenlerinin Hasankeyf Yaşatma Girişiminden Arkeologlarla beraber hazırladığı rapor Basın açıklaması ile beraber Türkiye medyasına ve İngilizceye çevrilerek Dünya basınına da gönderilmiştir.

41. Genel Kurul Sonuç Bildirgesinde  "Dünyada  eşi ve benzeri olmayan en az

12.000 yıllık tarihi olan antik Hasankeyf‘in ekolojik, kültürel-tarihi

zenginliği ve baraj gölü alanında kalacak 300 civarında höyük, 2.000

civarında mağarayı korumak ve baraj yapımından dolayı zarar görecek resmi

rakamlara göre 55.000‘den fazla insanın kültürel, sosyal ve ekonomik hakları

dikkate alınmamaktadır. Geçmişte ve bugün ülkemizde kısa ömürlü barajlar

için Zeugma‘da, Allianoi‘de yapılan kültür katliamlarının benzeri

Hasankeyf‘te; çevre ve doğa katliamları da Munzur‘da, Fırtına Vadisi‘nde

yapılmak istenmektedir. Unutmamak gerekir ki enerj i üretiminde

alternatifler geliştirilebilir, ancak tarihi-kültürel ve doğal

değerlerimizin alternatifi yoktur." cümleleriyle Hasankeyfe sahip çıkacağını

bildiren Birliğimizin bu ilkesi gereği bundan sonra da Odamız Hasankeyfe ve

Ülkemizin diğer tarihi değerlerine sahip çıkacaktır.

Basın Açıklaması

05/08/2010

Hasankeyf‘te meydana gelen kaya düşmesi ve olası riskler üzerine yapılan

araştırma raporu

 

 

13 Temmuz 2010 Tarihinde Hasankeyf‘te meydana gelen kaya düşmesi sonucu

Hasankeyf‘i Yaşatma Girişimi öncülüğünde TMOBB mühendisleri, bir arkeolog ve

Hasankeyfliler Birliği üyeleriyle olayın meydana geldiği Hasankeyf ören

yerinde gözleme dayalı bir inceleme yapılmıştır. Bu incelemeler neticesinde

yazılan raporu basın aracılığıyla kamuoyu ile paylaşıyoruz.

Teknik konuda uzman olan arkadaşlarımızın tespit ve gözlemlerinde görüldüğü

gibi Hasankeyf‘te alınan güvenlik tedbirleri, var olan tehlikeye denk

gelmemekte ve bu tedbirler çerçevesinde Hasankeyf‘te turizm sektörü adeta

yok edilmek istenilmektedir.

Olayın yaşandığı günden beri ilçe halkına yetkililerce net bir bilgi

verilmemiş, söz konusu afetle birlikte mağdur olan vatandaşlar, zararlarının

tazmini konusunda herhangi yardım alamamışlardır.

Mevcut durumda alınmış olan tedbirler can güvenliğini sağlamakla birlikte

Hasankeyf‘in insanlardan izole edilerek, başka hiçbir önlem almadan kaderine

terk edilmesini beraberinde getirmektedir. Bu durum yegâne gelirleri turizm

olan Hasankeyf halkının da ekonomik sıkıntılarla boğuşmasına neden olmuştur.

Hasankeyf‘te turizmin olumsuz bir şekilde etkilenmemesi için acilen farklı

önlemler alınmalıdır.

Hasankeyf tarihini korumak, tanıtmak ve turizme kazandırmakla görevli kamu

kurumları, TMMOB bileşenleri ve ilgili sivil toplum kurumlarının

Hasankeyf‘in içerisinde bulunduğu belirsizliğine son verilmesi için bir

araya gelerek güç birliği yapması ve bir kiriz masası oluşturarak bir an

önce çalışmalara başlanılmasını önermekteyiz.

Saygılarımızla

Hasankeyfi Yaşatma Girişimi

 

Hasankeyf‘te meydana gelen kaya düşmesi ve olası riskler üzerine yapılan araştırma raporu

  

05 Ağustos 2010

Hasankeyf‘i Yaşatma Girişimi

 

13 Temmuz 2010 Tarihinde Hasankeyf‘te Küçük sarayın yaklaşık 100 m doğusunda ana

kayadan büyük bir kaya kütlesinin kopması neticesinde bir vatandaş hayatını kaybetmiştir.

