V. ULUSAL UÇAK,HAVACILIK VE UZAY MÜHENDİSLİĞİ KURULTAYI

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
İzmir Şubesi

Yayına Giriş Tarihi

13 Mayıs 2009

" V. Ulusal Uçak, Havacılık ve Uzay Mühendisliği Kurultayı" MMO Eskişehir Şube tarafından 22-23 Mayıs 2009 tarihlerinde Anadolu Üniversitesi Yunusemre Kampüsün'de gerçekleşti.

 

Odamız Eskişehir Şube Yönetim Kurulu Başkanı R. Erhan Kutlu, Oda Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ ve ESO Başkanı Savaş ÖZAYDEMİR'in açılışta yaptıkları konuşmalar aşağıdadır.

MMO Eskişehir Şube Başkanı R. Erhan KUTLU'nun konuşması:
"Odamızın ülke ve toplum yararları doğrultusunda, meslek ve meslektaş sorunlarından yola çıkarak birçok konuda incelemeler, araştırmalar, çalışmalar yaparak öneriler saptamak, kamuoyunu ve halkı bilgilendirmek, konu ile ilgili kurum ve kuruluşlara sunarak çözüm önerileri geliştirmek amacıyla düzenlediği etkinliklerden birisi de Ulusal Uçak, Havacılık ve Uzay Mühendisliği Kurultaylarıdır.
12 Mayıs 2001 tarihinde birincisini gerçekleştirdiğimiz Ulusal Uçak, Havacılık ve Uzay Mühendisliği Kurultayları yolculuğumuzda, bugün siz değerli katılımcıların desteği ile beşincisini hep birlikte gerçekleştiriyoruz.
Kurultayı düzenlemekteki amacımız, uçak, havacılık ve uzay mühendislerinin sorunlarının gündeme getirilerek tartışılması, çözüm önerileri oluşturulması yanı sıra, bu sektörün kentimizde bulunan alt yapısının değerlendirilmesi, kentimizin cazibe merkezi haline getirilerek yatırımların artırılmasının önünün açılması, üyelerimize yeni iş olanakları yaratılmasıdır.

 Geride kalan dört kurultayda; uçak, havacılık ve uzay mühendislerinin eğitimleri, mesleki sorunları, istihdam durumları konuşulmuş ve tartışılmış, mesleki gelişimin sağlanması amacıyla çözüm önerileri oluşturulmaya çalışılmıştır. Ülkemizde havacılık ve savunma sanayisinin geliştirilmesi doğrultusunda, bu sektörde rol alan aktörlerin ve devletin ilgili kurumlarının üzerine düşen görev ve sorumluluklar hakkında çıkarsamalar ve yönlendirmeler yapılmıştır. Sektördeki araştırma-geliştirme, üretim ve bakım faaliyetlerinde oluşan gelişmeler irdelenmiş, bu faaliyetlerin mümkün olduğunca ulusal imkânlarla gerçekleştirilmesi ve arttırılması için çözüm önerileri oluşturulmuştur. Havacılık sektöründe yurtiçi üretim kapasitesinin geliştirilmesini, kaynakların etkin ve verimli kullanılmasını, teknoloji geliştirme yeteneğinin arttırılmasını ve dışa bağımlılığın azaltılmasını sağlayacak ulusal bilim, teknoloji ve sanayi politikalarının oluşturulmasına yönelik öneriler saptanmış ve sunulmuştur.

