İSTANBULDA YAŞANAN YANGIN VE ASANSÖR KAZALARINA İLİŞKİN AÇIKLAMA - 15.07.2005

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
İstanbul Şubesi

Şube Yönetim Kurulu Başkanımız Tevfik Peker tarafından kentimizde, son bir hafta içinde Beylikdüzü Av-Kon Sitesinde bir çocuğun yanarak ölmesi, Veliefendi Hipodromu yangını ve Ayazağada bir çocuğun asansöre sıkışarak ölmesi ile sonuçlanan olaylar...

 15 TEMMUZ 2005

TMMOB Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Basın Bildirisi

KENTİMİZDE YAŞAYAN İNSANLARIN YANGINLARA VE ASANSÖR FACİALARINA KARŞI CAN VE MAL GÜVENLİĞİNİ KORUMAK, EN BAŞTA BÜYÜKŞEHİR VE BELDE BELEDİYELERİNİN, SONRASINDA DA SİTE VE APARTMAN YÖNETİMLERİNİN GÖREVİDİR.

Geçtiğimiz hafta kentimizde meydana gelen 3 olayda 2 çocuğumuz hayatını kaybetti, 3 yapıda hasar meydana geldi. Bu olaylarda hayatını kaybeden çocuklarımızın ailelerine ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz.

İlk olayda 7 Temmuz 2005 Perşembe günü Beylikdüzü Beldesi Av-Kon Sitesindeki bir binanın 12.katında çıkan yangında 1 çocuk öldü.

İkinci olayda 11 Temmuz 2005 Pazartesi günü Şişli İlçesi Ayazağa mahallesinde binanın asansöründe sıkışan bir çocuk öldü.

Üçüncü olayda 12 Temmuz 2005 Salı günü Bakırköy İlçesi Veliefendi Hipodromunun Seyir Tribünü yandı.

Olaylarla ilgili bilirkişi raporlarımız hazırlanmış olup, sorumluların öncelikle Büyükşehir ve Belde belediyeleri, ikinci olarak ta Site ve apartman yönetimleri olduğu görülmektedir.

Yangınlarla ilgili yapılan incelemelerde;

Beylikdüzü'ndeki olayda;

• Yangın çıkan binanın, zemin dahil 15 kat, 41 metre yüksekliğinde olduğu, bu durumu ile imar yönetmeliklerine göre yüksek bina sınıfında bulunduğu, yangın çıkan dairenin yerden yüksekliğinin yaklaşık 35 metre olduğu,
• Yangına müdahale için gelen Beylikdüzü ve Avcılar İtfaiye Teşkilatına ait iki itfaiye aracının merdiveninin 17 metrelik olduğu, bu araçların yüksek binalara müdahale etmeye elverişli olmadıkları, Beylikdüzü İtfaiyesinden gelen aracın deposunda su olmadığı,
• Her katta en az bir adet, yani toplam 15 adet bulunması gereken yangın tüplerinden binada toplam 2 adet bulunduğu, yangın anında kullanıldığı söylenen 2 yangın tüpünün de içinin boş olduğu ancak manometrelerinin yeşili yani doluyu gösterdiği, binadaki yangın tüplerinin son bakımlarının 22/06/2004 tarihinde yapıldığı, 6 ayda bir yapılması gereken kontrollerin son ikisinin yapılmadığı,
• Binada Yangın Acil durum yönlendirmesi ve aydınlatmasının bulunmadığı, iki adet yangın kapısının da halen açılamaz durumda olduğu,
• Binanın yangın merdiveninin dairesel olduğu gözlenmiştir. Yüksek yapılarda dairesel kesitli merdiven kullanılamaz.
• Her katta bulunması gereken yangın dolaplarının iki katta bir yerleştirilmiş olduğu, toplam 7 adet yangın dolabının 3 adedinin hortumunun yangın musluklarına bağlı olmadığı, kelepçelerinin kopuk olduğu, 1 adedinin hiç bulunmadığı,
• Binalarda yangın sistemi için bağımsız olarak bulunması gereken pompanın bu binada kullanma suyu için de kullanıldığı,
• Sürekli açık olması gereken yangın sistemini besleyen hattın üzerindeki vananın halen kapalı bulunduğu, • Yangın sistemini besleyen boru çaplarının en az 50 mm. olması gerektiği halde, bu binada bir bölümde 40 mm. olduğu,
• Yönetmelikler gereği yüksek binalarda olması gereken yangın uyarı sisteminin binada olmadığı tespit edilmiştir.

