I.ULUSLARARASI X.ULUSAL İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ KONGRESİ

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.

Odamız adına Adana Şubemiz sekreteryalığında düzenlenen I. Uluslararası, X. Ulusal İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kongresi, 23-26 Ekim 2019 tarihleri arasında Adana’da Çukurova Üniversitesi Mithat Özsan Amfisi’nde gerçekleştirildi.

Ana teması “Güvenli Yarınlar İçin Bugün İSG” olarak belirlenen ve bu yıl ilk kez uluslararası olarak gerçekleşen kongrede, toplam 29 oturumda 54 sözlü bildiri, çok sayıda sunum ve poster bildiri yer aldı.

Üç gün süren kongrenin açış konuşmaları Oda Başkanı Yunus Yener, Adana Şube Başkanımız Hasan Emir Kavi, TMMOB Yürütme Kurulu Üyesi Mehmet Besleme, Çukurova Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İbrahim Halil Elekcioğlu ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar tarafından yapıldı.

Oda Başkanı Yunus Yener, açış konuşmasında Oda’nın işçi/iş sağlığı ve güvenliği alanına yönelik çalışmalarına değindikten sonra özetle şunları söyledi:

“TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu ve şahsım adına sizleri saygıyla selamlıyorum.

Adana Şubemizin sekretaryalığında düzenlediğimiz I. Uluslararası, X. Ulusal İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kongresi’ne hoş geldiniz.

Konuşmama başlarken iş cinayetlerinde kaybettiğimiz bütün emekçileri ve meslektaşlarımızı saygıyla anıyorum.

İşçi sağlığı ve iş güvenliği (İSİG) sorunlarının doğru çözümlere kavuşturulmasına yönelik güvenlik önlemlerinin geliştirilmesi, mesleğimiz ve Odamızın temel görevleri arasındadır. Uzmanlık alanlarımızla ilgili tüm dallarda olduğu gibi işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda da geliştirici, iyileştirici çalışmalara katkıda bulunmayı en önemli görevlerinden biri olarak gördüğümüzü belirtmek istiyorum.

20 yıldan bu yana işçi sağlığı ve iş güvenliğine yönelik olarak düzenlediğimiz sempozyum ve kongrelerin bu alana yönelik duyarlılıkların yerleşmesinde önemli bir rolü bulunmaktadır. Etkinliklerimizde şekillenen bütünlüklü öneriler, bildiri-panel kitapları ve Oda Raporumuz bu konuda birer başvuru kaynağı olmuştur.

İş güvenliği, periyodik kontroller, kaldırma iletme makinaları, basınçlı kaplar, yangın güvenliği, iş makinaları ve ilgili konularda birçok kitap basımı, konu özgülündeki çalışmalarımızda önemli bir yer tutmaktadır.

Yine Odamız, tüm meslek uygulama alanlarımızda olduğu gibi bu alanda çalışacak üyelerimizin bilgi ve deneyimlerinin geliştirilmesini; lisans eğitiminin meslek içi eğitimlerle desteklenmesini zorunlu görmekte ve gerekli eğitimleri düzenlemektedir.

Bilindiği üzere çalışma temel bir haktır. Bu hak ile uygulama ve mevzuat düzenlemelerinin bir bütünlük oluşturması gerekir. Çalışma hak ve etkinliğinin, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri eşliğinde gerçekleşmesi, insanca çalışma ve yaşama hakkının gerekliliklerini karşılayacak biçim ve içerikte olması, yasa/mevzuat düzenlemelerinin böylesi bir eksene göre şekillenmesi gerekir.

İş kazalarının tamamının önlenebilir nitelikte olduğu düşünüldüğünde, üretim ve hizmet yani çalışma koşullarının bu yaklaşımla düzenlenmesi, bilimsel-teknolojik gelişmelerin sağladığı olanakların bu içerikte kullanılması gerekmektedir. İş kazaları önlenebilir ancak iş kazaları ve cinayetlerinin artarak sürmesinin nedenlerinden biri de kazaları “ilahi takdir” vb, şeklinde değerlendiren ve ayıplanması, kınanması gereken anlayışlardır.

Bugünkü İSİG, iş güvenliği mühendisliği ve işyeri hekimliği sorunları, özellikle neoliberal döneme damgasını vurup 2000’li yıllarda yoğunlaşan serbestleştirme, özelleştirme, esnek-taşeron üretim ve istihdam politikalarında kök bulmaktadır.

Kamu idari yapısı, personel rejimi ve kamusal denetim alanlarındaki dönüşüm ve tasfiyeler de bu alanı doğrudan olumsuz bir şekilde etkileyen başlıca faktörler arasındadır.

2003 yılından bu yana yapılan 4857 sayılı İş Kanunu, 6331 sayılı İş Sağlığı İş Güvenliği Kanunu ve diğer tüm düzenlemeler, büyük oranda işçi sağlığı ve İş ve Güvenliği normlarının dışında ve sermaye güçlerinin lehine olmuştur. Sömürüyü yoğunlaştırmaya yönelik “maliyet-verimlilik-azami kâr” kıskacı, ne yazık ki çalışma yaşamını, güvenli çalışma hakkını, iş ve yaşam güvenliğini olumsuz bir şekilde belirlemektedir.

Bu nedenle iş güvenliği mühendisliği/uzmanlığı ve işyeri hekimliği uygulamaları tam yerleşmeden geriletilmiş; mevzuat, piyasa ihtiyaçlarına göre düzenlenmiştir.

İSİG; tıp, mühendislik ve sosyal bilimler ile bağlantılı çok-bilimli bir alan olmasına karşın bu disiplinler mevzuatta adeta cezalandırılmaktadır. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, sorumlulukları işverenlerden çok uzmanlara ve hekimlere yüklemiştir. İş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personelinin işyerlerindeki hizmet süreleri sürekli düşürülmüştür. İşyeri hekimi, mühendis, teknik eleman, hemşire ve diğer sağlık personeline yönelik eğitim hizmetleri dışarıdan satın alma yoluyla ticarileştirilmiştir. Özel öğretim kurumlarına yetki tanınmasıyla mühendislik meslek örgütlerinin fonksiyonu dışlanmıştır. Tam zamanlı iş güvenliği mühendisliği de dışlanmış, uzmanlar işverene bağımlı kılınmış, iş kazalarında işverenlerin sorumluluğu neredeyse kaldırılmıştır. Yüzlerce eğitim kurumu ve binlerce Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi kurulmasıyla adeta eğitim kuruluşu ve OSGB denizi oluşmuş ancak İSİG koşulları iyileşmemiş, daha da kötüye gitmiştir. Kısaca yeni mevzuat ile de ölümler önlenememiş, hatta daha da artmıştır.

İSİG alanında ulusal politikaların oluşturulması ve işyerlerinde denetime ilişkin kararlar bugüne kadar sosyal tarafların görüşleri önemsenmeden tek başına (eski adı ile) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından alınmıştır. İş kazalarında, kaza sıklık oranında ve ağırlık oranındaki artışlar da alınan kararların doğru kararlar olmadığını göstermektedir.

İş kazaları sonucu toplu ölümlerin artması nedeniyle 2012 yılında çıkarılan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu da bir çözüm olmamıştır. Kanun ilk gündeme geldiğinde ve üzerinde değişiklikler yapılması sırasında iş kazaları ve meslek hastalıklarının bu kanun ve mevzuat ile önlenemeyeceğini hep söyledik.

Ancak, daha sonra kanun ile iş güvenliği uzmanlığı, işyeri hekimliği ve diğer sağlık personeline ilişkin yönetmelikler defalarca değiştirilmesine rağmen kazalar ve iş cinayetleri artarak devam etmiştir.

Öyle ki 2013’te 191 bin 389 olan kaza sayısı her yıl sürekli artış göstermiş ve 2017’de 359 bin 653’e ulaşmıştır.

Ölümlerde de benzer bir artış söz konusudur. SGK verilerine göre, İş kazaları sonucu 2012 yılında 744 ölüm vakası varken 2017’de bin 636; İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSGM) verilerine göre de en az 2 bin 6 emekçi yaşamını kaybetmiştir.

2018 ve 2019 verileri SGK tarafından henüz yayımlanmamıştır ancak İSGM verilerine göre 2018 yılında en az bin 923; 2019 yılının ilk dokuz ayında en az bin 320 emekçi yaşamını kaybetmiştir.

Meslek hastalıkları verileri ise hepimizin bildiği gibi çok dramatiktir. Açıklanan SGK verilerine göre son beş yılda meslek hastalıklarından dolayı ölüm hiç yoktur! Oysa dünyada iş kazaları oranı yüzde 44, meslek hastalıkları oranı yüzde 56’dır. Türkiye’de ise iş kazaları oranı yüzde 99,998; meslek hastalıklarının oranı ise on binde 2’dir! Fakat meslek hastalıkları sıklığının binde 4–12 arasında değişmesi ve Türkiye’deki zorunlu sigortalı sayıları üzerinden 2017 yılı itibariyle en az 35 bin meslek hastalığı, tüm çalışanlar söz konusu edilirse olgu sayısının 100 bin ile 300 bin arasında olması gerekirdi! Ama 2017 yılında Türkiye’de 691 meslek hastalığı tespit edilmiştir.

