KÜTAHYA İL TEMSİLCİLİĞİMİZDE DANIŞMA KURULU TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRİLDİ

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
Eskişehir Şubesi

Yayına Giriş Tarihi

29 Nisan 2010

Kütahya İl Temsilciliğinde Danışma Kurulu Toplantısı 29 Nisan 2010 tarihinde Aizonai Hotel'de gerçekleştirildi. 59 Üyemizin katıldığı toplantıda Şube Başkanımız R. Erhan KUTLU şöyle konuştu.

Sevgili Meslektaşlarım

        Temsilciliğimizin düzenlemiş olduğu danışma kurulu buluşmamıza hoş geldiniz.  Yönetim Kurulumuz ve Şahsım adına hepinizi saygı, sevgi ve dostlukla selamlıyorum.

     Değerli arkadaşlar, öncelikle sizlerle burada tekrar buluşmaktan ve beraber olmaktan mutluluk duyduğumuzu belirtmek isterim.

      Sevgili arkadaşlar

      Dünyada finansman piyasalarında patlayan ve kapitalizmin gerçek yüzünü tüm çıplaklığı ile sergileyen ekonomik krizin ülkemizdeki etkisi söylenenlerin aksine ağır bir şekilde yaşanmaktadır. Krizin en çok etkilediği alan imalat sanayidir ve buradaki gelişmeler Odamızın meslek disiplinlerinin içine girdiği için bizi fazlasıyla ilgilendirmektedir. 
Sanayide işten çıkarılanların sayısı 780 bini bulmuştur. Bu rakam toplam sanayi istihdamının yüzde 18'ine karşılık gelmektedir. Sanayide her 5 çalışandan biri işini kaybetmiştir. Bu durum üyelerimize de birebir yansımaktadır. Sanayide son bir yıllık üretim daralması yüzde 20'yi bulmaktadır. Bazı alt sektörlerde küçülme oranı yüzde 40-45 seviyesindedir.Bütün bu gelişmelere ve dünyada kriz ile birlikte sosyal adaletçi programlara ve kamusal desteklere dair inanç ve yönelim artmasına karşın, ülkemizde, krizin asli sorumlusu olan yatırım ve üretimi dışlayan politikalarda ısrarcı olunmakta, yeni zamlar, vergi artışları ve özelleştirmeler tek çözüm olarak dayatılmaktadır. 

       Değerli arkadaşlar, Sermayenin sorunlarının sürekli tartışıldığı ve  kurtarmak için çeşitli müdahaleler yapılmasına karşılık, krizden en çok etkilenen emekçilerin ve işsizlerin sorunları ne yazık ki tartışılmamaktadır. Ülkemizde kiriz deyince ilk önce çalışanların işten çıkarılması, ücretlerinin azaltılması, sosyal haklarının kısıtlanmasının akla gelmektedir. Yine kriz  bahane edilerek  işten çıkarılmalar artmış, çalışanların ücret ve sosyal haklarında büyük  gerilemeler yaşanmış, işsizlik büyük oranda artmıştır. Her zaman olduğu gibi krizin faturası başta çalışanlara, emeklilere, küçük üreticilere, tüccara, esnafa ve halkımıza çıkarılmıştır.Buna karşılık küresel güçlerle işbirliği yapan başta finans sektörleri ve bankalar olmak üzere büyük işletmeler karlarını birkaç kat artırmış, bir çok işletme el değiştirmiş, yabancı şirketler ve onların işbirlikçilerinin eline geçmiştir.

       Gerçi Ülkemizde yaşanan bu kriz yeni değildir, asıl üzerinde durulması gereken konu bu krizlerin az yada çok öteden beri süreklilik gösteriyor olması ve serbest piyasa ekonomisinin iddia edildiği gibi serbest olmadığıdır. Sermayeye sürekli olarak teşvikler, öncelik hakları verilmesi, zararlarının kamu bünyesine aktarılması gibi çok çeşitli kamu kaynaklarından yararlandırılarak var edilmesine yönelik politikalarla ayakta durabildiğidir ve günümüzde bu durum adeta alkışlanmaktadır. Buna karşılık kamu kaynaklarının halkımıza hizmet için sunulmasını isteyenler ise neredeyse ayıplanmaktadır. Ülkemiz küresel sermayenin adeta boyunduruğu altına sokulmuştur. Ülkemiz kendi kaynaklarını kullanma, geleceğini planlama ve ekonomisini yönlendirme işlevlerinden uzaklaşmış adeta bir tüccar anlayışıyla yönetilmektedir. Cumhuriyetimizin kuruluşundan beri halkımızın hep beraber emeğiyle oluşturulan kamu işletmeleri yok pahasına satılırken, ne yazık ki üretime ve istihdama yönelik hiçbir girişimde bulunulmaması düşündürücüdür. Hepinizin bildiği gibi Kütahya ülkemizin önemli kömür üretim yeri olması, büyük kamu kurum ve kuruluşları ile enerji üretilen önemli kentlerinden birdir. Ancak son zamanlarda gerek kömür üretimi, gerekse termik santrallerde yaşananlarla adeta yok edilmek istenildiğini yaşayarak görüyoruz.         

