TMMOB'dan ikinci demokrasi adımı

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
Bursa Şubesi

Yayına Giriş Tarihi

24 Eylül 2011

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) tarafından Aralık ayında Ankara'da düzenlenmesi kararlaştırılan Demokrasi Kurultayı öncesinde TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu (İKK), Yerel Demokrasi Kurultayı'nı gerçekleştirdi.

İlki 1998 yılında gerçekleştirilen ve 12 yıl aradan sonra yeniden düzenlenmesi kararlaştırılan Demokrasi Kurultayı öncesinde, 40'ı aşkın il ve ilçenin koordinasyon kurulları tarafından yerel demokrasi kurultayları düzenleniyor.

TMMOB Bursa İKK tarafından düzenlenen ve demokrasi, örgütlü toplum, kentleşme, sanayileşme, barınma hakkı, ulaşım, çevre, yerel yönetim, enerji, tarım. Çalışma yaşamı, insan hakları gibi konuların ele alındığı kurultaya CHP Bursa Milletvekili ve TMMOB eski İKK üyesi İlhan Demiröz de katıldı.

İlhan Demiröz, "Günümüz Türkiye'sinde ne kadar demokrasi, özgürlük ve Atatürk sevdalısı olursanız olun, karşınızda bunları hiçe sayan bir iktidar bulunuyor ve mücadele etmek zorunda kalıyorsunuz" dedi. Konuşmasında demokrasi ve cumhuriyetin ayrılmaz bir bütün olduğunu vurgulayan Demiröz, "Demokrasiye olan bağlılığımız nedeniyle, iktidar tarafından kabul edilen 19 Kanun Hükmünde Kararname'nin 15'ini Anayasa Mahkemesi'ne gönderdik. Biz meslek odaları olarak, ilin ve ülkenin geleceği için emek veriyor ve planlar yapıyoruz. Ancak karşımıza çıkan nasıl bir güç ki, bunları tek başına hiçe sayıyor. Yapılan çevre projelerini, üzerinden helikopterle geçerken eliyle işaret ederek mahvediyor. Bu uygulamaların demokrasiyle, özgürlükle, insan haklarıyla hiçbir ilgisi olamaz" şeklinde konuştu.

"GELİŞMELER KURULTAYI GEREKLİ KILDI"

Kurultayın açılış konuşmasını yapan TMMOB Bursa İKK Başkanı Fikri Düşünceli dünyada, bölgede ve Türkiye'de yaşanan değişimlerin TMMOB Demokrasi Kurultayı'nın ikincisinin yapılmasını gerekli kıldığını belirtti. Ülke ve kent sorunlarına ilişkin yerel kurultaylarda gündeme getirilen konulara karşı ortaklaşa alınan kararlarda yer alacak önerilerin TMMOB Demokrasi Kurultayı'na taşınacağına dikkat çeken Fikri Düşünceli, kurultay sonunda yayınlanacak olan TMMOB Demokrasi Programı'nın ülke ve halk için önemli bir siyaset belgesi olacağını belirtti.

Fikri Düşünceli, eksiksiz bir demokrasiden bahsedebilmek için insanlar arasındaki sınıfsal eşitsizliklerin kaldırılması gerektiğini savunurken, halkın yönetim süreçlerinin her düzeyinde yer alması gerektiğini bildirdi. Türkiye'de ise böyle bir anlayışın olmadığını ifade eden Düşünceli, Türkiye demokrasisinin emperyalizmin isteklerine bağımlı, biçimsel, emperyalizmin ve işbirlikçi egemen sınıfların çıkarlarını kollayan, bu çerçevedeki bir seçim ve yasama mekanizmasına sıkıştırılmış güdümlü bir durumda olduğunu söyledi.

Mevcut koşullarda seçim barajlarıyla tüm siyasi güçlerin parlamentoya girmesinin engellenmekte, siyasi partilerdeki üyelik ve katılım mekanizmalarının önemsenmemekte, lider ve genel başkan diktasının egemen kılınmakta, kadın ve gençlerin aksesuar malzemesi olarak görülmekte olduğunu söyleyen Fikri Düşünceli, "Toplumun 12 Eylül darbesi sonrasında kontrol altına alınmasının bir aracı olarak güçlendirilen cemaat, tarikat yapıları ve bunların siyasi alandaki tezahürlerinin darbeye mutlak şekilde biat ettikleri ve darbecilerle kol kola saf tuttukları unutulmadı. AKP'nin 'İleri Demokrasisinin' Türk - İslam sentezinin izlerini taşıyan, dinci, cemaatçi, milliyetçi, muhafazakâr, piyasacı, emek düşmanı, otoriter, tekelci bir karaktere sahip olduğu tespitini yapmak gerekli. Irkçı milliyetçilik ile İslami muhafazakarlığı bir arada ele alarak, bu sentez üzerine tarih ve toplum inşa etme çabası olarak değerlendirilebilecek bu ideoloji her alana yerleştirildi. Tarihi bir sorun ve aynı zamanda bir emek ve demokrasi sorunu olan Kürt sorunu, dünden bugüne egemen iktidar çevrelerinin baskıcı, keyfiyet veya iç çekişmelerine tabi ve giderek uluslararası güçlerin de etken olduğu bir sorun olarak tüm yakıcılığıyla sürüyor."

