GELECEK: KASİYERSİZ MAĞAZALAR VE OTONOM SİSTEMLER

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
İstanbul Şubesi

Yayına Giriş Tarihi

06 Şubat 2018

Makina Bülten’in önceki sayılarında yapay zekâ ve yazılımlar tarafından kontrol edilen otonom sistemlerden, sanayi devriminin dördüncü hamlesi olan ve insan-makine iş birliğini temel alan endüstri 4.0’dan, depolama ve lojistik yönetiminde gelişmiş entegre sistemlere sahip akıllı ve özerk robotlar hakkında birkaç yazı kaleme almış ve geleceğin görüntüsünü çizmeye çalışmıştık.

Şimdi ise, geleceğin teknolojilerinin üretim ve tasarım süreçlerindeki rolünün yanında, perakende ve pazarlama sektöründe ne gibi değişimlere yol açacağına dair birkaç örnek göstereceğiz. 

Kendi kendisini geliştirebilen yapay zekâ, gelişmiş kamera ve sensörler, akıllı takip sistemleri ve kasiyersiz ödeme teknolojileri ile yavaş yavaş değişmeye başlayan perakendecilik ile sürücüsüz otonom servis araçları ve yüz tanıma teknolojileriyle ne sipariş edeceğinizi anlayan akıllı ekranlar insanoğlunun geleceğine dair ilk izlenimleri veriyor.

Perakendecilikte geleceğin bir ön izlemesi sayılabilecek teknolojik değişimlerin başında gelen kasiyersiz mağazalar, yakın gelecekte perakende sektörünün en önemli unsurlarından birisi olacak gibi gözüküyor. Son dönemlerde pek çok perakende şirketinin bu değişime önayak olacak adımları attığını görmeye başladık. İspanyol bir tekstil devinin, mağazalarından birkaçına kasiyersiz ödeme sistemi getireceğini duyurması, Çinli bir e-ticaret şirketinin kasiyersiz ödeme sistemini deneyeceği bir kafe açması ve son olarak uluslararası bir perakende satış şirketinin kasiyersiz ödeme teknolojilerine yatırım yapması dünyadaki en büyük örnekler olarak karşımıza çıkıyor.

Henüz birçoğu geliştirme ve test aşamasında olan bu örnekler arasında bir tanesi var ki eğer haberlere yansıyanlar doğruysa, yakın zamanda ABD’de kasiyersiz ödeme sistemiyle onlarca mağaza açılabilir. ABD merkezli büyük bir e-ticaret şirketi, 2016 yılı Aralık ayında, test amaçlı olarak kasiyersiz ödeme sistemlerini test ettikleri bir mağaza açtı. Dört yıllık bir ön çalışmanın test edildiği mağazada bulunan kamera ve sensörler aracılığıyla müşterilerin raflardan neler aldıkları takip edilebiliyor ve bir akıllı telefon uygulaması sayesinde alınan ürünler sanal sepete eklenebiliyor.

Perakendecilikte devrim yaratacağı beklenen bu teknoloji tam olarak şöyle çalışıyor: Akıllı telefonunuzda bulunan ve kişisel kredi kartınızın tanımlı olduğu uygulamayı markete girmeden önce kapıdaki cihaza okutuyorsunuz. Raflardan aldığınız ürün her ne ise sanal sepetinize ekleniyor; eğer vazgeçip rafa geri yerleştirirseniz de sepetinizden çıkarılıyor. Akıllı sensörler ve kameraların takip ettiği alışverişiniz tamamlandığında, yani çıkışa ilerlediğinizde alışverişinizi tamamlamış oluyorsunuz. Tutar ise kredi kartınızdan otomatik olarak çekiliyor.