2007 yılında yapılan IV. Ulusal Uçak, Havacılık ve Uzay Mühendisliği Kurultayında; özellikle ülkemizin ulaştırma politikalarının oluşturulması üzerinde durulmuştur. Bu kapsamda, bugüne kadar yolcu ve yük taşımacılığında havayolunun payının arttırılmasına yönelik yeterli girişimin olmadığı ancak, dünyada ve ülkemizde 2010'lu yıllarda havayolu taşımacılığında artış yaşanacağı, buna paralel olarak ortaya çıkacak uçak ihtiyacının uçak bakım ve onarım faaliyetlerinde artışa neden olacağı değerlendirilmiştir. Bu nedenle bu konuda ihtiyaç duyulacak kalifiye eleman ihtiyacının karşılanabilmesi için eğitim politikası oluşturulması konusuna dikkat çekilmiştir.
 Ayrıca havacılık sanayinde nitelikli işgücünün, maddi kaynakların ve birtakım test ve laboratuar imkânlarının daha verimli kullanılması amacıyla kümelenme bölgelerinin oluşturulması konusunda yapılan çalışmalar gündeme getirilmiştir. Bu amaçla havacılık konusunda altyapısı olan bölgelere yatırım yapılmasının önemi vurgulanmıştır. Eskişehir örneği üzerinde durularak, şehrimizin havacılık sektöründeki mevcut tesisleri, yetişmiş insan gücü ve konumu itibari ile havacılık sanayi yatırımlarına uygun olduğu ve kümelenme yaklaşımının başarıyla uygulanabileceği sonucuna varılmıştır.
Önceki kurultayda gündeme getirdiğimiz bir diğer konu da şehrimizde havayolu taşımacılığının etkin bir şekilde yapılamıyor olması konusuydu. Bu konuda, şehrimizdeki mevcut havaalanının uluslar arası havayolu taşımacılığının daha etkin yapılabilmesi ve büyük gövdeli uçakların emniyetli bir şekilde iniş/kalkış yapılabilmesi için genişletilmesi ve uzatılması konusunda yapılması gerekenler tartışılmıştır.
Ülkemizde uçak, havacılık ve uzay mühendisliği konusunda oldukça önemli bir birikim ve beyin gücü mevcuttur. Ancak bunun verimli kullanılmadığı aşikârdır. Burada bize düşen görev bu potansiyelin işlerliğe geçirilmesi amacıyla çözüm önerileri oluşturmak ve sunmaktır.

Ayrıca ülkemiz kaynaklarının, ister askeri ister sivil olsun, verimli kullanılması bakımından kurumlar arası eşgüdüm sağlanmalı, değişik kurumların benzer alanlarda faaliyet göstermeleri sonucu atıl yatırım oluşumları engellenmelidir. Havacılık ve uzay sanayimiz yalnızca savunma sanayi ile sınırlı tutulmadan ulusal ölçekte belirlenecek bir stratejiyle planlı olarak geliştirilmelidir. Havacılık sektörünün eğitimden üretime, tasarımdan bakıma kadar tüm bileşenleri eşgüdümlü çalışmalı ve bu çalışmalar kısa, orta ve uzun vadeli hedefler doğrultusunda planlanmalıdır.

