MÜHENDİSLİK - MİMARLIK HAFTASI BASIN AÇIKLAMASI YAPILDI

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
İzmir Şubesi

Yayına Giriş Tarihi

13 Ekim 2009

TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, Mühendislik Mimarlık haftası nedeniyle 13 Ekim 2009 Salı günü saat 11.00'de Yenişehir Ticaret Merkezi'ndeki ''TMMOB Birlik Parkı''nda bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya İzmir'de TMMOB'ne bağlı Odaların yöneticileri ve üyeleri katıldılar. Açıklamada, "Mühendisler, mimarlar, şehir plancıları dün olduğu gibi bugün de demokratik yaşam mücadelesi ile meslek ve meslektaş hakları mücadelesini birbirinden ayrılmaz görür." denildi.

TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Ferdan Çiftçi tarafından okunan açıklamada şöyle denildi:

"Mühendisler, mimarlar, şehir plancıları, 17 Ekimi içerisine alan hafta içerisinde kutladığımız Mühendislik Mimarlık Haftası'nda Dünyayı, ülkeyi ve yaşamı tanıyan, anlayan ve ona göre politikalar üreterek yaşama geçiren, bir çalışma anlayışı ile dünyamız ve ülkemize ilişkin tespit ve önerilerini kamuoyuyla paylaşmaktadır.

 'Tarihin son', 'kapitalizmin mutlak ve sonsuzluğu' üzerine kurulu olan kapitalist küreselleşme sürecinin önemli bir aşamasına geldik. Vahşi kapitalist sömürünün bugün ortaya çıkardığı sonuç milyonlarca yoksul, milyonlarca işsiz, yok oluşa sürüklenen dünya, savaş, felaket ve krizdir.

"Bugün yaşanan bunalım basit bir iktisadi kriz değildir. Bu artık tarihsel misyonunu tamamlamış bir üretim ve toplumsal sistemin yani kapitalizmin bütüncül bir krizidir ve yakın bir gelecekte derinleşmiş toplumsal krizlerle daha büyük yıkım ve acılara yol açması muhtemeldir.

Bu krizin ülkemizi teğet geçtiğini iddia edenler gözlerini kapatmışlar, kulaklarını tıkamışlar işçiye, kamu çalışanına, emekliye, küçük esnafa, çiftçiye tüm emeğiyle geçinenlere sırtını dönmüşlerdir.

Son olarak İstanbul'da yapılan Dünya Bankası ve IMF yıllık toplantılarında, alınan yeni sömürü kararları ile işsizlik daha da büyüyecek ve yoksul halkın yaşam mücadelesi güçleşecektir. TMMOB, DİSK-KESK-TTB ile birlikte IMF Dünya Bankasına yazdıkları mektupta ''Bizden aldıklarınızı geri verin ve geldiğiniz yere dönün'' tepkisini göstermişlerdir.

Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları uygulanan neoliberal politikalar sonucunda Dünyanın sürüklendiği kriz ortamında üretimden ve sanayileşmeden hızla uzaklaşan ülkemizde, bilim ve teknoloji politikaları temelinde ulusal kalkınma stratejilerinin uygulanmasının ve yeniden üretim, yatırım, istihdam ve hakça bölüşüm temelinde politikalara dönülmesi gerektiğini bir kez daha dile getiriyorlar.

  

  

'oyunlarının' da sonu geliyor. Demokrasi oyunu yine polis şiddeti ile yalanlandı. Tayyip Erdoğan İstanbul toplantısında 'dışarıdaki sese kulak verelim' derken anlaşılıyor ki; emniyet güçlerine 'susturun' talimatı veriyordu. Geçtiğimiz haftalarda İstanbul'da bir doğa olayı sel tam bir felakete dönüşürken ortalıkta görülmeyen devlet, bütün 'gücüyle' bir kez daha İstanbul'da IMF ve Dünya Bankasına ses veren emekçilerin karşısına dikilerek 'ben varım' derken, aslında bizlere IMF ve DB politikalarını uygulayarak gelişen neoliberal devletin ne olduğunu da gösteriyordu. Yani sosyal ve kamusal niteliği ortadan kalkmış, baskı ve zordan ibaret bir devlet gösterdiler hepimize.

AKP'nin bir diğer oyunu da IMF'ye karşı 'sahte kabadayılıkları'. AKP, IMF ile ister anlaşsın ister anlaşmasın, Orta Vadeli Program diye açıkladığı ekonomi politikaları IMF programının ta kendisidir. Orta vadeli programın verilerine göre, AKP'nin hükümete geldiği 2002'de %10,3 düzeyinde seyreden işsizlik oranı 2012'de %13,3'e yükselecek. Türkiye tam bir 'kaybedilmiş 10 yıl' ile karşı karşıya gelecektir. Devlet Bakanı Ali Babacan 'kemer sıkma politikası uygulayacağız' diyor. Özal'dan hafızalarımıza kazınan 'kemer sıkma' politikası bugün ustalarının yolundan sapmayan AKP için de tek ve yegâne program olmaya devam ediyor.

 
Türkiye'nin bir başka gündem konusu da 'demokratik açılım' tartışmalarıdır. TMMOB olarak yıllardır demokrasi ve özgürlükler için, eşitlik için, adalet için mücadele yürütüyoruz. Evet, Türkiye'nin demokratikleşmesi doğrultusunda atılacak her adımdan bizler ancak memnuniyet duyarız. 
Ancak ortada bir yanılsamadan başka bir şey yok. Giderek daha baskıcı/otoriter uygulamaları hayata geçiren, toplumsal alanı dinsel gericilikle kuşatan bir iktidarın demokrasiyi geliştirmesi zaten mümkün de olamaz. Son dönemde gündeme gelen Kürt sorununun çözümü tartışmalarında da görüyoruz ki AKP bu sorunu da kendi renginden bir ülke yaratma uğraşı çerçevesinde ve ABD emperyalizminin bölgedeki yönelimleri doğrultusunda ele alıyor. Bugünlerde 'Dağ fare mi doğuruyor' diye şüpheler dile getiriliyor. Evet şüpheniz olmasın tam da öyledir. 
Herkesin dilini, kültürünü özgürce yaşayabileceği, insanımızın kardeşçe ve bir arada yaşadığı bir ülke ancak demokratik bir ülke olabilir. Bunun başarılması ise gerçekten demokrasiye ve barışa inananların mücadelesi sonucu gerçekleşecektir. AKP'nin geliştirdiği bölgenin emperyalizmin çıkarları doğrultusunda düzenlenmesi ve 'ılımlı İslamcılık' içerisinde ümmetçi temelde bir arada olma politikaları bugünkü karanlığının katmerlenmesi ve geleceğimizin teslim alınmasından başka bir anlama gelmeyecektir.

 
Değerli basın mensupları,  

 

TMMOB bu hafta dolayısıyla dünyamıza ve Ülkemize dair tespit ettiği bu iki can alıcı konunun gelecek dönemde ülkemiz ve dünya halkları açısından önemli travmalar yaratmaya aday olduğunu altını çizerek dile getirmektedir.

Diğer yandan, TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu meslek disiplinleri üzerinden biriktirdiklerini kamudan ve halktan yana bir tavırla kamuoyuyla paylaşmaktadır. Bu bazen konferans, bazen panel, bazen sempozyum gibi salon etkinlikleri ve bazen de alan etkinlikleri şeklinde olmaktadır. 

2009 yılı başında 8-10 Ocak tarihleri arasında yapmış olduğumuz TMMOB İzmir Kent Sempozyumu ile Kente kapsamlı bir bakış yapılmış, çağdaş, sağlıklı, planlı, güvenli bir İzmir için görüş ve öneriler ortaya konmuştur.

2 Ekim de yapılmış olan İzmir Su Sempozyumu ile suyumuz ele alınmış bu konudaki görüş ve önerilerimiz ortaya konmuş, su kaynaklarımız üzerindeki evsel sanayi ve tarımsal kökenli kirletici baskılarını önüne geçilmesi gerektiği, suyun bir yaşam hakkı olduğu ve ticarete konu edilemeyeceği vurgusu yapılmıştır.

Kadın meslektaşlarımız ''Kadın Mühendis Mimar Ve Şehir Plancısı Ege Bölge Çalıştayını 4 Ekim 2009 günü gerçekleştirmişlerdir.

Ülkemizi teğet geçtiği iddia edilen ekonomik krizin Ücretli çalışan ve işsiz Mühendis Mimar ve Şehir Plancıları üzerindeki etkilerini de bu hafta içersinde 17 Ekim 2009 günü yapacağımız TMMOB Ücretli ve İşsiz Mühendis Mimar ve Şehir Plancıları Kurultayı

İzmir Bölge Kurultayı'nda ele alacağız.

 

Ortak yaptığımız bu etkinlikler dışında odalarımız kendi uzmanlık alanları üzerinden çok önemli kongre, panel ve sempozyumları gerçekleştirmişlerdir.

 

Sevgili arkadaşlar,

TMMOB tüm bunları mesleki demokratik kitle örgütü olarak, Demokrat ve Yurtsever, anti emperyalist, barıştan yana, savaş karşıtı, ırkçılığın ve gericiliğin karşısında bir tavırla, gücünü sadece üyesinden ve bilimsel çalışmalardan alarak gerçekleştirir. Meslek ve meslektaş sorunlarının, ülkenin ve halkın sorunlarından ayrılamayacağını kabul eder. Politikanın oluşturulmasında ve uygulanmasında demokratik merkeziyetçi yöntemleri uygular. Karar alma süreçlerinde demokratik ve katılımcıdır. Bağlı Odaları ile birlikte mühendis, mimar ve şehir plancılarının meslek alanlarını düzenler, üyesinin ve halkın çıkarlarını korur. Sanayileşme ve demokratikleşme alanlarında durum tespitleri yapar, politikalar ve çözüm önerileri üretir. Ülkenin demokratikleşmesi için çaba sarf eder. Kamuoyu oluşturmaya yönelik çalışmalar içinde tartışmasız yer alır. Demokratik kitle örgütleri ve sivil toplum örgütleri ile ilkeli ve demokratik işbirliği içerisindedir.

TMMOB 55 yıllık şanlı geçmişinden damıtarak oluşturduğu bu duruşuyla kamu çıkarlarını korumaya, mesleğin ve meslektaşın haklarını savunmaya, emekten ve emekçiden yana politikalar üretmeye, eşit özgür ve demokratik bir Türkiye'de barış içinde bir arada yaşamı savunmaya devam edecektir.

Yaşasın Mühendis-Mimar-Şehir Plancısı Örgütlülüğü!

Yaşasın TMMOB!"