TMMOB "KRİZE, AKP'YE, GERİCİLİĞE, NEOLİBERALİZME, IRKÇILIĞA KARŞI" SOKAKTA SÖZÜNÜ SÖYLEDİ

Sevgili Bursalılar
TMMOB'nin Değerli Üyeleri
Basınımızın Seçkin Temsilcileri
Sizleri Şahsım ve TMMOB Bileşenleri adına selamlıyorum
Bugün ülkemizin her köşesinde TMMOB İKK'ları tarafından
"TMMOB KRİZE, AKP'YE, GERİCİLİĞE, NEOLİBERALİZME, IRKÇILIĞA KARŞI SOKAKTA SÖZÜNÜ SÖYLÜYOR"
Başlıklı basın açıklamaları yapılıyor. Bizde bunun için buradayız sizlerle beraberiz.

Öncelikle içinden çıktığımız halkımıza, bu ülkenin mühendisleri, mimarları, şehir plancılarının örgütü TMMOB olarak diyoruz ki;

Bir bunalımlar ve krizler sistemi olan kapitalizmin 1980'lerden beri tüm dünyaya dayattığı neo- liberal iktisat düzeni, bugün yaşanmakta olan küresil krizin temel nedenidir. Kapitalist küreselleşmenin krizin yükünü bizler, emekçiler, ücretiyle geçinenler, yoksullar, en alttakiler çekecektir.

Siyasal iktidar "Üsttekine han hamam, alttakine din iman" düzeninin sürdürücüsüdür. IMF ve Dünya Bankası açısından karnesi "A" olan AKP iktidarı, "Hamdolsun, kriz bize teğet geçer" diyerek aslında bu krizin faturasını bizlere ödetmeye niyetli olduğunu beyan ediyor.
Kriz Bursa'mızdan emeğin yoğun olduğu Sanayi, Turizm, Tarım kenti Bursa dan teğet mi geçiyor. Yoksa türk İş Bursa yetkililerinin ifade ettiği gibi işsizler ordusuna sadece Bursa'mızdan 10 bin kişi işten çıkartılarak mı katılıyor.

Enflasyon oranlarının tek rakamlarla açıklamaya çalışanlar gıdaya, doğal gaza, elektriğe, akaryakıtta gelen zamları hiç göz önüne almıyorlar. Günde geçimini 1 doların altında gelirle sürdürmeye çalışan 25 milyon kişinin açlık ve yoksulluk sınırları göz ardı ediliyor. En temel gıda gereksinimlerini bile karşılamayan vatandaşlarımız dikkate alınmıyor. Çiftçiler topraktan uzaklaşıyor varoşlara iş bulma umuduyla gelirken onlarda hizmet sektöründeki işsizler ordusuna katılıyor.

AKP iktidarının ülkeyi sermayeye pazarlayan, yoksulları daha da yoksullaştıran politikaları, siyasal üst yapıda İslami gericileşme dalgası ile paralel yürütmektedir. Sosyal devlet tahrip edilirken cemaat ağaları, sadaka dernekleri ülkeyi sarmakta; yurttaş olmanın gereği olan sosyal hakların elde edilmesinin yerini biat kültürü, el pençe divan durma almaktadır. Bugüne kadar ülkemizi yönetenler, halkımıza karşı büyük bir bunalım, çözümsüzlük ve alacakaranlık dışında hiçbirşey yaratmamıştır. Daha çok yoksulluk, IMF'ye ve emperyalizme daha çok bağımlılık, baskı, şiddet ve çeteler ve yolsuzluklar, ülkeyi yöneten sitasi iktidarların marifetleridir.

Ülkemizde barışın yeşermesinin ön koşulu lanetlediğimiz terörün sona ermesidir. Bütün umut verici tüm gelişmeler bu toplumsal barışın temeli üzerinde yeşerebilir. Bunun için, demokrasiye, hukuk devleti düzenine ve özgürlüklere ihtiyaç vardır.

Küresel krizin faturasının halka kesileceği  böylesi bir dönemde, insanlar ya kapitalist küreselleşmenin  yarattığı yoksulluğa, yoksunluğa, işsizliğe, eğitimsizliğe karşı ırkçı, faşist, dinci, gerici tepkilere sarılacaklar yada örgütlü yapılarla bir direniş sergileyecekler.

Bu nedenle, tam da bugün, ülkemizdeki emekten ve halktan yana güçlerin "daha demokratik, daha barışçı, gelirini adaletli paylaşan" bir dünya için mücadelesinin yükseltilmesi zamanıdır.

Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK'ün kurduğu Laik ve Demokratik Cumhuriyetimizin ilelebet yaşatılması için üzerine düşen tüm görevleri geçmişte yüklenmiş ve gelecekte de onur ve gurur duyarak yüklenme zamanıdır.
Gelin bir olalım, birlik olalım, omuzlarımızı birbirine yaslayalım.(22 Kasım 2008)

Saygılarımla

TMMOB İl Koordinasyon Kurulu