Bugün ve yarın gerçekleştireceğimiz V. Ulusal Uçak, Havacılık ve Uzay Mühendisliği Kurultayında; uçak, havacılık ve uzay sanayisinin teknolojik yeterlilik düzeyi ve sektörün gelişmesine yönelik öneriler tartışılacak, bu konularda ülkemizin ulusal politikalarına ışık tutulmaya çalışılacaktır. Ayrıca sektördeki mühendislerin iş yaşamı ile küresel ekonomik krizin sektöre ve çalışanlara etkileri değerlendirilecektir.
Bu amaç doğrultusunda kurultay kapsamında, "Ülkemizde Havacılık ve Uzay Sektörünün Gelişmesine Yönelik Öneriler" ve "Ülkemizin Uçak, Havacılık ve Uzay Sanayindeki Teknolojik Yeterlilik Düzeyinin Değerlendirilmesi" konularında toplam altı oturum yapılacaktır. Yarın öğleden sonra ise "Mühendisler, İş Yaşamı ve Kriz" konulu panelimizi, sektörün önde gelen sendikalarının ve derneklerinin temsilcilerinin ve değerli akademisyenlerimizin katılımı ile gerçekleştireceğiz.
MMO olarak biz ülkemizin gelişmesi, sanayileşmesi, halkımızın refah seviyesinin yükseltilmesi için her konuda üzerimize düşen görevleri yapmaya her zaman hazırız.
Kentimizdeki sanayi yapısında yüksek teknolojileri kullanma anlayışının yaygınlaştırılma çalışmaları, ileri teknoloji uygulayan firmaların gittikçe artması, umut verici ve sevindiricidir. Kentimizin iki üniversitesi, modern organize sanayi bölgesi, uluslararası, ulusal norm ve standartlarda üretim yapan markalaşmış, yüksek teknoloji üreten birçok firması, nitelikli ve kaliteli iş gücü ile önemli bir alt yapısı bulunmaktadır. Makine metal eşya, gıda, toprak ve seramik, hazır giyim, uçak ve lokomotif motoru üretimlerinde ulusal ölçekte önemli yeri bulunmaktadır. Bölgeler arası karayolu ve demiryolu kesişme noktası, askeri ve sivil havaalanları ile ulaşım olanakları ile üstünlükleri olan bir kenttir.
İleri teknoloji uygulayarak üretim ve bakım hizmetleri yapan uçak sanayinin alt yapısı kentimizde bulunmaktadır. Bu sektörün yapısının geliştirilmesi kentimizdeki sanayimize büyük katkılar sağlayacağı için büyük önem taşımaktadır. Şubemiz, Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana havacılıkta önemli bir yeri olan kentimizin havacılık merkezi olmasına yönelik çalışmalarını yıllardır yürütmeye çalışmaktadır. ESO da uçak sanayinin gelişmesi ve yerleşmesi için büyük bir gayret ve çalışma içindedir. Bu çalışmaların siyasi irade tarafından da desteklenmesi, özendirilmesi ve hayata geçirilmesine yardımcı olması gereği vardır. Bu sektörün gelişmesi, kentimizdeki birçok KOBİ'nin değişimine, sorunların aşılmasına, yenilenmesine ve gelişmesine katkıda bulunacağı gibi, kentimize değişik sektörlerde katma değer yaratarak yaşam seviyesini yükselmesinde önemli unsur olacağına inanıyoruz.

Bu kurultayın kentimizde yapılmasının kentimizdeki havacılık sektörüne kazanç ve katkı sağlayacağını, kentimizin bir havacılık kenti olduğu gerçeğini bir kez daha gündeme getiriyoruz.
Bizim MMO olarak en büyük sevdamız, ülkemizin sanayileşmesi ve demokratikleşmesidir. Sanayi meslek alanımız, demokratikleşme ise hakça paylaşımın oluştuğu bir yaşam tarzı olarak savunduğumuz ana temadır.
Kongremizin düzenlenmesinde emeği geçen, düzenleme, yürütme, danışmanlar kurullarına, panellerimize katılan kurultayımızda bildiri sunan değerli bilim insanlarına, kamu ve sektör yetkililerine, kongre sekreterimize, şube çalışanlarımıza, bize destek veren tüm kurum ve kuruluşlara, bu kongrenin yapılmasında bizi yüreklendiren her konuda destek veren Sayın Oda Başkanımız Emin KORAMAZ'ın şahsında MMO Merkez Yönetim Kurulumuza, Şube Yönetim Kurulumuz adına teşekkür eder; kurultayımızın meslektaşlarımıza, ülkemize, yaşadığımız kente yeni açılımlar ve kazanımlar getireceği inancı ile hepinize saygılar sunuyorum."

