"ODA-SEKTÖR DERNEKLERİ BULUŞMASI" AÇILIŞ KONUŞMASI

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.

"Oda-Sektör Dernekleri Buluşması"nda Oda Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ'ın yaptığı açılış konuşması yazının devamındadır.

Değerli Sektör temsilcileri, örgütümüzün değerli yöneticileri, hepinizi Makine Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu ve şahsım adına saygıyla selamlıyorum.

Oda Sektör Dernekleri buluşmasına hoş geldiniz.

Makina Mühendisleri Odası olarak, sektör dernekleri ile ülke genelinde uzmanlık alanlarımıza yönelik düzenlediğimiz sayısı 25‘i aşan kongre, sempozyum ve kurultaylarımızda, yerel etkinliklerimizde, ilgili Bakanlıklarca oluşturulan çalışma gruplarında konu bazında bir araya gelme fırsatı yakalıyoruz.

Ancak bugüne değin Odamız üyesi meslek disiplinlerinin çalışma alanlarında örgütlü sektör dernekleri ile ortak bir toplantı gerçekleştirme olanağı bulamamıştık. Oda tarihinde ilk kez gerçekleştirilen bu buluşmayı, sizler de uygun görürseniz Odamızın her çalışma döneminde yineleyerek gelenekselleştirmek istiyoruz.

Bu toplantıdan beklentimiz, mesleğimizin, üyelerimizin, üyelerimizi istihdam eden sektörlerin sorunlarının tartışılması, bu sorunların çözümü, işbirliğimizin geliştirilmesi ve kurumsallaştırılması için birlikte yürütülebilecek ortak çalışmaların belirlenmesidir.

Oturum öncesinde Oda Başkan Vekilimiz konuya ilişkin Odamızın önerilerini sinevizyon eşliğinde sizlere aktaracak. Konuya ilişkin sizlerin, görüş ve önerileri Odamız çalışmalarında bizlere rehber olacaktır.

Değerli katılımcılar, bugün itibarıyla Odamızın üye sayısı 60.000‘ e ulaşmıştır. Odamıza Makina, Endüstri, İşletme, Uçak, Havacılık, Uzay, İmalat, Sistem, Kağıt, Makina Teknik Metod, Matbaa, Sanayi, Sistem ve Üretim Tekniği, Uçak Makinaları mühendisleri üye olmaktadır. Tüm bu mühendislik disiplinleri bilimsel ve teknolojik gelişmelerin, sanayileşmenin ve kalkınmanın en önemli itici güçleridir. Ağırlıklı olarak üyelerimiz sizlerin de örgütlü olduğu ve uğraş alanınız olan sanayi ve imar sektörlerinde görev almaktadır.

Küreselleşme süreciyle dünya ticareti giderek serbestleşmekte, ülkelerin bilim ve teknoloji düzeyi en önemli rekabet unsuru olmaktadır. Bu nedenle tüm ülkeler kalkınma ve sanayileşme politikalarını bilim teknoloji ve yenilenme politikaları temeline oturtmaktadır. Bu politikaların yaşam bulabilmesi için gerekli nitelik ve nicelikte teknik eleman yetiştirilmesi ülkelerin ana önceliği haline gelmiştir.

Gelişmiş ülkeler katma değeri yüksek, ileri teknoloji isteyen yatırımlara, teknik eğitime, AR-GE çalışmalarına dolayısıyla ulusal sanayilerine ve ihracata verdikleri desteği sürekli artırmaktadırlar.

Buna karşın dış borç ve krizler sarmalı altında kuşatılan bizim gibi ülkelere ise yeni borçlar vermek için tüm kamu desteklerinin kaldırılması ön koşul olarak konulmaktadır. Uluslararası para ve finans kuruluşlarının denetiminde hazırlanan yapısal uyum programları ile bu ülke devletleri kendi kaynaklarını kullanma, geleceklerini planlama ve ekonomilerini yönlendirme işlevlerinden arındırılmaya çalışılmaktadır. Bu ülkelerin ulusal bilim, teknoloji, yenilenme ve sanayileşme politikalarını kendi çıkarları doğrultusunda oluşturup, uygulamaya geçirmelerine engel olunmaktadır.

