Dayanışma İçinde Olacağız, Biz Varız!

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
İstanbul Şubesi

Yayına Giriş Tarihi

17 Nisan 2020

Çalışmaktan kaçınma hakkı ve bu hakkın kullanımı konusunda ve herhangi bir olumsuzluk ile karşılaştığınızda, hukuki destek ve dayanışma içinde olacağız!

2019 yılı Aralık ayından itibaren Çin’de görülen COVID-19 olarak adlandırılan salgın hastalık kısa sürede tüm dünyaya yayılmış ve milyondan fazla insanı etkileyerek binlerce insanın ölümüne neden olmuştur.

2020 Mart ayı itibariyle ülkemizde de görülen bu hastalık nedeniyle Türkiye’de 11.04.2020 tarihine kadar olan sürede 52.167 vaka sayısı açıklanmış ve 1101 kişi hayatını kaybetmiştir. Bu veriler hastalığın ülkemizde hızla yayıldığını ve alınan önlemlerin yaygın, kalıcı, etkin ve yeterli olmadığını göstermektedir. Salgının olumsuz etkilerinin herkes için farklı sonuçlar doğurduğu ve milyonlarca çalışanın bu koşullar altında çalışmaya devam ettiği bir süreci hep birlikte yaşıyoruz.

Yaklaşık bir aydır her gün çeşitli kararlar ve önlemler açıklanmakta, toplumun çeşitli kesimlerine ve yerleşim alanlarına yönelik sınırlamalar getirilmektedir. Tüm bu önlemlerin ve sınırlamaların dışında tutulan emekçilerin  büyük bir kesimi işyerlerinde çalışmak zorunda bırakılmaktadır. Evinde kalamayan ve salgının olumsuz etkilerine maruz bırakılan emekçiler ve onların aileleri olmaktadır.

Özellikle imalat sektörü büyük oranda faaliyetlerine devam etmekte ve çalışanın sağlığı açısından gerekli tedbirleri almaktan uzak birçok işyeri, içerisinde ister istemez ortak temas noktaları ve ortak sosyal alanlar salgının yayılması riskini arttırmaktadır. Tüm bunların yanında; ücretsiz izin dayatmaları, çalışanların mevcut izin haklarını kullanmaya zorlanması veya işten çıkarma gibi tehditler, tüm çalışanlar açısından ciddi bir endişeyi açığa çıkartmaktadır.

Sosyal devlet anlayışı ile tüm çalışanların “sağlık” ve “işsizlik“ ikileminden kurtarılması gerekmektedir.

Yukarıda özetlemeye çalıştığımız COVID-19 Salgını sürecinde faaliyetine devam eden işyerlerindeki çalışanların çalışmaktan kaçınma hakkını kullanma durumları gündeme gelmektedir. Özellikle, işyerinde bir veya daha fazla sayıda çalışanda hastalığın görülmesi durumunda hastalığın diğer işçilere de yayılması ihtimali, çalışanlarda bu doğrultuda bir talep oluşturmaktadır. Hastalığın 14 güne varan kuluçka süresi ve bu sürede herhangi bir belirti vermeden bulaştırıcılığın devam edebiliyor olması, çalışanların endişelerini artırmaktadır.

Oda Çalışma İlkelerimiz kapsamında; meslek ve meslektaş sorunlarının ülke ve toplum sorunlarından ayrılmayacağı ilkesi ve mühendislerin özlük haklarına, ekonomik ve sosyal gereksinimlerine yönelik çalışmalar yapma sorumluluğumuz çerçevesinde; ülkemizde geçerli olan 4857 sayılı İş Kanunu ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında üyelerimizi bu süreçle ilgili olarak bilgilendirmeyi önemli bir görev olarak görüyoruz.

Bu kapsamda;

Ciddi ve yakın bir tehlike ile karşı karşıya kalan çalışanların bilgi sahibi olması gereken önemli bir konu olan Çalışmaktan Kaçınma Hakkı 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 13. Maddesinde yer almaktadır. Çalışmaktan Kaçınma Hakkı, önleyici yaklaşımla düzenlenmiş bir haktır. İş kazası veya meslek hastalığının ortaya çıkmaması amacıyla düzenlenmiş önleyici bir yaptırımdır. Yaşanan bu süreçte üzerinde önemle durulması gereken nokta bu hakkın gereği gibi korunması ve çalışan lehine değerlendirilmesi için mücadele edilmesi gerektiğidir.