Oda Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ'ın konuşması:

UÇAK ÜRETİMİNDE BAĞIMLILIK VE MONTAJ SANAYİ EGEMEN
"Havacılık sanayimiz ve havayolu taşımacılığımızın çeşitli boyutlarıyla irdeleneceği, uçak, havacılık ve uzay mühendisliği alanına ilişkin süreç, deneyim ve gelişmelerin değerlendirme ve tartışmaya açılacağı, sektörde görev yapan mühendislerin sorunlarının dile getirileceği etkinliğimizin verimli geçmesini diliyorum.
Değerli Katılımcılar,
Havacılık imalat sanayi yüksek ve ileri teknolojilere dayanmaktadır. Bu alanda yürütülen AR-GE çalışmaları birçok sanayi dalının gelişmesinde öncü bir işlevi yerine getirmektedir. Gerek bu özelliği gerekse de ülke savunmasındaki hayati önemi nedeniyle gelişmiş tüm ülkeler sektörün geliştirilmesi ve korunmasını devletlerin öncelikli görevlerinden biri olarak görmüşlerdir.
Ülkemizde ise tersine bir süreç yaşanmıştır. 1930'lu yıllarda Türkiye'nin çok zayıf olanakları ile havacılığa ne denli önem verdiğini hepimiz biliriz. Ancak ülkemiz uçak üretimi ne yazık ki Marshall yardımı ile birlikte durdurulmuştur.  THK Uçak ve Motor Fabrikaları önce traktör fabrikası sonra da tekstil makinaları fabrikasına dönüştürülüp kapatılmıştır. Sonraki uçak üretiminin "montaj sanayi" özelliği arz ettiği ve ABD'ye bağımlı bir çerçevede yürütüldüğü, önemli bir gerçeğimizdir.

HAVAYOLU TAŞIMACILIĞI İHMAL EDİLDİ
Havayolu taşımacılığında da durum farklı değildir. Ulaştırma politikalarının kısa dönemli yaklaşımlarla oluşturulması ile yolcu ve yük taşımacılığı ağırlıklı olarak karayoluna yüklenmiştir. Havayolu ulaşımımız da bu yanlış planlamadan nasibini alarak olması gereken yere erişememiştir.

SEKTÖR YABANCILARIN KONTROLÜNDE
Diğer yandan küreselleşme süreçleri ve tam bir teslimiyetle sürdürülen özelleştirme ve serbestleştirme uygulamalarının yarattığı tahribatlar büyümektedir.
Yıllardır uygulanan dışa bağımlı politikalarla ve plansız yatırımlarla çok büyük kaynak israflarına yol açılmış; batan havayolu şirketleri ve tahsili olanaksız hale gelen krediler, ciddi bir ekonomik kayba yol açmış, hava taşımacılık sektörü büyük oranda yabancıların kontrolüne girmiştir.
26 Nisan 2001 tarihli 4657 sayılı kanunla yürürlüğe sokulan bir Anlaşma ile ABD'nin havayollarına ve ABD havayollarının küresel ittifaklarında yer alan Avrupalı ve diğer büyük havayollarına sınırsız uçuş hakları verilmiştir.
Bütün uçuş hatlarına giriş serbestisi, sınırsız kapasite ve uçuş sıklığı, bilet fiyatlarında tam serbestlik ve ülkemiz havaalanlarında kendi personelleriyle yer hizmetlerini gerçekleştirebilme olanağı tanınan bu anlaşma ile ülkemiz sivil havacılığına ciddi bir darbe vurulmuştur.
Ancak bu da yetmemektedir. Küresel sermaye ülkemiz sivil havacılığını tamamen ele geçirme çabasındadır. Hemen her yıl Avrupa Birliği İlerleme Raporlarına yansıtıldığı üzere, iç hatların Avrupa havayollarına açılması ve kabotaj haklarının kaldırılması, yönünde Türkiye üzerinde sürekli bir baskı oluşturulmaktadır.

THY, ULUSAL ÇIKARLAR VE MÜHENDİSLİK YATIRIMLARINI PLANLAMA KONUMUNDAN UZAKLAŞTIRILDI
Değerli Katılımcılar,
Taşeronlaştırma uygulamaları ile parçalanan ve bütünlüğünü yitiren ulusal kuruluşumuz Türk Hava Yolları'nda da ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır.
Halka arz adı altında, THY'nin  % 54,21 hissesi özelleştirilmiştir. Hisselerin % 35'inden fazlası yabancı sermaye tarafından satın alınmıştır.  Özelleştirme İdaresi Başkanı, THY'nin % 70'inin yabancılara verileceğini söylemektedir.
Bu haliyle, THY ulusal havacılık sektörünün çıkarlarını gözeten, bakım ve bu bağlamda mühendislik yatırımlarını planlayan bir kamu kuruluşu özelliğini yitirmiş bulunmaktadır.

