SU KULLANIM HAKKI ENGELLENEMEZ ve METALAŞTIRILAMAZ

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
Eskişehir Şubesi

Yayına Giriş Tarihi

21 Mart 2009

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Eskişehir İl Koordinasyon Kurulu (İKK), Eskişehir Tabip Odası ve KESK'e bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Eskişehir Şubesi, "suyun ticarileştirilmesine karşı" bir açıklama yaptı. İKK Sekreteri Maden Mühendisi Derya Özkar'ın okuduğu bildiride, canlı hayatın sürmesinin en temel unsuru olan suyun bir piyasa malı gibi satılmasının doğuracağı sonuçlar sıralanarak, "Su kullanım hakkı engellenemez ve metalaştırılamaz" dendi.Dünyanın pek çok yerinde içme sularının dağıtımının özelleştirildiği ve yoksul halkların ciddi tepkisinin ortaya çıktığı hatırlatıldı. İKK Sekreteri Maden Mühendisi Derya Özkar'ın "Suyun Ticaretleştirilmesine Karşı" yaptığı açıklama yazının devamındadır.

Kapitalist sistemin kar oranlarını arttırma isteği, aşırı birikim ve sermayenin değersizleşmesi krizine karşı geliştirilen çözümler, son 30 yılda eğitimden sağlığa, doğal varlıklara, sosyal güvenliğe, ulaşımdan, posta hizmetlerine kadar uzanmış ve insanlığın, yeryüzünün ve doğanın bütün değerlerini hızla metalaştırmaya başlamıştır.
Krizin şiddetlenmesiyle, başta Orta Doğu olmak üzere bütün doğal enerji koridorları kapitalistler arası paylaşımın konusu haline getirilirken; dünyamızda canlı hayatın sürmesinin en temel unsuru olan su bile alınıp satılan bir piyasa malı haline getirilmiştir.
Biz, aşağıda imzası bulunan kurum ve örgütler suyun bir piyasa malı gibi alınıp satılmasının yol açacağı belli başlı ve bugün öngörülebilen şu sorunlar üzerinde ortaklaştığımızı kamuoyuna duyuruyoruz:
İçme ve sulama suyu şirketlerinin yanı sıra inşaat, enerji, maden, gıda, kimya, metal, tarım- gıda ve daha pek çok endüstride faal olan büyük şirketler ve onlarla işbirliği yapan yerel yönetimler, su çıkarına, dağıtım, sulama sistemleri, hidroelektrik santraller ve bar~j yapımı ihalelerinde hak talep etmeye başlamıştır.
Daha şimdiden dünyanın pek çok yerinde içme sularının dağıtımı özelleşmiş ve yoksul halkların ciddi tepkileriyle karşılaşmıştır. Ülkemizde de bir kaç ilin su dağıtım şebekeleri özelleştirilmiş, Edirne örneğinde olduğu gibi paylaşım kavgaları artık gizlenemez hale gelmiş, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı ırmakların bile kullanımının özel şirketlere devredileceğini açıklamakta sakınca görmemiştir.
Öte yandan suyun ticarileştirilmesi, özelleştirilmesi, metalaştırılması çabaları yalnızca yoksulların temiz suya erişim hakkını tehdit etmekle de kalmamakta, yeni baraj ve santral inşaatları yüzünden dünya halklarını ve gelecek nesilleri mevcut su havzalarının tümüyle kaybedilmesi, havzalardaki canlı yaşamın ve gen kaynaklarının tahrip edilerek ekosistemlerin sona ermesi, tarihi ve kültürel mirasın yok edilmesi gibi telafisi mümkün olmayan tehlikelerle karşı karşıya bırakmaktadır.
 
