IV. ULUSAL UÇAK, HAVACILIK VE UZAY MÜHENDİSLİĞİ KURULTAYI YAPILDI
TMMOB Makina Mühendisleri Odası tarafından ilki 2001 yılında düzenlenen Ulusal Uçak, Havacılık ve Uzay Mühendisliği Kurultaylarının dördüncüsü Eskişehir’de toplandı.
TMMOB Makina Mühendisleri Odası tarafından ilki 2001 yılında düzenlenen Ulusal Uçak, Havacılık ve Uzay Mühendisliği Kurultaylarının dördüncüsü Eskişehir'de toplandı.
İki gün süren Kongrenin açılış konuşmaları MMO Eskişehir Şube Başkanı R. Erhan KUTLU, ESO Başkanı Savaş ÖZAYDEMİR, TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet SOĞANCI ve MSB Savunma Sanayii Müsteşarı Murad BAYAR tarafından yapıldı. MMO Eskişehir Şube Başkanı R. Erhan KUTLU, önceki kurultaylarda saptanan ortak noktanın "ülkemizin bilim, teknoloji ve sanayi politikasının olmaması ve teknoloji geliştirme yeteneğinin artırılarak, dışa bağımlılığın azaltılmasını sağlayacak ulusal politikaların oluşturulması" olduğunu belirtti ve kurultay oturumları hakkında bilgiler verdi.
KUTLU, "Bu kurultayı düzenlememizin bir amacı da, bu sektörün kentimizde bulunan alt yapının değerlendirilmesi, kentimizin cazibe merkezi haline getirilerek yatırımların artırılarak önünün açılmasıdır. Eskişehir, Üniversitesi, Sivil Havacılık Yüksek Okulu, 1.Hava İkmal Bakım Merkezi, TEİ, Türk Hava Kurumu İnönü Tesisleri, Alp Havacılık Uçak ve Havacılık Müzesi v.b. kamu ve özel sektör eğitim, bakım, üretim tesisleri bulunan eskiden beri önemli bir havacılık kenti olarak bilinmektedir. Bu kurumlarda bulunan deneyim, kabiliyet, teknoloji ve olanaklar çok önemlidir. Bize düşen görev bu kazanımların kullanılmasının önünü açmaktır" dedi.
UÇAK FABRİKASININ TEKSTİL FABRİKASINA DÖNÜŞÜMÜ VE BAĞIMLILIK
MMO Başkanı Emin KORAMAZ, kongreyi açış konuşmasında önce havacılık sanayinin geçmişine değinerek şunları söyledi:
"Uçak havacılık ve uzay mühendisliği dediğimizde, ilgili ana ve yan sanayiler dahil Türkiye'nin AR-GE'deki durumu ve mühendislik eğitiminden başlayıp özelleştirmeler ve ülke bağımsızlığına kadar bir dizi konu ile bağlantılı olarak gündeme gelmektedir.
Hafızalarımızı harekete geçirip düşünelim: 1913 yılında temel eğitimini tamamlayan pilot (Ord. Prof. Dr.) Ali YAR, dünyanın ilk üç uçak mühendisinden biri iken ve daha sonra Türkiye'nin olanak sınırlılıklarına karşın yerli sanayi oluşturma çabaları söz konusu iken, II. Dünya Savaşı'ndan sonra başlayan Marshall yardımı ile birlikte uçak üretimi durmuş, yeni projeler THK Uçak ve Motor Fabrikaları'nın üretim faaliyetlerini sekteye uğratmıştır.
Sonra bu fabrika Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu'na devredilir, uçak motor fabrikası traktör fabrikası haline getirilir, uçak fabrikasının üretimi durdurulur. Bundan böyle yalnızca uçak bakım ve tamir işlemleri yapılır. 1968'de ise MKEK uçak fabrikası traktör imalatını da bırakarak tekstil makinaları fabrikasına dönüştürülür ve sonra da kapatılır.
Sonra yaptığımız uçak üretimi ise esasen "montaj sanayi" diyebileceğimiz bir kapsamda ve esasen ABD'ye bağımlılık ile şekillenen bir hüviyet arz etmiştir."
HAVACILIK VE AR-GE
Emin KORAMAZ, havacılık sanayii ile AR-GE faaliyetleri arasındaki ilişkilere dair şunları söyledi: "Havacılık imalat sanayii yüksek ve ileri teknolojilere ve AR–GE çalışmalarına dayanmakta ve bu alanda yürütülen çalışmalar birçok sanayi dalına da veri teşkil etmekte, bu sektörlerde de gelişmenin itici gücü olmaktadır. Ancak Türkiye AR–GE harcamaları açısından, dünya ülkeleri sıralamasında en sonlarda yer almaktadır. Havacılık dahil hiçbir sektörde, sektörlerin kendine özgü yapısını ve uluslararası teknolojik gelişmeleri dikkate alarak oluşturulması gereken teknoloji politikaları yaşama geçirilememiştir.
