DÜNYADA VE ÜLKEMİZDE MÜHENDİS

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
Denizli Şubesi

Yayına Giriş Tarihi

22 Ekim 2010

Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Cemal Meran tarafından "Dünyada ve Ülkemizde Mühendis" konulu bir konferans verildi.

TMMOB Haftası etkinlikleri kapsamında MMO 7. Yıl Salonu'nda düzenlenen konferansa çok sayıda dinleyici katıldı.

Modern anlamda mühendisin, bilim insanlarının ürettiği teorik bilgiyi tekniker ve teknisyenlerin uygulayabileceği pratik bilgiye dönüştüren kişi olduğunu belirten Cemal Meran; "Mühendisliğin geçmişi insanoğlunun içindeki merak duygusu kadar eskidir. Atalarımız doğanın sunduğu malzemeleri ve sahip olduğu güçleri, tıpkı bizim bugün yaptığımız gibi insanlığın yararına kullanmaya ve kontrol altına almaya çalışmışlardır. Mühendislerin  bu çabaları, onların toplum içerisinde "toplumun  ihtiyaçlarını"  karşılamak gibi bir misyonu üstlenmelerine neden olmuştur Bu nedenle tarihin önemli uygarlıklarında mühendisler, hükümdarlara yakın kişiler olmuşlar ve önemli mevkilerde yer almışlardır. Önemli mühendislik edimleri, bugünkü Irak'ta Dicle ve Fırat nehirleri arasındaki bölge olan Mezopotamya'nın eski sakinlerine çok şey borçludur" dedi.

Mühendisliğin tarihsel gelişi ile ilgili de bilgi veren Meran; "Yirminci yüzyıla doğru son 150 yılda, madencilik, imalat ve ulaşımda önemli  ilerlemeler olmuştur. 19. yüzyıl, mühendisliğin bir meslek olarak öneminin daha da artmasına tanıklık etmiştir. İnşaat mühendisi unvanını ilk kullanan İngiliz John Smeaton, bilim çevrelerinde üst düzeyde saygı görüyordu. İlk Makine Mühendisleri Enstitüsü 1847'de kuruldu ve George Stephenson ilk başkan olarak hizmet vermiştir. 1908'e gelindiğinde, inşaat, makine, elektrik, kimya, madencilik ve metalurji mühendisliklerini temsilen beş dernek kurulmuştur.19. yüzyıldaki mühendislik başarılarında, elektriğin bir güç kaynağı olarak geliştirilmesi en önemli faktörlerden biridir. Bunda, büyük oranda 19. yüzyılın ikinci yarısındaki sayısız bilimci ve mühendisin çabaları rol oynamıştır. Bununla birlikte, temeller, Alman George Simon Ohm, İtalyan Alessandra Volta ve Fransız Charles Coloumb ve Andre Ampere gibi, elektriğin temel doğasını tanımlayan, 18. yüzyılın başlarındaki fizikçilerin buluşları ile atılmıştır. İkinci Dünya Savaşı'ndan kısa bir süre sonra, nükleer yolla elektrik enerjisi üretimi üzerine tasarım ve fizibilite çalışmaları yapıldı. İlk nükleer enerji santrali 1967'de faaliyete geçmiştir. Nükleer enerji fosil yakıtlardan elde edilen enerjiye ekonomik açıdan rakip hale gelmiştir. Yirminci yüzyılda benzersiz teknolojik gelişme ve değişim yaşanmıştır. Keşiflerin adımlarının hızlanması, belki de en çok elektronik alanında  belirgin olmuştur. Bu yüzyılda, sinyallerin ilkel bir biçimde iletilmesinin yerini, elektronik parçaların kullanıldığı muazzam kumanda sistemlerine sahip modern iletişim ağları almıştır. 1947'de transistörün icadından bu yana, elektronik sinyalleri güçlendirme cihazları olarak, vakumlu tüpler de yerlerini, büyük ölçüde, yarı-iletkenli cihazlara bırakmıştır. Transistör ve yarı-iletken diyot, elektronik donanımların çok küçülmesini sağlamıştır" şeklinde konuştu.

