EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ OHAL'İ SORGULUYOR!

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin yürüttüğü “OHAL Değil Demokrasi İstiyoruz” kampanyası kapsamında düzenlenen "Emek ve Demokrasi Güçleri OHAL'i Sorguluyor" Ankara forumu, 2 Aralık 2017 tarihinde İMO Teoman Öztürk Salonu'nda gerçekleştirildi.

“Emek ve Demokrasi Güçleri OHAL’i Sorguluyor” sloganıyla İMO Teoman Öztürk Salonu’ndan gerçekleştirilen foruma düzenleyici dört örgütün yanı sıra siyasi partiler ve diğer emek-meslek örgütleri de katıldı. Forum, DİSK, KESK, TMMOB ve TTB Genel Başkanlarının konuşmalarıyla başladı. 

DİSK, “Omuz omuza olmalıyız”

DİSK Genel Başkanı Kani Beko, AKP’nin ülkeyi OHAL ile yönetmekten vazgeçmeyeceğini, muhalefetin susturulduğu, muhalif siyasetçilerin hapse atıldığı, medyanın baskı altına alındığı, sokağa çıkıp hakkını savunanın terörist ilan edildiği bu OHAL rejimini kalıcı hale getirmek istendiğini söyledi. Beko, önemli olanın bu gidişat karşısında emekten yana, barıştan yana, demokrasiden yana güçlerin ne yapacağı olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

“Bu karanlık gidişe karşı hep beraber bir çoban ateşi yakacağımızı ilan etmek için toplandık. Mücadele yöntemlerimiz farklı olabilir ama geleceği kurmak için tüm bu farklılıkları bir zenginlik olarak görmeliyiz. OHAL değil demokrasi istiyoruz. Çocuklarımıza kalıcı bir olağanüstü hal rejimi değil, aydınlık bir gelecek bırakmak istiyoruz. OHAL rejimine son vererek demokrasiyi kazanacak olan biziz. Bu ülkenin işçileri, kamu emekçileri, mühendisleri, hekimleri; bu ülkenin tehdit altındaki kadınları, geleceği çalınan gençleri, hiçbir ayrım gözetmeden, tüm farklılıklarımızla ve renklerimizle bir araya geliyoruz. Bu ülkenin gerçek sahipleri biziz. Darbe girişimi ile ilgisi açık-seçik kurulmadan, hiçbir somut delile dayanmadan, adil yargılama süreçleri işletilmeden 130 binin üzerinde kamu emekçisi işinden, geleceğinden edildi. 50'nin üzerinde emekçi bu süreçte intihar etti. DİSK üyesi 2000'e yakın işçi, KESK üyesi 4099 kamu emekçisi, 3315 hekim ve 3000'in üzerinde TMMOB üyesi mühendis, mimar ve şehir plancısı ihraç edildi. Er ya da geç OHAL gidecek, demokrasi gelecek. Ve elbette bir gün mutlaka bu güzelim ülke işçilerin emekçilerin olacak.

KESK, “Yan yana olmalıyız”

KESK Eş Başkanı Aysun Gezen, faşit bütün baskılara karşın yan yana mücadelenin önemine dikkati çekerek şöyle konuştu:
“AKP bir lütuf olarak gördüğü OHAL’den istifade ederek yaptığı değişiklikler ile terörün tanımını genişletti. Kendine muhalif olan bu politikalara karşı çıkan, yağma, talan, rant ekonomisine itiraz eden bütün kesimlere karşı ‘terörist’ yaftası ile bir savaş başlattı. Bunun arkasında AKP’nin tekçi, otoriter, anti-demokratik faşist bir rejim inşasının amaçlandığını görmek mümkün. Bu durumda meslek örgütlerine ve sendikalara yöneltilen saldırıların anlamı ne? Sendikaların ve meslek örgütlerinin tüm bu yağma, talan politikasına, emekçilerin haklarının hiçe sayılmasına, kadın düşmanı cinsiyetçi politikalara karşı ses çıkarmasını engellemektir. Emek ve meslek örgütlerinin iç işleyişine karışacak saldırılar yaşıyoruz. Şunu bilmeliler ki, ne emek meslek örgütleri olarak bizler çekiliriz ne de bizlerle birlikte mücadele kararlılığında olan yoldaşlarımızla aramızın bozulmasına izin veririz. Yan yana omuz omuza yürümeye devam edeceğiz. Emek ve meslek örgütleri olarak güvencesizliğin ve çıkarılan KHK’lerin yarattığı sonuçları ortadan kaldırmaya yönelik çabalarımızı sürdüreceğiz. Bizler emek ve meslek örgütleri olarak referandumda kazandık bir daha kazanabiliriz diyoruz.”

