MÜHENDİSLİK MESLEĞİ HERHANGİ BİR CİNSİYETİN TEKELİNDE OLMAYACAK!

Anadolu Üniversitesi’nin 14-15 Nisan tarihleri arasında yaptığı Açıköğretim Sınavı’nda sorulan soru Türkiye’nin en büyük eğitim kurumlarından birinin cinsiyetçi bakış açısını bir kez daha gözler önüne sermiştir.

Soruda; “Şıklarda verilen hangi mesleğin kadının evde yaptığı işlerle uyumlu ya da evdeki sorumluluklarını aksatmayan meslekler arasında yer almadığı” sorulmuştur.

Cevap ise; “Kadın, toplumda çoğunlukla ev ile ilişkilendirilir; evin, çocukların idaresi ve ev işlerini (yemek, temizlik vb.) kadın tarafından üstlenilir. Mühendislik, kadının bu işlerini aksatmasına yol açacak bir meslek dalıdır. Toplumda bakım ve çocuk yetiştirme gibi kadınla ilişkilendirilen yükümlülükleri özünde taşıyan diğer meslekler, kadına yakıştırılan basmakalıp meslekler arasında yer alır” şeklinde tanımlanmıştır.

İktidar cinsiyetçi uygulama ve söylemlerine her geçen gün yenisini eklemeye devam ederken bağlı olduğu kurumların bunları yapmasına artık şaşırmıyoruz. İdeal çocuk sayısı, sezaryen, kürtaj konularından, kadının üreme kapasitesinin kontrolüne yönelik tekrar tekrar yapılan açıklamalara, imam hatipleşme ve 4+4+4 eğitim sistemi ile kız çocuklarının çocuk yaşta evlendirilme yolunun açılmasından, aile birliğinin kadının börek yapabilmesiyle özdeşleştirilmesine kadar bu ve benzeri birçok örnek aslında bir şekilde kadını eve kapatmayı öngörmektedir. Yani İktidar arka planda bir yandan da istihdam sorununu çözmeye çalışmaktadır. Ayrıca kadınları, fazla eğitim ve bilgi birikimi gerektirmeyen vasıfsız alanlarda çalışmak zorunda bırakırken, erkekler ekonomik ve sosyal durumlarını güçlendirecek profesyonel alanları ellerinde bulundurmaya ataerkinin bugünkü temsili iktidarın yardımıyla devam ettirmektedirler. Profesyonellik bir meslekte sadece uzmanlaşma değildir; uzmanlaşmanın ve beraberinde gelen ayrıcalıklı konumun sağlanmasına yönelik bir ideolojidir.

Bu cinsiyetçi politikalarla, mesleklerin cinsiyetlere göre şekillendiği günümüzde; bir kadın için mühendislik mesleğini seçebilmenin önünde bu kadar önyargı ve engel oluşturulmaya çalışılırken,  bizler kadın mühendisler olarak çalışma yaşamımızda da birçok engellemeyle karşı karşıya kalmaktayız. Her şeyden önce, iş ilanlarında özellikle erkek mühendislerin aranması, genelde kadın olduğumuz için satış bölümlerine yönlendirilmemiz, şantiyelerde tercih edilmememiz, belirli bir süre içerisinde doğum yapmayacağımızı taahhüt eden iş sözleşmeleri, bu mesleği icra etmeye çalıştığımız her anda beceremeyeceğimizi ima eden, bizleri küçümseyen yöneticiler, evrak mühendisliği yaptırmaya çalışanlar ve daha birçoğunu sayabiliriz.

Bütünün bir parçası olan “Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şube Kadın Mühendisler Komisyonu” olarak, sahip olduğumuz mesleğin, tıpkı diğer mesleklerde olduğu gibi, herhangi bir cinsiyetin tekelinde olmadığını, sadece ve sadece yetenek ve bilgi birikimiyle, halkın ihtiyaçlarını karşılamak üzerine var olması gerektiğinin farkındayız. Henüz mesleğini seçmemiş olan tüm öğrencilere söylemek istiyoruz ki; ne mühendisliğin ne de diğer mesleklerin icra edilmesi noktasında herhangi bir cinsiyetten olma zorunluluğu yoktur. Artık herkesin, kadınların sadece hemşire, sınıf öğretmeni, avukat olarak değil bilim, teknik ve mühendislik alanlarında da var olduğuna, çok da başarılı olduğuna inanması zaruridir. Bunu sağlayacak olan güç yine kadınların birlik içerisinde, dayanışarak, çoğalarak, örgütlü bir biçimde mücadele etmesidir. Bizler ilköğretimden, liseye ve üniversiteye kadar hayatın her alanında kadınların var olduğunu ve mesleklerin cinsiyetlere göre şekillenemeyeceğini anlatıyoruz ve anlatmaya devam edeceğiz.

Hayatın her alanında vardık, varız ve var olacağız!

MMO İstanbul Şube

Kadın Mühendisler Komisyonu