Çalışmaktan Kaçınma Hakkı Nedir?

MADDE 13

  1. Ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalan çalışanlar kurula, kurulun bulunmadığı işyerlerinde ise işverene başvurarak durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep edebilir. Kurul acilen toplanarak, işveren ise derhâl kararını verir ve durumu tutanakla tespit eder. Karar, çalışana ve çalışan temsilcisine yazılı olarak bildirilir.
     
  2. Kurul veya işverenin çalışanın talebi yönünde karar vermesi hâlinde çalışan, gerekli tedbirler alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınabilir. Çalışanların çalışmaktan kaçındığı dönemdeki ücreti ile kanunlardan ve iş sözleşmesinden doğan diğer hakları saklıdır.
     
  3. Çalışanlar ciddi ve yakın tehlikenin önlenemez olduğu durumlarda birinci fıkradaki usule uymak zorunda olmaksızın işyerini veya tehlikeli bölgeyi terk ederek belirlenen güvenli yere gider. Çalışanların bu hareketlerinden dolayı hakları kısıtlanamaz.
     
  4. İş sözleşmesiyle çalışanlar, talep etmelerine rağmen gerekli tedbirlerin alınmadığı durumlarda, tabi oldukları kanun hükümlerine göre iş sözleşmelerini feshedebilir. Toplu sözleşme veya toplu iş sözleşmesi ile çalışan kamu personeli, bu maddeye göre çalışmadığı dönemde fiilen çalışmış sayılır.
     
  5. Bu Kanunun 25 inci maddesine göre işyerinde işin durdurulması hâlinde, bu madde hükümleri uygulanmaz.

Bu maddeye göre “ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalan çalışanlar işyerinde İSG Kurulu varsa (genel olarak 50 kişiden fazla çalışanı olan işyerlerinde İSG Kurulu bulunur.) bu kurula, kurul yoksa (genel olarak 50 kişiden az çalışanı olan işyerleri) işverene başvurarak durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep edebilir.

Bu durumda İSG Kurulu varsa acilen toplanarak durumu değerlendirmek ve kararı çalışana ve çalışan temsilcisine yazılı olarak bildirmek durumundadır.
İSG Kurulu’nun bulunmadığı işyerlerinde ise işveren acilen başvuruyu değerlendirmek ve kararını yine çalışana ve çalışan temsilcisine yazılı olarak bildirmek durumundadır.

Çalışmaktan kaçınma hakkını kullanan çalışanın bu dönemdeki ücreti ile kanunlardan ve iş sözleşmesinden doğan diğer hakları saklıdır. Yani ücret, sigorta vb. haklarda hak kaybı olmayacaktır.

Mevcut salgın oldukça bulaşıcı, öldürücü veya kalıcı sağlık sorunları bırakabilen bir hastalık olduğundan dolayı “ciddi ve yakın tehlike” oluşturduğu öngörülebilir. Bu nedenle salgın döneminde çalışılması zorunlu işler dışındaki işyerlerinde çalışanlar, işe gidiş geliş, işyerinde çalışma, yemek, tuvalet, banyo vb. herhangi bir aşamada virüsle temas riski bulunuyorsa kendi işyerlerindeki İSG kurullarına (veya İSG Kurulu yoksa işverene) “Covid 19 salgınının bulaşma riskinin ciddi ve yakın tehlike oluşturması nedeniyle” başvurabilirler.

Maddenin 3. fıkrası “ciddi ve yakın tehlikenin önlenemez olduğu durumlarda” işveren veya İSG Kurulu kararı olmaksızın “işyerini veya tehlikeli bölgeyi terk ederek belirlenen güvenli yere” gitme hakkını tanımaktadır. Özellikle işyerinde çalışanlardan pozitif vaka çıkanların bulunduğu işyerlerinde bu fıkranın geçerli kabul edilmesi gerekir. 

Yukarıdaki açıklamalara dayanarak üyelerimize ve meslektaşlarımıza çağrımız:

  • Çalıştığınız işyerlerinde İSG Kurulu varsa Kurul’a, Kurul yoksa işverene “Covid-19 salgınından dolayı ciddi ve yakın tehlike oluşması nedeniyle çalışmaktan kaçınma hakkını kullanmak istediğinizi” bildiren dilekçe verebilirsiniz. İşveren veya Kurul acil olarak karar vererek kararını size ve işyeri temsilcisine yazılı olarak bildirmek zorundadır. Bu karar ileride yaşanacak hastalık vb. durumunda elinizde yazılı belge niteliğinde olacaktır.
     