Suyun piyasaya açılmasının, ayrıca, bugüne kadar başta belediyeler olmak üzere su dağıtımında çalışan bütün ücretlilerin istihdamını ve çalışma güvencesini tehdit eden bir gelişme olacağı, dünyadaki su özelleştirme örneklerinden bilinmektedir.
Ayrıca, tarımdaki hızlı kapitalistleşme sürecinde tohum, gübre, akaryakıt vs. zorunlu ihtiyaçlarını temin etme gücü bile kalmamış olan ve geçimlik tarımla yaşamını sürdürmeye çalışan milyonlarca küçük çiftçinin tarımdan tamamen koparılması anlamına gelecek olan suyun ticarileşmesinin diğer dolaysız ve dolaylı etkilerinin neler olacağı henüz tam olarak öngörülememektedir.
Suyu satın almaya gücü yetmeyen milyonlarca köylü ve çiftçinin topraklarından koparılarak büyük kentlere fırlatılmasının sonuçları, yığınsal işsizliğin ve sefaletin doruğa çıkması, çarpık kentleşmenin en uç noktaya ulaşması ve dolayısıyla kentlerin gecekondularında daha da çekilmez boyutlara erişecek olan suya erişim hakkı ihlalleriyle özetlenemeyecek kadar ağır ve yıkıcı olacaktır.
Su özelleştirildiğinde sermayenin aşırı kar hırsından dolayı mevcut durumundan daha da sağlıksız hale gelecektir. Birçok hastalıkta aşırı artış olacaktır. Dünyada bu durumun birçok örneği ile karşılaşılmaktadır.
Su forumlarında; su kaynaklarının yönetimi için sorumlulukların geliştirilmesi ve sürdürülebilir uygulamalar vurgulanmakta, suyun ticarileşmesi konularında siyasi taahhüt teşvik edilmekte ve özellikle Bakanlar kurulu aracılığıyla su konusunun siyasi gündemin üst sırasına taşınmasının hedeflendiği bilinmektedir. Bugün petrol yüzünden savaşlar yapılmaktadır, yarın da su, savaş sebebi olacaktır. Dünya halklarının ortak malı olan su ve su kaynaklarının talan edilmesine ve sermayeye peşkeş çekilmesine izin verilemez.
Su kaynakları halkların ortak kullanımının hizmetinde olmalıdır. Su kullanım hakkı engellenemez ve metalaştırılamaz
Yukarıda aktarılan nedenlerden ötürü önümüzdeki dönemde en önemli toplumsal mücadele konularından birinin "suyun özelleştirilmesi, ticarileştirilmesi ve metalaştınlması" konusu olacağı açık şekilde görülmektedir. Şu günlerde İstanbul'da toplanmakta olan ve suyun piyasalaştırılması sürecini hızlandırmayı amaçlayan 5. Dünya Su Forumuna gereken cevabı vermek, ülke ölçeğinde güçlü ve kararlı bir birliktelikle mümkün olacaktır. Yine aynı nedenlerden ötürü biz, aşağıda imzası bulunan kuruluşlar ve örgütler suyun özelleştirilmesine ve Dünya Su Forumunun Mart-2009'da İstanbul'da bu süreci
 
daha da hızlandırmak amacıyla düzenlenen toplantılara karşı birlikte mücadele etmek için bir araya geldiğimizi duyuruyoruz.
Dünya Su Forumu'nu protesto etmek, suyumuzun satılmasına, ticarileştirilmesine karşı çıkmak için Sütlüce Adliyesi önünde toplanan içinde çeşitli emek ve meslek örgütÜ ile Siyasi Parti yönetici ve üyelerinin de olduğu 200 kişilik topluluk cop kullanılarak dağıtıldı. 17 kişi gözaltına alındı. Demokratik bir hak olan "düşünceyi ifade etme" bir kez daha engellendi. Forum alanından bir kilometre ötede sözünü söylemek isteyenleri tehdit unsuru olarak görenler, 100 metrelik bir yürüyüşe bile tahammül edemedi. Dünya liderlerine demokrasicilik oynayanlar, adı Forum olan bir etkinliğe sırf farklı görüşteler diye yaklaşılmasına dahi izin vermedi, kendi yurttaşlarına karşı şiddet uyguladı.
Bu uygulamalar doğru değildir. Bizi dinlemek zorundasınız.
5. Dünya Su Forumu, suyumuzu pazarlamanın araçlarını oluşturmak üzere ülkemizde toplanıyor. Burada yapılmasını istedikleri uygulamalar, halkımızın suya erişimini kısıtlayacaktır. Bu duruma, bizler "dur" derken, ilgili her kesimin bir araya gelerek mücadele etmesi gerekliliğini bir kez daha vurguluyoruz. Bu nedenle de "onların" Dünya Su Forumuna karşı demokratik haklarımızı kullanarak kamuoyunu aydınlatmaya devam edeceğiz.
Herkes bilsin:
Onların sözlerine karşı, "Su haktır satılamaz", "Susma sustukça susuz kalırsın", "Susuz bir yaşamak ölüm demektir" sözlerini söylemeye devam edeceğiz.
DERYAÖZKAR
TMMOB ESKİŞEHİR İKK SEKRETERİ
ESKİŞEHİR T ABİP ODASI
TMMOB ESKİŞEHİR İKK ESKİŞEHİR SES