ENDÜSTRİ 4.0’DA DİSİPLİNLER ARASI ÇALIŞMALARIN ÖNEMİ

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
İstanbul Şubesi

Yayına Giriş Tarihi

02 Eylül 2019

Odamızın Endüstri 4.0 Komisyonu toplantılarına dâhil olarak önemli katkılarda bulunan Uzman Sosyolog Emre Demirci, Marmara Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümünden Doç. Dr. Taşkın Dirsehan rehberliğinde gerçekleştirdiği endüstri 4.0 sürecinde insan kaynağının dönüşümünü ve disiplinler arası çalışmalar açısından sosyolojinin bu süreçteki rolünü Türkiye ve yurt dışından elde ettiği saha bulgularıyla karşılaştırmalı ele aldığı sosyoloji bölümü yüksek lisans araştırması ile ilgili bilgileri bizlerle paylaştı.

Emre Demirci

Uzman Sosyolog

SOMDER Başkan Yardımcısı

Endüstri 4.0 akıllı teknolojilerin entegrasyonu vasıtasıyla üretim süreçlerinde çığır açmayı hedefler. Bunu gerçekleştirirken teknoloji odağını genişletmeye çalışır. Teknolojinin yaşamın her alanına hızla yayılmaya başladığı bu sürecin topluma ve dolayısıyla da insana olan etkileri, teknolojinin geliştirilmesi kadar önemlidir. Özellikle üretimde hedeflenen verimlilik artışı ve maliyetlerin azaltılması, dikkatleri insan kaynağının geleceğine çevirir. Endüstri 4.0’ın bu çok boyutlu yansımaları, meseleye çok boyutlu bir perspektiften yaklaşılmasını zorunlu kılarak disiplinler arası çalışmaların önemini arttırmaktadır.

Makinaların birbirleriyle iletişim kurduğu, üretim sürecinin dijitalleşmeyle eşgüdümlü bir hal aldığı üretim sistemi endüstri 4.0 olarak tanımlanır. Almanya’nın başlattığı bu süreç, ucuz işgücü, çevresel etkenler vb. nedeniyle Asya’ya kaydırılmaya başlayan üretimin tekrardan batıya aktarılmasını amaçlar. Daha sade bir ifadeyle teknolojik üstünlük ve inovasyonla Çin’in yükselişinin yavaşlatılması ve durdurulması şeklinde okunabilir. Çin’in ucuz işgücü ve kitlesel üretime dayalı üretim sistemine karşılık, insan faktörünü devreden çıkarmayı ve kişiselleşmiş bir esnek üretimi seri ve hızlı bir şekilde gerçekleştirmeyi hedefleyen karanlık fabrika sistemi, insan kaynağının geleceğiyle ilgili bazı noktaları da karanlıkta bırakır. Asya ve Avrupa arasında bir köprü konumundaki Türkiye açısından endüstri 4.0, katma değerli üretime geçme ve ekonomik kalkınma için bazı fırsatlar sağlarken, emek maliyetine dayalı rekabet avantajını kaybetme riskini de içinde barındırır.

Türkiye’nin endüstri 4.0 dönüşüm sürecinde teknoloji üreten ve bu teknolojileri kullanan/ tüketen firmalar ile aracı konumunda olan danışmanlık firmaları, STK’lar ve üniversitelerden oluşan üç ayaklı sektörel bir yapılanmadan söz edilebilir.

Gerek farkındalığın oluşturulmasında gerekse de dijitalleşmenin gerçekleştirilmesinde ve devlet politikalarının oluşturulmasında STK’lar önemli inisiyatif üstlenmektedir. 2018’de yayınlanan Türkiye’nin dijital dönüşüm yol haritasının belirlenmesinde STK’lar önemli rol üstlenmişlerdir. Bu yol haritasında amaçlar altı başlıkta sıralanır ve ilk amaç insan kaynağının yetiştirilmesidir. Nitekim akıllı teknolojilerin geliştirilmesi ve kullanılması nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesine bağlıdır. Araştırmada bu sektörel yelpazede görüşmeler yapılmış ve bulgular toplanmıştır.