  • İSG Kurulu veya işveren talebinizi kabul ederse “Evde Kal” çağrısına kesinlikle uyabilirsiniz.
     
  • İSG Kurulu veya işveren talebinizi kabul etmezse, ancak ciddi ve yakın risk hissediyorsanız mümkün olan bütün riskleri belgeleyebilir ve üçüncü fıkraya göre çalışmaktan kaçınma hakkını fiilen kullanmak için harekete geçebilirsiniz.
     
  • İşyerinizde çalışanlar veya iş için görüşmek zorunda olduğunuz, hizmet verdiğiniz kişilerde virüs tespit edilmesi durumunda “acil ve yakın tehlikenin önlenemez olması” maddesine göre çalışmaktan kaçınma hakkını fiilen kullanmak için harekete geçebilirsiniz.
     
  • İşyerlerinde yönetici olarak görev ve sorumluluğu olan üye ve meslektaşlarımız işyerindeki mevcut durumu analiz ederek;  bu süreci “çalışanların yaşamı ve güvenliğinden sorumlu bir meslek mensubu olarak değerlendirebilir ve çalışmaktan kaçınma hakkının kullanılmasının yanında olabilirler.
     
  • İş Güvenliği Uzmanı üyelerimiz ülkedeki ve işyerindeki durumu objektif olarak değerlendirebilir, kendileri ve işyerindeki çalışanların sağlık ve güvenliği açısından gerekli adımların atılması için öncü olabilirler. İSG Kurulu’na gelen “çalışmaktan kaçınma hakkı” başvurularını, işyerinden kaynaklı öncelikler ve ekonomik gerekçelere göre değil, kanunun gereklerine uygun olarak çalışanların sağlık ve güvenliğinin korunması açısından değerlendirebilirler.

Ülkemizdeki çalışma yaşamını düzenleyen temel kanunlar çerçevesinde; virüs salgını nedeniyle çalışma yaşamını ele alırken öncelikli olarak, süreci 4857 sayılı İş Kanunu ve 6331 Sayılı İşçi Sağlığı ve Güvenliği Kanunu açısından değerlendirme yapmak gerekmektedir. 4857 sayılı İş Kanunu açısından bu salgın nedeniyle işin durması ‘zorlayıcı sebeptir’ ve 6331 sayılı kanunda yer alan hayati tehlike tanımı içine girmektedir

İş hayatıyla ilgili olarak mevcut kanunların yaşanılan virüs salgını karşısında yetersiz olduğu, ek önlemler alınmazsa çalışanların taşıdığı haklı endişenin artacağı ayrıca üzerinde durulması gereken önemli bir durumdur. Dolayısıyla, çalışma yaşamı için kalıcı önlemlerin mevcut kanunların da ilerisinde ve öncelikli olarak alınması gerekmektedir.

İşyerlerinin mevcut koşullarına ve aldıkları önlemlerin yeterli olup olmadığına bağlı olarak hastalığın işyerinden kaynaklı ortaya çıkma ve bulaşma süreci nedeniyle İş kazası ve meslek hastalığı olarak da değerlendirileceği durumlar da göz ardı edilmemelidir.

Bu süreçte, MMO İstanbul Şubesi olarak biz üyelerimizin ve meslektaşlarımızın çalışma hayatında karşılaştıkları zorluklarda yanlarında olacağız.

Bu doğrultuda; Çalışmaktan kaçınma hakkı ve bu hakkın kullanımı konusunda ve herhangi bir olumsuzluk ile karşılaştığınızda hukuki destek ve dayanışma içinde olacağımızı belirtmek isteriz.

Bu noktada süreci yönetenler tarafından alınan ya da alınmayan kararların, tüm emekçilerin ve üyelerimizin mağdur olmasına yol açtığı görülmektedir.
Sağlığımızı, işimizi, mesleğimizi, mesleki etik değerlerimizi koruyarak gelecek güzel günlere doğru hep birlikte olacağız.

Dayanışma İçinde Olacağız, Biz Varız!

Hukuki Destek Talebinde Bulunmak İçin İletişim Kanallarımız:

  • Makina Mobil Uygulaması

    Mobil uygulamamızın iletişim bölümünden Üye İlişkileri, İş & Mühendis ve Hukuk birimlerimize yazabilirsiniz
     

  • Hukuki Destek İçin Mail Adreslerimiz

    contact form
    contact form
    contact form