AR-GE FAALİYETLERİNİN TÜRKİYE BOYUTU

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
İstanbul Şubesi

Yayına Giriş Tarihi

10 Aralık 2018

TMMOB Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin AR-GE ve birçok alanında görevlerde bulunmuş Yavuz Bayülken Türkiye’deki AR-GE faaliyetlerinin boyutunu, sanayide AR-GE faaliyetlerinin önemini ve mühendis odalarında konuyla ilgili yapılacak çalışmalarla ilgili önerilerde bulundu.TMMOB Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin AR-GE ve birçok alanında görevlerde bulunmuş Yavuz Bayülken Türkiye’deki AR-GE faaliyetlerinin boyutunu, sanayide AR-GE faaliyetlerinin önemini ve mühendis odalarında konuyla ilgili yapılacak çalışmalarla ilgili önerilerde bulundu.

 

AR-GE nedir, faaliyetleri nasıl belirlenir?

Ürün geliştirme, yeni ürün, süreç geliştirme ve teknoloji geliştirme faaliyetlerinin tümü AR-GE çalışmalarının temel amacıdır. İmalat sanayinde AR-GE, küresel rekabet için zorunlu olan bir faaliyetler bütünüdür.

AR-GE faaliyetleri şöyle sıralanabilir:

• Mevcut üretim süreçlerinin kalitesini artırmak, ürün maliyetlerini düşürmek için "geliştirme" olarak belirlenen mühendislik yoğun faaliyetler.

• Firmanın mevcut ürün yelpazesini ya da üretim teknolojisinde yenilikler, uygulamalı AR-GE faaliyetleri ile sürdürülür, proje, hedef, yol haritası çıkarma, zaman planlaması önem taşıyan başka çalışmalardır.

• AR-GE faaliyetini sistematik biçimde yürütmek için kurumsal bir nitelik kazanması ve bir kadro ile mühendis ve teknisyenlerin çalışmaları yüklenmesi sanayinin rekabet gücünü artırması yönünden büyük önem taşımaktadır. Bu arada benzeri üretim yapan firmalarla bilgi alışverişi ve işbirliği yapılması ya da yeni teknolojilere yönelik know-how satın alınması bu sürecin devamı için gereklidir.

• İmalat sanayinde ürünlerin ihracatında katma değerin artması ve firmanın daha yetkin kadro ile AR-GE faaliyetleri cironun bir bölümünü aktarması (%3-4) gelişmesi yönünden rekabeti dünya boyutuna yayabilecektir. Hangi sektör ve ürün grubunda üretim yapılıyorsa bu faaliyet süreklilik kazanacaktır.

Sanayide AR-GE faaliyetlerinin önemi ve mühendislerin görevi nasıl belirlenir?

İmalat sanayinde ve özellikle makine imalatında teknoloji önemli bir işleve ve role sahiptir. Teknolojinin hem üretim sürecinde (yenilenme ve teknoloji geliştirme) hem de ürün maliyetlerinin düşürülüp küresel bazda optimizasyon sağlanmasında büyük önemi vardır. Hızlandırıcı bir faktör olmaktadır. Yatırım malı ve ara malı üretiminde katma değeri yüksek ürünlerin rekabetinde önemli etken teknolojinin geliştirilmesinde yatmaktadır. Gelişmiş ülkelerde sanayideki teknolojik düzey, GSYH'nın artmasını ve gelir dağılımının optimal düzeye gelmesini sağlamaktadır. Teknolojinin imalat süreci üzerindeki işlevini iki açıdan irdeleyip, değerlendirmek olasıdır:

• Yeni gelişmiş teknolojilerin kullanılması,

• İmalatta teknik yöntemlerin ürünün geliştirilmesinde uygulanması,

İlkinde artık birçok sanayi sektöründe üretim sürecine giren robotlar (makine imalat, kimya sanayi, metal işleme sanayi, elektronik ve elektrikli aletler sanayi, havacılık ve uzay sanayi, ilaç sanayi, v.s.'de yoğun biçimde) CNC makinaları, esnek üretim inovatif ve AR-GE tasarımı ve prototipleri örnek olarak verilebilir.

