TMMOB İKK KADIN KOMİSYONU 8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ DOLAYISIYLA BASIN AÇIKLAMASI YAPTI

 BASINA VE KAMUOYUNA

Amerika`da 8 Mart 1857 tarihinde, daha iyi çalışma koşulları ve çalışma saatlerinin azaltılması için on binlerce dokuma işçisi kadının grevi, 129 kadının katledilmesiyle bastırılmıştır. Bu mücadele biz kadınlara özgürce ve insanca yaşamak için gerekirse en büyük bedel olan yaşamımızı ortaya koyma zorunluluğunu öğretmiştir.  8 Mart, kadınların kapitalist toplumda sınıfsal, cinsiyetçi ayırıma dayanan tarihlerini değiştirmeleri için gerekli olan birlik, dayanışma ve mücadelelerini ortaya koydukları, hak ve eşitlik isteklerini dile getirdikleri, kadın olmaktan dolayı yaşadıkları sıkıntılara dikkat çektikleri, her türlü baskı ve şiddete karşı bir araya geldikleri gündür. Aradan geçen bir asra rağmen kadınlar hala güvencesiz, esnek, düşük ücretle, kayıt dışı çalışmakta, her türlü şiddete, tacize, tecavüze maruz kalmaktadır. Bursa`da yanarak ölen tekstil işçisi kadınlar, Ceylanpınar`da boğularak ölen tarım işçisi kadınlar hepsi kayıt dışıdır. Yine bugün kadın cinayetlerinin ulaştığı rakam ve öldürülme yöntemleri vahşet boyutlarına ulaşmıştır. 

Dün olduğu gibi bugün de özelleştirme, taşeronlaştırma uygulamaları ve esnek çalışmanın yaygınlaşmasıyla, kadın emeğinin sömürüsü artmaya devam etmektedir. Büyüyen işsizlik ve yoksullaşmayla kadınlar, ev eksenli çalışmaya itilerek güvencesiz ve sosyal haklardan yoksun kılınmaktadır. Ucuz iş gücü olarak çalıştırılan kadınlar, hayatın her alanında cinsiyetçi politikalar nedeniyle ayrımcılığa uğramaktadırlar. Emekçilerin karşılaştıkları tüm insanlık dışı baskılardan, aynı zamanda emekçi kadınlar da cinsiyetçi politikalardan dolayı iki kat daha fazla nasibini almıştır. Kadınların özgürlük ve eşitlik mücadelesi, savaşsız ve sömürüsüz bir dünya mücadelesinden, işçi sınıfının mücadelesinden bağımsız olmamıştır. Bundan dolayı işçi sınıfının, tarihsel mücadelesinin de bir parçasıdır.

Bizler bu yılda 8 Mart`ı, kadın katliamlarının, tecavüzlerinin, beden ve emek sömürülerinin, tutuklamalarının ve kirli savaşın gölgesinde karşılıyoruz.  Her gün ortalama beş kadın kıskançlık, namus, nefret, aşk uğruna öldürülüyor. Emniyet Genel Müdürlüğü resmi kayıtlarına göre günde 138, saatte 6, her on dakikada 1 aile içi şiddet olayı yaşanıyor. Türkiye kadına yönelik şiddette dünya ikincisi, kadın-erkek eşitliği sıralamasında ise 134 ülke arasında 129. sıradadır. Kadınların yüzde 97`si hayatında en az bir kere şiddete uğramaktadırlar.

Buna rağmen yasalar, öldüren erkeklere namuslarını temizledikleri, erkeklik onurlarını kurtardıkları için haksız tahrik indirimleri uyguluyor.

Pozantı cezaevinden gelen taciz ve tecavüz haberleri ile bir kez daha cezaevlerinin koşulları tartışılmaya başlanmış, şiddetin ve hak ihlallerinin boyutunun günümüzdeki durumunu göz önüne serilmiştir.

Zorunlu eğitim kesintisiz olarak 12 yıl olması gerekirken, 4+4+4 kademeli eğitim sistemiyle esas olarak zorunlu eğitim 4 yıla indirilmektedir. Halihazırda 8 yıl olarak uygulanan zorunlu eğitim süresi, "4+4+4" formülüne göre kesintili hale gelecektir. Bu durum sadece zorunlu eğitimi 4 yıla indirmekle kalmayacak, eğitimin bütünlüğünü de ortadan kaldıracak, kız çocuklarına eğitim yolu bir kez daha kapanacaktır. Biz TMMOB Kadın Komisyonu olarak ‘zorunlu kesintisiz 12 yıllık eğitim` talep ederken, bu yasayla ortaya çıkan şaşırtmacaları kabul etmeyeceğimizi belirtiyoruz.

Günümüzde bu kadar yoğun kadına yönelik şiddet olayları yaşanırken Mecliste yapılan çalışmalar durumu daha da kötüye götürmektedir. Yeni Şiddet Tasarısının "Kadın ve Aile Bireylerinin Şiddetten Korunmasına Dair Kanun Tasarısı" olan isminin çok kısa bir zamanda "Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi" olarak değiştirilmiş, bir kez daha kadınların hayatının korunması yerine ailenin korunması tercih edilmiştir. Tasarının önceki halinde yer alan ve önemli bir kazanım gibi görünen ‘Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri` ise son düzenlemeyle ayrı bir hayal kırıklığına dönüşmüştür. Meclis‘e sunulan tasarıda, şu an yürürlükte olan 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun‘un kazanımları geri alınmakta ve 4320 sayılı Kanun‘un çok daha gerisinde düzenlemelere yer verilmektedir.

Biz kadınlar bedenimize, emeğimize ve kimliğimize yönelik her türlü ayrımcılığa ve şiddete karşı mücadeleye devam edeceğimizi, Kapitalizme ve erkek egemenliğine karşı; cinsiyetçiliğin, şiddetin, sömürünün, tacizin, tecavüzün son bulması için tüm kadınları mücadeleye çağırıyoruz.

Bugün, kadını ve toplumu geriye götüren gerici ve erkek egemen anlayışa dur diyen, savaşların ve zulmün son bulduğu, huzurlu ve güvenli bir yaşam alanı için birlikteliğimizin, dayanışmamızın ve mücadelemizin insanca yaşama özlemimize bir adımı daha olsun.  Yan yana, el ele, omuz omuza mücadele veren dünyadaki ve ülkemizdeki tüm kadınların "Dünya Kadınlar Günü" kutlu olsun.

TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Kadın Komisyonu