MÜHENDİSLİK HİZMETLERİNİN ZAYIFLAMASI UÇUŞ GÜVENLİĞİNİ ETKİLİYOR
Sözde "maliyetleri düşürme" bahanesiyle uçuş operasyonları, uçak bakımı ve yer bakım hizmetleri kurumsal bünyeden çıkarılıp üçüncü firmalara devredilerek deneyimli ve eğitimli personel tasfiye edilmekte ve uçuş güvenliği riske sokulmaktadır
THY'nin kaza oranlarının seçilmiş havayollarına göre 10-20 kat fazla olması ve kazaların oluşumunda bakım eksikliğinin % 18 gibi yüksek bir oran teşkil etmesi bu hatalı uygulamadan kaynaklanmaktadır.
Değerli Katılımcılar,
Bütün bu gelişmeler havacılık sektörü çalışanlarının ve sektörde görev yapan mühendislerin çalışma koşullarını daha da güçleştirmektedir.
Uçak, havacılık ve uzay mühendislerinin asıl çalışma alanı olan havacılık ve uzay sektöründe az sayıda kurum faaliyet göstermektedir. Her yıl üniversitelerimizden 150'den fazla uçak, havacılık ve uzay mühendisi mezun olmaktadır. Ancak, havacılık ve uzay sektörü, hâlihazırda, toplam mezun sayısının en çok % 50'sine istihdam olanağı sağlayabilmekte, üyelerimiz meslek alanları dışında çalışmak zorunda kalmakta ve süreç içerisinde mesleki anlamda körelmekte ve mesleğe yabancılaşmaktadır.
Sanayi dışında meslektaşlarımızın çalışabileceği bir diğer alan olan havacılık bakım hizmetlerinde de dünya çapında bir tekelleşme yaşanmaktadır. Bu tekellerin dünyanın çeşitli bölgelerinde kurduğu büyük bakım merkezleri bulunmaktadır. Ülkemizde özelleştirme ve serbestleştirme politikalarında ısrarcı olunması durumunda bakım hizmetlerinin de yurt dışına yöneleceği açıktır.

Diğer yandan, sportif havacılık, uçuş okulları, hava ambulans, havadan yangın söndürme gibi alanlarda faaliyet gösteren kuruluşların uçak-havacılık mühendisi istihdam etmesi yönünde herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Bu durumun uçuş güvenliği açısından önemli bir sorun olduğu bir gerçektir.
Yine Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nde yeter sayıda mühendis istihdam edilmemektedir.
Bütün bu olumsuzlukların yanı sıra ülkemizin DTÖ kapsamında imzaladığı kısa adı GATS olan Hizmet Ticareti Anlaşması ile ülkemizin serbest dolaşımı kabul ettiği hizmetlerden 3 tanesi sivil havacılıkla ilgilidir.
Bu hizmetler uçak tamiri, bilgisayarlı rezervasyon ve pazarlama hizmetleridir. Uçak tamiri alanında 150 civarındaki DTÖ üyesi ülkeden sadece 3'ü taahhütte bulunmuş olup bunlardan birisi de ne yazık ki Türkiye'dir.