İkinci işlevde ise; yönetim teknikleri, üretim teknolojileri ile bütünleşmiş olup birlikte kullanılabilir bir uygulama oluşmuştur. Bunlardan biri olan bütünleşik üretim (CIM), imalat donanım ve yazılımlarını, imalat süreci içinde teknolojilerle örtüştürerek bir bilgi ağına dönüştürmüş ve ürün maliyetlerinin optimizasyonu sağlanmıştır. Sanayi 4.0 kavramının gerçekleştirilebilir boyutları burada yeni bir aşamaya ulaşmayı olası kılacaktır. Bu durum AR-GE ve inovasyonun vazgeçilmezliğini ortaya koymaktadır.

Türkiye'de AR-GE çalışmalarının düzeyi nedir ve bugünkü sanayi uygulamaları yeterli midir?

Türkiye'de AR-GE'ye ayrılan fonun GSYH içindeki oranı, gelişmiş ülkelerle kıyaslanamayacak kadar düşüktür. TÜBİTAK'ın fonksiyonsuz kılınması ile önemli bir araştırma kurumu ve yönlendirme mekanizmasından yoksun kalınmıştır. Özellikle 2015'ten sonra AR-GE fonlarının teşvik edilmesine dönük çalışmalar yavaşlamış, nitelikleri değişmiş, gerçekte AR-GE olma vasfını büyük ölçüde yitirmiştir. 1995 yılında AR-GE’nin GSYH'deki payı %0,5 değerinde iken 2019 yılında %1,0'e ulaşacağı tahmin edilmektedir. Daha sonra dünya sanayi ülkeleri ile kıyaslandığında bu payın düşük olduğu görülecektir. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde bu oran %2,0 ile %3,9 arasında değişmektedir.

Dış ticaret açığını düşürmek, cari açığı azaltabilmek için yüksek katma değerli ürünleri ve sanayide teknolojik gelişimi artırmak zorunlu olmaktadır. Bu da kurumsallaşmış tesisler bazında AR-GE merkezlerinin desteklenip çoğaltılmasından, sanayi-üniversite işbirliğinden ve TÜBİTAK'ın işlevsel duruma getirilmesinden geçmektedir. Öncelikle AR-GE harcamalarını hem teşvikler hem de sanayi kuruluşları bazında artırıp, kurumlar bazında %3,5-4,0 oranına çıkarmak (AR-GE harcamaları/firma cirosu) gerekmektedir. Teknik eğitimi öncelikle AR-GE eğitimine yönelik gelişmeler (ürün-ürün süreci) doğrultusunda planlamak önem taşımaktadır. Özellikle AR-GE elemanlarınca kurumsal bazda sanayi istihdamı ve mühendislik formasyonunun yükseltilmesi zorunludur. Gelişmiş sanayi ülkelerinde, milyon kişi başına AR-GE personeli 3.100-6.400 arasında değişmektedir. Türkiye'de bu gösterge 2018 sonu itibarıyla ancak 510 eleman olarak tahmin edilmektedir. Özellikle "Sanayi 4.0" kavramına yönelik çalışmalarda ve gelişmiş teknoloji uygulamalarında sayının artırılması kaçınılmazdır. Küresel Rekabetçilik Endeksi'nde Türkiye'nin yerini saptamak üzere yukarıdaki TABLO verilmiştir. Endeks çalışması 138 ülkede yapılmış ve tablodaki göstergelere göre Türkiye'nin yeri (sırası) belirlenmiştir.

İnovasyon, teknolojik hazırlık, son teknolojilere uygunluk, teknolojiye adaptasyon gibi göstergelerde Türkiye 138 ülke arasında oldukça düşük bir endekse sahip bulunmaktadır. Bu durum AR-GE faaliyetinin önemini ve bu konuda yapılacak harcama, fon ve eğitimleri önemsemeyi zorunlu kılmaktadır.