Diğer yandan hemen her gün tanık olduğumuz üzere başta maden ve inşaat sektörleri ile göçmen işçilik, çocuk ve kadın işçiliği ile ilgili dramatik sorunlar da oldukça iç acıtıcı düzeydedir. Ülkemizde ve dünyanın birçok yerinde çalışma koşulları bazen 19. yüzyılın acımasız çalışma koşullarını andırmaktadır.

Sorunlar çok ve ben yalnızca bazılarına değindim. Kongremizde konuşmacılar da bu konuları ele alacaklar. Bu nedenle mevzuat ve işleyiş düzlemindeki çözüm önerilerimizi özlüce ifade ederek konuşmamı tamamlayacağım.

İSİG alanına dair bütün veriler ve sorunlar göstermektedir ki bu konu sermaye güçlerinin çıkarlarına göre değil çalışanlardan yana; sendikalar, TMMOB, TTB ve üniversitelerin görüşleri ve kamusal denetim ekseninde düzenlenmeyi beklemektedir.

İş Kanunu, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ve ilgili mevzuat yeniden düzenlenmelidir. Mevzuat esnek ve kuralsız çalışmayı, geçici iş ilişkisini, taşeronlaştırmayı yasal hale getirdiği, kıdem tazminatlarını, fazla mesai ücretlerini, sendikal hak ve yetkileri budadığı için iptal edilerek kamusal denetim mekanizmalarıyla birlikte yeniden düzenlenmeli; bütün tarafların katılımı ile ekseni insan olan çağdaş bir yapıya kavuşturulmalıdır.

Yapılacak tüm düzenlemelerde asıl sorumluluğun işverenlerde olduğu hususu yer almalıdır.

Bakanlıkların yeniden yapılandırılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile bileşimi ve görevleri belirsizleşen “Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi” ve bileşenleri, devlet ve işveren ağırlıklı bir yapıdan çıkarılmalı; sendikalar, üniversiteler, TMMOB, TTB ağırlıklı hale getirilmeli ve kararları tavsiye değil bağlayıcı nitelikte olmalıdır.

İSİG ile ilgili düzenleme ve uygulamalar sektör, çalışan sayısı vb. hiçbir ayrım olmaksızın bütün işyerlerini ve tüm çalışanları kapsamalıdır. Kamu kuruluşlarında ve 50’nin altında çalışanın olduğu az tehlikeli işyerlerinde, uzman ve hekim çalıştırılması uygulaması ertelenmemeli ve hemen başlatılmalıdır.

Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıftaki, 100’den fazla çalışanın bulunduğu sanayi işletmelerinde “tam zamanlı” iş güvenliği mühendisi istihdamı zorunlu hale getirilmelidir.

İşyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanlarının mesleki bağımsızlıkları ve iş güvenceleri korunmalıdır.

İş kazalarının büyük çoğunluğunun küçük ölçekli işyerlerinde olduğu gözetilerek İSİG Kurulu oluşturma zorunluluğu en az 30 çalışanın bulunduğu işyerlerini de kapsamalı, bu sayı kademeli olarak daha da aşağıya çekilmelidir. İş ve işyerlerinin bir bütün olduğu gerçeğinden hareketle, alt işveren bulunan işyerlerinde tek bir İSİG Kurulu olmalıdır. Kurul oluşturulması ve karar mekanizmaları demokratikleştirilmelidir.

Sigortasız, sendikasız çalıştırma önlenmeli, esnek/güvencesiz ve kayıt dışı çalışma yasaklanmalı, sendikalaşmanın önündeki engeller kaldırılmalıdır.

Son olarak belirtmek isterim ki Odamız, İSİG mevzuatındaki tüm olumsuzlukların giderilmesi, iş kazaları ve meslek hastalıklarına yönelik önleyici yaklaşımlar geliştirilmesi, iş güvenliği mühendisliğinin ve işyeri hekimliğinin çalışma yaşamının sorunlarını çözmeye katkı koyacak şekilde yaşama geçirilmesi, tüm emekçilerin yaşamlarının güvenceye alınması için etkinlik, öneri ve katkılarını sürdürecektir.

Sözlerime son verirken, ev sahibimiz Çukurova Üniversitemizin Rektörlüğüne, Dünya Sağlık Örgütü, Uluslararası Çalışma Örgütü, Bakanlık, TMMOB, TTB, DİSK, KESK yetkililerine, oturumlara katılacak-bildiri sunacak tüm konuşmacılara, Odamız adına kongrenin düzenlenmesini sağlayan danışma, düzenleme, yürütme kurulları ile kongre sekreterlerine, Adana Şube Başkanımız nezdinde Şube Yönetim Kurulumuz ve çalışanlarına, tüm delege ve izleyicilere, Oda Yönetim Kurulumuz adına içtenlikle teşekkür ediyor, etkinliğimizin başarılı geçmesini diliyor, saygılar sunuyorum.”