KRİZ YAPISAL ÖZELLİK ARZEDİYOR
Değerli Katılımcılar,
Kurultayımız, sanayimizin ve havacılık sektörünün her aşamasını etkileyen büyük bir kriz ortamında toplanmaktadır.
Aslında havacılık sektöründeki serbestleştirme politikalarının yıkıcı etkileri kriz öncesinde sinyaller vermekteydi.  Kriz öncesi tekelleşme ve kartelleşme sürecinde dev birleşmeler yanında iflaslar, şirket kapanmaları ve işten çıkarma olguları sıklıkla görülüyordu.
2008 yılında ise petrol fiyatlarındaki artış nedeniyle yüzlerce hat iptal edilmişti. Şimdi dünyadaki uçak üreticisi firmalar ile motor ve parça üreten ana firmaların hemen hepsinde ve havayolu şirketlerinin birçoğunda görülen zarar, iflas, finansman güçlüğü, satış sıkıntısı, üretim kaybı, işten çıkarma, küçülme stratejileri, sefer sayılarını azaltma gibi durumlar artık gündelik gerçekler haline gelmiştir.

Kısacası kriz verileri, kriz öncesi süreçlerle iç içe bir şekilde neredeyse yapısal olarak tezahür etmektedir.
Uluslararası verilere göre sektörün 2008 zararı 8 milyar dolar civarındadır. (Ocak-Şubat) 2009'da dünyada bilet satışları (% 30)  oranında azalmıştır. AB ülkeleri yolcu sayısında ise  (% 10) oranında bir düşüş söz konusudur.
THY'nin Ocak-Şubat'ta yolcu artışının (% 11) sürmesi aldatıcı olmamalıdır. Çünkü doluluk oranı % 66,5 civarındadır.  Zira aşırı hızlı büyüme sonucu oluşan kapasite fazlası ciddi bir risk oluşturmaktadır.

Değerli Katılımcılar,
Ülkemiz yapısal sorunları ve dışa bağımlı ekonomisi nedeniyle bu krizi çok daha derinden hissetmektedir. Artık, her güne üretim düşüşü istatistikleri, kapanan işyerleri ve yeni işsizlik haberleriyle uyanıyoruz.
2008-2009 Mart döneminde imalat sanayi üretiminde yıllık % 60 oranında bir düşüş söz konusudur. Kapasite kullanımında ise % 49 düzeyinde bir düşüş gerçekleşmiştir. IMF'nin 2009'a ilişkin daralma ve ekonomide hasar tablosu sıralaması öngörüsünde ülkemiz % 5,1 küçülme ile dünyada birinci sırada yer almaktadır.
Sosyal planda ise, işsizlik ve yoksulluk korkunç düzeylere ulaşmıştır. Gerçek işsiz sayısı bir yılda 1 milyon 272 bin kişi artmıştır. Türkiye işsizlikte OECD sıralamasında birinci, dünyada ikinci sırada yer almakta ve % 30'a doğru tırmanış ile dünya birinciliğine oynamaktadır.
Sanayideki işsizlik oranı, Mart 2009'daki % 20 oranı ile toplam resmi işsizlik oranını aşmaktadır ve bu durum biz mühendislere de doğrudan yansımaktadır. Sanayide çalışan her beş üyemizden biri işini kaybetmiştir.
Kısacası Türkiye ekonomik-sosyal bir trajedi tablosu ile karşı karşıyadır. Uygulamaya konulan bazı önlemler ise Türkiye'nin krizle alt üst olan ekonomik yapısı ve çökmekte olan sanayisine çözüm olacak nitelikte değildir.

MÜDAHALECİ POLİTİKALAR BENİMSENMELİ
Değerli Katılımcılar,
Açık konuşmak gerekirse, daha düne kadar yere göğe sığdırılamayan serbest pazar ekonomisi iflas etmiştir. Artık tüm dünya istihdam yaratıcı, iç pazarı koruyan ve geliştiren müdahaleci ekonomik ve sosyal politikaları yeniden gündeme almıştır. Çözüm için tüm dünya müdahaleci seçenekleri tartışırken, Türkiye bu boyuttan yoksun kalmamalıdır.
Ülkemizin kaynakları, küresel güçlerin baskısından bağımsız bir şekilde değerlendirildiğinde, bilimi ve teknolojiyi esas alan, AR-GE ve inovasyona ağırlık veren, yerli yatırımcıyı özendiren ve koruyan, devletin ekonomideki yönlendiriciliğini artıran, dış girdilere bağımlı olmayan, öznesine sosyal devlet anlayışını oturtan, istihdam odaklı ve planlı bir kalkınmayı öngören politikalar uygulandığında, durum değişecektir.
Planlama, sanayileşme ve kalkınmada halkçı, toplumcu bir model ve bağımsız bir siyasi irade ile bunu gerçekleştirmek olanaklıdır
Havacılık sektörüne de bu boyutta yaklaşılmalıdır. Havacılık ve uzay sanayimiz yalnızca savunma sanayii ile sınırlı tutulmadan ulusal ölçekte belirlenecek bir stratejiyle planlı olarak geliştirilmeli ve ülkemiz lehine köktenci adımlar atılmalıdır.