Veliefendi Hipodromunda meydana gelen olayda ise;
• Yangının meydana geldiği yapının insan trafiği yoğun olan bir yapı olduğu,
• Yapının herhangi bir yerinde Yangın söndürme dolabı ve yangın çıkış yönergelerinin bulunmadığı,
• Yapıda en az 200 m2 için bir adet bulunması gereken yangın söndürme tüplerinden keşif sırasında toplamda sadece bir adet olduğunun görüldüğü ve bu tüpün de 6 ayda bir yapılması gereken kontrol tarihinin geçtiği, en son Temmuz 2004'te kontrol edildiği,
• Yangına müdahale konusunda uzman bir ekibin olmadığı,
• Yapıda herhangi bir yangın ihbar sisteminin bulunmadığı,
• Toplam kullanım alanı 2000 m2'nin üzerindeki toplu bulunulabilen yerlerde olması gereken otomatik sprinter sisteminin bulunmadığı,.
• Yangının gerçekleştiği yerdeki malzemelerin yanıcı özellikte olduğu, bu hususun yangının hızla yayılmasına yol açtığı
• Tüm bu eksikliklerin Temmuz 2002'de çıkan Türkiye'yi yangından koruma yönetmeliği gereği toplu bulunulan alanlar için tespit edilen 3 yıllık geçiş süresinin sonu olan Temmuz 2005 itibarı ile tamamlanmış olması gerektiği, ancak bu yönde herhangi bir çalışmanın yapılmadığı tespit edilmiştir.

Her iki yangın olayı incelendiğinde aşağıdaki tedbirlerin alınması, sorumlulukların yerine getirilmesi, kentte yaşayan bizler için yaşamsal öneme sahiptir.
• Yapı üretiminde yer alan yerel yönetimler, mal sahipleri, işveren temsilcileri, tasarım ekibi, mimar ve mühendisler, yapı denetim kuruluşları, müteahhitler, imalatçılar ve danışmanlar, yönetmelik hükümlerine uyulmaması nedeniyle oluşan yangın hasarlarından kusurları oranında sorumludurlar.
• Sigorta şirketleri, yangına karşı sigorta ettirme talebi aldıkları bina, tesis ve işletmelerde, bu yönetmelik hükümlerine uyulup uyulmadığını kontrol ettirmek zorundadır. Bu amaçla mühendis istihdamları yapılmalıdır.
• Yangın dolapları her katta olmalıdır. Hortumlar ve musluklara bağlantı yerleri altı ayda bir kontrol edilmelidir.
• Yangın tüplerinin sayısı mekanlarda var olan durum ve risklere göre belirlenir. Her bağımsız bölüm için en az 1 adet olmak üzere beher 200 m2 taban alanı için 1 adet ilave edilerek uygun tipte 6 kg'lık yangın söndürücüler bulundurulması esastır. Yangın tüpleri her altı ayda bir TSE belgeli yetkili firmalara kontrol ettirilmelidir.
• Dairesel kesitli yangın merdivenleri 9.5 metreden yüksek olamaz. Yangın merdivenine açılan çıkış kapıları her an kullanıma hazır olmalıdır. Kilitli, sıkışmış vb. olmaması sağlanmalıdır. • Yangına müdahale eden itfaiye araçları YÜKSEK BİNALAR'a müdahale edebilecek özellikte olmalıdır.
• Binalarda Yangın Acil durum yönlendirmesi ve aydınlatmasının bulunması gerekir.
• Binalarda yangın sistemi için ayrı bir pompa ve boru sistemi olmalı, bu sistem her an kullanıma hazır olmalı, üzerindeki vanaların hiçbir zaman kapatılamaması sağlanmalıdır.
• Toplam kullanım alanı 2000 m2'nin üzerindeki toplu bulunulabilen yerlerde otomatik sprinter sistemi kurulmalıdır.
• İnsanların yoğun olarak bulunduğu binalarda kullanılan malzemelerin mümkün olduğunca yanmaz özellikte olması sağlanmalıdır.
• Yukarıdaki söylemlerimiz bizlere G-MALL yangınını da anımsatmaktadır.

Ayazaağa İnanç Apartmanında meydana gelen asansör kazasında;
• Kuyu dibinde aydınlatma ve stop butonunun bulunmadığı, tamponların doğru olarak yerleştirilmediği, kuyuda su birikmelerine karşı önlem alınmadığı,
• Kabin içinde, kullanma talimatı, ayna, kabin kapısı veya fotoselli önlemlerin bulunmadığı
• Belediye tarafından verilmesi gereken asansör işletme ruhsatının bulunmadığı tespit edilmiştir.