Türkiye’deki firmalar, kurumsal firmalar ve KOBİ’lerden oluşmakla birlikte, KOBİ’lerin ekonomideki payları yüzde doksanların üzerindedir. Kurumsal firmalar yüksek farkındalık düzeyleri, gelişmiş altyapıları ve yatırım potansiyelleri dolayısıyla Endüstri 4.0 üretim sistemine geçmekte avantaj elde etmekte ve gerek organizasyon yapılarını gerekse de insan kaynağını dönüşüme adapte edecek girişimlerde bulunmaktadırlar. Bu amaçla insan kaynakları yönetimi vasıtasıyla gerekli eğitimler verilmekte ve değişim yönetimi sağlanmaktadır. KOBİ’lerin farkındalık seviyelerinin az olması ve teknolojik yatırımı gerçekleştirecek yatırım maliyetini sağlayamaması Endüstri 4,0 dönüşümünde KOBİ’lere ciddi bir engel teşkil etmektedir. Endüstri 4.0 nitelikli insan kaynağına olan talebi önemli ölçüde artırır. İnsan kaynağının bu dönüşüme adapte olabilmesi yeni becerilerin öğrenilmesiyle doğrudan bağlantılıdır. Dolayısıyla insanların bu becerileri edinebilmeleri için organizasyonların ve çalışanların yeniliğe açık ve çok yönlü olmaları gerekir. Bu beceriler çalışanların verimliliğini artıracağı gibi, çalışanlar arasında becerilere ve bilgilere sahip olunması noktasında bir ayrım yaratabilir. Gerekli eğitimleri alarak bilgilerini ve becerilerini arttıran insanlar açısından bu bir avantaja dönüşürken, bunu sağlayamayan çalışanlar büyük kayıplar yaşayabilir. Bu durumun başka bir boyutu da akıllı teknoloji ve yapay zekâlar tarafından yapılan işlerin istihdam üzerindeki olumsuz baskısı, insan kaynağının bilişsel becerileri edinmesini kaçınılmaz kılar.

Endüstri 4.0’da gelişmiş teknolojilerin üretim süreçlerine uygulanmasıyla ekonomik ve toplumsal kalkınma hedeflenirken, sürecin sosyal dinamikleri çoğunlukla göz ardı edilir. Endüstri 4.0’ın önemli argümanlarından biri olan kişiselleşmiş üretim, tüketici tercihlerinin değişiminden kaynaklanır ve bu değişim kültürel bir zeminde gerçekleşir. Endüstri 4.0 bir mühendislik icadıdır ve doğal olarak teknolojiye odaklanır. Ancak bu sürecin sosyoekonomik yansımalarının teknolojiyi tekrardan beslemesi gerekir aksi takdirde gelişim ve kalkınma saman alevinden farksız olur. Bu durum bizleri teknik bilimler ve sosyal bilimler işbirliğine dayanan disiplinler arası çalışmaların önemine götürür.

Disiplinler arası çalışmalara en somut örnek endüstri 4.0’ın çıkış yeri Almanya’da bulunmaktadır. Aachen Üniversitesi’nde mühendislik ve sosyoloji fakültelerinin ortaklaşa gerçekleştirdikleri SozioTex projesi eyaletteki tekstil endüstrisinde yeni çözümler üretmesi için sosyologları ve mühendisleri bir araya getirmektedir. Araştırma sürecinde proje başkanıyla kurulan iletişim neticesinde bu projesinin disiplinler arası çalışmalara sunduğu katkı ve sosyologların rolleri öğrenilmiştir. Türkiye de ise Boğaziçi Üniversitesi Endüstri 4.0 Platformu ile gerçekleşen görüşmede endüstri 4.0’da sosyologların nasıl bir rol üstlenebileceğiyle ilgili önemli bulgular elde edilmiştir.

Türkiye’nin Endüstri 4.0 dönüşümünün gerçekleşmesinde önemli inisiyatif üstlenen STK’lar teknik ve sosyal bir işbirliğini sağlayacak disiplinler arası çalışmalar için uygun koşul ve ortamları yaratmaktadır. Makina Mühendisleri Odası (MMO) İstanbul Şubesi bünyesinde kurulan Endüstri 4.0 Komisyonu’nun disiplinler arası çalışmalara açık olan esnek yapısı mühendis ve sosyoloğun bir arada çalışmasına ve fikir alışverişinde bulunmasına imkan vererek, bu çalışmada özetlenen bulgularla ilgili ortak bir TV programının yapılabilmesini sağlamıştır. Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV)’nın inovasyon lideri yetiştirme programı Xnovate Circle, farklı faaliyet alanlarındaki uzmanları bir arada getiren yapısıyla disiplinler arası çalışmalara bir diğer önemli örneği oluşturur. Bu programda sosyolog olarak farklı sektörlerden konu uzmanlarıyla ortak çalışmalar yapılmış ve karşılıklı fikir alışverişinde bulunarak üniversite ve sanayi işbirliğinde inovasyonun ve girişimciliğin önemini konu alan bir makale yazılmıştır.

Sonuç olarak Endüstri 4.0, çok boyutlu yansımalarıyla teknoloji temelli yıkıcı bir devrim yaratırken işbirliğini zorunlu hale getirmekte ve dayanışmanın önemini arttırmaktadır. Bu nedenle insan kaynağının yeni beceriler ekseninde nasıl bir dönüşüm geçireceğinin anlaşılması ve Türkiye’nin bu dönüşümün fırsatlarından en iyi şekilde yararlanması gerekir. Bunun sağlanması ve yaşanabilecek olumsuz etkilerin en aza indirilmesi disiplinler arası çalışmaların arttırılmasıyla ve bunun gerçekleşebileceği ortamların oluşturulmasıyla mümkün olabilir.