Pek çok mühendislik alanını birleştiren, çok disiplinli bir teknoloji gerektiren uzay–havacılık sanayi için AR-GE zorunludur. AR-GE için ayrılan kaynakların gelişmiş ülkelere göre azlığının yanı sıra plansız bir şekilde kullanılmaları da uzay-havacılık sanayimizin gelişimini engellemekte ve dışa bağımlı kılmaktadır. Bu alanda toplum çıkarları doğrultusunda oluşturulacak politikaların ivedilikle takip edilmesi, havacılık sanayiini tarihine üç defa gömmüş bir ülke için çok önemlidir."
HAVACILIKTA MÜHENDİS İSTİHDAMI YETERSİZLİĞİ
KORAMAZ, havacılıkta mühendis istihdamına ilişkin de şunları söyledi:
"Hava Meydanları İşletmesi gibi ilgili pek çok alanda uçak havacılık uzay mühendislerinin istihdam edilmeleri gerekmektedir. Sanayi dışında meslektaşlarımızın çalışabileceği bir diğer alan da havayolu şirketlerinin bakım tesisleridir. Ancak, ülkemizde, THY dışında sadece bir havayolu şirketinde hangar düzeyinde bakım gerçekleştirilmektedir. Bugün havacılık bakım hizmetlerinde de dünya çapında bir tekelleşme yaşanmaktadır. Bu tekellerin dünyanın çeşitli bölgelerinde kurduğu büyük bakım merkezleri bulunmaktadır. THY kurumunun özelleştirilmesi ile birlikte ülkemizde gerçekleştirilmekte olan bakım ve mühendislik faaliyetlerinin de yurt dışına yöneleceği açıktır.
Diğer yandan, sportif havacılık, uçuş okulları, hava ambulans, havadan yangın söndürme gibi alanlarda faaliyet gösteren kuruluşların uçak–havacılık mühendisi istihdam etmesi yönünde herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Bu durumun uçuş güvenliği açısından önemli bir sorun olduğu bir gerçektir.
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün olanaklar ve istihdam edilen personel açısından ülke havacılığını kontrol etmesi ve gerekli düzenlemeleri gerçekleştirmesi mümkün görünmemektedir. SHGM'nin en kısa zamanda Avrupa Havacılık Otoriteleri Birliği (EASA) gereklerince işleyen, yeterli mühendislik altyapısına sahip bir kurum haline getirilmesi gerekmektedir. Bu, tarımsal havacılıkta bakım ve onarım eksikliğinden v.b. sorunlardan kaynaklanan kazaların minimum düzeye indirilmesi için de ön şarttır."
KÜRESELLEŞME SÜREÇLERİ VE ÖZELLEŞTİREMENİN HAVACILIĞA ETKİLERİ
Oda Başkanı küreselleşme ve özelleştirme politikalarının havacılık sanayiine etkilerine ise şöyle değindi:
"Türkiye'nin küreselleşme politikaları ve DTÖ kapsamında imzaladığı, kısa adı GATS olan Hizmet Ticareti Genel Anlaşması, mühendislik hizmetlerinin de serbest dolaşımını kapsamaktadır. Türkiye'nin taahhütte bulunduğu hizmetlerden 3 tanesi sivil havacılıkla ilgilidir. Bu hizmetler uçak bakımı, bilgisayarlı rezervasyon ve pazarlama hizmetleridir. Uçak bakımı alanında 150 civarındaki DTÖ üyesi ülkeden sadece 3'ü taahhütte bulunmuştur. Bunlardan birisi de ne yazık ki Türkiye'dir.
‘Bayrak taşıyıcı' havayolumuz THY, halka arz maskesi altında % 35'den fazlası yabancı sermayeye olmak üzere % 50'den fazla hissesi özelleştirilmiştir. Böylelikle yabancıların yönetim kurullarına girerek söz sahibi olmalarına olanak sağlanmış bulunmaktadır. Böylelikle THY'nin ulusal havacılık sektörünün çıkarlarını gözeten, bakım ve bu bağlamda mühendislik yatırımlarını planlayan bir kamu kuruluşu kimliğinden çıkarılarak, kısa dönemli kâr peşinde koşan bir firmaya dönüşümünün yolu açılmış bulunmaktadır.