UÇAK HAVACILIK UZAY MÜHENDİSLERİ ODA'DA ÖRGÜTLENMELİ
Sevgili Meslektaşlarım,
Bütün bu söylediklerimizin siyasi üst yapıda yankı bulması örgütlülük düzeyimizin geliştirilmesinden, sesimizi güçlü bir şekilde duyurmaktan, ülkemizin halktan, emekten, bilimden demokrasiden yana güçleri ile birlikte yürütülecek kolektif bir mücadeleden geçmektedir.
Bu uğraşın başarıya ulaşması siz uçak, havacılık ve uzay mühendislerinin Oda çalışmalarına verdiğiniz desteği artırmanızla da birebir ilintilidir. Oda çalışmalarını yakından takip ediniz. Meslek dalı komisyonlarında ve Oda çalışma gruplarında mutlaka görev alınız. Bilgi birikiminizi ve deneyimlerinizi Odamızla paylaşınız. Henüz Odamıza üye olmamış meslektaşlarımızı Oda çalışmalarına yönlendiriniz.

Sevgili Katılımcılar,
Sözlerime son verirken kurultayımızı destekleyen bütün kurum, kuruluş, üniversite ve sendikalara; oturumlarda bildiri sunacak, panelde yer alacak değerli konuşmacılara; bütün delege ve katılımcılara; UHUM-MEDAK üyeleri, danışma, düzenleme ve yürütme kurulları ile kurultay sekretaryasına; Eskişehir Şube Başkan, Yönetim Kurulu ve çalışanlarına, Oda Yönetim Kurulumuz adına içtenlikle teşekkür ediyorum
Karanlığa karşı aydınlığı, baskıcı ve otoriter yönetim anlayışlarına karşı demokrasi ve özgürlükleri, ırkçılık ve milliyetçiliğe karşı barış içinde bir arada yaşama kültürünü, tek değerin daha fazla kâr etmek olduğu piyasa toplumuna karşı, eşitliği ve adaleti temel alan, üreten, sanayileşen, hakça bölüşen bir Türkiye özlemiyle, etkinliğimizin başarılı geçmesini diliyor, Oda Yönetim Kurulumuzun saygılarını sunuyorum."  

Eskişehir Sanayi Odası (ESO) Başkanı Savaş ÖZAYDEMİR ise özetle, Eskişehir'in sanayi geçmişine bakıldığında Tayyare Bakım Atölyesi'nin varlığının görüldüğünü belirterek, "Ancak ülkemiz havacılık konusunda dışa bağımlı bir yol izlemesi ve kamu kurumlarıyla sınırlı kalması, özel sektörün uzun yıllar bu alandan uzak durmasına neden olmuştur" dedi.  Özaydemir, makine imalat ve metal eşya ağırlıklı sanayilerin yöneleceği ve sektöre teknolojik bir atılım yaptıracak sektörün havacılık ve savunma sanayii olduğunu vurguladı. Özaydemir ayrıca, ülke konjonktüründeki gelişmeleri de dikkate alarak havacılık sanayi kümeleşme çalışmalarına Eskişehir'de başlandığını belirtti. 

Bağlantılar: 
http://www.mmo.org.tr/etkinlikler/ucakhavacilik/