"YASALLAŞAN İŞ CİNAYETLERİ" TARTIŞILDI

MMO Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi`nde düzenlenen panel öncesinde sendikalı oldukları için işten çıkarılan ve aylardan bu yana fabrikalarının önünde direnişte olan Savranoğlu ve Billur Tuz işçileri "Yaşasın sınıf dayanışması" sloganıyla salona girdi. Panelin moderatörlüğünü TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Dönem Sekreteri Ferdan Çiftçi yaparken, Şubemiz Yönetim Kurulu Sekreteri Melih Yalçın panelin ilk konuşmacısı oldu. Son 10 yıldır bütün devlet mekanizmalarının elden geçirildiğini belirten Yalçın, devletin söz konusu reorganizasyon sürecinde tüm yasalara müdahil olunması gerektiğini dile getirdi. Yalçın, dünyada her yıl 2 milyon 300 bin kişinin iş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle hayatını kaybettiğini belirterek, "Türkiye`de günde ortalama 180 iş kazası olmakta ve bu kazalarda 3 kişi hayatını kaybetmekte. Ülke olarak iş kazası sayısında Avrupa`da birinci, dünyada ise üçüncüyüz" diye konuştu. Yapılan son düzenlemeler ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı`nın işletmelere yönelik denetiminin ve yol göstericiliğinin yok edildiğini vurgulayan Yalçın, "Türkiye`de imalat sektöründe denetim dışı işletme sayısı 600 bin, İzmir`de ise 40 bin. TMMOB ve TTB, yeterli uzman kadroya sahip olmasına karşın denetleme ve yasa yapımı sürecinin dışında tutulmakta, adeta bir hasım gibi görülmektedir" dedi.

Yalçın`ın ardından söz alan Yrd. Doç. Dr. Özgür Müftüoğlu, AKP hükümetinin, tamamen kapitalist üretim sisteminin gereği olan politikaları başarıyla uyguladığını söylerken, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Burjuva devleti, kapitalist üretim sistemini meşrulaştırmak için vardır. Bunu meşrulaştırma noktasında ‘liberal demokrasi`, ‘ileri demokrasi` devreye girer. Emekçiyi insan olarak gören tüm haklar birileri tarafından verilmemiş, mücadeleyle elde edilmiştir. Bu haklar ortadan kalktığı anda 18.-19. yüzyıl koşulları hayata geçecektir ve bizim bugün gördüğümüz gidişat gerçekten budur. Bugün işçilerin sadece terleri üzerinde değil, aynı zamanda kanları üzerinde yükselen bir ekonomi mevcut."

Panelin bir diğer konuşmacısı olan Avukat Murat Özveri tüm yasal düzenlemelerin, ‘güvencesizliğe hukuki güvence sağlayacak` yasalar ortaya çıkarma amaçlı olduğuna işaret ederek, "Resmi Ulusal İstihdam Stratejisi`nde bile haftalık 54 saatlik çalışma süresinden bahsediliyor. Nerede kaldı yasal olarak haftalık çalışma süresinin 45 saatin üzerinde olamayacağı" dedi. Yeni bir istihdam modeli ile karşı karşıya olunduğunu ve bu istihdam modelinde güvencesizliğin anahtar konumda olduğunu dile getiren Özveri, "Güvencesizlik üzerinden yaratılan bir hiyerarşi, işçi sınıfının terbiye aracıdır. Örneğin üniversitelerdeki araştırma görevlileri üzerinde 50/d olarak adlandırılan istihdam statüsü ile otorite kuruluyor ve çalışanlar sürece hiçbir itirazda bulunamıyor" dedi.

Panelde son konuşmacı olarak söz alan Türk Tabipleri Birliği`nden Dr. Levent Koşar, işçi sağlığı meselesinin bir sağlık sorunu değil, uzun çalışma ortamını yaratan sistemin bir sonucu olduğuna dikkat çekti. Koşar, "Sınıfın kendi bağımsız işçi sağlığı ve güvenliği politikasını oluşturma zorunluluğu doğmuştur" şeklinde konuştu.

Panel, konuşmaların ardından soru-cevap bölümü ile sona erdi.