TMMOB AFET BÖLGESİNDE İNCELEMELERDE BULUNDU

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı ve bağlı Odaların Başkan ve Yöneticilerinden oluşan beraberindeki heyet, sel felaketinden etkilenen Diyarbakır Çınar ilçesi, Bismil ve Batman‘da 8-9 Kasım 2006 tarihinde incelemelerde bulundu.

Heyette Odamız adına; Oda Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Ali Ekber Çakar bulunuyor.

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı tarafından yapılan Basın Açıklaması metni yazının devamındadır.

Ankara‘dan 8 Kasım‘da Diyarbakır‘a giden 15 kişilik heyet, burada Diyarbakır İKK Sekreteri Semih Oktay tarafından karşılandı. Heyet, Diyarbakır İKK temsilcileriyle birlikte Çınar ilçesine giderek selden zarar gören yatılı bölge okulu ve çevrede incelemelerde bulundu.

TMMOB heyeti, daha sonra Bismil ve Batman‘a geçerek incelemelerini sürdürdü. Heyet, Batman İKK Sekreteri Ahmet Bülent Tekik‘le birlikte Batman Belediye Başkanı Hüseyin Kalkan‘ı ziyaret etti. Heyet Batman Valisi Haluk İnga‘yı da ziyaret etti.

TMMOB heyeti, 8 Kasım akşamı Batman Belediye Salonu‘nda Diyarbakır İKK ve Batman İKK temsilcileriyle bir araya gelerek, bölge bileşenlerinin 31 Ekim-2 Kasım tarihleri arasında yaşanan sel felaketiyle ilgili hazırladığı Ön İnceleme ve Değerlendirme Raporu üzerine görüştü.

Heyet, 9 Kasım sabahı Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir‘i ziyaret etti.

Daha sonra, TMMOB bölge bileşenlerinin oluşturduğu Teknik İnceleme Komisyonlarının hazırladığı Ön İnceleme ve Değerlendirme Raporu, Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı tarafından düzenlenen basın toplantısında açıklandı.

Afet bölgesinde, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı ile birlikte Yürütme Kurulu Üyeleri Selçuk Uluata, Alaeddin Aras, İlker Ertem, Sabri Orcan, Çevre MO Yönetim Kurulu II. Başkanı Sevinç Karakaya, Elektrik MO Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Ulusaler, Harita ve Kadastro MO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi A.Ülkü Kutlu, İnşaat MO Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç, Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Ahmet Göksoy, Jeoloji MO Yönetim Kurulu Yedek Üyesi Dinçer Çağlan, Maden MO Yönetim Kurulu Üyesi Cemalettin Sağtekin, Makina MO Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Ali Ekber Çakar, Meteoroloji MO Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Erhan Angı ve Ziraat MO Yönetim Kurulu II. Başkanı Turhan Tuncer incelemelerde bulundu.

 

Mehmet Soğancı tarafından yapılan Basın Açıklaması metni:

DOĞA OLAYLARININ AFETE DÖNÜŞÜMÜ ENGELLENEBİLİR.
YETER Kİ, ODAĞINDA "İNSAN" OLAN ANLAYIŞ YAŞAMA GEÇİRİLSİN.

Sevgili Basın Mensupları

Yine acılar coğrafyasındayız. TMMOB Yönetim Kurulu ve bağlı Odalarımızın Başkan ve Yöneticilerinden oluşturulan heyet olarak bir başka acıyla ilgili gözlem ve değerlendirmelerde bulunmak, görüş ve düşüncelerimizi kamuoyuyla paylaşmak, eğer başarabilirsek insanlarımıza yalnız olmadıklarını hissettirmek için buraya, bölgeye geldik. Bunu hissettirmek hiç kolay değil, çok iyi biliyoruz. Acılar insanları yalnızlaştırır, bunu da bilmek gerekir.

Ama yine de buradayız. Buradayız çünkü ülkemize ve insanımıza sahip çıkıyoruz. Zor olsa da insanın yalnız olmadığını, bir başka yaşamın yaratılabileceğini, doğa olaylarının eğer istenirse sadece doğa olayı olarak kalabileceğini, tehlikelere yol açmayacağını, doğal afete dönüşmeyeceğini ifade etmek için Diyarbakır'dayız. Yara sarmak için gelmedik; yaranın nedenini anlamak, anlatmak, kamuoyunu bilgilendirmek için buradayız. Yaşanana tanıklık etmeğe ve bunun sorumluluğunu almaya geldik.

Hepimiz çok iyi biliyoruz: Her felaketten sonra, yaşanan olaylarda hiç sorumluluğu yokmuş gibi, büyük bir pişkinlikle yaraların sarılacağına söylemek ülkemizin siyasal iktidarlarının ayırt edici özelliğidir ve bizce doğa olaylarını felaket haline getiren yaklaşımın asıl nedeni budur. Türkiye artık yara sarmakla sınırlı bir yaklaşım yerine, önleyen, zararı en aza indirgeyen, insan hayatını korumayı başlıca amaç sayan, insanın sağlıklı yaşamasını asli amaç haline getiren, odağında insan olan bir yaklaşıma ihtiyaç duymaktadır.

Değerli Basın Mensupları,

Acılı coğrafyalara yapılan ziyaretler hep bir burukluk yaratır insanın içinde. Bugün bizler Diyarbakır'da bu duyguyla bulunuyoruz. Üzülüyoruz, içimiz buruk; çaresizlik ve isyanla örülmüş çelişkili bir ruh hali içindeyiz. Sel felaketinde kaybettiğimiz insanlarımız, çocuklarımız için yüreğimiz yandı. Hepimizin başı sağ olsun.