TMMOB, “OHAL’siz, KHK’sız, AKP’siz bir Türkiye”

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, “AKP Hükümetinin ülkeyi yönetme yeteneği ve koşulları kalmadı. Kendi halkına yalan söyleyen, kendi halkına zulmeden, kendi halkının taleplerini görmezden gelen bir iktidarın hiçbir toplumsal meşruiyeti yok. AKP Hükümeti, Gezi Direnişinde ortaya çıkan bu gerçekle yüzleşmek yerine, yıllardır yalanla, zulümle, baskıyla, zorla ülke yönetmeye çalışıyor. Darbecilerle mücadele etmek için çıkartıyoruz dedikleri OHAL’in asıl amacı AKP’nin 15 yıllık rant düzenine, rüşvet çarkına, yağma ekonomisine karşı çıkan toplumsal muhalefet hareketini, emek ve demokrasi güçlerini bastırmak. 16 aydır hüküm süren OHAL Rejimi, FETÖ’nün devlet içindeki uzantılarını tasfiye etmek için değil, emekçilerin sokağa çıkmasını, hakkını aramasını, hesap sormasını engellemek için kullanılıyor” diye konuştu.

OHAL koşulları altında inşa edilmeye çalışılan tek adam rejimine karşı mücadele eden herkesin, AKP iktidarının topyekûn saldırısına maruz kaldığını söyleyen Koramaz, “Birliğimize yönelik saldırılar, şaibeli Anayasa Referandumu sonrasında daha da yoğunlaştı. Referandumdan bu yana geçen 6 aylık dönemde gerçekleştirilen yasal değişikliklerle, Birliğimize bağlı odaların kamu adına yürüttükleri mesleki denetim yetkileri ellerinden alınarak, Birliğimiz etkisizleştirilmek istendi. Bu saldırılar, bu tehditler bizleri yıldıramayacak. AKP zulmüne de boyun eğmeyeceğiz, hiçbir arkadaşımızın boynunu eğdirmeyeceğiz. Emekçi ve yoksulların istikbali, OHAL’siz, KHK’sız, AKP’siz bir Türkiye’dedir. Bunu yaratacak olan bizlerin mücadelesidir. Bu mücadeleye omuz veren herkese selam olsun” ifadelerini kaydetti.

TTB, “Mücadeleye devam ediyoruz”

TTB Merkez Konseyi Başkanı Raşit Tükel, “KHK’larla ihraç edilen hekim sayısı, Sağlık Bakanlığı’ndan bin 960, Tıp Fakültelerinden bin 382 olmak üzere toplam 3 bin 342’dir. Bu konuda çarpıcı bir olgu, son 10 yıl içinde Diyarbakır Tabip Odası Başkanlığı’nı yapmış ya da yapmakta olan 5 meslektaşlarımızın OHAL sürecinde ihraç edilmiş olmasıdır” dedi.

“Hekimlerin hukuksuz bir biçimde görevlerinden ihraç edilmeleri ne OHAL ne de darbe girişimi ile ilişkilendirilebilir” diyen Tükel, sözlerini şöyle sürdürdü: “TTB ve tabip odaları yönetici ve üyeleriyle birlikte çok sayıda hekimin kamu görevinden ihraç edilmeleri, üniversitelerdeki kadrolarından koparılmaları, ülkemizde sağlık hizmetlerine ve yükseköğretim sistemine zarar verdi. 3 bin 342 hekimin ihraç edilmesi halkın sağlık hizmetlerine erişimini aksattı ve sağlık hakkının engellenmesine neden oldu. İhraçlar, nitelikli sağlık hizmeti verilmesini, hastalarının ve öğrencilerin ülkemizin değeri olan bilim insanlarından faydalanmasını, iyi ve donanımlı hekim yetişmesini engelledi. OHAL kaldırılmalı, KHK’lar iptal edilmelidir. Herhangi bir somut suçlama dahi yöneltilmeksizin hukuksuz olarak ihraç edilen kamu çalışanları görevlerine iade edilmelidir. Sağlık hakkımız, hekimlik değerlerimiz ve toplumsal sağlığımız için; emek, demokrasi, adalet ve toplumsal barış için, hukuksuz biçimde ihraç edilen meslektaşlarımızın hastalarına ve öğrencilerine bir an önce kavuşabilmeleri için mücadeleye devam ediyoruz.”

