45. DÖNEM İLK DANIŞMA KURULU TOPLANTISI YAPILDI

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
45. Dönem`in ilk Oda Danışma Kurulu toplantısı 21 Haziran 2014 tarihinde 101 üyenin katılımıyla TMMOB Öğrenci Evi`nde yapıldı.

45. Dönem Birinci Oda Danışma Kurulu toplantısı, Oda Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ekber Çakar‘ın konuşmasıyla başladı. Ali Ekber Çakar‘ın ardından kürsüye gelen Oda Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Ercüment Ş. Çervatoğlu, 45. Dönem Çalışma Programı taslak çalışması hakkında bilgi verdi.

Toplantının açılışında konuşan TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, TMMOB/Oda çalışmaları ve son dönemde yaşanan gelişmeler üzerine değerlendirmelerde bulunarak AKP iktidarı eliyle TMMOB`ye yöneltilen saldırıların tırmandığı bu dönemde, TMMOB kadrolarının toplum yararına bir meslek örgütü olmanın sorumluluğu ve bilimsel, teknik doğrular ışığında Odamıza ve TMMOB`ye sahip çıkmaya devam edeceğini ifade etti.

Toplantının devamında kürsüye gelen Danışma Kurulu üyeleri gündeme ilişkin görüşlerini aktardılar.

Oda çalışmalarına ve 45. Dönem Çalışma Programı taslağına dair görüşlerin dile getirildiği toplantıda, TMMOB ve Odamızın meslek ve meslektaş çıkarları ile ülkenin eşitlik ve özgürlük mücadelesini birlikte sürdürmesi gerektiği ifade edildi.

Toplantı, Oda Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ekber Çakar`ın değerlendirme konuşmasıyla son buldu.

Oda Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ekber Çakar`ın Danışma Kurulu Toplantısı Açılış Konuşması:

Sayın Birlik Başkanım,
Sayın Oda-Şube Yöneticilerimiz,
Sayın Onur ve Denetleme Kurulları Üyelerimiz,
Sayın Danışma Kurulu Üyesi Arkadaşlarım,

45. Çalışma Döneminin ilk Danışma Kurulu toplantısına hoş geldiniz. Oda Yönetim Kurulu adına hepinizi dostlukla selamlıyorum.

Şube-Oda, TMMOB genel kurullarımızı yurtsever toplumcu çizgimize güç katan bir şekilde tamamlamış bulunuyoruz. Genel kurullarımız, kamu ve toplum yararını ana ilke olarak kabul eden, mesleki ve demokratik mücadeleyi birlikte yürüten çalışma anlayışımızın, örgütlü üyelerimiz ve TMMOB genelinde sahiplenildiğini bir kez daha göstermiştir. Yönetimlerdeki görev değişimlerimiz de mesleki toplumsal sorumluluk ve süreklilik bilinci içinde gerçekleşmiştir. Bugünkü toplantımızda önümüzdeki dönemin çalışmalarını planlayacak ve Çalışma Programına son şeklini vereceğiz.

Oda Yönetim Kurulu (OYK) olarak göreve seçildiğimizden bu yana yeni dönemin çalışmalarını planlamak, projeksiyon geliştirmek üzere bu toplantımıza yönelik hazırlıklar yaptık. Çalışma Programına dair sunuşu birazdan izleyeceğiz. Danışma Kurulumuzdan ve yarın yapılacak olan Sekreterler-Saymanlar toplantısından çıkacak öneri, tavsiye ve kararlara OYK‘da son şekli verilecek ve yeni dönemde hepimize önemli görevler düşecektir.

Önümüzdeki zor dönemde başlıca dayanağımızın örgütsel bütünlüğümüzün geliştirilmesi ve Oda içinde uygulama birliğinin/ tekliğinin sağlanması olacağını önemle belirtmek istiyorum. Aynı şekilde TMMOB ve Odalarımıza karşı düzenlenecek saldırıları göğüsleyecek, toplumsal olayları emek ve meslek örgütleriyle birlikte bir toplumsal muhalefet örgütü olarak sahiplenen, meslek alanlarımızdan hareketle üyelerimizin duyarlılıklarını artıran ve üyelerimizin sorunlarına çözümler üreten bir çalışma tarzı ve programına sahip olmalıyız.

Değerli Meslektaşlarım,

Yeni dönem çalışmalarına geçmeden önce kısaca dünya ve Türkiye‘deki duruma değinmek istiyorum.

2008 yılında başlayan ekonomik krizin dünyada yansımalarının ve uluslararası çelişkilerin arttığı, ekonomik durgunluğun kendini gösterdiği, ABD-Rusya-Çin arası ilişki ve çelişkilerin belirleyici olduğu, sınıf mücadelelerinin yanı sıra son Avrupa Birliği parlamentosu seçimlerinde görüldüğü üzere faşist partilerin de yükselişe geçtiği bir dönemin içindeyiz.

Ülkemizdeki durum ise iktisadi, sınıfsal-toplumsal, siyasal düzeylerde kızışmaktadır. Sanayi üretiminin fason ve taşeron niteliği, kendini Soma katliamında çok acı bir biçimde göstermiştir. Soma katliamı taşeron çalışma, aşırı üretim, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin bulunmaması ve kamu denetiminin gerçekte ortadan kaldırılmasının sonucu olarak gerçekleşmiştir.

İşçi sağlığı ve iş güvenliğini, halk yararına kalkınmacı planlı üretimi ve sanayiyi, güvenceli istihdamı ve sosyal refahı dışlayan yeni liberal politikalar AKP iktidarında yoğunlaşmış; aynı zamanda, sömürü düzeni ve sınıfsal gerçeklikler daha görünür olmuştur.

Siyasal planda ise Erdoğan‘ın diktatörlük özlemi ve iktidarın İran, Irak, Suriye, Libya ve Mısır‘a yönelik ilk politikalarından farklı olarak bu ülkelerin halklarıyla düşmanlık oluşturan mezhepçi politikaların ülkeyi hem içerde hem de bölgede kaosa götürecek tarzda bir boyut kazanarak çevremizdeki her ülke ile düşmanca bir zemine oturmuştur.

Her ülkenin bağımsızlığının ön koşulsuz bir şekilde tanınması, iç işlerine hiçbir şekilde müdahale edilmemesi, Kürt sorunun eşitlikçi, demokratik koşullarda bir arada yaşam çerçevesine yerleşmesi, Türkiye özgülünde sınıf mücadelesinin, emek ve demokrasi güçlerinin hem genelde ve hem de bu konu özgülünde ağırlığının artması gerekmektedir.

Erdoğan iktidarı, Kürt sorununu oyalama taktikleri, kalekollar yapımı, Türk-Kürt İslam sentezi, Barzanileştirme, Lice‘de iki yurttaşın öldürülmesi ve daha önce bir partinin kongresi ve Mersin‘de yapıldığı, son olarak Lice‘de tekrarlandığı üzere, bayrak provokasyonlarının tekrarlanması üzerinden yine çıkmaza sokmaktadır. Bu iktidarın içerdeki mezhepçi politikalarıyla IŞİD‘in mezhepçi terörü çakışmaktadır.

Diğer yandan iki partinin açıkladığı yeni Cumhurbaşkanı adayı, laiklik sorununun önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Türkiye AKP‘li veya AKP‘siz ama AKP ile oluşturulan "yeni Türkiye‘ye" mahkum kılınmak istenmektedir. Türkiye, kapitalizmin yeni liberal politikalarını, onun dinci-mezhepçi ürünü olan AKP‘nin politikalarını sürdürmek zorunda bırakılmaktadır.

Ancak sınıf mücadelesi ve Türkiye‘nin demokratikleşmesi özlemlerinin geliştiği de gözlenmektedir. Tekel direnişi, Haziran halk hareketi ve Soma, ülkemize yeni bir yön çizmiştir. Bu yeni yön içinde kamulaştırma ve kamuculuk, kamusal alan ve mekânların korunması ile kamusal denetimin gerekliliği belirgin bir yere sahiptir. Bu bağlam TMMOB‘nin ve diğer dost çevrelerin yıllardır yürüttüğü mücadeleyi doğrulamakta, toplumsallaştırmaktadır. Bu gerçekliği görmemiz ve buna göre davranmamız gerekmektedir.

Sevgili Meslektaşlarım,

Bugünümüzü ve geleceği gerektiği gibi anlamlandırmak için geçmişimize ve kat ettiğimiz mesafeye de kısaca değinmek istiyorum.

Bilimi teknolojiye, teknolojiyi uygulamaya dönüştüren mühendislerin daha donanımlı ve birikimli olarak yetişeceği ve mezuniyet sonrası bilgilerini yenileyebilecekleri, kendilerini geliştirebilecekleri, eğitim, üretim ve çalışma ortamlarının sağlanması noktasında söyleyeceklerim bazı arkadaşlarımız için tekrar olacaktır. Ancak birçok yeni arkadaşımızın yakın tarihimizi bilmesi, geldiğimiz aşamayı içselleştirmeleri ve yapacağımız çalışmalarda mutlaka gerekli olan uyum ve kolektif yaklaşım açısından büyük yarar görüyorum.

Geldiğimiz aşama için şöyle bir özetleme yapmak mümkündür:

    Odamızın 91 bin 115 üyesi, 19 bin 131 öğrenci üyesi bulunmaktadır.

    Sayısı 33‘e ulaşan yönetmeliklerimiz, iç işleyişimizi ve hizmetlerimizi ciddi bir şekilde düzenlemektedir.

    18 Şube, 99 il-ilçe temsilciliği, 8 mesleki denetim bürosu, 1.500‘ü aşan işyeri temsilciliği ve yarısı teknik görevli olmak üzere toplam 641 çalışandan oluşan büyük bir yapı söz konusudur.

Odamız,

    Hemen hepsi kendi mülkiyetimizdeki hizmet binaları,

    1998‘den bugüne, 116 noktada aynı anda 3 bin üyemize hizmet veren Meslek İçi Eğitim Merkezleri,

    Yüzlerce eğitim, konferans, panel, söyleşi etkinliği,

    Basınçlı Kaplar ve Kaldırma İletme Makinalarının Periyodik Kontrolleri ile Teknik Ölçüm ve Analiz Hizmetleri kapsamlarında ‘A‘ Tipi Muayene Kuruluşu olmamız,

    Bacagazı Emisyon ve Toz Ölçümleri Laboratuvarı Akreditasyonu,

    Kalibrasyon Laboratuvarı Akreditasyonu,

    Personel Belgelendirme Kuruluşu Akreditasyonu,

    Asansör Kontrol Merkezimizin Akreditasyonu ve Onaylanmış Kuruluş olması,

    SMM Hizmetleri ve Mesleki Denetim, Bilirkişilik-Ekspertizlik ve Teknik Ölçüm hizmet çalışmalarında oluşturulan düzey; on binlerce asansör ve milyonlarca LPG‘li araç denetimi,

    Alanlarında referans oluşturan yüzlerce teknik kitap, etkinlik bildiri kitapları, Oda raporları,

    Üyelerimizi ve ilgili tarafları bir araya getiren işçi sağlığı ve iş güvenliğinden sanayi sektörleri, uçak, uzay, havacılık, endüstri, tesisat mühendisliği ve enerji uygulamalarına dek geniş bir mesleki sosyal yelpazede gerçekleştirdiğimiz toplam 58 etkinlik,

    Oda yapısı, hizmetleri ve etkinlikleri ile çalışanlarına, ve TMMOB‘ye, özünde halka geri dönen mali koşulları ile

fonksiyonel büyük bir yapı konumuna ulaşmıştır.

Önceki dönemlerde meslek alanlarımızla ilgili mevzuatlara yaptığımız müdahale ve girdiler önemli sonuçlar vermiştir. Doğalgaz tesisatı, motorlu araç imal ve tadilatı, asansör üretim, bakım ve montajı, LPG uygulamaları, bilirkişilik ve enerji verimliliği bunların başında gelmektedir.

Böylece Odadan yetki belgeli meslektaşlarımızın hizmetlerinin esas alınması sağlanmış ve 20 binden daha fazla üyemize yeni iş alanları açılmıştır.

Bu çalışmaları yürütürken Odamızın dar meslekçi bir yaklaşıma sahip olmadığını özellikle belirtmeliyim. Meslek ve uzmanlık alanlarımızdaki mücadelemiz rant, kişi veya grup çıkarı için değil, bilimin gerekleri, toplumun can güvenliği, çalışma yaşamının insanca düzenlenmesi, işçi sağlığı ve iş güvenliği ve güvenceli çalışma eşliğinde ülkemizin planlı sanayileşmesi, demokratikleşmesi gerekleri üzerine kurulmuştur.

Diğer yandan Odamız dar siyasi bir yaklaşıma da sahip olmamış; siyaseti de benzer bir yöntemle, geniş anlamıyla ve meslek alanlarımız üzerinden yapmıştır. Odamız ekonomik sosyal politikalar, serbestleştirmeler, özelleştirmeler, küreselleşme ve Avrupa Birliği‘ne uyum süreçleri ile meslek-uzmanlık alanlarımız ve ülke çıkarları arasındaki bağları ve uyuşmazlıkları ustalıkla kurmuştur.

Kısaca, sanayileşme, planlama, kalkınma, toplumsal refah ve demokratikleşme gerekleri ile meslek ve uzmanlık alanlarımız arasındaki ilişki ve bütünlük, bizim için vazgeçilmez öneme sahiptir.

Değerli Arkadaşlarım,

Kurumsallaşması ve etkin mesleki-toplumsal hizmet sunumu ile bu yapı, TMMOB‘nin en büyük, en etkin Odası konumuna ulaşmıştır.

Öğrenci üyelikten yönetmeliklere, belgelendirmeden akreditasyon gerekliliklerine, mesleki sosyal sorumluluklarımızın kaynaştırılmasından Birlik içi dayanışmaya ve bağımsızlık, demokrasi, eşitlik, bir arada yaşam mücadelesine dek TMMOB‘de özel bir yerimiz vardır.

Odamız 1994 yılından bu yana, esasen örgütlü üye katılımına dayanmış, örgütsel bağımsızlığını ve yurtsever toplumcu çizgisini korumuş ve geliştirmiştir. Bağımsız çizgi çok önemlidir. Çünkü eğer bu konum yok ise egemen ekonomi-siyaset alanında birilerinin payandası olmak işten bile değildir.

Bugün bu toplantıda güncellenmiş olarak ele alacağımız; emekten, halktan, mesleğimizden, sanayileşmemizden, ülkemizin bağımsızlığı ve gelişmesinden yana Oda Çalışma Programı, İlkeleri ve açımlanması böylesi temellere dayanmaktadır.

Bu program ve ilkelerin aynı zamanda TMMOB‘nin program ve ilkeleri olarak yerleşmesi arkadaşlarımız tarafından sağlanmıştır.

1998 TMMOB Demokrasi Kurultayı, 2002 TMMOB MühendislikMimarlık Kurultayı çok önemlidir, bu kurultayların eksenini Odamız belirlemiştir. DİSK‘li, TÜRK-İŞ‘li, KESK‘li, HAK-İŞ‘li Emek Platformu‘nun programının hazırlık sekretaryasında yine arkadaşlarımız vardı.

1996‘dan günümüze bir dizi merkezi miting ve TMMOB olarak kendi özgücümüz ile alanlara çıktığımız etkinlikler, korku duvarlarını geriletici; meydanların boş, ülkemizin ve mesleklerimizin sahipsiz olmadığının, olmayacağının en güzel ifadesi olmuştur.

TMMOB etkinliklerinde olsun, emek-meslek örgütleriyle birlikte düzenlenen etkinliklerde olsun TMMOB‘den en aktif ve kitlesel katılımını Odamız sağlamıştır.

