TARİŞ İPLİK 2 YILDA NASIL YOK EDİLDİ? TARİŞ ÇALIŞANLARI, MÜCADELELERİNE DESTEK BEKLİYOR!

Asuman Memen

Ülkemiz akıl almaz bir soygun ve talan dönemini yaşıyor. 1980'de başlatılan özelleştirme politikaları birçok yalandan sonra şimdi de AB'ye uyum kisvesi altında acımasızca işletiliyor. "Uyumun" son kurbanlarından biri TARİŞ Pamuk Birliği ve Tariş İplik A.Ş.'de gelinen iflas noktası.

Dünya Gazetesinin Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım'ın Bültenimizde yer verdiğimiz yazısı, genel olarak Birliklerde ve TARİŞ Pamuk Birliğinde  oynanan oyunu ortaya koyuyor. Biz de 1 Mart'tan itibaren topluca işten çıkarılan çalışanların sorunlarını öğrenmek ve Çiğli TARİŞ İplik fabrikasının hikayesini bir de onlardan dinlemek amacıyla aralarında üyelerimizin de bulunduğu TARİŞ mühendisleriyle görüştük.

Üyelerimiz Murat Turan, Murat Emre Ardıç, Ömer Şahin,  Mehmet Korkmaz, Özer Çiftçi ile Tekstil Mühendisleri Rıdvan Elmalı, Bekir Ayhan, Keziban Tekin ve Türker Büyükata'nın TARİŞ İplik gerçeği hakkında anlattıklarını Bülten okurlarımızla paylaşıyoruz?

Verimlilik raporlarının hiçbiri uygulamaya konulmadı! 

Tariş İplik, A.Ş. olmadan önce (2001- 2005 yıllarında) fabrikaya önemli yatırımlar yapıldı.  25.200 iğ ring yatırımı yapıldı. 6000 iğ ring modernize edildi. 2088 iğlik openend yatırımı yapıldı. Toplamda 33288 iğlik üretim kapasitesi doğrultusunda tüm üretim hattında (harmandan ambalaja kadar) eski teknoloji makineler yerine yeni teknoloji makinelerle üretim yapılmaktadır. Teknoloji geliştikçe insan gücüne ihtiyaç azalırken, işçi maliyetleri düşürülmedi. Bu dönemde hazırlanan verimlilik raporlarının hiçbiri dikkate alınmadı.

Çiğli Tariş İplik Fabrikası, hantal yapısından kurtulsun, kararları bağımsız ve hızlı alarak rekabet gücüne kavuşsun gerekçesiyle 2007 yılı Ağustos ayında Pamuk Birliğinden ayrılarak A.Ş.'ye dönüştürüldü. Ancak işleyişte hiçbir uygulama değiştirilmedi. Kararlar aynı yöntemlerle alınmaya ve yönetici yakınlarıyla kadrolar şişirilmeye devam edildi.

Teknik ekip, AŞ olmasıyla birlikte Tariş İplik'in daha verimli çalışabilmesi için bir fizibilite raporu daha hazırladı. Raporda 560 çalışandan 290'ının çıkarılması ve kalanla üretime devam edilmesi önerildi. Ayrıca fason üretime geçilmesi gündeme getirildi. Hatta ilk fason müşteriler bile teklif verdiler. Raporun uygulanması ve fabrikanın kendi kararlarını kendi alır hale gelmesiyle üretimin karlı şekilde devam edeceğini rakamlarla ortaya konuldu. Ancak yönetim raporu doğru bulduğu halde uygulamaya geçirmedi. Gerekçe olarak da Sendikanın karşı çıkması nedeniyle raporun uygulamaya konmadığı iddia edildi. Ancak sendika, önlerine böyle bir çözüm getirilmesi halinde hemen anlaşmaya gidebileceğini açıklamasına karşın yönetimden sendikanın bu ifadesine hala bir yanıt gelmiş değil.

Fabrikanın içi boşaltıldı

Mart 2007'de 100 Milyon TL sermaye ve depolarında 2000 ton mamul iplikle "A.Ş." yapılan Tariş İplik fabrikası 1 Mart 2009'a kadar çalıştı. Kasaya nakit konmadığı için ilk zamanlar sıkıntı çekilse de depodaki mal dönmeye başladığında bu sıkıntı aşılmıştı. 5 ay öncesine kadar Tariş İplik A.Ş. olarak hiçbir bankaya borcu olmayan fabrikanın, Birliğin 53 milyon TL borcu karşılığında bankaya 128 milyon TL ipotek gösterilmesiyle ağır bir borcun altına itildi. Birliğin A.Ş.'den 11 milyon TL lira alacağına karşılık bütün makinalarına haciz konuldu.

Kısa çalışmaya başladığımız 1 Mart 2009'da YK Başkanı Basri Özçoban 6 ay sonra her şeyin normale döneceğini söylemişti. Hatta 6 aylık süre beklenilmeden 3-4 ay sonrasında fabrikayı açacağız şeklinde açıklamada bulundu, ancak 6 ay bittiğinde 6 ay daha uzatma kararı aldılar. 1 Mart'ta işbaşı yapacağımız umuduyla fabrikamıza geldiğimizde ise bizi kapıda polis ve panzerler karşıladı. 560 kişi işine son verildiğini kapıya asılan listeden öğrendik.

Bir yıl öncesinde depolarında 1500 ton civarında mamul iplik bulunan fabrikada bu stokun geçtiğimiz Şubat ayında sıfırlandığını ve kaba bir hesapla A.Ş. kasasına 7,5 milyon TL girdiğini öğrendik. Ayrıca iplik kasasında 4 milyon TL nakit vardı. Toplam 11,5 milyon TL'nin akıbeti şu an meçhuldür. "Özetle A.Ş.'nin içi boşaltılmış, haklarımız gasp edilmiştir."

Diğer yandan Hollanda'dan güvenilir bir kaynaktan aldığımız habere göre, Amsterdam borsasındaki NL isimli bir firma Tariş İpliğe alıcı olmuştur. Haber kaynağı,  şirketin öncelikle işçilerden temizlenmesini ve iflas satışı yapılmasını beklediğini satış yapıldıktan sonra İtalya'daki makinelerini Türkiye'ye getireceklerini ve yeni personel alımı yapacaklarını bildirmiştir. Bu haber sendikamızın araştırmalarıyla da doğrulanmıştır.

Süreç aynen 2002 yılında Tariş Bank'a yaşatılan sürece benzemektedir. Atılım yapıp sermaye artıracağı sırada Dünya Bankası tarafından engellenerek özelleştirme sürecine sokulan Tariş Bank, tüm borçları Birliklere aktarılarak Denizbank'a devredildi. Ardından Denizbank yabancı ortaklı bir bankanın eline geçti ve Tariş Bank'ın borçları ise birliğin sırtında bir kambur olarak kaldı.

Çiğli Tariş İplik'te tüm bunlar hangi hukuksal zeminde yapılmaktadır? İşçi alacakları, hak ettiğimiz tazminatlar nasıl yok edilebilmektedir? 20 ayda 100 milyon TL sermayeli bir fabrika nasıl "tedbiren tasfiye" edilecek hale getirilmiştir? Tüm bunların yanıtlarını istiyoruz? Hakkımızı savunmak için mücadele edeceğiz. Bu mücadelede tüm İzmirlileri ve meslektaşlarımızı yanımızda görmek istiyoruz."