Olay sonrasında Valilik, Kaymakamlık ve Emniyet müdürlüğünün aldığı ortak karar ile, Eski

çarşının kaleye giden ve çardakların bulunduğu nehir kenarına giden yollar araç ve insan

trafiğine kapatılmış, ve Hasankeyf ören yeri insanlardan izole edilmiştir. Hasankeyf‘i Yaşatma

Girişimin öncülüğünde TMOBB‘dan İnşaat Mühendisi ve İnşaat Mühendisleri Odası Batman

Temsilcisi Murat EKİNCİ, Jeoloji Mühendisi ve Jeoloji Mühendisleri Odası Batman

temsilcisi Nevaf TAŞ, Mimar Mühendis Abdulkahhar ONUR, Arkeolog Ercan Alpay,

Hasankeyfliler Birliği‘nden Murat Tekin, Hasankeyf‘i Yaşatma Girişiminden İpek TAŞLI ve

Barış EVİZ‘in de aralarında bulunduğu teknik bir heyetle olay yerine gidilmiş ve bir tutanak

tutulmuştur.

Bu çalışmanın amacı, Batman İli Hasankeyf ilçesi antik yerleşim alanı ve kale yolunun

mühendislik ve arkeolojik açıdan gözlemsel olarak incelenmesi ve söz konusu alanda

doğabilecek afet durumlarının önlenebilmesi için yapılacaklar ve alınması gereken tedbirlerin

gözlemlenmesini amaçlamaktadır.

Olay yerinde hiçbir şeye dokunmadan, yalnızca gözlemleme ve fotoğraf çekmek suretiyle

inceleme yapılmasına izin verilmiştir. Gözlemlere dayanarak mühendisler ve bir arkeolog

tarafından yazılan tutanaklara göre insan hayatını tehdit edecek bir takım riskler

bulunmaktadır fakat, günümüz mühendislik şartları ile olanaklarının doğru biçimde

kullanılması halinde insansızlaştırmak dışında farklı tedbirleri içeren çözümler de

bulunabilmektedir.

Arkeolog Ercan Alpay yazdığı tutanakta, alanda yapılan gözlem sonucu ana kayada

meydana gelen kopma sonucu Hasankeyf mağaraları diye tabir edilen, İ.Ö 800‘lü yılardan

başlayıp yakın döneme kadar konut olarak kullanılan, mağara evlerden bir kısmının tahrip

olduğunu kopan kütle üzerinde yer alan mağara evlerin ise kopma sonucu tamamen tahrip

olduğunu vurgulamaktadır. Bu durum, Hasankeyf‘teki kültürel değerlerinin bir parçasının

telafisi mümkün olmayacak biçimde tahrip olduğu anlamına gelmektedir

Hasankeyf sakinlerince heyet üyelerine verilen CD‘de iş makineleriyle kazı yapıldığına

dair kamera kayıtları ve fotoğraflar da görülmüştür. Tarihi öneme haiz bir yerde iş

makineleriyle kazı yapılmasının bilimsel bir çalışmayla hiçbir ilgisi olmadığı gibi bu tarz bir

çalışma tarihi eserler üzerinde büyük tahribata neden olmaktadır ve Hasankeyf gibi kaya

yapısı çok hassas olan yerlerde söz konusu felaketlere meydana gelebilmektedir. Hukuki

açıdan değerlendirilecek olursa, 1. derece sit alanı olan bir yerde kazıların ağır iş

makineleriyle yapılması suç teşkil etmektedir.

Bunun dışında alanda yapılan gözlemlerde, arkeolojik bir kazı için çalışma esnasında olması

gereken güvenlik tedbirlerine rastlanılmamıştır. Kopan kayada önceden bir çatlak oluğu halde

alınması gereken tedbirlerin hiç biri alınmamış ve ören yeri içinde kazı çalışmaları son güne

kadar devam etmiştir. Şans eseri kaya kopması saat 04:00 sıralarında meydana gelmiş ve can

kaybı en düşük seviyede yaşanmıştır. Bahsi geçen felaketin gündüz saatlerinde olması halinde

çok daha fazla can kaybı söz konusu olabilirdi. Bu da "geliyorum diyen kaza" için tedbir

alınmadığının yani yetkililerin zafiyetinin göstergesidir. Önceden önlem alınmadığı için

yaşanan bu afet sonrasında radikal güvenlik tedbirleri alınarak ören yeri girişinin tamamen

kapatılması hem Hasankeyf halkını hem de Hasankeyf‘i ziyaret etmek isteyen tarih severleri

mağdur etmiştir.

