12 EYLÜL`LE HESAPLAŞAMAYAN AKP İKTİDARI, 12 EYLÜL FAŞİZMİNİ SÜREKLİ BİR YÖNETİM BİÇİMİ HALİNE GETİRMİŞTİR

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
Adana Şubesi

Yayına Giriş Tarihi

12 Eylül 2011

12 Eylül 1980 askeri darbesi ile Türkiye’nin uluslararası emperyalizme bağımlılığı had safhaya ulaşmış, toplumsal muhalefet ve örgütlenme kültürü büyük yara almış, sosyo ekonomik yapıda önemli dönüşümler gerçekleşmiştir. Bu dönemde yüz binlerce insan kovuşturmaya uğramış, işkenceden geçirilmiş, gözaltında kaybedilmiş, 50 kişi idam edilmiştir.

NATO konseptinin bir parçası olan Türkiye‘de 12 Eylül darbesi bütünüyle ABD emperyalizminin yönelimleri doğrultusunda gerçekleşmiştir. Darbe öncesinde uluslararası kapitalizme ekonomik ve siyasi yönlerden bağımlı olan kesimler yükselen eşitlikçi, toplumcu, bağımsızlıkçı muhalefete karşı sayısız yıldırma ve yok etme yöntemini farklı biçimlerde uygulayarak darbenin koşullarının olgunlaşmasını beklemişlerdir.

12 Eylül‘le, her türden dinci, milliyetçi gerici akımların önü açılırken, toplumsal muhalefetin her kesiminin üzerinde korkunç bir baskı uygulandı. Solu ve toplumsal muhalefeti ezen egemenler, toplumu birleştirecek zemini gerici dinci akımlarda buldu. Her türden tarikat örgütlenmesine göz yumuldu, kadrolar gericilerle dolduruldu. İmam hatip liseleri, kuran kursları ile bu gerici akımların toplumsal zeminleri geliştirildi.

Ülkemizin emperyalist sisteme ekonomik bağımlılığını arttıracak, 24 Ocak 1980 kararlarının demokratik yöntemlerle uygulanamayacağı anlaşılınca tezgâhlanan 12 Eylül darbesinden bugüne ülkemiz, Amerikancılıkneo liberalizm,Türk-İslam sentezi ve ılımlı İslam ekseninde bütünleşen politikalar silsilesine göre yönetildi, yönetiliyor. 12 Eylül‘ün ekonomik özü, neo liberal serbest pazar ekonomisine kapıların ardına kadar açılması, sömürünün sınırsızlaşması, emeğin haklarının parça parça eritilmesi, kalkınma ve sanayileşme perspektifinin tasfiye edilmesinde aranmalıdır. Sosyal, ekonomik kazanımların yok edildiği, özgürlüklerin kısıtlandığı, büyük bir gözaltı toplumuna geçiş böylece sağlanmıştır. Bu durum, bugün kendisi de 12 Eylül‘ün bir ürünü olan iktidar eliyle sürdürülmektedir.

Anti demokratik seçim barajı, örgütlenme özgürlüğü yasakları, üniversite özerkliğinin ortadan kaldırılması, YÖK garabeti, RTÜK gibi kurumlar 12 Eylül döneminin ürünleri olarak bugün mevcut iktidarca sürdürülmektedir. 2010‘da darbenin 30. yılında ‘askeri vesayete son verme‘ olarak lanse edilen referandumun içeriği ve sonrasında yaşanan gelişmeler bu gerçeğe işaret etmektedir. İktidarın 9 yılda yürüttüğü gerici ve piyasacı siyaset referandum sonrasında doruk noktasına ulaşmıştır. Üniversiteler, bilim kurumları, emniyet, yargı, bürokrasi, medya ve ordu, siyasi iktidarca dizayn edilmiş durumdadır. Emek alanı serbest, güvencesiz, taşeronlaşmayı özendiren politikalarla biçimlendirilmekte, sendikasızlaştırma yayılmaktadır. Özelleştirilen ülke birikimleri, ranta dayalı kâr maksimizasyonu adına doğal hayatın ve insan yaşamının bütün alanlarına yayılmaktadır. Gazetecilerin, öğrencilerin keyfi yollarla tutuklanması, yaşam ve üretim alanlarına HES‘lerin yapılmasına karşı çıkan halkın üzerine jandarma ve polisin sürülmesi, sosyal mekânların saldırıya uğraması, sınırlanması v.b. ülkenin büyük bir cezaevine dönüştürülmek istendiğinin kanıtları durumundadır.

12 Eylül, gerçekte 31 yıla yayılmış bir dönemdir. 1983 sonrasında oluşturulan ve 12 Eylül‘den bağımsızlaşamayan hükümetler ile bugünkü iktidar tarihsel bir süreklilik içinde gücünü ve varlık gerekçesini 12 Eylül‘den almakta, 1980‘de ilk adımı atılan liberalizasyon çizgisinin savunuculuğunu yapmaktadır. "Emek, hak, halka karşı sorumluluk" gibi toplumu ayakta tutan değerlerin yerini "piyasa, döviz, borsa, IMF, DB" gibi kavramlara bıraktığı son 31 yıl içinde,  12 Eylül‘ün ve Kenan Evren‘in hâlâ yargılanamaması bu nedenledir.

12 Eylül darbesinin lideri Kenan Evren‘i Çankaya köşkünde ağırlayan, 12 Eylül darbecilerinin bir tanesini bile yargılamayan, sahte demokrat, muhafazakar-neo liberaller şu gerçeği unutmamalılardır. "12 Eylül‘le hesaplaşamayan Ergenekon ile hiç hesaplaşamaz".

12 Eylül‘le gerçek hesaplaşma, onun piyasacı, özgürlükleri dışlayan, emperyalizme bağımlılığı pekiştiren bütün uygulamalarını tasfiye etmekten geçmektedir. Eşit, özgür, demokratik ve tam bağımsız bir Türkiye‘de 12 Eylül kurumlarına da bu zihniyetin güncel devamcılarına da ihtiyaç olmayacaktır.

 

TMMOB MMO Adana Şube

Yönetim Kurulu