Ülkemizde de yıllardır bu uygulamalar yaşama geçirilmektedir. Ülke kaynakları üretken, verimli ve istihdam yaratan reel sektörler yerine, hizmet ve rant alanlarına aktarılmaktadır. Sanayileşme sürecinden ve üretimden uzaklaşılmıştır. Bunun sonucunda ithalat, ihracat açığı her yıl artarak büyümekte, ülkemiz birbiri ardına krizler yaşamakta, iç ve dış borç stoku, işsizlik, gelir dağılımındaki adaletsizlik her geçen gün artmaktadır.

Oysa ki, ülkemizin kalkınması ve gelişmesi, kalkınmada sürekliliğin sağlanması ve istikrarı için sanayi alt yapısının güçlendirilmesi, üretim yeteneğimizin artırılması şarttır.

Bu plansızlık ve politikasızlıktan en fazla mağdur olan kesimlerden birisi de mühendisler ve sanayi sektörlerimizdir.

Sektörlerimizin teknolojik düzeyi düşüktür. Yüksek katma değerli malların ihracat içindeki oranı %5‘i bulmaktadır. AR-GE harcamaları şirket cirolarının % 0,5‘ini aşmamaktadır. Sanayi girdilerinin ortalama % 60‘ı yurtdışından gelmektedir. Sektörlerde ihracatın ithalatı karşılama oranı ise ortalama %30‘lar civarındadır. İhracatın dünya içindeki payı oldukça düşüktür. Bununda önemli bir kısmını fason üretim oluşturmaktadır.

Ülkemiz sanayi işletmelerinin % 99‘unu oluşturan KOBİ‘lerin verimli olanları tek tek çok uluslu şirketlerin eline geçmektedir. Satın alınan bu işletmelerin çoğunluğunda teknik alt yapı yenilenmemekte, AR-GE çalışmalarına yeterli kaynak aktarılmamakta, çoğu zaman üretim tesisleri kapatılarak ithalatçı konumuna getirilmektedir.

Öte yandan AB‘ye üye olma sürecinde de, Gümrük Birliği‘ne geçişte olduğu gibi, uyum paketleri yürürlüğe konmakta, sanayi tesisleri Avrupa‘nın taşeronu olarak düşük katma değerli ürünlerle ihracata zorlanmaktadır. Ülke sanayisi Avrupa‘nın taşeronluk anlayışı ve fason işleme sistemine göre şekillendirilmektedir.

Türkiye koşulları, sanayinin yapısı göz önüne alınmamaktadır. Teknoloji düzeyini artıracak, AR-GE çalışmalarını hızlandıracak, yeni ürün veya ürün geliştirmeye dayalı bir araştırma politikası saptayacak, mühendisleri verimli, üretken ve söz sahibi kılacak bir yapılanmaya engel olunmaktadır.

Sanayi Bakanımızın gazetelere yansıyan demeçlerinden de görüleceği üzere, Avrupa Birliği‘ne yönelik uyum yasalarında Teknik Mevzuatın AB‘ye göre düzenlenmesi, tek taraflı bir baskı aracı olarak kullanılmaktadır. AB yasal düzenlemelerin yetersizliğini bahane ederek ulusal kuruluşlarımızın Onaylanmış Kuruluş olma başvurularını geri çevirmektedir. İç piyasaya hizmet veren üreticilerimiz de uygunluk değerlendirme faaliyetlerini çok yüksek bedellerde AB test ve belgelendirme kuruluşlarına yaptırmak zorunda kalmakta, bu konudaki mühendislik hizmetleri yurt dışından satın alınmakta, mesleki uygulama alanlarımız daraltılmaktadır.