Bu tip asansör kazalarının olmaması için aşağıdaki önlemlerin alınması gerekir:
• Asansör kabinlerinin emniyet (iç) kapıları mutlaka olmalıdır.
• Apartman yöneticileri asansörün üç ayda bir bakımını yaptırmak için yetkili asansör bakım firmaları ile anlaşma yapmalı, belediyeler de asansörlerin yıllık periyodik kontrollerini gerçekleştirmelidirler.
• Yeni işletmeye alınacak asansörlerin ilgili belediyelerden Asansör İşletme Ruhsatı almaları şarttır. Bu konuda en büyük sorumluluk ilgili YEREL YÖNETİMLERE, asansörü imal ve monte eden FİRMALARA, sonrasında da APARTMAN YÖNETİCİLERİNE aittir.

Bizler bu konuda bir defa daha hatırlatıyoruz ki;

Burada öncelikle söylenmesi gereken şudur ki; sorun sadece bu binaya, bu binanın projesini yapan mühendise veya bu binanın uygulamasını yapan yüklenicilere özgü bir sorun değildir, sorun yerel yönetimlere aittir.

Yerel yönetimler; kamusal denetimler, sicil durum belgeleri, proje vize konularında, yangın sistemlerinin denetlenmesi konusunda odamızla işbirliğine gitmek zorundadır. TMMOB ve bağlı Odalar Anayasanın 135. maddesine göre kurulmuş kamu kurumu niteliğinde kuruluşlardır. Bizler temsil ettiğimiz binlerce mühendisin bilgi, birikim ve deneyimlerini toplumun hizmetine sunmak istiyoruz.

Maalesef Depremini bekleyen İstanbul'da mühendis eli değmemiş, hiç bir denetimden geçmemiş binlerce bina bulunmaktadır.

Kentimizde şu anda tespit ettiğimiz yüzlerce sahte proje ve sahte mühendis bulunmaktadır. Bu konuda savcılıklara gerekli suç duyuruları yapılmıştır.

Ancak bu sahteciliklerin önlenmesi için yerel yönetimlerin Odalarımızla tam ve kesin bir işbirliğine girmesi, yönetmelikler gereği zaten yapmak zorunda oldukları görevleri yaparak tüm bina ve tesis projelerini yapan mühendislerin Odalarımızdan Sicil Durum Belgesi almasını sağlamaları gerekir.

2005 yılının ilk altı ayında İstanbul'da belediyelerden inşaat ruhsatı aldığı tahmin edilen yaklaşık beş bin binanın 4000'i Sicil Durum Belgesi almak için Odamıza başvurmuş bulunmaktadır. Yani yapılan binaların %20'sinde Odamızın Yasa gereği yapması gereken denetim, ilgili belediyelerin gerekli evrakları ilgili mühendislerden istememesi nedeni ile yapılamamaktadır. Geçmiş yıllara göre mesleki denetimlerimiz önemli ölçüde artmıştır. Bu konuda duyarlı davranan belediyelere teşekkür ederiz. Ancak halen denetime gelmeyen 1000 dolayında projenin de bir an önce Odamıza gönderilmesini önemle belirtiriz.

Binaların ve Tesislerin her türlü güvenilirliği, yapımları, işletilmeleri, mutlaka uzman ve tarafsız kurumlarca verilecek denetim raporları ile mümkün olabilir. Bu konuda TMMOB Makina Mühendisleri Odası toplumun ve ülkemizin çıkarlarını gözeten, uzman ve adil bir kamusal denetim kurumu olarak işlevini sürdürmeye devam edecektir.

Yangına karşı alınması gereken ve yukarıda açıklanan sorunların kontrolü öncelikle yerel yönetimlerin sorumluluğundadır. Binalarla ilgili Yapı Kullanma İzni belediyeler tarafından verilir, uygunluğunu İtfaiye denetler. Kentimizde bu konuda yetkili kurum olan İtfaiye Daire Başkanlığı, Büyükşehir Belediyesine bağlı bir kurumdur. Denetim görevini yapmak durumunda olan yerel yönetimler, bu görevlerini eksik kadroları nedeni ile yapamamakta, ancak bu denetimi yapabilecek kurumlarla da, yönetim erklerini kaybederiz korkusu ile işbirliğine girmeye yanaşmamaktadırlar, sorunun özü budur.

