AVRUPA SOSYAL FORUMU HAZIRLIK TOPLANTISI İSTANBUL'DA YAPILDI

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.

Eylül 2008‘de İsveç‘in Malmö kentinde gerçekleştirilecek 5. Avrupa Sosyal Forumu‘nun Hazırlık Toplantısı 30 Kasım-1-2 Aralık tarihlerinde İstanbul‘da, Bilgi Üniversitesi, Dolapdere Kampusu‘nda yapıldı. Toplantıya yurtdışından 120 kadar katılımcı geldi. Toplantının açış konuşması TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı tarafından  yapıldı.

26 Ocak küresel eylem günü ve 2010 Sosyal Forumunun Türkiye'de yapılmasının tartışıldığı forumda, "emek ve küreselleşme", "kamu hizmetleri", "eğitim", "savaş karşıtları", gibi birçok önemli ağ toplantıları da yapıldı.

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı şunları söyledi:

"Merhaba dostlar,

Başka bir Dünya, Başka bir Avrupa mümkün diyen dostlar,
Avrupa‘nın sayısız ülkesinden sosyal hareketlerin temsilcileri, 
Ülkemize, İstanbul‘a hoş geldiniz.

Hepinizi, Türkiye‘deki sosyal hareketler, Türkiye‘de emekten, barıştan, adaletten, demokrasiden, halkların kardeşliğinden yana olan tüm güçler adına, emek ve meslek örgütleri adına, örgütüm TMMOB adına, sosyal hareketlerin diyalog ve dayanışma platformu olan Türkiye Sosyal Forumu adına sevgiyle dostlukla selamlıyorum.

Hepiniz hoş geldiniz! Hepimiz hoş geldik!

Sevgili Dostlar,

Dünyada ve Türkiye‘de hem çelişkilerin, karamsarlığın derinleştiği hem de umudun, mücadelenin yeşerdiği bir dönemi yaşıyoruz.

Türkiye‘de son haftalarda yeniden savaş tamtamları çalmaya başladı. Sadece savaş tamtamları çalmıyor, aynı zamanda bir linç kültürü geliştiriliyor. Sokakta hakkını aramak isteyen, hakları için mücadele etmek isteyenler ırkçı bir saldırganlıkla karşılaşıyor.

Bir yandan da bütün bu toplumsal linç atmosferini, meclisten yeni bir tezkere çıkartmak, savaşa hazırlanmak için kullanan siyasal iktidar ve meclisteki diğer güçler, halkları birbirine düşürecek böyle bir adımın ne kadar büyük bir risk barındırdığını görmezden geliyorlar.

Türkiye Sosyal Forumu; tüm bileşenleriyle, içinde yer alan tüm örgütleriyle Türkiye‘nin sınır ötesi bir operasyon yapmasına bütünüyle karşı çıkmaktadır.

3 Kasım günü, Ankara sokaklarında, on binlerce insan, hep birlikte, barış sloganlarını haykırdık. Yaratılan linç ve savaş havasını boşa çıkartmak için attığımız ilk büyük adım 3 Kasım mitingimiz oldu. Bugün burada hep birlikte olanlar, o gün Ankara meydanlarında da hep beraberdik. Ve o gün barış, ilk sözünü söyledi, ama emin olun ki o son sözümüz değildi. 3 Kasım sadece bir başlangıçtı.

Savaşın değil barışın sesini güçlendirmeye, çelişkilerin tırmanmasını değil halkların kardeşliğini hayata geçirmeye, linç kültürü yerine barış içinde bir arada yaşamı savunmaya, Kürt sorununun barışçıl çözümünü hakim kılmaya çalışan tüm güçler, bugün burada, hep birlikteyiz.

İçimizde yarına dair umut var. Ve neoliberalizme, ırkçılığa ve darbecilere karşı mücadele azmiyle doluyuz.

Sevgili dostlar,

Savaştan söz ederken, ABD‘den söz etmemek olmaz.

Beş yıl olmak üzere. Evet! Tam beş yıl. Önümüzdeki Mart ayında ABD‘nin Irak işgalinin üzerinden beş yıl geçmiş olacak. Kocaman bir beş yıl, yıkımla dolu, cinayetlerle dolu, neredeyse soy kırımı andıran bir beş yıl. Biliyoruz ki ABD Irak işgali boyunca 1 milyondan fazla insanı öldürdü. Dört milyondan fazla insan mülteci durumunda. Necef gibi, Felluce gibi birçok bölge yerle bir edildi. Tarihin ve kültürün merkezlerinden birisi olan Bağdat‘ın tüm kültürel mirası yağmalandı. Irak‘ın eğitim, sağlık gibi hizmetleri işgalden önceki döneme göre tümüyle alt üst olmuş durumda. ABD Afganistan‘ı da yakıp yıkmaya devam ediyor. ABD‘den aldığı güçle İsrail Lübnan ve Filistin üzerinde işgal politikalarını devam ettiriyor. Saldırgan üslubundan asla vazgeçmiyor.