Diğer yandan Türkiye 2001 yılında uygulamaya konulan "Açık Gökler Anlaşması" ile ABD havayolları ve ABD havayollarının küresel ittifaklarında yer alan Avrupalı ve diğer büyük havayollarına sınırsız uçuş hakları vermiştir. 2000'den 2003'e kadar uçuş haklarını kademeli olarak serbestleştiren bu anlaşmanın sonuçları bugün açığa çıkmakta ve yabancı havayollarının Türkiye havacılığındaki ağırlığı artmaktadır.
AB'NİN İSTEMLERİ
Havacılık alanında Türkiye'nin nasıl kuşatıldığını Avrupa Birliği'nin Türkiye'den havacılıktaki taleplerinden de anlayabiliriz. AB 2006 İlerleme Raporunda, Türkiye'den, sivil havacılık alanında önemli taleplerde bulunmaktadır. İzleyelim: "Sivil havacılık, deniz taşımacılığı, karayolu taşımacılığı, yer hizmetleri, yatçılılık, yayıncılık, elektrik, finans şirketleri, özel istihdam ofisleri, turizm, eğitim ve savunma sektörlerinde yabancı sahiplik üzerindeki kısıtlamalar hala devam etmektedir. Pazardan çıkışın önündeki engellerle ilgili kayda değer bir azalma yoktur." İstenen tam bir teslimiyettir. AB, dış hatlarını ABD ile yaptığı anlaşma ile serbestleştirmiş olan Türkiye'den, iç hatlarını da Avrupa havayollarına açmasını, kabotaj haklarının kaldırılmasını talep etmektedir.
Yani Avrupa havayollarının iç hatlarımızda uçabilmeleri, Avrupa sermayesinin de Türkiye'deki havayollarını satın alabilmesi istenmekte ve bu konularda hiçbir ilerleme kaydedilmemiş olması eleştirilmektedir.
Bu ve benzeri yaklaşımlara gerekli ulusal direnç gösterilmezse, zaten cılız bir yapıya sahip olan Türkiye sivil havacılığı tamamen küçülecek ve uluslararası tekellerin eline geçecektir."
HAVACILIK VE UZAY SAVUNMA SANAYİİ İLE SINIRLI TUTULMAMALI
"Ülkemiz geleceğini planlama yetilerini yeniden kazanmalı tüm ulusal kaynaklarımız bu amaçla seferber edilmelidir.
Ulaştırma politikalarının kısa dönemli yaklaşımlarla oluşturulması ile yolcu ve yük taşımacılığı ağırlıklı olarak karayoluna yüklenmiştir. Havayolu ulaşımı bu yanlış planlamadan nasibini alarak olması gereken yere erişememiştir. Bu nedenle bölgesel hava taşımacılığının ivedilikle cazip hale getirilerek, yolcu ve yük taşımacılığının hızlı ve güvenilir bir şekilde gerçekleştirilmesinin yolu açılmalıdır. Bu kapsamda yer hizmetleri verimliliğinin artırılarak havayolu ulaşımının ucuzlaştırılması sağlanmalıdır.
Askeri tedarik projelerinde temel amaç havacılık sanayiinin gelişmesi için çalışmalarda bulunmak ve hazır alım yerine mümkün olduğu kadar ortak üretim, ortak geliştirme yöntemlerini desteklemek olmalıdır. Ayrıca ülkemiz kaynaklarının, ister askeri ister sivil olsun, verimli kullanılması bakımından, kurumlar arasında eşgüdüm sağlanmalıdır. Değişik kurumların benzer alanlarda faaliyet göstermeleri sonucu atıl yatırım oluşması engellenmelidir.
Havacılık ve uzay sanayimiz yalnızca savunma sanayii ile sınırlı tutulmadan ulusal ölçekte belirlenecek bir stratejiyle planlı olarak geliştirilmelidir. Havacılık sektörünün eğitimden, üretime kadar tüm bileşenleri eşgüdümle çalışmalı ve bu çalışmalar kısa, orta ve uzun vadeli hedefler doğrultusunda planlanmalıdır."
TMMOB BAŞKANI: BU KURULTAYLARA NASIL GELİNDİ?
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet SOĞANCI ise mühendislik sorumlulukları ve TMMOB çalışmalarına ilişkin bilgi verdikten sonra, Makina Mühendisleri Odası'nda uçak havacılık uzay mühendislerinin örgütlenme çalışmalarına, 2000 yılında MMO Başkanlığı yaptığı dönemde nasıl başlandığına değindi. TMMOB Başkanı, "Uçak, Havacılık ve Uzay Mühendisleri Meslek Dalı Ana Komisyonu–UHUM MEDAK'ın, "Meslek dalı üyeleri arasında örgütlenme ve dayanışmayı güçlendirecek politikaların oluşturulması, meslek dalına özgü çalışmaların yapılması, bilgi ve deney birikiminin oluşturulması, Oda birimlerinde yürütülecek meslek dalı çalışmalarının eş güdümlenmesi, düzeyinin yükseltilmesi ve çıkarlarının korunması amacıyla UHUM MEDAK'ın oluşturulduğunu" belirtti.
Mehmet SOĞANCI bu süreci şöyle anlattı:
"2000 yılının Mayıs ayında Oda‘nın Yönetim Kurulu Başkanı olduğum dönemde Makina Mühendisleri Odası içinde bulunan uçak, havacılık ve uzay mühendisi üyelerimize Oda Yönetim Kurulu olarak bir mektup yollamıştık ve onda demiştik ki:
‘Oda Yönetim Kurulumuz bu çalışma dönemi içerisinde Uçak, Havacılık ve Uzay Mühendisi üyelerimiz ile henüz Odayla buluşmamış meslektaşlarımıza yönelik örgütlenme ağının güçlendirilmesi, geliştirilmesi ve genişletilmesine yönelik yoğun bir çalışma arzusu içindedir. Mayıs 2000 tarihi itibari ile Odamıza 466 Uçak Mühendisi, 60 Havacılık Mühendisi ve 12 Uzay Mühendisi üyedir. Oda Yönetim Kurulumuz öncelikle, Odamıza başvuruda bulunan Uçak, Havacılık ve Uzay Mühendisi üyelerimizin de istemleri ile; Meslek dalı üyeleri arasında örgütlenme ve dayanışmayı güçlendirecek politikaların oluşturulması, Meslek dalına özgü çalışmaların yapılması, bilgi ve deney birikiminin oluşturulması, Oda birimlerinde yürütülecek meslek dalı çalışmalarının eş güdümlenmesi, meslek dalının geliştirilmesi, düzeyinin yükseltilmesi ve çıkarlarının korunması amacıyla Uçak, Havacılık, Uzay Mühendisleri Meslek Dalı Ana Komisyonu (UHUM/MEDAK) oluşturacaktır.
Oda örgütlülüğümüz Uçak, Havacılık ve Uzay Mühendisliğine yönelik olarak; Meslek alanı ile ilgili sorunların tespiti, çözüm yollarına yönelik görüşlerin oluşturulması ve gerekli çalışmaların yapılması, Mevcut üyelerimiz arasında dayanışma ve birlikteliğin sağlanması, mesleki bilgi birikiminin paylaşılması ve geliştirilmesi, Henüz Odaya üye olamayan meslektaşlarımıza Oda örgütlüğü ve bu örgütlülüğün kişisel ve toplumsal yararlarının anlatılması, Üniversitede öğrenimini yapmakta olan meslektaş adayı öğrencilerimizin öğrenimleri sırasındaki karşılaştıkları sorunların paylaşılması ve çözümlerinin bulunması çabalarını ısrarla sürdürecektir.
Ayrıca, UHUM/MEDAK‘ın alacağı kararlar doğrultusunda, Uçak, Havacılık, Uzay Mühendisi üyelerimizin yoğunlaştığı İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir vb. şubelerimizde Şube Yönetimlerimiz Meslek Dalı Komisyonlarının oluşumu konusunda gerekli olan kolaylaştırıcı çalışmayı yapacaklardır. Bu dönem sürdürülecek çalışmaların bir üst noktaya çıkarılması doğrultusunda Oda Yönetim Kurulumuz, Eskişehir Şube Yönetimcilerimizin de meslektaşlarımızı ve örgütlülüğümüz açısından oldukça anlamlı talepleri sonucunda, 2001 yılı Mayıs ayında Eskişehir‘de 1.Ulusal Uçak, Havacılık ve Uzay Mühendisleri Kurultayı gerçekleştirmeyi kararlaştırmıştır. Kurultayımızda, bir yandan üyelerimizin ilk kez bir araya gelmesi sağlanırken, öte yandan da meslek alanları ile ilgili ülke sorunları tartışılarak çözüm yollarının arayışı içerisinde olunacaktır.
Şimdi Uçak, Havacılık ve Uzay Mühendisi arkadaşlarımıza büyük bir görev düşüyor: UHUM/MEDAK çalışmalarına destek verelim. Şubelerimizde Meslek Dalı Komisyonlarının oluşumu için çaba gösterelim. Örgütlenmemize sahip çıkalım, kurumsallaştıralım, geliştirelim. Mühendis ve Makina Dergimiz bünyesinde, bilginin paylaşılması amacıyla Özel sayılar çıkaralım. Meslek alanı ile ilgili var olan eksiklikleri, Mühendis El Kitapları hazırlayarak giderelim. Yapılacak Kurultaya sahip çıkalım, içeriğini zenginleştirelim, katılımını arttıralım.
Biliniz ki, TMMOB Makina Mühendisleri Odası örgütlülüğü, "Birlikte üretme, birlikte karar alma ve birlikte yönetme" anlayışı içerisinde sizinle birliktedir.'
Sonra 2001‘de yapılan kurultayın açılış konuşmasında da.
‘Bugün bu salonda bulunan bu katılımın yoğunluğu Oda Yönetim Kurulu‘nun Uçak Havacılık ve Uzay Mühendisi arkadaşlarımıza yaptığı çağrıya verilmiş olumlu bir karşılık olarak algılanmak durumundadır. Odamız talepleriniz halinde bu kurultayın 2.'sini, 3.'sünü.. 20.sini düzenlemek çabası içinde olacaktır. UHUM arkadaşlarımızın ilk defa buluştuğu bugün, Oda yöneticileri olarak bizim için çok önemlidir. Katılımınızla bize onur verdiniz, cesaretlendirdiniz, teşekkürler' demiştik.
Sonra 2003 ve 2005 Kurultaylarımız yapıldı.
Önce ütopyalarımız vardı, ütopyalarımız hayallere dönüştü, hayallerimiz gerçeklere. Sadece MMO‘da değil, 2004 TMMOB Genel Kurulunda kabul edildi: EİM MEDAK da dahil olmak üzere bu deneyimlerimizin sonucunda artık TMMOB'nin Meslek Dalı Ana Komisyonu Yönetmeliği var."
Mehmet SOĞANCI, Ulusal Uçak, Havacılık ve Uzay Mühendisliği Kurultaylarının bu örgütlenme sürecinin ardından gündeme geldiğini belirtti ve kurultaya katılan uçak, havacılık, uzay mühendisliği öğrencilerine, "TMMOB ve Makina Mühendisleri Odası örgütlülüğüne hoş geldiniz" dedi.
ESO BAŞKANI
Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Savaş ÖZAYDEMİR, yeni bir proje olarak özellikle havacılık ve savunma sanayiini destekleyecek yazılım sektörüne önem verdiklerini belirtti. ESO Başkanı, "Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi sınırları içinde özellikle teşviklerle cazip hale getirilmiş teknoloji bölgesi de bu anlamda önemli bir alt yapı ve üstyapı desteği sunmaktadır. En büyük projemiz, havacılık ve savunma sanayii konusunda bir "ihtisas organize sanayi bölgesi" kurulmasıdır. Ankara yolu üzerindeki 5 milyon metre karelik alanı bu hedefe yönelik olarak ayırıyoruz" dedi.
SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARI: TÜRKİYE 1930'LU VE 40'LI YILLARDA HAVACILIK SEKTÖRÜNDE YAKALADIĞI İVMEYİ YENİDEN YAKALAYAMAZ DURUMDADIR
Milli Savunma Bakanlığı Savunma Sanayii Müsteşarı Murad BAYAR ise "birçok projenin modellerini geliştirmeye çalıştığımız bir dönemde böyle bir toplantının yapılması son derece faydalı" olduğunu söyledi ve "geleceğe dönük bir savaş uçağını, F 35 uçağını üretim ortağı olarak üretmeyi hedefliyoruz" dedi.
Savunma Sanayii Müsteşarı, "Türkiye 1930'lu ve 40'lı yıllarda havacılık sektöründe yakaladığı ivmeyi yeniden yakalayamaz durumdadır" dedikten sonra şöyle devam etti: "Bu sektör, daha zor bir sektör haline dönüşmüştür. Bize, askeri alanın sırtına kalmıştır. Sivil havacılıkta uçuş güvenliği olduğundan dolayı bu alan biraz daha zordur.
Otomotiv ve gemi inşa sektöründen askeri ihtiyaçlar için yararlanıyoruz ama sivil havacılık yeterince gelişmediği için sivil havacılık alanından bunu sağlayamıyor, yararlanamıyoruz.
İmalatta bir yetkinliğe ulaşmak istiyoruz. Modernizasyon yeteneğimizi geliştirmek istiyoruz."