Satın alma işlemlerinizi muazzam bir biçimde hızlandıracak olan bu teknoloji, gelecekte hayatlarımızın ne şekilde değişeceğine dair bazı fikirler edinmemizi sağlayabilir. Akıllı robotların ya da takip sistemlerinin kullanılacağı bu sistemler için verilebilecek bir diğer örnek ise dünyanın ilk ‘insansız seyyar marketini’ yapan ABD’li bir başka şirket. Yine bir başka akıllı telefon uygulaması ile kullanılabilen bu sistemle, taze sebze-meyve alışverişi yapmak isteyen bir kişi kendisine en yakın otonom aracı çağırarak, kapısına kadar gelen araçtan istediği ürünleri seçiyor. İlk başta herhangi bir ödemenin yapılmadığı bu sistemde, tüketicinin aldığı ürünlere göre yapılan hesaplamayla faturalandırma yapılıyor. İlk prototipi tamamlanmış olan seyyar manav, perakende satış yapan marketler için de fırsat niteliğinde. Sponsorluk sağlayacak olan marketler bu seyyar manavı deneyerek ileride kendi ürünlerini de satabilecekler. Sebze-meyvenin yanı sıra taze ve sıcak fırın ürünlerinin de bu otonom araçlar vasıtasıyla satılabileceği düşünülüyor.

Geleceğin perakendecilik sektörüne getireceği değişimlerle ilgili bir başka örnek ise dünya çapında 40 kadar lokasyonda hizmet veren bir fast food restoran zincirinin geliştirdiği ve yüz tanıma teknolojisi ile müşterilerinin hangi ürünlerden sipariş edeceğini tahmin eden bir sistem. Daha önce hamburger köftelerini pişirmek için robotları kullanması ile gündeme gelen şirket, müşterisinin yalnızca bir kiosk kullanarak sipariş vermesine olanak tanıyor. Yüz tanımlama teknolojisi ile çalışan ve yüz analizi ile müşterilerin ne sipariş edeceklerini anlayabilen bu teknoloji, kişilerin yüzlerini veri tabanına kaydederek bir sonraki siparişi için de tahmin ve önerilerde bulunabiliyor. Üstelik bulut sistem sayesinde, bu kioskların bulunduğu başka bir mağazadan alışveriş yaptığınız zaman da tanınacak ve oluşturulan ‘sadakat hesabı’ sayesinde dünyanın bir başka noktasında da size özel hizmet alabileceksiniz. Yüz tanıma teknolojisini ve altyapısını geliştiren şirket test aşamalarının sorunsuz ilerlemesi durumunda, bu teknolojiyi 2018 yılında tüm mağazalarına yaymayı düşünüyor.

Bulunduğumuz noktadan bakıldığında, geleceğin insanoğlunu hızlandıracağını, geliştirilen teknolojilerin kişiye özel kılınacağını ve gelişmiş görüntülü sistemler ve mobil uygulamalar aracılığıyla ‘ID’lerimizin pek çok şirketin veri tabanında yer alacağını görebiliyoruz. Otonom sistemler ve robotik teknolojiler vasıtasıyla, fiziksel ve hatta zihinsel gücüne çok daha az ihtiyaç duyulacak olan insanoğlunun bu teknolojik devrim sırasında nerede yer alacağını kestirebilmek ise oldukça zor. Çünkü gün be gün geliştirilen ancak henüz hayatımızda tam olarak yer almayan bu teknolojilerin getirileri kadar götürülerinin de olacağı kesin.

Engelli parkuru koşabilen, düz ve ters takla atabilen ve hangi koşulda olursa olsun devrilmeden yürüyebilen robotlardan, sanat eserleri ortaya koyabilen yapay zekalara; satranç ve Dota gibi strateji oyunlarında en becerikli insan rakiplerini, ‘oyun deneyimlerini geliştirerek’ yenebilen yazılımlardan, büyük ölçüde bir insan gibi konuşabilen ve kendisine sorulan sorulara oldukça tutarlı ve mantıklı cevaplar verebilen ‘Sophia’ya kadar yaratılan her bir teknoloji bir taraftan hayatımızı kolaylaştıracak fakat bir taraftan da insana olan ihtiyacın azalmasına sebep olacak.

Geçtiğimiz yılın Ekim ayında Dünya Ekonomik Forumu tarafından yayınlanan rapora göre robotlar 5 yıl içinde 5 milyon kişiyi işsiz bırakabilir. Bu beş milyon kişinin ise en fazla 2 milyonu açılacak olan yeni sektörlerde istihdam edilebilecek. Bu nedenle geleceğimiz üzerine iyi düşünmeli, insana ve eğitime olan yatırımlarımızı artırmalıyız. Çünkü gelecek; insan bilimleri, mühendislik, yapay zekâ, tasarım ve sanal gerçeklik gibi alanlarda iyi eğitim almış olan insanlara büyük fırsatlar sunacak gibi görünüyor.