ABD‘nin Ortadoğu‘da ne aradığını tüm dünyada herkes, çocuklar bile biliyor. ABD emperyalizmi petrol için, küresel hegemonya için savaşıyor. Utanmadan saldırıyor, işkence yapıyor, kimyasal silah kullanıyor. Ve tehdit ediyor, tehdit etmeye devam ediyor. Şimdi sırada İran var. ABD savaş gemileri bölgede tehdit olmaya devam ediyor. Dünya basınında sık sık ABD‘nin İran‘daki çeşitli hedefleri vurabileceği yazılıyor. Bunun felaket olacağını biliyoruz.

Bu yüzden, bugün burada, önümüzdeki Avrupa Sosyal Forumu‘nun başarıyla geçmesi için sayısız ülkeden sosyal hareketler temsilcilerinin bir araya gelmesi çok önemli. Küresel savaş karşıtı hareket, her zaman sosyal forum süreçlerinden beslendi, kendisini bu süreçlerde ifade etti, dünya çapında birleşik savaş karşıtı eylemlerini sosyal forum süreçlerinde planladı. Bütün bu sürecin sayesinde ABD emperyalizmi tüm dünyada inandırıcılığını yitirdi. Bush‘un politikalarına inananlar, dünya nüfusu içinde küçük bir azınlık haline geldiyse, bunda bizim, sosyal forum süreçlerinde dişimizle tırnağımızla inşa ettiğimiz küresel savaş karşıtı dayanışmanın çok büyük bir anlamı var. ABD‘yi, Irak‘taki savaşı kaybettiğini itiraf etmeye zorlayan, Afgan halkına, işgale direnen Irak halkına mücadele gücü veren aynı zamanda bizlerin küresel direnişidir.

Bu direniş çok açıkça yeni savaşlara dur diyeceğini yüksek sesle her seferinde ifade etmektedir.

Sevgili dostlar,

Ülkemizde 22 Temmuz‘da yaşanan genel seçimlerde AKP hükümeti ezici bir üstünlükle galip geldi. AKP hükümeti bir dizi konuda, çok net. Çok net bir biçimde küresel sermayenin neo liberal politikalarını uyguluyor. Hiçbir hükümetin cesaret edemediği Sağlıkta Yıkım Yasası, milyonlarca yoksulun sağlık hakkını sermayenin kar alanı haline getiriyor. Eğitimden ulaşıma, özelleştirmelerden ormanların yağmalanmasına, nükleer santral yapma kararlılığından sendikasızlaştırmaya kadar her alanda AKP hükümeti dünyadaki örneklerinden geri kalmıyor. Tıpkı dünyadaki gibi Türkiye‘de de işsizlik artıyor, gelir adaletsizliği artıyor, emeklilerin hakları gasp ediliyor.

Yine sosyal forum süreçleri, tüm dünyada kapitalist küreselleşmeye, egemen sınıfların neo liberal politikalarına, uygulamalarına, bu uygulamaların sonuçlarına karşı tartışma ve mücadele platformlarıdır aynı zamanda.

Neoliberalizm istisnai bir uygulama, bir ülkeye özgü bir emek düşmanı politikalar bütünü değildir. Neoliberal politikalar, hemen hemen her ülkede hükümetlerin uygulamaya koyduğu temel yönelimdir. Tam da bu yüzden her ülkede neo liberal politikalara direniş, emekçilerin mücadelesi bugün en belirleyici mücadele alanını yaratmaktadır.

İşte tüm bu uygulamalara karşı; işte Latin Amerika‘da ABD emperyalizmine, neoliberal darbeci zihniyete karşı mücadele ve özgürlük arayışları yaygınlaşıyor. İşte Fransa‘da ulaşım işçileri Sarkozy‘i tehdit eden yaygın grevler örgütlüyor. İşte Türkiye‘de son aylarda giderek artan bir biçimde sendikalar grevler yapmaya, neo liberalizme karşı mücadeleyi ilerletiyor.

Sevgili dostlar,

Bu küresel saldırılara karşı küresel mücadele bizler açısından, yakalanmış en büyük fırsattır. Biz Türkiye‘de eylemlerde sık sık, "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz" deriz. Çok açıkça vurgulamak gerekiyor ki, bu sadece bize özgü bir slogan değildir. Küresel saldırıya karşı da kurtuluş mücadelesi, küresel düzeyde "YA HEP BERABER, YA HİÇBİRİMİZ" demekten geçiyor.

Savaşlara, neoliberal uygulamalara, ırkçılığa karşı, barışın, mücadelenin, kardeşliğin sesini hep birlikte daha gür bir biçimde çıkartmak için Malmö‘de düzenleyeceğimiz Avrupa Sosyal Forumu süreci hepimiz için çok iyi bir fırsat. Bugün burada bulunmamız, hep birlikte tartışmamız da başarıyla değerlendirmemiz gereken çok önemli bir fırsat. Bunu hepimiz biliyoruz.

Sevgili Dostlar,

Hepiniz, bir kez daha hoş geldiniz!
Başka bir Dünya, Başka bir Avrupa, Başka bir Türkiye mümkün"