Yangın mahallindeki yüksek binalara ruhsat veren yerel yönetimlerin, itfaiye teşkilatlarını da bu binalara göre hazırlaması gerekir. İtfaiye aracı yetersiz olan yerel yönetimin, verdiği yangın ruhsatlarının da yetersiz olduğu ortadadır. Bu zihniyet, 41 metrelik binaya 17 metrelik merdiveni ve deposunda su bulunmayan aracı ile müdahale ederken, Aziz Nesin hikayelerini anımsatmaktadır.

2004 yılı itibarıyla kullanımda olan asansör sayısı 120.000 civarında olup her yıl yaklaşık 7000 adet asansör üretilmektedir. Şu an itibarıyla MMO'dan Büro Tescil Belgesi almış 560 firma, herhangi bir yetki almadan, korsan olarak çalışan 1000 civarında firma bulunmaktadır.

MMO tarafından, kullanılan asansörlerin periyodik kontrollerinin yapılması için çeşitli belediyelerle protokoller yapılmış ve uzman mühendislerce onbinlerce asansörün periyodik kontrolleri yapılarak olası kazaların önüne geçilmiştir. Sadece 2004 yılında kontrol edilen asansör sayısı 15.556'dır. Bu kontroller sonucunda ortaya çıkan gerçek şudur: 10 ilimizdeki ilgili belediye sınırları içinde kullanımda olan asansörlerin yaklaşık %83'ü eksik, %12'si kullanılamaz durumda olup yalnızca %5'i standartlara uygundur. Bu tablo halkımızın can güvenliğinin nasıl büyük bir tehlike içinde olduğunun göstergesidir.
• Asansörlerin bakımının, meslek odalarınca mesleki yeterliliği belgelendirilmiş mühendis çalıştıran yetkili firmalarca yapılması sağlanmalıdır.
• İlgili kamu kuruluşları ile yerel yönetimler, asansör periyodik kontrollerinin düzenli olarak yaptırılması konusunda daha duyarlı davranmalı, bu konuda Meslek Odaları ile denetim süreçlerinde işbirliğini arttırmalıdır.
• Mesleki denetimin olmazsa olmaz koşulunun "uzmanlık ve belgelendirme" olduğu bilinmelidir. Bu anlamda meslek odalarının kuruluş yasalarının verdiği görev çerçevesinde, kamu yararına ve kamu adına sürdürdüğü üretim ve hizmetlerin kalitesinin yükseltilmesi amacıyla, mesleki denetim hizmetlerinin önündeki yerel ve merkezi siyasi iktidarlarca konulan tüm engeller ve sınırlamalar kaldırılmalıdır.
• Ülkemizde bina asansörlerinin uygulama projelerine uygun olarak yapılmasını denetleme ve yapı kullanım izinlerini verme yetkisi, yürürlükteki yasalarla yapı denetim kuruluşlarına, yerel yönetimlere ve mücavir alan sınırları dışında valiliklere verilmiştir. Ancak bu süreçlerde meslek odalarının dışlanması nedeniyle, bütünlüklü bir denetim yapılamamaktadır. Bunun bedelini asansör kazaları şeklindeki sonuçlarda yaşamaktayız. Binalarda asansörlerin bilimsel teknik esaslara, sağlık kurallarına uygun olarak yapılması amacıyla, yerel ve merkezi yönetimler ile meslek odalarının koordinasyon içerisinde çalışabilmesi için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. İmar Yasası ve Yapı Denetim Yasası yeniden düzenlenmelidir.

Bina ve tesislerin proje safhalarından başlayarak her safhada; yapımında, işletilmesinde mutlaka TMMOB'ye bağlı ilgili Odalarca periyodik denetimi yapılmalıdır, Kuruluşunda en güvenilir teknolojiler kullanılsa bile bakımı ve denetimi yapılmayan hiçbir sistem yıllarca dayanamaz.

Teknik Denetimlerin, tesislerin yapımından başlayarak, işletilmesi esnasında da sürdürülmesi, periyodik teknik kontrollerinin yaptırılması, can ve mal güvenliği açısından zorunluluktur.

Odamız meslek alanlarımızla ilgili toplumun can ve mal güvenliğini ilgilendiren her konuda olduğu gibi, bu konularda da yerel yönetimlere her türlü teknik desteği sunmaya hazırdır.

Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi olarak bu tür faciaların yaşanmaması için yetkilileri görevlerini eksiksiz yapmaya, denetim ve kontroller konusunda Odamızla işbirliğine davet ediyoruz.

TMMOB Makina Mühendisleri Odası
İstanbul Şubesi Başkanı
Tevfik PEKER