Binlerce turistin gezip gördüğü, tarihi ve turistik değerlere sahip bu tip ören yerlerinde

öncelikli olarak ziyaretçilerin ören yerine zarar vermemeleri ve kendilerinin de güvende

olmalarını sağlanmalıdır. Hasankeyf ören yerini ziyaretçilere yasaklamak yerine ziyaretçiler

için güvenlikli gezi güzergâhları ve dinlenme noktaları tespit edilmelidir. İvedi olarak bu

çalışmaların yapılıp tarihi-kültürel ve ekonomik değere sahip Hasankeyf‘in tekrar

ziyaretçilere açılması gerekmektedir.

İnşaat Mühendisi Murak EKİNCİ‘nin yaptığı tespite göre kaya parçaları bölgenin çeşitli

yerlerinde ana kayalarda oluşan çatlaklar sebebi ile düşmeye devam edecektir. Bu gerçek

karşında yapılması gerekenler şunlardır: Öncelikle bölgemizin en değerli kültür ve tarih

mirası olan Hasankeyf‘e ivedilikle donanımlı bir teknik heyet gönderilmeli ve çalışmaları

izlenmelidir. Düşme riski bulunan kaya parçaları gerekli teknik müdahaleler ile

düşürülmelidir. Düşme riski bulunan, ancak tarihi dokuya zarar verebilecek bölgelerde teknik

müdahaleler ile iyileştirme çalışmaları yapılmalı ve risk minimize edilmelidir. Müdahalenin

teknik açıdan zor ve çok maliyetli olduğu bölgeler belirlenmeli ve bu bölgelere alternatif

geçişler verilmelidir. İyileştirme yapılmış olsa bile kaya parçalarının düşme riskinin olduğu

bölgelerde dinlenme yerleri oluşturulmasına izin verilmemelidir.

Jeoloji Mühendisi Nevaf Taş ise Hasankeyfteki kültürel mirasın 2863 sayılı Kültür ve Tabiat

Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamındaki tescilli taşınmaz kültür varlıkları olması nedeni

ile öncrelikle Kültür ve Turizm Bakanlığınca bilimsel bir araştırma yapması gerektiğine,

kendilerinin yaptığı çalışmanın sadece gözleme dayalı olduğuna vurgu yapmakta ve benzer

bir çalışmanın daha katılımcı ve bilimsel olanaklarla konuşlandırılmış, teferruatlı bir şekilde

yapılması görüşünü savunmaktadır. TAŞ yazdığı tutanakta, mühendislik ve arkeolojik açıdan

tespit edilmiş bulgular ve yine bu bulgular neticesinde alınması gereken önlemlerin acilen

yürürlüğe konulmasının kamunun yararına olacağını belirtmektedir.

Hasankeyf‘te meydana gelen kaya ( kütle ) düşmesi olayında da görüleceği ve anlaşılacağı

üzere söz konusu alanda bu tür vakaların sürekli olabileceği gerçeği kabul edilmelidir. Ancak,

ilçenin en önemli gelir kaynağı olan turizme zarar vermeden, bir dünya mirası olan yerleşim

alanının yarınlara ve insanlığa aktarılabilmesi ve turizm hareketinin devam ettirilmesi ile

birlikte insanların can güvenliğinin de temin edilmesi gerekmektedir. Bunu başarmak çok zor

değildir. Yapılan gezi ve gözlemler neticesinde birkaç yerde kaya düşmesinin tekrarlanma

ihtimali söz konusudur. Fakat, inceleme yapılan yerlerde tespit edilen risklerin "bertaraf

edilmez" olmadığı, alınacak mühendislik tedbirleri ile güvenilir bir alan haline

getirebileceğini kanaati oluşmuştur. Özelikle birkaç noktada çok basit önemler ile insan

yaşamını tehdit edecek durumdan riskler ortadan kaldırılabilecektir. Bu durumun net bir

