01 ARALIK 2012 TARİHİNDE HATAY KENT KURULTAYI DÜZENLENDİ

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
Adana Şubesi

Yayına Giriş Tarihi

02 Aralık 2012

01 Aralık 2012 tarihinde, Eczacılar Odası Toplantı Salonu`nda Hatay Kent Kurultayı gerçekleştirildi. TMMOB Hatay İl Koordinasyon Kurulu tarafından düzenlenen kurultayda "Suriye`deki Olayların Hatay`a Yansıması" ele alındı. Kurultayın açılışında, TMMOB Hatay İKK Sekreteri Adnan Orukoğlu ve TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı birer konuşma yaptılar. İki oturum olarak gerçekleştirilen kurultayda, başkanlığını Makina Mühendisler Odası (MMO) Hatay Şubesi Başkanı Ömer İyiel yaptığı birinci oturumda Antakya Sanayi Odası Başkanı (ATSO) Hikmet Çinçin, Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Hatay Temsilcisi Mustafa Yılmaz, Hatay Sanayici ve İş Adamları Derneği (HASİAD) Başkanı Gülay Gül, Hatay Tabip Odası Başkanı Selim Matkap ve Hatay Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Başkanı Abdullah Korkmaz konuşmacı olarak yer aldılar. Başkanlığını Hatay Tabip Odası Başkanı Selim Matkap‘ın yaptığı ikinci oturumun konuşmacıları ise Gazeteci-Yazar Fehim Taştekin ve Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Gümüş oldu. TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı‘nın açılış konuşması şöyle:

 

Değerli Konuklar,
Sevgili Arkadaşlar,

Öncelikle hepinizi TMMOB Yönetim Kurulu adına sevgiyle, saygıyla, dostlukla selamlıyorum. TMMOB adına bu etkinliğin sekreteryasını yürüten Hatay İl Koordinasyon Kurulu Sekreterimiz Adnan Orukoğlu şahsında, Hatay birimlerimizin yöneticilerine, çalışanlarına, bu sempozyumun düzenlenmesinde emek veren herkese Yönetim Kurulumuz adına teşekkür ediyorum.

Değerli Konuklar

TMMOB kuruluşundan bu yana gerek meslek alanlarına gerek tematik konulara ilişkin olarak düzenlediği etkinliklerde kamuoyuna açılımlar, çözüm önerileri ve modeller sunmuştur. TMMOB kent sorunlarına ilişkin olarak özellikle son yirmi yıldır yerel yönetimler, kamu kaynaklarının dağılımı, afetler, çevre, altyapı, ulaşım, konut, turizm, kentsel koruma ve kentsel dönüşüm temalarında sorun tespitlerini ve çözüm önerilerini kamuoyuyla paylaşmaktadır.

Geçtiğimiz 6 yıllık süreçte, Ankara‘da iki kez, İstanbul‘da iki kez, Bursa‘da üç kez, Adana‘da iki kez, Edirne‘de iki kez, Eskişehir, Bodrum, Denizli, Samsun, İzmir, Aydın, Edirne, Diyarbakır, Kırklareli, Van, Batman, Gaziantep, Balıkesir, Antalya, Zonguldak, Trabzon, Konya‘da düzenlediğimiz kent sempozyumlarıyla kentlerin mevcut durum tespitlerini yaparken, "Nasıl bir kent istiyorum" sorusuna da kentte yaşayanlarla birlikte yanıt arıyoruz.

TMMOB‘nin uzunca bir süredir değişik kentlerimizde düzenlendiği "kent sempozyumları" göstermiştir ki; kentlerimizde; sağlık, çevre, altyapı, ulaşım, barınma, ısınma, eğitim, kültür ve benzeri birçok konuda sorunlar yaşanmaktadır. Diğer yandan kentlerimiz; deprem, sel, heyelan ve yangın gibi afetlere hazırlıklı değildir.

TMMOB, kentlerimizde var olan sorunların aşılması, sağlıklı kentsel çevrelerin oluşturulması ve kentsel yaşam kalitesinin iyileştirilmesi doğrultusunda, toplumun büyük bölümünü dışlayacak, halkın katılım ve denetimine kapalı yerel yönetim biçiminin aşılmasını, kent halkının ve meslek örgütlerinin demokratik katılımı ve denetimini sağlayacak bir anlayışın geliştirilmesini, öncelikli ve temel gerek olarak görmektedir.

Sevgili Arkadaşlar,

TMMOB, kent sempozyumları aracılığı ile kentlerimize aklın ve bilimin gözünden mercek tutar, mevcut durumu analiz eder ve sorunlara ilişkin çözüm önerileri sunar. TMMOB, bu anlayışla Hatay‘a mercek tutarsa, Suriye‘de başlatılan iç savaş ve işgal sürecinin bu kentin temel sorunu haline geldiğini de asla görmezlikten gelmez. Yani TMMOB, emperyalizmin yönelimleri doğrultusunda aktif taşeronluk rolünün pervasızca yürütülmesinin sonuçlarının Hatay‘ı ne hale getirdiğini ve bu gidişatın özellikle Hataylılara neye mal olacağını cesurca, tereddüt etmeden ortaya koyar.

Sevgili Arkadaşlar,

Tarihe baktığımız zaman Hatay‘ın medeniyetlerin köprüsü, buluşma ve etkileşim noktası olduğunu görürüz. Kentin bu özelliği Hatay‘ın bugünkü yapısının oluşmasında en büyük etkendir. Hatay‘a bu bakımdan Ortadoğu‘yu büyük oranda yansıtan bir minyatür de diyebiliriz. Özellikle bu yapı, Suriye‘de yaşanan parçalanma ve iç savaşın kırılma noktalarını bünyesinde taşıdığı için bölgedeki gerilimlerin günlük yaşama doğrudan yansımasına yol açıyor. Suriye‘deki iç savaşın doğrudan parçası haline gelinmişken hele de Hatay işgal sürecinin lojistik bir üssü haline getirilmişken bu risk Hataylıların hayatını cehenneme çevirmeye yeter de artar bile. Bu durum esnafından doktoruna, öğrencisinden köylüsüne kadar Hatay halkı tarafından birçok alanda yoğun bir biçimde hissediliyor. Hatay‘daki herhangi bir vatandaşımızın bu fiili savaş süresince gündelik hayatında yaşadığı sıkıntıları sıralaması tek başına birçok şeyi anlatmaya yeter.

Ülkemizi yöneten siyasal iktidarın bu gerçeği bizlerden çok daha iyi bildiğini de unutmadan, AKP‘nin Suriye‘ye yönelik çığırından çıkmış müdahalecilik hevesinin nereden kaynaklandığı sorusunu sormamız gerekiyor. Bu soruya AKP‘nin verdiği cevap çok açık ve net, Suriye‘ye "özgürlük ve demokrasinin" gelmesi! Bunu, kendi ülkesini açık bir cezaevine çevirmiş, kendisine muhalif tüm kesimleri baskı ve zor yoluyla bertaraf etmiş, hak ve özgürlükleri yasaklamayı marifet sayan bir iktidarın söylemesi ironi değil de nedir? Bu sorunun cevabını, emperyalizmin bölgesel politikalarında ve bu politikalara tam uyumluluk içerisinde giderek derinleştirilen bağımlılık ilişkilerinde, aktif taşeronlukta aramak gerekir. Bu sorunun cevabını, 2010 yılında düzenlenen NATO Lizbon Zirvesi‘nde ve bu toplantıda karar altına alınan, füze savunma sisteminin bir parçası olarak Kürecik‘e kurulan radar üssünde aramak gerekir. Bu sorunun cevabını, emperyalistler ile el ele kol kola konuşlandırılacağı yer çalışmalarının yapıldığı patriot füzelerinin gelişinde aramak gerekir.

AKP‘nin Suriye‘ye müdahale çabalarının gerekçelerini emperyalizmin kendi özünde arayabiliriz ama asla ve asla Suriye‘ye "özgürlük ve demokrasi" götürme safsatasında aranmasına izin vermeyiz. Bu durumu en çıplak haliyle de Suriye‘ye "demokrasi götürülürken" sokağa çıkarak görüşlerini ifade etme özgürlüğü elinden alınmış ve yasaklanmış bir kent olan Hatay‘dan ifade edebiliriz.

Sevgili Arkadaşlar,

Emperyalizm, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde gelişen isyan dalgasını, bölgenin neoliberal sömürü düzenine entegrasyonu ve enerji kaynaklarına hakim olma yönündeki bölgesel politikalarının bir manivelası haline getirdi. Mısır ve Tunus ile başlayan değişimler Libya‘nın işgali, Suriye‘de iç savaşın derinleştirilmesi ve İran‘ın çevrelenmesi yönünde bir seyir izliyor. Bölgenin yeniden dizayn edilişi sürecinde adı konmamış bir bölüşüm savaşı yaşanıyor.

Suriye‘nin Türkiye‘ye kimyasal silahla saldıracağı iddialarıyla yürütülen bir cambazlık ile kurulacak olan patriot füzeleri, NATO tarafından bölgenin çevrelendiğini gösteriyor. Bölge çevrelenirken Türkiye de, AKP eliyle emperyalizmin bir askeri üssü olarak pozisyonunu alıyor. Bu süreç, ABD‘nin ağırlığını Asya-Pasifik bölgesine kaydırırken Türkiye‘nin oynayacağı rolü de belirginleştiriyor.

Emperyalizmin aktif taşeronluğu görevini "Bölgesel liderlik, yeni Osmanlıcılık" gibi söylemlerle örtmeye çalışan AKP‘nin bölgesel aktör olma çabası Suriye meselesinde çıkmaza girdi. İsrail‘in Filistin‘e yaptığı saldırı sonrası ise AKP‘nin bölgedeki etkisinin sınırları açıkça ortaya konulmuş oldu.

Sevgili Arkadaşlar,

Emperyalizme bağımlılık ilişkilerinde ülke tarihinin en ileri aşamasına AKP iktidarı ile ulaşmış bulunuyoruz. AKP iktidarı, Suriye‘deki iç savaşın doğrudan bir parçası haline gelmiş durumda. Medeniyetler için tarih boyunca bir köprü vazifesi görmüş Hatay ilimiz şimdi emperyalist işgalin bir köprüsü haline getirildi. Güney illerimiz ajanların cirit attığı, silahlı grupların kamplarda barındığı, eğitim gördüğü, hastanelerin militanlara sıhhiye hizmeti verdiği bir lojistik üs gibi kullanılıyor. Suriye‘deki silahlı gruplara para ve silah yardımı yapıldığı gizlenmeye gerek dahi duyulmuyor. Bu bir utanç tablosudur ve bu tablonun sorumlusu AKP iktidarıdır.

TMMOB, Suriye‘ye örtülü savaş şeklinde süren müdahaleye en başından "Suriye‘ye emperyalist müdahaleye hayır" diyerek karşı çıktı. Şimdi de bu tavrı, en anlamlı yerde yani Hatay‘da gösteriyoruz. Hatay Kent Sempozyumunun, emperyalist savaş, işgal ve sömürü politikalarına ve işbirlikçilerine karşı barışın, halkların kardeşliğinin ve bağımsızlığın kürsüsü olacağına inanıyorum.