Bu yapının başarıları, öncü arkadaşlarımızın, bütün yönetim kurullarının, komisyonlarımızın, örgütlü üyelerimizin ve değerlerimizi paylaşan çalışanlarımızın kolektif emeği ile gerçekleştirilmiştir. Bütün bunları, içinde yer aldığımız, bugün temsil ettiğimiz çizginin yakın tarihinin bazı temel özellikleri olarak, yeni dönem çalışmalarımızı şekillendirirken yol göstermesi amacıyla dile getirdim.

Sevgili Arkadaşlar,

Önümüzdeki dönemin çalışmalarını planlama, Çalışma Programı ve açılımları üzerine toplu görüşmeye birazdan geçeceğiz.

Biraz önce Odamızın güçlü yapısı ve başarılarına değindim. Ancak unutmamamız gereken çok önemli bir kaç konuya dikkatinizi çekmek istiyorum.

Bir dönemimizin kapatılması gerektiğini birkaç yıldır dile getiriyorum zira gerçekten yeni bir dönemin içindeyiz. Bina yapım veya alımlarından bu binaların mefruşatına, yeni personel alınmasına kadar rahatlıklarımızın olduğu dönemin artık bittiğini görmek ve buna göre davranmak gerekiyor.

Mühendisliğe yönelik operasyonlar eğitimden başlamaktadır. Eğitim ve çalışma yaşamı süreçleri, kamu ve toplum yararına değil sermaye güçlerinin çıkarlarına hizmet eden, tüm emekçileri olduğu gibi mühendisleri de esnek üretim ilişkilerinin parçası haline getirmeye çalışan liberal bir anlayışa göre şekillenmektedir.

Kamusal hizmetlerin serbestleştirilmesi operasyonu; iş makinaları operatör eğitimlerine, iş güvenliği eğitimlerine, LPG sızdırmazlık raporu düzenlenmesinin piyasaya açılmasına, proje denetimleri ve sicil durum belgelerinin kaldırılmasına dek uzanmıştır. Egemen ekonomik sosyal politikaların hizmet alanlarımızı sardığını görerek dikkatli davranmak, planlama yapmak gerekmektedir.

Bizim dışımızda bir takım kurum ve kuruluşların hizmet sunmaları ve denetim görevi yapmaları ve serbestleştirme mantığının gerektirdiği düzenlemelerle birlikte Odamızın ve dolayısıyla TMMOB‘nin mali yapısının zayıflayacağı açıktır.

Bu gelişmeler ile Odalar ve TMMOB‘nin mevzuatında yapılacak değişikliklerle yapısal dönüşüme uğratılması yine söz konusu olabilecektir.

Yeni dönem, her şeyi titizlikle planlamamızı gerektirmektedir. Ciddi bir iç tahkimat yapmamız gerekmektedir. Örgütlü üye ilişkilerimizi yeni yöntemler de ekleyerek geliştirmemiz, daha fazla üye ile temas kurmamız ve onları örgütlü üye ağına dâhil etmemiz gerekmektedir.

Yeni üyeler kazanmayı, işyeri temsilciliklerini işletmeyi, yenilerini kurmayı, komisyonlarımızı aktif kılmayı, mücadeleci yaklaşımımızı geliştirmeyi, meslek ve uzmanlık alanlarımızı koruma, çeşitlendirme ve yaygınlaştırmayı başarmalıyız.

Meslek alanlarımızdaki daralmaya karşı yeni hizmet alanları bulmamız; Odanın mevcut gücünün korunması, daralma yaşanmaması, meslektaşlarımızın istihdam sorunu ve Oda personel yapısının korunması açısından çök yönlü bir önem taşımaktadır.