MMO Adana Şube Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Emir Kavi açış konuşmasında şunları söyledi:

“TMMOB Makina Mühendisleri Odası Adana Şube Yönetim Kurulu ve şahsım adına sizleri saygıyla selamlıyorum. “1.Uluslararası X. Ulusal İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kongresi” ne, hoş geldiniz.

TMMOB Makina Mühendisleri Odası olarak; birincisini 2001 yılında düzenlediğimiz ve o tarihten beri toplamda dokuz kez ulusal boyutta gerçekleştirdiğimiz kongremizde şu ana kadar toplam 110 oturumda 235 sözlü bildiri, 112 poster bildiri ile 6.196 kişinin katılımıyla gerçekleşmiştir. Bugün istikrarlı şekilde 10.kez gerçekleştirdiğimiz kongremizi Uluslararası platforma taşımanın gururunu yaşıyoruz.

Emekten, halktan ve bilimden yana bir meslek örgütü olmanın bilinci ve sorumluluğuyla bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da her şeyden önce insan yaşamının geldiğini vurgulamaya devam edeceğiz. Kongremizde asıl amacımız; bu toplumsal ve ekonomik sorunu, ulusal ve uluslararası deneyimlerle her boyutuyla bir kez daha tartışmak, ülkemizde kanayan bir yara olan işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda geliştirici ve iyileştirici çalışmalara katkı verme mücadelemizi sürdürmek, ortaya çıkan çözümleri kamuoyunun ve yetkililerin bilgisine sunmaktır.

Ülkemiz iş kazalarında Dünya’da ilk sıralarda; Eurostat ve SGK istatistikleri birleştirildiğinde ölümlü iş kazalarında ise Avrupa’da birinci sırada yer almakta olduğunu hepimiz biliyoruz. İSİG MECLİSİ verilerine göre Türkiye’de 2019 yılının ilk dokuz ayında en az 1.320 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi… Bu kongrenin önemi, içinde bulunduğumuz vahim tablonun artık değişmesinin sorumluluğunu taşıyan ilgili tüm kesimleri halkımızla buluşturarak çözümler sunmaktır.

23-26 Ekim 2019 tarihleri arasında 4 gün sürecek etkinliğimiz; “GÜVENLİ YARINLAR İÇİN BUGÜN İSG” temasıyla gerçekleşecek olan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kongremizde açılış ve kapanış oturumları hariç 29 oturumda 54 sözlü bildiri, çok sayıda sunum ve poster bildiri yer alacaktır.

WHO (Dünya Sağlık Örgütü), ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü, ICOH (Uluslararası İş Sağlığı Komisyonu) gibi saygın kurumların temsilcileri, ABD, Almanya, Hindistan, Makedonya ve İran gibi ülkelerden katkılar sunacak bilim insanları, ülkemizin alanlarında uzman saygın akademisyenleri, ilgili bakanlıkların ve kamu kurumlarının yetkin isimleri, sendikal ve örgütlenme mücadelesinin değerli temsilcileri ve duyarlılığıyla gündem yaratan çok değerli gazetecilerimizin de yer alacağı kongremizde konunun muhatabı olan tüm tarafları buluşturarak, ortaya çıkan çözümleri kamuoyunun ve yetkililerin bilgisine sunmayı amaçlamaktayız.

Başta Kongre için bize bu ortamı sağlayan Ç.Ü. Rektörlüğüne, Kongremize gerçekleşmesinde

Akademik destek sağlayan, BİLİM KURULU, Düzenleme Kurulu ve Yürütme Kurulu üyelerine,

Maddi destek sağlayan Adana Büyükşehir Belediye Başkanımıza, Seyhan Belediye Başkanımıza, Çukurova Belediye Başkanımıza, Sarıçam Belediye Başkanımıza, Adana Sanayi Odasına, Adana Organize Sanayi Bölge Müdürlüğüne, Aksagaz Doğalgaz Dağıtım A.Ş. ve adına sayamadığım diğer kurum, kuruluş ve şirketlere,

İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanındaki teknolojileri Kongre katılımcılarıyla paylaşmak için sergi açan tüm firma, kurum ve kuruluşlara,

Delege katılımı ile destek veren tüm firma, kurum ve kuruluşlara,

Tabi ki İşin emek yoğun mutfağında bulunan başta kongre sekreterlerimiz Arzu ÖZDAL İDEM ve Sercan ŞAHİN’e, Şube Müdürümüz Hikmet PEKDUR ve tüm şube emektarlarına, şahsım ve Şube Yönetim Kurulumuz adına teşekkür ediyorum.

Üreterek Büyüyen, Paylaşarak Gelişen, Bağımsız, Sanayileşmiş, Demokratik bir ülke ve İnsanına Çalışanına Değer Veren Bir Toplum yolunda hepinizi tekrar selamlıyorum, hoş geldiniz.”