Fikri Düşünceli, sözlerini şu şekilde noktaladı: "TMMOB olarak, kapitalizmin ve emperyalizmin askeri, ekonomik, politik ve kültürel tüm örgütlerinden bağımsız, öznesinde insanın olduğu, insanımızın insan gibi yaşamasını garanti altına alan, demokratik, eşitlikçi ve özgürlükçü bir anayasa ve buna göre şekillenmiş diğer yasalar için talebimiz sürerken, dünyada ve ülkemizde yaşananlara seyirci kalmayarak, karanlığa karşı aydınlığı, savaşa karşı barışı, eşitsizliğe karşı adaleti, şiddete karşı kardeşliği, sömürüye karşı emeği savunmaya devam edecektir."

Kurultayda söz alan MMO Bursa Şubesi Başkanı İbrahim Mart, 12 Eylül 1980 askeri darbesi ve 82 Anayasası ile Türkiye'nin uluslararası emperyalizme bağımlılığının had safhaya ulaştığını ve sosyo-ekonomik yapıda önemli dönüşümlerin gerçekleştiğini ifade etti.

12 Eylül sonrası sosyal ve ekonomik kazanımların yok edilmesi, özgürlüklerin kısıtlanması, büyük bir gözaltı toplumuna geçilmesi durumunun, kendisi de 12 Eylül'ün bir ürünü olan iktidar eliyle sürdürüldüğünü söyleyen İbrahim Mart, "2010'da darbenin 30. yılında 'askeri vesayete son verme' olarak lanse edilen referandumun içeriği ve sonrasında yaşanan gelişmeler bu gerçeğe işaret ediyor" dedi.

Üniversiteler, bilim kurumları, emniyet, yargı, bürokrasi, medya ve ordunun, siyasi iktidarca dizayn edilmiş durumda olduğunu söyleyen Mart, "Özelleştirilen ülke birikimleri, ranta dayalı kâr maksimizasyonu adına, doğal hayatın ve insan yaşamının bütün alanlarına yayılıyor" şeklinde kouştu.

İbrahim Mart, ilerleyen dönemde iktidar baskılarının yoğunlaşma evresine gireceğini belirterek, kamu kurumu niteliğindeki anayasal meslek kuruluşları arasında bulunan TMMOB'un da neo-liberal sömürü ve rant politikaları karşısındaki net tutumu nedeni ile bu baskılardan payına düşeni aldığını söyledi.

İbrahim Mart, "İktidar son KHK'larla birliğimizi ve odalarımızı işlevsizleştirerek kendi hiyerarşisine dahil etmek istiyor, kamusal hizmet ve denetimi serbestleştiriyor. Son KHK'larla, iktidar kendi kamu yönetimi sistemini de oluşturmuş durumda. Böylece iktidar, tepeden inmeci ve tek başına hareket eden anlayışını kurumsallaştırmaya çalışıyor ve hemen hiç bir işte ve projede uzlaşma ve anlaşma aranmıyor, buna gerek duymuyor. Dolayısıyla muhalefet etkin olamıyor, eleştiri ve öneriler dikkate alınmıyor. Karar alma çoğunluğunu ele geçiren siyasi irade, 'Dediğim dedik, çaldığım düdük' diyor, bildiğini okuyor" diye konuştu.

Ülkenin karanlık bir sürece girdiğini ve bu dönemde demokrasi mücadelesinin en temel mücadele olduğunu ifade eden İbrahim Mart, yeni anayasa hazırlama çalışmalarında bu durumu değerlendirmek ve bu yönde bir mücadele hattı oluşturmak, yeni anayasanın, ülkenin ve insanların ihtiyacına göre, hep birlikte yapılmasını sağlamak için mücadele etmek gerektiğini vurguladı.

"YEREL YÖNETİMLER SINIFTA KALIYOR"

Yerel yönetimlerin çağdaşlık anlayışını sözde benimser görünmesine rağmen, saydamlık, hesap verebilirlik, katılımcılık, cevap verebilirlik, hukukun üstünlüğü ve eşitlik gibi ilkeler yönünden sınıfta kaldığını ifade eden İbrahim Mart, Bursa'nın da bu anlayıştan fazlasıyla nasibini aldığını söyledi. İbrahim Mart, çağdaş kentler yaratma adına yapılan hatalı kentsel dönüşümlerin kentin tarihine, kültürel ve doğal yapısına meydan okuduğunu, kent içi ulaşımının rahatlatılması adına yapılan ve 'bat-çık' diye ifade edilen köprülü kavşakların çözüm olamadığını ve şehir içi ulaşımı olumsuz yönde etkileyen alışveriş merkezlerinin ana yollar üzerinde yapılmasına onay verildiğini sözlerine ekledi. "Kent merkezi ile Nilüfer ilçesinin bağlantısını kesercesine İzmir-Mudanya yolu kavşağına 45 bin kişilik yeni stadyum projesinin temelinin atıldı" diyen İbrahim Mart, doğru yaklaşımın bütün yapılacakları bir planlama dahilinde ele almak, çağdaş yönetim anlayışını benimsemek ve uygulamak olduğunun altını çizdi.

İbrahim Mart, "Tüm kesimlerin, her projede tartışma ve karar alma sürecine katılması gerek.

Bunu sağlamak kent yönetiminin sorumluluğudur. Aksi halde, geri dönüşü olmayan hatalı projeler, kamu kaynaklarının heba edilmesi, dolayısı ile kentin kaybetmesi anlamına gelir ki, hiç bir yönetici de bunun hesabını veremez" dedi.