DİSK, KESK, TMMOB, TTB: GERİLİMDEN UZAK, GÜVENLİ, ŞEFFAF VE DEMOKRATİK BİR SEÇİM ORTAMI İSTİYORUZ!

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, 30 Mayıs 2011 tarihinde bir basın toplantısı düzenleyerek, genel seçimlere ilişkin kaygı ve beklentilerini kamuoyu ile paylaştı. KESK Genel Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısına DİSK Sosyal İş Sendikası Başkanı Metin Ebetürk, KESK Genel Sekreteri Kasım Birtek, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı ve TTB Merkez Konsey Üyesi Dr. Arzu Erbilici katıldı.

GERİLİMDEN UZAK, GÜVENLİ, ŞEFFAF VE DEMOKRATİK BİR SEÇİM ORTAMI İSTİYORUZ!

Değerli Basın Emekçileri,

12 Haziran 2011 tarihinde yapılacak genel seçimlere birkaç hafta kaldı. Seçimlere yaklaştıkça seçim atmosferinden kaynaklı olarak siyasal partiler arasında gerginlikler olabilir. Ancak yaşadıklarımız bunun çok ötesindedir. İktidar partisi devlet olanaklarını kullanarak, tek başına Anayasayı değiştirecek parlamento çoğunluğuna ulaşmak ihtirasıyla her türlü antidemokratik uygulamada sınır tanımıyor.

İktidar partisinin gerek toplumda milliyetçi-şoven kutuplaşma yaratarak oyunu yükseltme çabalarına girişmesi ve gerekse gerilim siyasetiyle muhalif kesimleri sindirme operasyonları, seçim sürecinin eşit ve adil koşullarda yapılmasını engellediği gibi birarada yaşama umudunu da tehdit etmektedir.

Seçim barajının %10 varlığı, toplumun başından itibaren seçim sürecine eşitsiz koşullarda girmesinin temel kaynaklarından biri durumundadır.

Demokrasi sadece seçimden seçime oy kullanmak demek değildir. Demokrasi; örgütlenme özgürlüğü, kitle ve sivil toplum örgütlerinin yönetime katılmalarını sağlayacak kanalların açılması, düşünce ve ifade özgürlüğü, farklılıklara saygı, eşit ve özgür bir şekilde bir arada yaşamak demektir.

Bugün yaşanan olumsuzlukların kökeninde 12 Eylül‘ün gerici/baskıcı yasaları yatmaktadır, demokrasi eksikliği yatmaktadır. 12 Eylül 1980‘de bu ülkeye bir deli gömleği giydirildi. Seçim barajlarıyla halkın sesinin Meclis‘e yansıması engellendi. Yasakçı Anayasa ve yasalarla özgürlükler kısıtlandı. Ve bu karabasan günümüzde de sürüyor/sürdürülüyor. Bu gerçeklere rağmen giderek tırmandırılan gerilim kaygılarımızı artırıyor.

Bir taraftan insanların özel hayatları, siyasi iktidarın oy kapma telaşı ve muhalefeti kendi arzularınca şekillendirme çabalarının sonucunda, seçim meydanlarına malzeme edilirken, diğer yandan insanların dini inanışları, milli duyguları kaşınarak rant sağlanmaya çalışılıyor. Eş zamanlı olarak YGS skandalını ortaya çıkartan gazeteciler tehdit ediliyor, toplum ağır bir baskı ortamını hissediyor. Gençlerin demokratik tepkilerini ifade etmek üzere yaptıkları her eylem gözaltı gerekçesi oluyor, sendikal hak ihlalleri giderek artıyor; Anayasal hak kullanımı gözaltı nedeni olarak görülüyor.

Oysa ki, halkın temel özlemi işsizliğin ve yoksulluğun sona ermesi, özgürlük ve demokrasinin tesis edilmesidir.

Bu süreçte Kürt sorunun, yeniden bir çözümsüzlüğe sürüklenmesi sanki kasıtlı olarak istenmektedir. Doğu ve Güneydoğu illerinde siyasal iktidarın yarattığı gerilim bunun bir sonucu olarak görülüyor. Sadece kepenkler kapandığı için Başbakan‘ın hedefine oturan Hakkâri ilinde Ağustos 2010 tarihinden itibaren 500‘ü aşkın siyasi parti üyesi, belediye meclis üyesi, sivil toplum örgütü temsilcisi ve yurttaş gözaltına alınmış, 100‘ün üzerinde kişi tutuklanmıştır. Bu illerde olağanüstü hal uygulamalarını hatırlatan ve giderek daha ağır bir biçimde kendini hissettiren bir süreç yaşanıyor. Son iki ayda 1500‘ün üzerinde kişi gözaltına alınmış, yaklaşık 500 kişi tutuklanmıştır. Seçime yaklaştıkça her gün 50 ile 100 arasında kişi gözaltına alınmaktadır.

AKP muhalif gördüğü tüm kesimlere karşı devlet olanaklarıyla bir sindirme harekâtı düzenlemektedir.

Özellikle Başbakan Sayın Erdoğan‘ın yapıcı olmaktan çok uzak, ortamı geren ve karalayıcı, suçlayıcı üslubunu seçim ortamının bir yansıması olarak görmek mümkün değildir. Çünkü söylemlerin ardından icraat gelmekte ve toplumsal gerilim artmaktadır.

Değerli Basın Emekçileri,

2002 yılında iktidara gelme süreci de dâhil olmak üzere AKP toplumda yarattığı kutuplaşma ve mağduriyet görüntüsü ile oy alma stratejisi izlemiştir. Anlaşıldığı kadarıyla şimdi de toplumsal gerilimi artıran operasyonlara hız vererek oluşacak milliyetçilik ve şovenizm rüzgârını arkasına alıp genel seçimlerde oyunu artırmak istemektedir.

Dolayısıyla genel seçimlere yaklaştıkça seçimlerin demokratik ve şeffaf bir ortamda yapılacağına dair kaygımız, tereddüdümüz artmaktadır.

Kışkırtılan çatışmalar ve artan toplumsal gerilim bahane edilerek "sandıkların güvenliği" adı altında şaibeli çalışmalar yürütüleceği kaygısı taşımaktayız. Peşinen önyargılı değiliz ancak siyasal iktidarın icraatlarının güven vermediği de ortadadır.

Bu nedenle DİSK, KESK, TMMOB ve TTB olarak kaygımızı ve hassasiyetimizi kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz. Umarız ki, seçim demokratik, güvenli ve şeffaf bir ortamda gerçekleşir. Kamuoyunun duyarlılığının böyle bir ortamın oluşmasında etkili olacağını düşünüyoruz.

Bu vesileyle buradan siyasi iktidara artan gerilimi düşürecek adımlar atması, devlet olanaklarını kullanmaktan vazgeçmesi ve kaygılarımızı giderecek bir yaklaşım içinde olması çağrısında bulunuyoruz.

DİSK - KESK - TMMOB - TTB