Meran  ülkemizde  mühendisliğin gelişimi ile ilgili de yaptığı açıklamada; "Osmanlı'da 1773 yılında açılan Mühendislik Okulundan sonra, mühendislik artık mesleki bir unvan olarak ortaya çıkmıştır. Türkiye'de mühendislik eğitimi, İTÜ'nün temelini oluşturan ve askeri mühendis yetiştirmeyi hedefleyen, 1773 yılında kurulan Mühendishane-i Bahr-i Hümayun (İmparatorluk Deniz Mühendislik Okulu) ile başlamaktadır. 1795 yılında açılan Mühendishane-i Berr-i Hümayun (İmparatorluk Kara Mühendislik Okulu), Mühendishane-i Bahr-i Hümayun'un genişletilmesi ile oluşmuştur. 1839 yılında bayındırlık hizmetlerini yürütmek üzere Nafia Nezareti kurulmuştur. 1867 yılında Mülkiye Mühendisi ve Islah-i Sanayi Mektebi adıyla yılda otuz mühendis yetiştiren bir okul açılmıştır. 1874'de bu okulun devamı sayılan Mühendis-i Mülkiye Mektebi açılmış, okulun adı 1875 yılında Turuk-u ve Muabir Mühendis Mektebi olarak değiştirilmiştir.  Sivil hizmetler için mühendis ihtiyacını karşılamak üzere 1883'de Hendese-i Mülkiye Mektebi açılmıştır. 1909 yılında Nafıa Nezaretine bağlı olarak Mühendis Mekteb-i Ali'si adını alan okul, eğitimine Yüksek Mühendis Mektebi açılıncaya kadar devam etmiştir. Okul Hendese-i Mülkiye Döneminde (1788-1909) 239, Mühendis Mekteb-i Ali 'si döneminde (1910-1928) toplam 237 mezun vermiştir. Cumhuriyet sonrası, 1926 yılında İstanbul Darülfünun'u Fen Fakültesine bağlı olarak kurulan Makina-Elektrik Enstitüsünde, Makina-Elektrik Mühendisliği eğitimi başlamıştır. Bu kurum 4 yılda Makina-Elektrik Mühendisi ünvanlı mezunlar vermiştir. Sonradan bu mezunlara Yüksek Mühendis ünvanı verilmiştir. 1928'de kabul edilen Yüksek Mühendis Mektebi Kanunu ile Mühendis Mekteb-i Ali'si Yüksek Mühendis Mektebine dönüştürülmüştür" ifadesine yer verdi.

Ülkemizde ki mühendislik eğitimi ve mühendislerin genel sorunlarına da  değinene Cemal Meran   Bu sorunları da şu sözlerle açıkladı: "şu 1950'li yıllarda işsiz Mühendis yokken bugün yüzlerce işsiz söz konusu ve yoksulluk sınırının altında onur kırıcı ücretlerle çalışan mühendis arkadaşlarımız var. Üretimin terk edilip yatırımların azalmasından dolayı Türk Mühendisleri'ne ihtiyaç azmış gibi bir anlayış var.   Üniversitelerimizde alt yapı, laboratuarlar, araştırma merkezleri ve hatta öğretim üyesi eksiklikleri bulunmaktadır. Mühendislik eğitiminin dünyadaki gelişimlerine paralel olarak yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Mühendislere meslek işi ve uygulamalı eğitim imkânı sağlanmalıdır.  Günümüzde mühendisler gelir durumundaki zayıflık yüzünden hak ettiklerini elde edememektedirler.  Mühendisler iş bulabilmek için her şeye hakim olmaya çalışmak zorunda kalmakta bu nedenle de ülkemizde çok özel alanlarda uzmanlaşmak güçleşmektedir. Mühendislere yetkisi yetersiz şekilde sorumluluk verilmektedir. KOBİ'lerde mühendis istihdamı ve mühendislik hizmetleri ancak zorunluluk halinde akla gelmektedir."