Sonrasında TMMOB Basın Danışmanı Mutlu Arslan OHAL sürecine ilişkin bir sunum gerçekleştirdi. Sunuma ulaşmak için tıklayınız...

Forum siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcilerinin konuşmaları ile devam etti. Sırasıyla HDP Eş Genel Başkan Serpil Kemalbay, CHP Milletvekili Şenal Sarıhan, SYKP Eş Başkanı Tülay Hatimoğlu, Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şükran Doğan, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Naci Sönmez, ÖDP İdem Erman, Sosyalist Emekçiler Partisi Genel Başkanı Güneş Gümüş,  Birleşik Haziran Hareketi’nden Soydan Kavraal, Dişhekimleri Birliği Genel Sekreteri Neslihan Sevim, Halkevleri Genel Sekreteri Dilşat Aktaş, Mülkiyeliler Birliği Genel Başkanı Erdal Eren, İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Alevi Bektaşi Dernekleri Başkanı Tuncay Özkan, 78’liler Federasyonu’ndan Cumhur Yavuz, Toplumsal Özgürlük Parti Girişimi’nden Mithatcan Türetken ve ADAM-DER Kurucu Başkanı Rahmi Yıldırım birer konuşma yaptılar.

Emin Koramaz tarafından yapılan konuşmanın tamamı şöyle:

Değerli Siyasi Parti Başkanları, Değerli Milletvekilleri, Emek ve Meslek Örgütlerinin Saygıdeğer Yöneticileri, Sevgili Arkadaşlar

“OHAL Değil, Demokrasi İstiyoruz” sloganıyla başlattığımız ortak mücadele programının Ankara Forumu’na hepiniz hoş geldiniz. Türkiye’deki 520 bini aşkın Mühendis, Mimar ve Şehir Plancısının örgütü olan TMMOB adında, emeğiyle, onuruyla, vicdanıyla yaşayan milyonlarca yurttaşımızın sesi olan sizleri saygıyla selamlıyorum.

Değerli Arkadaşlar,

En baştan net bir biçimde söylüyorum ki, AKP Hükümetinin ülkeyi yönetme yeteneği ve koşulları kalmamıştır. Kendi halkına yalan söyleyen, kendi halkına zulmeden, kendi halkının taleplerini görmezden gelen bir iktidarın hiçbir toplumsal meşruiyeti yoktur.

AKP Hükümeti, Gezi Direnişinde ortaya çıkan bu gerçekle yüzleşmek yerine, yıllardır yalanla, zulümle, baskıyla, zorla ülke yönetmeye çalışıyor. 15 yıllık iktidarları boyunca öyle büyük suçlar işlediler ki, öyle çok kan döktüler ki, öyle yolsuzluklar yaptılar ki, iktidarı kaybettikleri, dokunulmazlık zırhını yitirdikleri anda dünyalarının başlarına yıkılacağını çok iyi biliyorlar. Bu yüzden, iktidarı kaybetmemek için her şeyi yapıyorlar. Anayasayı çiğniyorlar, seçimlere hile karıştırıyorlar, mahkemeleri ayartıyorlar, siyasi parti başkanlarını tutukluyorlar, halk iradesini hiçe sayıyorlar.

Şimdi çok daha iyi anlıyoruz ki, darbecilerle mücadele etmek için çıkartıyoruz dedikleri OHAL’in asıl amacı da, AKP’nin 15 yıllık rant düzenine, rüşvet çarkına, yağma ekonomisine karşı çıkan toplumsal muhalefet hareketini, emek ve demokrasi güçlerini bastırmakmış. 15 aydır hüküm süren OHAL Rejimi, FETÖ’nün devlet içindeki uzantılarını tasfiye etmek için değil, emekçilerin sokağa çıkmasını, hakkını aramasını, hesap sormasını engellemek için kullanılıyor.

Hayatını darbelere karşı, Gülen Cemaatine karşı mücadeleye adan sosyalistleri, barış için bildiri yayınlayan akademisyenleri, sendikal eylemlere katılan emekçileri, özgür ve demokratik bir ülke için mücadele eden devrimcileri “FETÖcülükle”, “darbecilikle” suçlayarak işlerinden atmanın başka bir açıklaması olamaz.

İşçilerin grevlerini, sendikaların eylemlerini, kitle örgütlerinin basın açıklamalarını yasaklamanın başka açıklaması olamaz!