      

 

 

         Değerli Meslektaşlarım

        Yatırımların olmaması, özelleştirme ve kamunun küçülmesi politikaları sonucunda meslek uygulama alanlarımız gün geçtikçe daralmaktadır. Bizlerin, sanayi katma değeri içindeki  ücretlerinin toplam içindeki payı son 10 yıl içinde %35.2 oranında azalmıştır. Mühendislik ücretleri de geçim standartları endeksine göre son 10 yıl içinde %56.8 oranında düşmüştür. Yani bir diğer deyişle mühendisler katma değerden daha az pay almaktadırlar ve görece olarak 10 yıl içinde yoksullaşmışlardır. 

       Değerli arkadaşlar,

       Hal ve durum böyle iken siyasal iktidarın, geçtiğimiz aralık ayında Teknik Eğitim Fakülteleri mezunlarına mühendis ünvanı vermesinden sonra, 2003 yılından beri çıkartmak istediği ancak TMMOB nin yaptığı çalışmalar sonucunda  bir önceki Cumhurbaşkanının TBMM'ye iade ettiği "Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun"un bazı hükümleri, iki ay önce gizlice Meclisten geçirilmiştir. "Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"a eklenen bir maddeyle Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanunun 12. maddesi sessizce değiştirilmesidir.Böylece yabancı mühendis, mimar ve şehir plancılarının akademik ve mesleki yeterliliklerini kanıtlamalarına gerek kalmadan Türkiye'de çalışmaları sağlanmaktadır.Dünyada kriz nedeni ile başta gelişmiş ülkeler olmak üzere, kendi yurttaşlarına yönelik kamusal destekleri artarak, işsizliğe ve istihdama yönelik çarelerin arandığı ve ülkemizde bir çok meslektaşımızın işsiz olduğu bir ortamda, AKP nin gece yarısı operasyonu ile bu yasayı çıkartmasının maksadını anlayamıyoruz ve yorumu sizlere bırakıyorum. 

      Sevgili Arkadaşlarım,

        Günümüzde aşırı bilgi kirliliği yaşanmakta, bunları medya aktarımları ile ana toplumsal gündemlerin üzeri örtülmekte, işsizlik, yoksulluk, yoksunluk gibi konular bir türlü gündeme gelmemekte ve bir kader gibi topluma algılatılmakta, iş, aş, üretim, istihdam gibi konular konuşulmamakta, esas gündemden toplumumuz uzaklaştırılmaktadır.

  Sevgili Arkadaşlarım,

      Odamızın doğalgaz ve LPG konularında meslektaşlarımıza yeni iş olanakları kazandırmasından sonra, enerji verimliliği yasası gereğince enerji yöneticiliği, danışmanlığı ve projelendirme konularında da yeni alanlar açmaya çalışmaktadır. Ancak özellikle doğalgaz ve mekanik tesisat hizmetlerinin tesisatçı, tekniksiyen, tekniker ve teknik öğretmenler tarafından yapılması üzerine bu meslek oluşumlarının çalışmaları olduğunu bilmenizi, siyasal iktidarla beraber hareket eden bazı meslektaşlarımızın da bu oluşumlara destek verdiklerini üzülerek burada sizlere ifade etmek isterim.

     Sevgili arkadaşlar, biz meslek ve meslektaş sorunlarının ülke ve toplum sorunlarından farklı olmadığını biliyoruz. Biz ülkemizin üretmesini, sanayileşmesini ve hakça paylaşmasını istiyoruz. Aydınlık bir Türkiye ve aydınlık bir gelecek için, bizim gibi meslek örgütlerinin büyük bir sorumlulukla ve öznesine insanı koyan bir çalışma anlayışı ile meslek alanları üzerinden bu ülke için, bu halk için, insanımız için bıkmadan, usanmadan, yılgınlığa düşmeden doğruları söylemeyi sürdürmeleri gerekmektedir.Bu anlamda bizlere çok fazla görev ve sorumluluk düşmektedir. Biz her konuda ortak çalışma anlayışı ve işbirliğinin geliştirilmesini, katılım ve eşgüdümün sağlanmasını bilgiye ve emeğe saygı duyulmasını, üreterek büyüyen, paylaşarak gelişen bir toplumun, bir kentin, bir ülkenin böyle oluşacağını düşünüyoruz.          

     TMMOB ve ona bağlı odamız gücünü sadece siz değerli üyelerinden almaktadır, sizlerden alacağımız  güçle,  üzerimize düşenleri yapacağımızı, görüşlerimizi, önerilerimizi, eleştirilerimizi, uyarılarımızı başta meslektaşlarımız olmak üzere halkımızın ve kamunun çıkarları doğrultusunda toplumumuza dayatılan politikaları sorgulamaya hep beraber devam etmemiz gerekmektedir. Onun için bu danışma kurulu toplantımızın önemli olduğunu, sorunlarımızı ve yapacağımız çalışmaları burada hep beraber konuşarak, yeni açılımlar ve kazanımlar getireceğime inancınla saygılar sunuyorum.