ORMANDA RES (RÜZGAR ENERJİ SANTRALİ) OLMAZ

ORMANDA RES (RÜZGAR ENERJİ SANTRALİ) OLMAZ

Basına ve Kamuoyuna;

Geçtiğimiz yıl tam da bugün burada yapılmak istenen 12 türbinlik Rüzgar Enerjisi Santrali Projesi’ne karşı Kocaeli Yaşam Derneği olarak köylerimizde yaşayan beş yurttaşın katılımıyla dava açtık. Öncelikle şunu ifade etmeliyiz ki; ne dernek olarak ne de köylüler olarak yenilenebilir enerji türü olan RES’e karşı değiliz. Dava dosyamızda Karamürsel, Gölcük ve İznik arasındaki bu özel bölgeye dair saygın akademisyenlerin, uzmanların ve resmi kurumların görüşlerine dayanarak bu projenin bu alanda yapılmaması gerektiği kanaatine varıp bu davayı açtık.

Davayı açma nedenlerimizi sayarsak;

- Projenin yüzde altmışı tamamen ormanlık alanda, geri kalan yüzde kırklık kısmı ise tarım ve hayvancılık alanları üzerinde olup bu bölgedeki doğal yaşam üzerinde ciddi bir tahribat yaratacaktır. Ağaç kesimleri, arazi betonlaşması, ekosistem tahribatı gibi birçok çevresel sorunlar oluşacaktır.

- İSU verilerine göre; bu RES projesi Avcıdere ve İhsaniye baraj havzalarının Uzun Mesafe Koruma Alanı içerisinde yer alıp; yapılmak istenen Kınalı, İznik ve Karadere barajlarının da içinde olduğu beş barajın su kaynaklarını olumsuz yönde etkileyecektir. Başta yöre halkı olmak üzere Kocaeli’nin su kaynakları ilerleyen yıllarda tehlike altına girecektir. Bölgeyi kullanan göçmen kuşların suya erişimi türbinler yüzünden tamamen imkansız hâle gelecektir. Göçmen kuşların, özellikle de süzülerek göç edenlerin pervanelere çarparak ölmesine, yüksekten uçan türlerin ise göç yollarını değiştirmek zorunda kalarak kısıtlı enerjilerini tüketmesine neden olacaktır.

- Projenin inşaatı ve bu inşaat için açılacak olan yollar dahil toplam proje alanı 1027 hektar alanı kapsayacaktır. İnşaat sırasında ve bitiminde ortaya çıkacak olan 185 bin ton hafriyat, katı atık, atık yağ, gürültü kirliliği, türbinlerin yaratacağı elektromanyetik alan ile hem doğal alan hem de insan sağlığı olumsuz yönde etkilenecektir.

- Yapılan son araştırmalarda, yeni nesil türbinlerin yaşam alanlarından, ova gibi düz alanlarda en az 2 km, tepelik alanlarda ise en az 3.2 km mesafelerde yapılması gerekirken buradaki mesafe 1 km’dir. Yerleşim alanlarına bu kadar yakın olan RES’lerin gürültü, düşük frekanslı ses ve gölge etkileri nedeniyle meydana gelen ve “Rüzgar Türbini Sendromu” olarak adlandırılan sağlık sorunlarından bazıları şunlardır: Kulak çınlaması, baş dönmesi atakları, dengesizlik, çarpıntı, bulantı, asabiyet. Pek çok ülke, özellikle bu sağlık etkilerinin meydana gelmesinin engellenmesi için RES’lerin yaşam alanlarından uzaklıklarına (Setback) ilişkin yasal düzenleme yapıyor. Ancak yürütmeyi durdurma ve projenin iptaline dair kararlar alınmışken yerel idareciler bu bölgeyi “RES yapılabilir.” statüsüne geçirdi.

Başta 12 olan türbin sayısı her ne kadar 9’a düşürülse de ortada saklanan bir gerçek vardır: Projenin tahribat alanı değişmemiş olup rüzgar kanatları ve kapasitesi artırılarak yeniden “ÇED gerekli değildir.” kararı ile aslında hiçbir şey değişmemiştir.

Toplumun ve tüm canlıların zararına olan bu proje; insanların, göçmen kuşların, sayısız bitki ve hayvanın nefes alabildiği özel bir alandadır. Proje, yegâne ormanlarımızın, derelerimizin, barajlarımızın yer aldığı Samanlı Dağları üzerinde onarılması belki de hiç mümkün olmayacak yaralar açacaktır.

Projeye karşı yürüttüğümüz bir yıllık süreçte, imar planı değişikliği ile tarım ve orman alanları belirttiğimiz gibi “RES yapılabilir.” statüsüne geçirildi. Buna karşı toprağına değer biçen köylüye “Çakal” diyen halktan tamamen kopmuş belediye başkanlarını gördük. Şirketlerin kâr hırsı değil, Karamürsel’in bu doğal zenginliğinin korunması gerekmektedir.

Proje, insan sağlığını ve doğal alanı bu kadar tahrip edecekken yaşamı savunan biz çevre gönüllüleri ve toprağına, suyuna, deresine sahip çıkan köylülerimizle birlikte en başından beri buna dur demek istedik. Samanlı Dağları; Marmara’nın, Kocaeli’nin, Bursa’nın, Sakarya’nın, Yalova’nın ve ülkemizin korunması gereken akciğerleridir. Dünyamızın en önemli sorunları iklim krizi ve küresel ısıtmanın başta gelen etmeni karbondioksit olup, ormanlarımızın karbondioksiti oksijene dönüştürdüğü ve karbon yutaklarını oluşturduğu bilinen bir gerçektir. Ormanlarımıza bugün sahip çıkmazsak, geleceğe nefes alabileceğimiz bir dünya bırakamayacağız. Ormanda RES olmaz! diyoruz ve bir an önce bu yanlış çalışmadan dönülüp bu alana verilen tahribatın onarılması gerekmektedir.

Bugün burada bulunan tüm dostlarımıza, Samanlı Dağları’na sahip çıkan tüm çevre derneklerine, sivil toplum kuruluşlarına, siyasi partilere ve en çok da bölge halkına teşekkür ederiz. Dayanışmamız ile bu yanlıştan bir an önce dönüleceğine ve yaratılan tahribatın ıslah edilerek bölgenin eski hâline kavuşacağına inanıyoruz.

Kocaeli Ekolojik Yaşam Derneği,

Kızderbent Savunması,

Tütünçiftlik Sahili Koruma ve Güzelleştirme Derneği,

İznik Çevre ve Yaşam Platformu,

TMMOB Kocaeli İKK,

Karamürsel Çevre Kültür Derneği,

Kızderbentliler Dayanışma ve Kalkındırma Derneği,

Senaiye ve Çevre Köyleri Halkı