Kadın kuruluşlarını, çocuk derneklerini, insan hakları örgütlerini kapatmanın başka açıklaması olamaz!

Stadyumda pankart açan taraftarın, sosyal medyada mesaj paylaşan gencin, gazetesinde haber yapan gazetecinin tutuklanmasının başka açıklaması olamaz!

Darbenin girişiminin 1 numaralı şüphelisi 16 Temmuz’da adliye kapısından serbest bırakılırken, gözaltındaki damatlar hakim karşısına bile çıkarılmadan salıverilirken, işinden atıldığı için 270 gündür açlık grevinde olan Nuriye’nin cezaevinde tutulmasının başka açıklaması olamaz!

Değerli arkadaşlar,

OHAL koşulları altında inşa edilmeye çalışılan tek adam rejimine karşı mücadele eden herkes, AKP iktidarının topyekûn saldırısına maruz kalmaktadır. Polisiyle, mahkemeleriyle, yandaş basınıyla, kurumlarıyla dört bir koldan yürütülen bu saldırıların hedefinde bu ülkenin onuruyla yaşayan mühendis, mimar ve şehir plancıları ve onların örgütü olan TMMOB de bulunmaktadır.

OHAL döneminde yayınlanan Kanun Hükmünde Kararnameler ile bakanlıklardan, kamu kurumlarından, üniversitelerden ve belediyelerden ihraç edilen mühendis, mimar ve şehir plancılarının sayısı 3000’e ulaşmaktadır. Mahalli idarelerde sözleşmeli olarak çalışan arkadaşlarımızın sözleşmeleri yenilenmemesi nedeniyle bu sayı her geçen gün daha da büyümektedir.

Birliğimize yönelik saldırılar, şaibeli Anayasa Referandumu sonrasında daha da yoğunlaşmıştır. Hayır talebinin tüm Türkiye çapında örgütlenmesi için mücadele eden Birliğimiz, o günden beri soruşturmalarla, davalarla, idari yaptırımlarla, yandaş medya saldırılarıyla karşı karşıya gelmekte, bizatihi Cumhurbaşkanı tarafından hedef gösterilmektedir.

Referandumdan bu yana geçen 6 aylık dönemde gerçekleştirilen yasal değişikliklerle, Birliğimize bağlı odaların kamu adına yürüttükleri mesleki denetim yetkileri ellerinden alınarak, Birliğimiz etkisizleştirilmek istenmiştir.

Sosyal Güvenlik Kurumu ile Birliğimiz arasında 2012 yılında imzalanan “asgari ücret belirleme protokolü” tek taraflı olarak feshedilerek, meslektaşlarımızın insanca bir ücretle yaşama hakları gasp edilmiştir.

İdari ve mali denetim bahanesiyle, Odalarımız Bakanlıkların vesayeti altına alınmak istenmiştir. Odalarımızın buna direnmesi üzerine Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Birliğimize bağlı Kimya Mühendisleri Odası’na karşı açmış olduğu davada mahkeme, Kimya Mühendisleri Odamızın Yönetim Kurulu üyelerinin görevden alınmasına karar vermiştir.

Birliğimize, odamıza ve üyelerimize yönelik bu saldırılar, bu tehditler bizleri yıldıramayacak! 63 yıllık bir mücadele geleneğinin üzerine kurulu olan TMMOB, nice baskılar, nice zorbalıklar, nice saldırılarla karşılaşmış, hiçbirisine boyun eğmemiştir. AKP zulmüne de boyun eğmeyeceğiz, hiçbir arkadaşımızın boynunu eğdirmeyeceğiz!

Değerli arkadaşlar,

Cumhurbaşkanı son zamanlarda sıklıkla, “Türkiye’nin kaderiyle AKP’nin kaderinin bütünleştiğini” söylüyor. Kendi yanlış kararlarının sorumluluğunu bütün ülkeye yüklemeye, kendi içinde bulundukları kaosu bütün ülkeye yaymaya çalışıyorlar. Bütün ülkeyi, içinde bulundukları bataklığın içine çekmelerine izin vermeyeceğiz. Bu ülkenin emekçi ve yoksul halklarının kaderi hiçbir zaman onların istikbaliyle bir olmadı, bundan sonra da olmayacak. Emekçi ve yoksulların istikbali, OHAL’siz, KHK’sız, AKP’siz bir Türkiye’dedir.

Bunu yaratacak olan bizlerin mücadelesidir. Bu mücadeleye omuz veren herkese selam olsun, hepimize kolay gelsin!

Emin KORAMAZ

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı