Bilgi
Teknik Sözlük çalışmamız yapım aşamasındadır. Odamızın ortak çalışmalarının ürünü olan bu sözlük, onu kullananların katkısı ile gelişebilir. Ayrıca gelişen teknoloji, zaman ile dilimize giren yeni terim ve sözcüklerin doğmasına sebep olacaktır. Öneri ve Katkılarınızı bekliyoruz.
Değerlendirmelerinizi yayin [at] mmo.org.tr mail adresine gönderebilirsiniz.
TÜR ADI | SEMBOL |
İSİM/AD | (i) |
SIFAT | (s) |
FİİL | (f) |
ZARF | (z) |
EDAT | (-e) |
EK | ek |
BAĞLAÇ | b |
plaza |
meydan (i) |
PLC |
(see programmable logic control) programlanabilir mantık kontrolu (PLC) (i) |
PLC (programmable logic controller) |
PLC (programlanabilir mantıksal denetleyici) (i) |
pleasure craft |
eğlence teknesi (i) |
pleat |
kıvrım (i) |
pleat of filter element |
filtre kağıdı kıvrımları (i) |
pledge |
yemin (i) |
plenty |
bol, yetecek kadar (s) |
plenty |
bol (s) |
plenum |
hava dağıtım kutusu (i) |
play |
oynamak (f) |
play |
boşluk (i) |
platinoid |
Bakır ve çinko ve nikel katışığı. (i) |
platinoid |
Platinsi (s) |
platinum |
platin (i) |
platinum contact points |
distribütör, vb platini (i) |
platinum points |
platin uçları (i) |
platoon |
konvoy, kuyruk, dalga (istemli veya istem dışı olarak sinyal kontrolu, geometri veya diğer etkenler nedeniyle birlikte seyahat eden araç konvoyu veya yaya grubu, önünde ve arkasında serbest yol bulunan hareket halinde veya bir kavşakta hareket etmeye hazı platoon flow rate (i) |
platycelous |
Bir yüzü içbükey (concave) ve diğer yüzü dışbükey (convex) olan. (s) |
play |
boşluk |
play |
oynama (i) |
play |
oynama, gezinti (i) |
play |
oynama payı, boşluk, laçkalık, klerans (i) |
Play |
Yataklarda veya mekanizmanın hareketli uzuvlarındaki sınırlı serbestlik, oynaklık. (i) |
play |
oynamak, hareket etmek (f) |
plenum |
plenum (hava toplama kutusu) (i) |
plenum |
hava dağıtım kutusu (i) |
pliers |
kerpeten (i) |
pliers |
pense (i) |
pliers combination, adjustable |
bkz. adjustable pliers combination (i) |
pliers, half round nose |
bkz. half round nose pliers (i) |
pliers/ combination |
pense/ ayarlı (i) |
pliers/ piston ring |
pensesi/ piston seğmanı (i) |
pliers/round nose |
pense/ karga burun (i) |
plinth |
duvar taban şeridi (i) |
plinth |
sütun tabanı (i) |
pliocene |
pliyosen (tersiyer çağının beşinci ve son dönemi ve bu dönemde çökelen jeolojik birimlerin oluşturduğu istifin genel adı) (i) |
plit spoon sample |
yarık tüp numunesi, split tüp numunesi (i) |
Ploner, |
küçük pervaneli uçaklar bu guruba girerler. (i) |
plot |
çizmek (f) |
pliant |
esnek (s) |
pliancy |
esneklik (i) |
plenum |
plenum (i) |
pleo |
pref. Daha fazla, daha çok anlamına sonek. ek |
pleochroic |
Değişik yönlerden bakıldığında farklı renkler gösteren. (s) |
pleochroism |
Bazı cisimlerin, değişik yönlerden bakıldıında farklı renkler gösterme niteliği (Kristal’de olduğu gibi). (i) |
pleochromatic |
Çeşitil şartlarda değişik renkler arzeden. (s) |
pleomorphic |
Birçok değişik şekiller arzeden. (s) |
pleomorphism |
1. Bir maddenin çeşitli şekillerde billurlaşma göstermesi hali |
plesiochronous |
hemen hemen eşzamanlı (s) |