Öte yandan, ülkemizin DTÖ kapsamında imzaladığı Hizmet Ticareti Genel Anlaşması da bir sorun yumağı olarak karşımızda durmaktadır. Ülkemiz hizmet ticareti alanına giren 155 sektörden 72‘sinde taahhütte bulunmuştur. Bu sektörlerden birisi de Mühendislik ve Mimarlık Hizmetleridir. Avrupa ülkelerinin bir çoğu mühendislik hizmetlerinin serbest dolaşımına çekinceler koymuşlar ve kısıtlama getirmiştir.

Ülkemizin anlaşmayı koşulsuz imzalaması içerisinde bulunulan teslimiyeti açıkça gözler önüne sermektedir. Yabancı yatırımcılar engelsiz bir şekilde kendi teknik kadrolarını ülkemizde çalıştırabilmektedirler. Hazine ve Çalışma Bakanlığı‘nın uygulamaları ile izin ve onay sistemi neredeyse bildirim sistemine dönüştürülmüştür.

Bu ve benzeri politika ve uygulamalarla meslek alanlarımızda işsizlik % 20‘ler seviyesine ulaşmıştır. Birçok işletmede mühendis isdihdamı azalmaıştır. Reel ücretlerimiz ise giderek düşmektedir. Meslekdaşlarımızın önemli bir bölümü de meslek alanları dışında çalışmaktadır. Türkiye‘deki işletmelerin büyük bir bölümünü oluşturan 200 000‘i aşkın küçük ve orta ölçekli sanayi kuruluşlarında hala mühendis istihdam geleneği oluşturulamamıştır

Eğitim, isdihdam ve üretim ilişkilerinin planlı bir şekilde ele alınmamasından dolayı lisans eğitiminde edinilen bilgilerin önemli bir bölümü çalışma hayatında pratik karşılığını bulamamaktadır. Bir yandan sanayimiz kalifiye iş gücüne ihtiyaç duyarken, diğer yandan formasyon eksikliği nedeni ile bir çok mühendis ekonomiye kazandırılamamaktadır.

Değerli sektör temsilcileri, mevcut politika ve uygulamalarla ülkemiz sanayisinin ve mühendislerinin, gelişmiş ülkelerle rekabet edebilmesi ve ayakta kalması mümkün görülmemektedir.

Sorunlarımızın çözümü için;

Ülkemizin kalkınma planları ulusal bilim, teknoloji, yenilenme ve sanayileşme politikaları temellerine oturtulmalıdır.Ülkemiz tüm alanlarda ve tüm sektörlerde kendi ulusal planlarını yapmalıdır. Bilim ve teknolojide yetkinleşmeli ve bunu ülke ölçeğinde toplumsal ekonomik faydaya dönüştürmeli ve bu amaçla ulusal bir strateji belirlemelidir.

Bilim ve teknoloji yeteneğimizin yükseltilmesi için eğitime, üniversitelerimize, AR-GE çalışmalarına, ulusal gelirlerimizden ayırdığımız kaynaklar artırılmalı, gelişmiş ülkeler seviyesine çıkarılmalıdır.Yerli yatırımcı özendirilmeli ve korunmalı katma değeri yüksek ileri teknoloji isteyen alanlarda yapılacak yatırımlar desteklenmelidir.

Bilimi teknolojiye, teknolojiyi uygulamaya dönüştüren mühendislerin daha donanımlı ve birikimli olarak yetişeceği ve mezuniyet sonrası bilgilerini yenileyebilecekleri, geliştirebilecekleri eğitim olanakları, üretim ve çalışma ortamları sağlanmalıdır.

Mevcut politika ve uygulamalar yerine; planlamacı bir anlayışla, toplumsal gereksinimleri, üretimi, istihdamı ve yaşam boyu eğitimi, ülkenin bilim ve teknoloji yeterliliğinin güçlendirilmesini temel alan ulusal kalkınma politikaları yaşama geçirilmeli, ulusal kalite ve akreditasyon sistemimiz ve alt kurulları oluşturulmalıdır.

Teknik eğitimin planlanmasında, üniversite-sanayi ve Oda işbirliği mutlaka kurumsal bir yapıya kavuşturulmalıdır.

