4+4+4 = İDEOLOJİK SALDIRI

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, Meclis gündeminde bulunan "4+4+4 yasa teklifi"ne karşı görüşlerini ve eylem planını açıklamak üzere 14 Mart 2012 tarihinde TMMOB'de bir basın toplantısı düzenledi.

 CHP, BDP, EMEP, ÖDP, TKP ve Halkevleri`nin destek verdiği açıklamada, yasa teklifinin geri çekilmesi istenerek örgütlü örgütsüz tüm kesimler ülkenin geleceğine sahip çıkmaya çağrıldı.

4+4+4 yasa teklifinin eğitim sisteminin ve çocukların ihtiyaçlarından çok, siyasal ve ideolojik amaçlarla hazırlandığını belirten DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, düzenlemeye karşı bir dizi eylem gerçekleştirecek. Bu çerçevede; Eğitim Sen'in 15 Mart 2012 Perşembe günü yapacağı sevk eylemi desteklenecek ve yine 15 Mart'ta her ilde, "okulumuza, çocuklarımıza ve geleceğimize sahip çıkıyoruz" teması ile eğitimciler, öğrenciler ve velilerle el ele vererek okulların etrafında zincir oluşturulacak. Ankara'daki eylem 15 Mart saat 10.30'da Mimar Kemal İlköğretim Okulu'nda düzenlenecek. Ayrıca, 17 Mart 2012 Cumartesi günü de bütün illerde kitlesel eylemler gerçekleştirilecek.  

Basın toplantısına, DİSK Genel Başkan Yardımcısı Metin Ebetürk, KESK Genel Başkanı Lami Özgen, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, TTB Merkez Konseyi Üyesi Gülriz Erişgen, KESK Genel Sekreteri İsmail Hakkı Tombul, KESK Eğitim ve Örgütlenme Sekreteri Akman Şimşek ve Eğitim Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız'ın yanı sıra CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, BDP Van Milletvekili Özdal Üçer, Halkın Demokratik Kongresi'nden Bağımsız İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, ÖDP Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Onur Kılıç, TKP Ankara İl Yönetimi'nden Derya Ünlü, CHP Çankaya İlçe Başkanı Mehmet Perçin, Halkevleri Temsilcisi Mustafa Eberliköse ve Öğrenci Velileri Derneği Temsilcisi Ender Önder katıldı.

Basın toplantısında 4 örgüt adına ortak açıklamayı KESK Genel Başkanı Lami Özgen okudu.

4+4+4 = İDEOLOJİK SALDIRI

ZORUNLU EĞİTİM İDEOLOJİK HEDEFLER ÜZERİNDEN DEĞİL, PEDAGOJİK İHTİYAÇLAR GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULARAK DÜZENLENMELİDİR!..

Bir süredir ülke gündemini meşgul eden 12 yıl kademeli zorunlu eğitim tartışmaları, milyonlarca öğrenci başta olmak üzere, tüm halkı yakından ilgilendirmektedir. Bizler, emek-meslek örgütleri, emek ve demokrasi güçleri olarak, çocuklarımızın ve ülkenin geleceği açısından son derece önemli düzenlemeler içeren yasa teklifine ilişkin görüşlerimizi kamuoyu ile paylaşmak üzere bir araya gelmiş bulunuyoruz.

4+4+4 düzenlemesi, Başbakan'ın "dindar nesil yetiştirmek istiyoruz" açıklamalarına paralel olarak, AKP grup başkanvekillerinin imzasıyla "kanun teklifi" olarak Meclis'e sunulmuştur. Ancak tüm toplumu yakından ilgilendirmesine rağmen, düzenlemenin asıl muhatabı olan eğitim sendikaları, eğitim alanında faaliyet yürüten kurum ve dernekler, üniversiteler, bilim çevreleri dışlanmış, çocuklarımızın geleceğini yakından ilgilendiren böylesine önemli bir konuda tamamen ideolojik amaçlarla hareket edilmiştir.

