İŞ KAZALARI VE İŞ CİNAYETLERİNDE SÜREKLİ ARTIŞ VAR

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
İstanbul Şubesi

Yayına Giriş Tarihi

03 Mayıs 2019

Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Yener 4-10 Mayıs tarihleri arasındaki İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası dolayısıyla “İş Kazaları ve İş Cinayetlerinde Sürekli Artış Var” başlıklı bir basın açıklamasını kamuoyunun bilgisine sundu.

Açıklamanın tam hali şöyle:

İSG mevzuatını sermaye çıkarları belirliyor. İş kazaları sonucu toplu ölümlerin artması üzerine 2012 yılında çıkarılan 6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Yasası ile iş güvenliği uzmanlığı, işyeri hekimliği ve diğer sağlık personeli üzerine ve diğer yönetmeliklerin defalarca değiştirilmesine rağmen kazalar ve iş cinayetleri artarak devam etmektedir. Çünkü iş kazaları ve meslek hastalıklarının çoğu sermayenin azami kâr hırsı ve emek aleyhine politikalardan kaynaklanmaktadır. Serbestleştirme-özelleştirme, sendikasızlaştırma, taşeronlaştırma, esnek/ güvencesiz istihdam biçimleri, çalışma koşullarının ağırlığı, kadın, genç, çocuk emeği sömürüsü ile kayıt dışı istihdam, iş kazaları ve meslek hastalıklarının artmasının başlıca nedenleri arasındadır.

İş güvenliği mühendisliği ve işyeri hekimliği dışlanıyor. İşçi sağlığı ve iş güvenliği; tıp, mühendislik ve sosyal bilimler ile bağlantılı çok-bilimli bir alandır. Ancak bu disiplinler mevzuatta adeta cezalandırılmaktadır. İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası sorumlulukları işverenden çok uzmanlara ve hekimlere yüklemiştir. İş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personelinin işyerlerindeki hizmet süreleri sürekli düşürülmüştür. İşyeri hekimi, mühendis, teknik eleman, hemşire ve diğer sağlık personeline yönelik eğitim hizmetleri dışarıdan satın alma yoluyla ticarileştirilmiştir. İş güvenliği mühendisliği ile teknisyenlik, “iş güvenliği uzmanlığı” altında bir tutulmuştur. Özel öğretim kurumlarına yetki tanınmasıyla mühendislik meslek örgütlerinin fonksiyonu dışlanmıştır. Tam zamanlı iş güvenliği mühendisliği de dışlanmış, uzmanlar işverene bağımlı kılınmış, iş kazalarında işverenlerin sorumluluğu kaldırılmıştır. Yüzlerce eğitim kurumu ve binlerce Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi kurulmasıyla adeta eğitim kurumu ve OSGB çöplüğüne yol açılmıştır.

Diğer yandan iş kazaları ve ölümlerde sürekli artış söz konusudur. SGK’nın 2018 yılı verileri hâlâ açıklanmamıştır. Ancak 2017 yılı iş kazası sayısı 359 bin 653’tür ve 2016 yılına göre yüzde 25,72 oranında artış vardır. 74 bin 871 iş kazasının olduğu 2012’ye göre ise iş kazaları 2017’de yüzde 380 oranında (4,8 kat) artmıştır.

Yine SGK verilerine göre iş kazaları sonucunda 2017 yılında 1.633 emekçi yaşamını kaybetmiş, 1.405 ölümün olduğu 2016’ya göre yüzde 16,2 oranında, 745 ölümün olduğu 2012 yılına göre de yüzde 1119 artış olmuştur. (İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre de 2016 yılında 1.970, 2018 yılında 1.923 emekçi yaşamını kaybetmiştir.)

SGK 2013-2017 verilerinde meslek hastalıklarından dolayı hiç ölüm vakası yoktur! Dünyada iş kazaları oranı yüzde 44, meslek hastalıkları oranı yüzde 56’dır. Türkiye’de ise iş kazaları oranın yüzde 99,998, meslek hastalıklarının oranı on binde 2’dir! Oysa meslek hastalıkları sıklığının binde 4–12 arasında değişmesi ve Türkiye’de zorunlu sigortalı sayıları üzerinden her yıl en az 35 bin yeni meslek hastalığı, tüm çalışanlar söz konusu edilirse olgu sayısının 100 bin ile 300 bin arasında olması gerekirdi!

Yukarıdaki tablo 2000-2017 yıllarındaki iş kazaları ile ölümlerdeki artışlar yanı sıra meslek hastalıklarına dair SGK verilerini yansıtmaktadır. (2012-2017 satırlarındaki parantez içindeki veriler İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisi’ne aittir.)

İş Kanunu, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ve ilgili mevzuat yeniden düzenlenmelidir. Mevzuat esnek ve kuralsız çalışmayı, geçici iş ilişkisini, taşeronlaştırmayı yasal hale getirdiği, kıdem tazminatlarını, fazla mesai ücretlerini, sendikal hak ve yetkileri budadığı için iptal edilerek kamusal denetim mekanizmalarıyla birlikte yeniden düzenlenmeli; bütün tarafların katılımı ile ekseni insan olan çağdaş bir yapıya kavuşturulmalıdır.Bu vb. bütün veriler göstermektedir ki işçi sağlığı ve iş güvenliği alanı sermaye güçlerinin çıkarlarına göre değil çalışanlardan yana; sendikalar, üniversiteler, TMMOB, TTB’nin görüşleri ve kamusal denetim ekseninde düzenlenmeyi beklemektedir.

Yapılacak tüm düzenlemelerde asıl sorumluluğun işverende olduğu hususu yer almalıdır.

“Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi” ve bileşenleri iktidar ve işveren ağırlıklı bir yapıdan çıkarılmalı; sendikalar, üniversiteler, TMMOB, TTB ağırlıklı hale getirilmeli ve kararları tavsiye değil bağlayıcı olmalıdır.

İSİG ile ilgili düzenleme ve uygulamalar sektör, çalışan sayısı vb. hiçbir ayrım olmaksızın bütün işyerlerini ve tüm çalışanları kapsamalıdır. Kamu kuruluşlarında ve 50’nin altında çalışanın olduğu az tehlikeli işyerlerinde, uzman ve hekim çalıştırılması uygulaması 2020 yılı beklenmeden hemen başlatılmalıdır.

Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıftaki, 100’den fazla çalışanın bulunduğu sanayi işletmelerinde “tam zamanlı” iş güvenliği mühendisi çalıştırılması zorunlu hale getirilmelidir.

İşyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanlarının mesleki bağımsızlıkları ve iş güvenceleri korunmalıdır.

İş kazalarının büyük çoğunluğunun küçük ölçekli işyerlerinde olduğu gözetilerek İSİG Kurulu oluşturma zorunluluğu en az 30 çalışanın bulunduğu işyerlerini de kapsamalı, bu sayı kademeli olarak daha da aşağıya çekilmelidir. İş ve işyerlerinin bir bütün olduğu gerçeğinden hareketle, alt işveren bulunan işyerlerinde tek bir İSİG Kurulu olmalıdır. Kurul oluşturulması ve karar mekanizmaları demokratikleştirilmelidir.

Sigortasız, sendikasız çalıştırma önlenmeli, kayıt dışı çalışma yasaklanmalı, sendikalaşmanın önündeki engeller kaldırılmalıdır.