SAVAŞA KARŞI BARIŞI SAVUNANLAR ALANLARA İNDİ

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
Diyarbakır Şubesi

Bölgemizde uygulanan sokağa çıkma yasakları ve savaş haline karşı barışı savunmak için, DİSK, KESK ve TMMOB, 29 Aralık 2015 Salı günü ülke genelinde “iş bırakma” eylemi düzenleyerek alanlara çıktı. Diyarbakır’da saat 12.30’da Galeria iş merkezi önünde toplanan 10 binlerce kişi, bölgemizde yaşanan savaşın ve süren ablukaların kaldırılması çağrısında bulunarak barış taleplerini dile getirdiler.

DİSK, KESK ve TMMOB bileşenlerinin katılımıyla yapılan basın açıklaması şöyle;  

ENDİŞEMİZ ARTIYOR!

Siz basın emekçileri de yakından tanıksınız ki; emek ve meslek örgütleri olarak defalarca kez, siyasi iktidarın, savaş politikalarını tırmandırarak ülkemizi sürüklediği "uçuruma" dikkat çektik. Çocukların, kadınların, gençlerin, yoksulların kanının aktığı, anaların gözyaşının kurumadığı, insanlarımızın yıllarca unutamayacakları acılar yaşayacakları ve halklarımızın bir arada yaşama umudunun gittikçe tükendiği bir savaşa ne içeride ne de dışarıda asla razı olmadığımızı her alanda dile getirdik. Endişelerimizi, taleplerimizi ve çözüm önerilerimizi her fırsatta ve her zeminde dile getirdik.

Halkın barış isteğini haykırmak için 10 Ekim`de Ankara`da yaptığımız uyarı mitingi kana bulandı, isimlerini tek tek burada sıralamanın mümkün olmadığı, onur duyduğumuz 101barış savunucusu katledildi, onlarcası yaralandı. Dünya kamuoyunda lanetlenen bu cani saldırı açığa çıkartılıp tüm sorumlularından hesap sorulması gerekirken, 10 Ekim Katliamı protestolarıyla ilgili barış,emek ve demokrasi savunucularına  soruşturmalar açıldı

Değerli Basın Emekçileri,

Biz emek ve meslek örgütleri olarak, sadece üyelerimize değil, halkımıza karşı da duyduğumuz sorumluluk ve vicdanlarımız gereği, bugün burada bir kez daha ülkemizin yüz yüze kaldığı bu trajediyi dile getirmek, sizin aracılığınızla kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz.

Bölgemizde uygulanan sokağa çıkma yasakları, "savaşı"  andıran askeri yığınaklar, okulların, hastanelerin ve devlet dairelerinin karargâhlara dönüştürülerek çatışmaların bütün bölgeye yayılmasıyla birlikte ilçeler, şehirler abluka altına alınıp boşaltılmakta, yüzlerce insan evlerinden alınarak kapalı spor salonlarına hapsedilmekte, çocuklar ve kadınlar hedef alınarak katledilmektedirler. Hiç bir inanç ve insanın kabul edemeyeceği şekilde insan cesetleri günlerce sokaklarda bırakılmakta, almaya çalışan yakınlarına ateş açılmaktadır.

Devlet, yaklaşık 3 bin 800 öğretmeni Cizre ve Silopi den savaş boyutundaki operasyon öncesi hizmet içi eğitim adı altında ilçelerden çıkarırken 40 bin öğrenciyi kaderlerine terk etmekle ve sağlık emekçilerini hastanelere hapsetmekle çok tehlikeli bir mesaj vermiştir. Sur ilçesinde ise 10 bin öğrenci ve 420 eğitim emekçisi mağdur edilmektedir. Ayrıca bu savaşın yarattığı travmalar bir nesli etkileyecektir. Eğitim ve sağlık başta olmak üzere tüm kamu hizmetleri savaş düzenine göre yeniden dizayn edilmektedir.

Bölgede belediye eş başkanlarının tutuklanması, eğitim ve sağlık emekçilerinin can güvenliklerinin ortadan kaldırılarak kamu hizmeti yapamayacakları hale getirilmeleri, sokaklara topların, tankların yerleştirilmesi, iktidarın iddia ettiği gibi sorunun sadece "hendek" olmadığını; asıl niyetlerinin Kürt illerinden başlayarak Ortadoğu`ya uzanan büyük bir bölgenin savaş alanı haline getirmek olduğunu göstermektedir.