Elbette mesleki açıdan yaşanan su taşkınlarını, su taşkınlarının onlarca insanımızın canına mal olmasına değineceğiz. Şimdiye kadar yapılmayanları, yapılması gerekenleri sıralayacağız. Alınması gereken tedbirlerle ilgili mesleki bilgi ve deneyimlerimizi kamuoyuyla paylaşacağız. Arkadaşlarımızın hazırladığı ön değerlendirme raporunu sizlerle paylaşacağız.

Sağanak yağış sonrasında oluşan su taşkını Diyarbakır, Batman, Şırnak, Şanlıurfa ve Mardin'de tam bir faciaya dönüşmüş, onlarca insanımız hayatını kaybetmiş, yüzlerce ev ve işyeri, binlerce hektarlık arazi ve kilometrelerce yol su altında kalmıştır. Yoksulluk, sağlıksız kentleşme, altyapı eksikliği, barınma, yıllardan beri gelen, çözülmediği için büyüyerek bugünlere taşınan sorunlar arasındadır. Yukarıda sıraladığımız sorunların köyden kente göç olguyla, köy boşaltmalarıyla yakından ilgili olduğunu vurgulamak gerekir. Göçün, ekonomik gelişmelerin değil, son yirmi yıla damgasını vuran çatışma ortamının sonucu olduğuna dikkat çekilmesi gerekmektedir.

Bu bölgedeki kentlerimiz, yorgun ve yoksuldur. Kentler bakımsız ve haraptır. Nüfus yoğunluğu ve bunun artış hızı yaşamı kelimelerle ifade edilmeyecek oranda zorlaştırmaktadır. Kentlerde, altyapıdan, sosyal donatı alanlarından, yeşil alandan, dere ıslah çalışmalarından, imar çalışmalarından, kentsel arsa üretiminden söz etmek mümkün değildir. Ya da en nazik ifadeyle ihtiyacı gidermekten uzaktır.

Elbette yukarıda sıralanan olumsuzluklar yalnızca bu bölgeyle sınırlı değildir. Su taşkınları Diyarbakır ve çevre illerle beraber İstanbul'u, Antalya'yı, Mersin'i, Muğla'yı da vurmuştur.

Yaşanan felaketlerin sorumluları bunlara karşı önlem almayan, alamayan, almak istemeyen merkezi ve yerel yönetimlerdir. Dikkat edilsin: Merkezi ve yerel yöneticiler yaşananları "doğal afet" gibi algılatmak ve sorumluluklarını unutturmak gayreti içindedir. Oysa biliyoruz ki, yaşanan felaketler plansız ve çarpık kentleşmeden kaynaklanmaktadır. Kentlerimizin en önemli sorunlarından olan altyapı eksiklikleri ne yazık ki bugüne kadar tam olarak giderilememiş, merkezi ve yerel yönetimler tarafından yapılan çalışmalar yetersiz kalmıştır. Bugüne kadar tarım arazileri, dere yatakları ve kıyılar yerleşime açılmış, orman alanları yok edilmiş, kaçak ve sağlıksız yapılaşma önlenmemiştir. Olumsuzluklar bugün büyüyerek devam etmektedir. Kentler yaşam alanları gibi değil rant aracı olarak görülmektedir. Ne yazık ki bütün bunların doğal sonucu depremler, yağışlar vb. doğa olayları, doğal afetlere dönüşerek can, mal ve toprak kaybına yol açmaktadır.

Değerli Arkadaşlar,

Bölgede yaşanan felaket sonucunda (bu metin hazırlandığında) 40 insanımız hayatını kaybetmiştir. Diğer zararlarla birlikte insanımızın yoksulluğu kat be kat artmış, zaten zor şartlarda sürdürülmeye çalışılan günlük yaşam içinden çıkılmaz bir hal almıştır.

Depremler, toprak kaymaları, sel baskınları, kazalar kader değildir. Her bir olumsuzluğun nedeni bir bütün olarak ülkemizde insana verilen değerle ilgilidir. İnsan hayatı ne zaman öncelikler sıralamasında en baştaki yerini alır ve toplumsal hayatımız buna uygun düzenlenirse, yaşamı çekilmez kılan olumsuzluklardan kurtulmak için ilk adım atılmış olacaktır.

Batman'da merkezi yönetimin insanlarımızın barınma sorununu kısmi olarak çözecek çadır kurma işinin felaketten bir hafta yapılmaya başlaması tam bir komedidir, yara sarmada bile sınıfta kalma durumudur. Batman derhal afet bölgesi olarak ilan edilmeli ve insanımıza sahip çıkılmalıdır.

Bölgede yaşananlar, ülkemizin afetlere karşı acil eylem planı olmadığını bir kez daha gözler önüne sermiştir. Yerel ve merkezi yönetimin çalışmalarda koordinasyonsuzluğu bir kez daha açığa çıkmıştır.

Doğa olaylarının doğal afetlere dönüşmesi takdir-i ilahi değildir.

Doğa olaylarının doğal afetlere dönüşümü engellenebilir bir olgudur. Yeter ki bilimin ve tekniğin gereği yapılsın.

Biz mühendis, mimar ve şehir plancılarının bilgi, birikim ve deneyimi insan hayatının korunma ve sağlıklı devam ettirilmesi yolunda değerlendirilmelidir. Biz bugün burada ülke kamuoyuna bunu deklere etmek üzere bir araya geldik. Merkezi ve yerel yönetimler insan odaklı politikaları vakit geçirmeden uygulamak yükümlülüğü ile karşı karşıyadır. Türkiye'nin bu potansiyeli vardır. İş, bu potansiyeli açığa çıkartacak politik tercihleri belirleyici ve yönlendirici noktaya taşımaktan geçmektedir.