Son derece hassas olmamız gereken yeni durumlar da söz konusudur. Örneğin akredite kuruluşların sayısının her geçen gün artması ve meslek odalarının kamu adına yapmakla yükümlü oldukları mesleki denetimlerin kaldırılması; üye ile üyenin, üyeler ile şubelerin ve şubelerin birbirleri ile çıkar temelinde ayrışmasını, rekabetini teşvik edici olabilecektir. Açıkça görelim, meslek odalarının üyeleriyle bugüne kadar kurduğu ilişki zayıflatılmak istenmektedir. Bu durum ve bu süreç, TMMOB Yasası‘nda yapılmak istenen değişikliklerle çakışmakta, uyuşmaktadır. Burada özel çıkar-genel çıkar ilişkisi, dengesi veya dengesizliklerine, çelişkilerine karşı; genel, kamusal, toplumsal, mesleki yarar ilkeleri ile üye-meslektaş-Şube-Oda ilişkisini bir bütün olarak ön planda tutmalıyız.

Görüleceği üzere hemen her alanda konu gelip, TMMOB ve Odamızın kuruluş yasalarındaki temel manzumeye, çalışma program ve ilkelerimizin her koşulda sürekliliğini sağlamaya dayanmaktadır. Hiçbir siyasi gücün arka bahçesi olmayan, Haziran halk hareketiyle çakışan, her uğrakta doğrulanan bağımsız tutumumuzu güçlendirmemiz, gücümüzün farkında olmamız ve onu geliştirmemiz oldukça önem taşımaktadır. Bu nedenle direnç ve mücadelemizin tarihsel ve güncel dayanaklarına karşı özgüvenle yaklaşmalıyız. Yeter ki mücadele edelim, bu mevziyi koruyacağımız ve geleceğe taşıyacağımız kesindir.

Muayene Kuruluşumuzun, basınçlı kaplar ve basınçlı ekipmanlar, tahribatsız muayene, kaldırma ve iletme makinaları, asansörler, iş makinaları, teleferik, teleksi ve teleksiyej, baca gazı-gürültü ve titreşim kirliliği ölçümleri, gaz yakma tesisleri, yürüyen merdiven/ bant, depolama tankları, kaynaklı imalat ve çelik konstrüksiyonlar, metalden işlenmiş parçalar ve alanında Türkiye‘deki ilk akreditasyon olan araçların LPG/CNG yakıt sisteminin kontrolünü kapsar hale gelmesi, bize önemli bir teknik destek sunmaktadır.

Gençlik ve Spor Bakanlığı, Telekom ve askeri birliklerde yapmaya başladığımız-başlayacağımız; Denizcilik Müsteşarlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı ile sürdürdüğümüz yeni çalışmalar, bizlere yeni alanları düşündürtmelidir.

Geçen yıl Mayıs ayında yayımlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği uyarınca, çok sayıda ara teknik elemanın eğitimi ve belgelendirilmesinde yoğunlaşmak; hastanelerdeki basınçlı hava ve hijyenik havalandırma tesisatı çalışmaları; ağır ve tehlikeli işlerde çalışanların eğitim ve belgelendirilmesi bu kapsamda değerlendirilmelidir.

Yeni meslek uygulama alanları oluşturma yöneliminin sürekli kılınması, eski rahatlıklarımızdan yeni dönem ve işleyişe geçişte bizlere önemli hareket olanakları sunacaktır.

Diğer yandan, artık üye aidatlarını toplamaya yönelmemiz, üyelerimizin Odaya sahip çıkmalarının özel çabalarla sağlanması, yeni dönemin gereklilikleri arasında yer almalı ve üzerinde hassasiyetle durulmalıdır.

Üye Birimi ve Teknik Hizmetler Birimi şeklinde ikiye ayırdığımız yeni yapının, bundan sonra maliye dışında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı‘nın idari ve mali denetimine tabi olacağını gözettiğimizde, işleyişimizin mevcut yönetmeliklerimiz doğrultusunda düzenlenmesi hayati önem taşımaktadır. Bu husus hemen her konu için mutlaka geçerli olmalıdır. Örgütümüz, başta yöneticilerimiz ve teknik görevlilerimiz olmak üzere, yönetmeliklerimiz üzerinde çalışmalı, kendilerini ve birbirlerini eğitmeli, yönlendirmeli, bilgilendirmelidir.

Örgütlülük ve çalışma düzeyimiz ile meslek alanlarımızı koruma ve genişletme çalışmalarımızın, yalnızca örgütlü üyelerimize dayanarak gerçekleştirildiğini belirterek, bu özelliğimizin birlik içinde geliştirilmesinin, önümüzdeki dönem açısından taşıdığı öneme vurgu yapmak istiyorum.

Kentsel dönüşüm projelerinin hayata geçirilmesi, doğal, kültürel ve tarihi mirasın rant talanına açılacağı, üst ölçekli planları ve parselasyon planı yapma, yerel yönetimler üzerindeki vesayetin artırılması, merkezi idarenin keyfiyet alanlarının genişletilmesi ve oluşacak kamusal-mesleki denetim eksikliğinin toplumsal yaşamdaki yansımalarını meslektaşlarımıza ve kamuoyuna iyi anlatmalıyız.

Meslek ve hizmet alanlarımız ile ülkemiz sanayisine yönelik saldırılara karşı mücadele etmek, üyelerimizle ortak çalışma ve dayanışma içinde olmak temel felsefemiz olmalıdır.

Danışma Kurullarının yanı sıra Oda-Şube kararlarının üyelerimizce ve bütün örgütte içselleştirilmesine yönelik ortamlar yaratmak ve sürekli kılmak çok önemlidir.

İşsiz ya da iş değiştiren, iş arayan üyelerimize yönelik çok yönlü hizmetlerimizi, geliştirmek temel bir uğraş alanımız olmalıdır.

Mühendis işsizliğinin ardında yatan gerçekleri sanayi ve hizmet sektörlerindeki durum ve genel işsizlik olgusu ile bağ kurarak teşhir etmek görevimiz olmalıdır.

TMMOB‘ye bağlı diğer Odalarla ilişkiler geliştirmeyi, ortak refleksler üretmeyi, İKK‘ları canlı kılmayı, aktif katkıda bulunmayı ihmal etmemeliyiz. Bulunduğumuz illerde ve Türkiye genelinde diğer emek ve meslek örgütleriyle yakınlaşmayı, ortak paydalarda birlikte davranmayı önümüze koymalıyız.

Oda raporlarımız, basın açıklamalarımız, birçok konuda ürettiğimiz Oda görüşleri, panel, söyleşi, eğitim, kurs etkinliklerimizden hareketle kamuoyuna hitabımızı geliştirmemiz gerekiyor.

Bu açıdan çok önemli olan kongre, kurultay, sempozyum etkinliklerimizin her boyutuyla gözden geçirilmesi, kamuoyuna duyurulması, halka yönelik ilgi çekici yönlerinin bulunması; bu etkinliklerimizin niteliklerinin yükseltilip, katılımının artırılması; panel ve diğer oturumlarda Odamız temsilcilerinin mutlaka yer alması sağlanmalıdır. Sonuç bildirileri ile yetinmeyip, her kongre, kurultay, sempozyum konusunun mühendislik, istihdam, Ar-Ge, inovasyon, teknoloji ve sektörel durum boyutlarıyla artık Oda raporlarımızın arasına katılma zamanı gelmiştir. Şubelerimiz, danışma, düzenleme, yürütme kurullarımız düzenlenecek etkinlikleri bu gözle de ele alırlarsa, bildiri kitaplarının yanı sıra önemli bir adım daha atılmış olacaktır.

"Üye İlişkilerine Yönelik İlkeler"imiz arasında bulunan "Oda‘nın ‘üye olunması gerekli‘ bir kurum olarak görülmesinin sağlanması" gereklidir. Bu açıdan, aşırı subjektif eleştirileri dışarıda tutarak söylüyorum, eksiklerimiz ne ise gidermeye yönelik ciddi adımlar atmalıyız.

Toplantımızın katılım düzeyi yüksek, karar ve yönelimlerimizin gereksinim duyduğumuz netlikte olmasını diliyorum. Geldiğiniz için hepinize teşekkür ediyor, yeni dönemde hepimize başarılar diliyor, saygılar sunuyorum.