Tarihi eserlerin dahi tahrip edildiği bu süreçte, ardı ardına yapılan operasyonlarla elektriksiz, susuz kalan, açlıkla baş başa bırakılan, evleri kurşunlanan, bombalanan, keskin nişancıların hedefi olan insanlarımızı çok daha büyük tehlikeler beklemektedir. Dünün "Beyaz Toros"larının yerini bugün "Siyah-Beyaz Ranger"lar almıştır. Tüm illerde yaygın gözaltı ve tutuklama operasyonlarıyla da AKP`nin savaş politikalarına karşı çıkan, mezhepçi/baskıcı/otoriter rejimlerini tesis etme doğrultusunda "pürüz" olarak görülen emek ve demokrasi güçleri sindirilmeye çalışılmaktadırlar.

Artık miting yapmanın, sokağa çıkmanın, hatta pencereden dışarıya bakmanın dahi ölümü göze almakla eşdeğer olduğu bir ortamda yaşamaktayız! Hatta bırakın muhalif olmayı, akıl tutulması yaşadığımız bu süreçte, Temmuz`dan Kasım`a kadar 50 nin üzerinde çocuğun öldürüldüğü, 70 çocuğun da yaralandığı raporlarda yer almaktadır.

Bu bir "abartı" sayılmasın!.. Kürt illerinde il il, ilçe ilçe, mahalle mahalle, sokak sokak bu gerçeklik yaşanırken, Türkiye`nin batısında da muhalif olmak, bir gece yarısı yargısız infazlarda katledilmeniz anlamına gelmektedir.

Hükümetlerin, IŞİD ve benzeri cihatçı örgütleri besleyen politikalarının bedelini tüm insanlık ödemektedir. Ege denizinde can veren Aylan bebeklerden, Lübnan`da, Nijerya`da, Kobane`de, Reyhanlı`da, Suruç`ta, Şengal`de, Lazkiye`de, Ankara`da, Paris`te katledilen yüzlerce insanın vebali bu insanlıktan çıkmış vahşi politikaları uygulayan egemenlerin üzerindedir.

Biz emek ve meslek örgütleri olarak, duyduğumuz sorumluluk gereği, gidilen yolun, kan ve gözyaşlarının sel olup akacağı bir yol olduğunu; bu kirli savaşta çocukların, kadınların, yoksulların, işçilerin, emekçi halk kitlelerinin en ağır bedeller ödeyeceğini bir kez daha yineliyoruz.

Bu iktidarın demokrasiye tahammülü yoktur. Yok ederek, yok sayarak, kırarak, ezerek, dökerek sorunları bitirmek, muhalefeti sindirmek istemektedir. Oysa çözümün ne olduğunu herkes biliyor. Çözüm, evrensel bir hak olan insan haklarının tanınması, temel sorunlarda demokratik çözüm için acil adımlar atılmasıdır. Çözüm, herkesin diline, kültürüne, doğasına özgürce sahip olmasıdır. Merkezden yönetmenin imkansız olduğu aşıkarken demokrasinin temeli olan yerel halkın tüm kesimlerinin katılacağı yönetimlerin oluşması gerekmektedir.  Bunun bahşedilen bir lütuf değil bir ülkenin zenginliğinin açığa çıkması olduğunun herkesçe anlaşılmasıdır çözüm. Kısaca çözüm, Türkiye`nin gerçek bir demokrasiye kavuşmasıdır.

Gün, yaşananları seyretme günü değil, savaş  çığlıkları atanlara karşı yüksek sesle ve cesaretle"ÖLDÜRÜLENLER BİZİM ÇOCUKLARIMIZ!.. YAŞASIN HALKLARIN EŞİTLİĞİ ve KARDEŞLİĞİ!.." diye haykırma günüdür.

 Gün, SAVAŞI DURDURMA, BARIŞI İNŞA ETME Günüdür.

Bütün bu nedenlerle biz,

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB olarak üretimden gelen gücümüzü kullanarak hizmet üretmiyoruz!

Bütün emek ve demokrasi güçlerini savaşa karşı kardeşliği ve barışı inşa etmek için alanlarda yan yana olmaya davet ediyoruz.

 DİSK, KESK, TMMOB, TTB