şekilde ortaya koyulabilmesi için teknik açıdan yeterli bir ekibin teferruatlı bir gözlem ve

inceleme yaparak mevcut alanın haritalandırılması ve bu çalışmanın neticesinde güvenli

olmayan bölgelerdeki risklerin belirlenmesi ve bu risklerin gerekli önlemler ile ortadan

kaldırılarak kamuya açık bir alan haline getirilmesi gerekmektedir. Söz konusu alanda gerekli

incelmelerin yapılması ve yine bunun için gerekli önlemler alınıncaya dek geçecek zamanda

güvenlik tedbirlerine hassasiyet ile devam edilmesi gerekmektedir. Ancak güvenlik kaygıları

nedeniyle, ören yerinin tamamen insansızlaştırılarak hiçbir tedbir alınmadan kaderine terk

edilmesi 21. yüzyıl Türkiye‘sinde ve mühendislik biliminin çözemeyeceği ve çaresiz

kalınacağı bir durum değildir.

Yapılan ilk incelmelerde yürütülecek çalışmalarda mevcut alanın tarihi dokusuna ve taşıdığı

değere zarar vermeden gerekli çalışmaların yapılması şarttır. Bunun için oluşturulacak teknik

heyetin içinde mühendislerin ve teknik elemanların yanı sıra arkeologlar ve sanat tarihi

bilimciler de yer almalıdır.

Söz konusu alan için yapılması öngörülen çalışma aşağıda belirtilen adımlarda

gerçekleştirilmelidir.

1 ) Tarafsız bilimsel gerçekler ışığında çalışacak bir teknik heyetin hemen oluşturulması, bu

heyetin inceleme alanında haritalama gözlem ve deneyler ile gerekli çalışmaları yapması

gerekmektedir. Mevcut durumun ortaya net olarak koyulması bunun neticesinde alınması

gereken yüksek öncellikli tedbirlerin bir an önce belirlenerek hayata geçirilmesi orta ve uzun

vadede yapılacak ve alınacak önlemlerin tespit edilmesi

2 ) Zaman kaybına yol açmayacak şekilde mevcut alanda yapılacak çalışmalar için gerekli

izinlerin alınarak ve yüksek öncelikli tedbirlerin hemen hayata geçirilmesi

3 ) gerekli bilimsel çalışmalar yapılarak tarihi dokuya zarar vermeden orta ve uzun vadede

alınması gereken tedbirlerin ve tadilatların yapılması için gerekli projelerin hazırlanması

uygulanacak yöntemlerin ve tedbirlerin belirlenmesi, maliyetlerin çıkarılması ve bu

tedbirlerin zamana bırakılmadan hayata geçirilmesi gerekmektedir.

Bu çalışmanın yapılması halinde mevcut alanın tarihi dokusuna zarar vermeden yada en az

zarar ile halledileceği ve yine bu alanın bilimsel bir çalışma ile insanlardan ve yaşamdan izole

edilerek değil tamamen insanlığın ve kültürün hizmetine sunularak bu sorunun

çözülebilecektir. Yapılan ilk gözlemlerde tektonik bir hareket olmaksızın mevcut durumu ile

büyük tehlikeler oluşturan alan sayısın fazla olmadığı ve alınacak ilk ve basit tedbirler ile çok

kısa bir surede tehlike oluşturmayacak bir duruma getirilebileceğini gözlemlenmiştir. Ancak

bu ilk tedbirler sonrasında, uzun vadede tehlike oluşturabilecek ya da tektonik bir faaliyet ile

tehlike oluşturabilecek konumda olan alanlar için bilimsel ve mühendislik alanında gerekli

çalışmanın noksansız yapılması ve tamamen tehlike oluşturmayacak bir alan haline

getirilmesi gerekmektedir. Bu tür bir çalışmada batmanda bulunan bütün mühendis odalarının

üzerine düşeni kamu adına yerine getireceğinden hiç kimsenin ve hiçbir kurumun kuşkusu

olmamalıdır.