HAYATTA VE AYAKTA KALMAK KONULU BİLGİLENDİRME SEMİNERİ DÜZENLEDİK

10 Mayıs 2018 tarihinde düzenlenen bilgilendirme seminerinde “Enerji ve Ekoloji Temelinde Enerji Mimarlığı, Mekanik Çözümler ve Uygulama Örnekleri” başlıklarında bilgiler veren ERENGEZGİN şunları dile getirdi;

Enerji ve ekoloji enerji mimarlığı    “ insanca yaşamın mimarlığıdır” hayta ve ayakta kalmaktır. Hayatta ve ayakta kalmanın yegane çaresi ise “ kendi enerjisini üretebilme ve doğal döngü ile barış içinde yaşayabilme” becerisine sahip olmaktır. Bu bir “varolma” savaşıdır.

"Ekolojik” olmak, aslında doğaya uyumlu ve böylece “ekonomik” olmaktır. Dolayısı ile ekonominin; öncelikle sarfiyatı kısmak, yani; “zaten yanlış olan kaynakların üretimini verimli kullanmaya çalışmak” değil, “var olan tertemiz kaynakları kullanarak, ne bir fazla ne eksik, gerektiği kadar enerji harcamaktır”

Lojistik; yani taşımacılık, değer kaybıdır. İkinci adım: “Bir birim yaşam, bir birim doğal üretim alanı” prensibine göre planlama yaparak, kent ve köy buluşmasını sağlamak, yani tarımsal alanların da, orada yaşayanlarca kontrolünü ve paylaşımını sağlamaktır. Böylece; taşımacılık yüzünden; gereksiz zaman, para ve enerji  kaybını ortadan kaldırmaktır.

“Enerji" sorunlarını, anlaşılabilir bir dile indirgeyerek, tarihsel ve güncel süreçte, nedenleri ve sonuçları ile, yani; "gerçek yüzü ile !" ilgililerin ve anayasal öğrenme hakkı olan vatandaşlarımızın bilgisine sunmaktır. Hayatta ve ayakta kalmanın yegâne çaresi; “kendi enerjisini üretebilme ve doğal döngü ile barış içinde yaşayabilme” becerisine sahip olmaktır.

Dördüncü adım; doğru bir "enerji yönetimi" için doğru düşünceler üretebilmektir. Yeni yerleşkelerde; farkındalık sağlayacak, örnek “güneş evlerinden” başlayarak, interaktif eğitim sağlayacak “güneş okulları” ile devam etmek ve eğitim kurumları ile entegre çalışmalar düzenleyerek “güneş kentlere” ulaşmaktır. Bu konularda, sağlıklı bir “enerji ve ekoloji” bilincinin oluşmasını sağlamaktır.

Beşinci adım; “doğru yer, doğru yön, doğru malzeme ve doğru tasarım” olarak özetlenebilecek; “Enerji Mimarlığı” tasarım ve üretim ilkelerini örnekleyecek olan projeleri hayata geçirmektir. Sağlık endişesi ve yangın riski taşıyan mantolama malzemelerini ve radon taşıyıcısı olan beton gibi malzemeleri hayatımızdan çıkarmaktır..

“Deprem gerçeği ile nasıl baş edebiliriz ?” sorusu, altıncı adımdır. Yanıtı da; sıvılaşma riski olan ovalardan ve fay hatları üzerinde yerleşme inadımızdan vazgeçmektir. İşe, sadece mahalle bazında imar planları yapma saçmalığından vazgeçerek başlamalıyız. Ülke genelinde bir planlamadan çıkmalıyız yola ve yapılarımızda; «atalarımızın dünyaya öğrettiği» artık yanma ve çürüme riski kalmayan “ahşap taşıyıcı» sistemini kullanmalıyız.. Bu sayede, depremsel risk faktörü de sıfıra kadar gerileyecektir..

Şimdilik son adım; bu ilkeleri benimsemiş olan vatandaşların; yaşadıkları evlerden, meslekî ve ticârî üretim yaptıkları her türlü tesise kadar; “kendisine yetebilen, çevresini kirletmeyen ve canlılara zarar vermeyen bir yaşamı hedeflemektir. Bir yılda ölenlerin % 8’inin katili olduğumuz zararlı atıkları üretmeyen, dünyayı kirletmeyen bir yaşam” felsefesinin yaşayan örnekleri olmalıyız ifadesinde bulundu.

Etkinliğimiz Y. Mimar Çelik ERENGEZGİN’E sunumda katkı ve paylaşımlarından dolayı teşekkür belgesi verilmesiyle son buldu.