Sevgili sektör temsilcileri,

Sizlerin de paylaştığını düşündüğümüz tüm bu talep ve önerilerin siyasi üst yapıda yaşam bulması için uzmanlık alanlarımızda örgütlü yapılarla Odamız arasında iş ve güç birliğinin daha fazla geliştirilmesi bir görev olmaktan öte zorunluluk olarak karşımızda durmaktadır.

Birazdan Oda tanıtım filminde de izleyeceğiniz üzere, bu yıl 50. Kuruluş yıldönümünü kutlayan Odamız, mesleğin ve meslekdaşın geliştirilmesi, korunması ve denetlenmesi, ülke sanayisinin ulusal çıkarlara uygun şekilde geliştirilmesi için çok yönlü çalışmalar içerisindedir.

Şubelerimizde yürütülen çalışmaların yanı sıra her iki yıllık çalışma döneminde uzmanlık alanlarımıza ilişkin en az 25 adet kongre, kurultay ve sempozyum düzeyinde mesleki, bilimsel etkinlik düzenlenmektedir.

Türkiye‘nin dört bir tarafına yayılan Meslek İçi Eğitim Merkezlerimiz kanalıyla Uzmanlık alanlarımıza ilişkin 16 konuda eğitimler verilmekte başarılı olanlar belgelendirilmektedir. Her dönem bu eğitimlere 6000 civarında üyemiz katılmaktadır.

Ülke genelinde CE uygulamaları konusunda üyelerimize ve sanayicimize yönelik kurslar açılmakta, seminerler yapılmaktadır. Yine sanayinin ihtiyacı olan ara teknik elemanların yetişmesine katkıda bulunmak üzere ara teknik elemanlara yönelik tüm birimlerimizde eğitimler verilmektedir.

Geçmiş dönemlerde yayımlanan kitaplarımızın güncellenerek yeniden basılmasının yanı sıra her çalışma dönemimizde en az 30 yeni teknik kitap uzmanlık komisyonlarımızca hazırlanarak üyelerimiz ve öğrencilerimizin kullanımına sunulmaktadır.

Oda ve şube bültenlerimiz, her biri A sınıfı yayın kategorisinde olan Mühendis ve Makina, Endüstri Mühendisliği ve Tesisat Mühendisliği dergilerimizle mesleki, teknik, bilimsel ve sosyal gelişmeler üyelerimizle paylaşılmaktadır.

Mühendislik öğrencileri, öğrencilik dönemlerinden başlayarak mesleği tanımaları, Oda çalışmalarından yararlanabilmeleri için Öğrenci üye statüsüyle Odamıza üye yapılmaktadır. Bugün itibarıyla öğrenci üye sayımız 5.000‘e ulaşmıştır.

Odamızda sanayiye yönelik verilen teknik hizmetler TÜRKAK‘a akredite ettirilmiştir. Yine Odamızca sürdürülen meslek içi eğitim ve belgelendirme hizmetlerinin akredite edilmesi için TÜRKAK‘ a başvurulmuş olup şu an tetkik aşamasındadır.

AB teknik mevzuat uyumu çerçevesinde meslek alanlarımıza giren Asansörler, Makine Emniyet, Kazanlar, Basınçlı Kaplar, Gaz Yakan Cihazlar ve Basınçlı Ekipmanlar direktifleri konusunda Onaylanmış Kuruluş olmak için gerekli çalışmalar yapılarak dosyalarımız Sanayi Bakanlığına iletilmiştir. Asansör direktifi konusunda TÜRKAK tetkikleri başlamıştır.

Sevgili katılımcılar, bütün bu çalışmaların yeterli olmadığının yapılacak daha çok iş olduğunun bilincindeyiz. Ancak çalışmalarımızın niteliği ve niceliği sizlerin bize sunduğu katkı, katılım ve desteği artırmanızla daha da yükselecektir

Katılımınız için tekrar teşekkür ediyor, toplantımızın verimli geçmesini diliyorum.

Emin KORAMAZ

TMMOB

Makina Mühendisleri Odası

Yönetim Kurulu Başkanı