AR-GE ve inovasyon için bilgi birikimi ve bunun etkin kullanımı çok önemlidir. Yeterli ve gerekli insan sermayesi ve sürekli eğitim potansiyelinin değerlendirilmesi ile Güney Asya Ülkeleri, Doğu Avrupa bölgesi önemli bir gelişim sağlamışlardır. Teknolojiye yönelik sabit yatırımların artması, mevcut ve ürün gruplarına yönelim ve yatırımların bu alanlarda yoğunlaşması, sanayide ileri adımlar atmayı sağlayacak gelişmeleri önemli bir düzeye getirecektir. Bu da verilere dayanarak atılacak hamleleri planlamadan ve AR-GE’ye verilecek teşvik ve fonlardan geçmektedir.

Mühendis Odalarında yapılacak çalışmalar hakkında nasıl bir program yapılabilir ve bu program nasıl ele alınmalıdır?

Makina Mühendisleri Odası, Elektrik Mühendisleri Odası, Kimya Mühendisleri Odası başta olmak üzere pek çok meslek odasında, AR-GE çalışmaları üzerinde araştırma yapmak, komisyon kurarak geniş kapsamlı bir araştırma yürütmek, seminer ve paneller ile konuyu tartışma ve organizasyona açacak toplantılar düzenlemek önemli bir gelişmeyi üyelere ulaştırmak önem taşımaktadır. Böylece, Sanayi Kongresi’nin bildiri ve tartışmaları ile bütünlük kazanacaktır. Özellikle MMO Şube ve Temsilciliklerinde kurulacak komisyonlar, organize sanayi bölgeleri başta olmak üzere sanayi tesisleri, AR-GE çalışmaları envanterini başlatarak sürekli bir çalışmayı gündeme getirebilir. Makina mühendisliği açısından katma değeri artıracak sanayi sektörlerinin incelenmesi ve AR-GE araştırmasının bu alanlara yöneltilmesi envanterin önemini ortaya çıkartacaktır. Böylece hangi alt sektörler ve ürün grupları için AR-GE merkezlerinin oluşturulması öncelikli olarak gündeme gelecektir.

AR-GE merkezleri konusunda teşvikler verilmekte ve AR-GE merkezleri sayısı artmaktadır. 2017 yılında AR-GE faaliyetlerine toplam 9,8 milyar TL kaynak ayrılmıştır. Bu kaynağın %20,1'i mühendislik bilimlerine aktarılmıştır. Bu yükseköğrenim AR-GE harcaması olmaktadır. Sağlık bilimlerine ayrılan harcama oranı ise %30,3 olmaktadır. Yine aynı yıl için mühendislik bilimleri harcamasının analizi yapılırsa aşağıdaki oranlar ortaya çıkmaktadır.

• Makina donanıma: %10,46

• Sabit tesislere: % 6,92

• Personel istihdamına: %53,10

• Bilgisayar yazılımları ve fikri mülkiyete: %0,71

• Diğer cari harcamalara: %28,78

Burada makina donanım harcamaları ile bilgisayar yazılımları en az %15 olmak zorundadır.

TMMOB'ye bağlı odalarda, bu konu ciddi bir program konusu olmalı ve çalışmalar geniş bir platformda yürütülmelidir. Ancak bu konuda şirketlerin, devletin ve üniversitelerin çalışmaları da dikkate alınarak harcama, program ve teşvikler güncellenmeli ve geleceğe yönelik değerlendirme ve projeksiyonlar yapılmalıdır.

Türkiye'de Haziran 2018 itibarıyla 741 AR-GE merkezi bulunmaktadır. bu merkezlerde yaklaşık 42.100 personel çalışmaktadır.

Bu sayı içinde destek personeli de yer almaktadır. Yine aynı dönemde 24.950 proje tamamlanmıştır ve devam edenler de bu sayı içindedir. 2.450 patent tescil edilmiştir. Daha sonraki yazımızda bu projeler ve merkezler hakkında bilgi verilecektir. MMO'nun özellikle konuya ilgi duyması ve üyelerine bu alanda bilgi aktarıp, teşvik etmesi, sanayinin gelişmesi ve teknolojik düzeyinin yükseltilmesi için zorunlu olmaktadır.