Geçtiğimiz yıllar içinde uyguladıkları piyasacı politikalarla eğitimi yap-boz tahtasına çevirenler, bu teklifle gerçek niyetlerini gizleyerek, zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaracaklarını iddia etmektedirler. Zorunlu eğitimin süresinin arttırılması çocuklarımız açısından elbette çok önemlidir. Ancak böylesine önemli bir konuda düzenleme yapılırken siyasal amaçlar üzerinden değil, eğitim biliminin gerektirdiği ihtiyaçlar üzerinden hareket edilmesi gerektiği açıktır.

Kanun teklifi TBMM Milli Eğitim Komisyonu'nda görüşülürken, sendikaların, eğitim örgütlerinin ve bilim insanlarının tüm itirazları görmezden gelinmiş; muhalefetin sesi adeta boğazlarına basılarak kısılmıştır. Basına da yansıyan şiddet görüntüleri arasında, kanun teklifi sadece iktidar partisi üyelerinin desteğiyle komisyondan geçebilmiştir. Önümüzdeki günlerde Meclis Genel Kuruluna gelmesi beklenen son değişikliklerle birlikte;

• Kanun teklifinde yer alan, "ilköğretim devlet okullarında parasızdır" ifadesi komisyon görüşmelerinde metinden çıkarılarak, ilköğretimin tamamen paralı hale getirilmesinin ilk adımları atılmak istenmektedir. 

• 4 yıl süreli birinci kademe "ilkokul", ikinci 4 yıl süreli kademe ise "ortaokul" olarak tanımlanmıştır. Değişiklik yürürlüğe girdiği zaman,  5. sınıf öğrencilerini okutan bütün öğretmenler "norm fazlası" haline gelecek ve bakanlık tarafından başka görevlerde görevlendirilebilecektir.

• 12 yıllık kademeli zorunlu eğitimi meşrulaştırmak için 5. sınıftan itibaren çocukları "mesleğe yönlendirme" gibi gerekçeler ileri sürülmektedir. Bütün dünya ülkelerinde mesleğe yönlendirmenin daha ileri yaşlarda yapıldığı gerçeği ortadayken, Türkiye'de 10 yaşına çekilmesi pedagoji bilimine aykırı olduğu kadar, Uluslararası İnsan Hakları Sözleşmesi'ne de aykırıdır.

• Daha önce 4. sınıftan sonra getirilmek istenen "açık öğretim" sistemi, komisyonda yapılan değişikliklerle 8. sınıf sonrası için öngörülmüştür. Böylece kız çocukları eğitim süreci dışına itilmektedir. Ülkemizde çocuk gelinlerin ağırlıklı olarak 13, 14, 15 yaşında olduğu düşünüldüğünde mevcut düzenleme ile "çocuk gelinler" uygulamasına resmen onay verilmek istenmektedir. 

•  Temel eğitimin en önemli aşaması olan okul öncesi eğitim, yasa teklifinde yer almamaktadır.

• Yıllardır toplumsal bir talep olan zorunlu din dersinin kaldırılması ve anadilinde eğitim talepleri karşılanmamaktadır. Aksine, getirilmek istenen düzenleme ile zorunlu din derslerine ek olarak seçmeli din dersleri gündeme getirilmektedir.

• Arapça ve Kur'an dersleri ikinci kademede seçmeli hale getirilerek, bütün okullarda fiilen imam hatip modeline geçilmek istenmektedir. 

•  Okulların yeterli altyapı ve donanıma sahip olmadığı gerçeği gözardı edilerek, ilkokul ve ortaokul eğitiminin "bağımsız binalarda" gerçekleştirileceği iddia edilmektedir.

•  4+4+4 şeklindeki kademeli eğitim ile hedeflenen "açık öğretim" sistemi ile zorunlu eğitimin "esnekleştirilmesi" arasında bağ kurularak, eğitim sisteminin piyasa ile ilişkilendirilmesi ve sermayeye ucuz işgücü sağlar duruma getirilmesi amaçlanmaktadır.

•  Bir taraftan uzun vadede seçme sınavlarının kaldırılacağı iddia edilirken, diğer taraftan kademeli eğitim uygulaması ile çocuklarımızın daha erken yaşlarda dershaneye gitmeleri teşvik edilmektedir.

Eğitim sisteminin ve çocuklarımızın ihtiyaçlarından çok, tamamen siyasal ve ideolojik amaçlarla hazırlanan kanun teklifi ile eğitimde çok başlılığın önü açılmakta, kelimenin tam anlamıyla çocuklarımızın geleceği ile oynanmak istenmektedir. Yasa teklifiyle murat edilen düzenlemenin, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasından çok, AKP'nin "kendine taraftar yetiştirmek" üzere, arka bahçesi olarak gördüğü İmam Hatip Okullarının önünü açmak olduğu ortadadır. AKP Hükümetinin ilk döneminde imam hatip okullarında 71 bin öğrenci okurken, 2011 yılında bu sayı yüzde 450 artışla 300 binlere ulaşmış durumdadır. Esasında yasa teklifinde bütün okulları imam hatip okullarına dönüştürme niyeti yattığı görülmelidir.

Paralı hale getirilen eğitim hizmetlerinden tüm yurttaşlar eşit ve parasız olarak yararlanmalı, eğitim sistemi her yaştan öğrencinin özgür düşüncesini geliştireceği, nitelikli, laik, bilimsel, demokratik ve anadilde bir eğitim sürecinden geçmesini sağlayacak biçimde yeniden düzenlenmelidir.

Bizler, emek ve demokrasi güçleri olarak,

Bütün bu nedenlerden dolayı, eğitimin ve geleceğimizin iktidar partisinin siyasal hedeflerine kurban edilmesine izin vermeyeceğiz. Herkesin eğitim hakkından eşit ve parasız olarak yaralanması için çocuklarımızın geleceğine sahip çıkacağız.

Bunun için;

Eğitim Sen'in 15 Mart 2012 Perşembe günü yapacağı sevk eylemini destekleyecek, alanlara çıkan eğitim emekçileri ile yan yana olacağız.

Yine 15 Mart'ta her ilde, "okulumuza, çocuklarımıza ve geleceğimize sahip çıkıyoruz" teması ile eğitimciler, öğrenciler ve veliler olarak el ele verecek, okullarımızın etrafında zincir oluşturacağız.

Aynı tema ile 17 Mart 2012 Cumartesi günü bütün illerde kitlesel eylemler gerçekleştireceğiz.

Toplumun ve eğitim sisteminin gerçek ihtiyaçlarının tamamen dışında gündeme getirilen bu yasa teklifi, asıl muhatapları olanları dışlayan bir şekilde Meclis gündemine geldiğinde, Eğitim Sen'in yapacağı greve destek olacağız.  Başta Ankara olmak üzere tüm illeri eylem alanına çevireceğiz.

Emek ve demokrasi güçleri olarak, Siyasal İktidarı bir kez daha uyarıyoruz.

Hangi amaçlarla gündeme getirildiği açıkça belli olan yasa teklifi derhal geri çekilmelidir. Bir düzenleme yapılacaksa, bilim insanlarının, sendikaların ve eğitim örgütlerinin katılımıyla, eğitim sisteminin gerçek ihtiyaçları doğrultusunda yapılmalıdır.

Tüm anneleri, babaları, velileri, sadece eğitim alanında değil toplumsal yaşamın her alanında yaşanan gelişmelerden kaygı duyan herkesi, örgütlü örgütsüz tüm kesimleri çocuklarımızın geleceğine, ülkemizin geleceğine sahip çıkmaya, bu eylemde bizimle birlikte olmaya çağırıyoruz.