Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı.

DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN

Bu yıl, kadın haklarının kazanılmasında verilen mücadelenin simgeleştiği 8 Mart'ın "Dünya Kadınlar Günü" ilan edilişinin 102. yılında;

Tarihsel süreçte kapitalizmin, kadın ile ihtiyaca bağlı olarak "ucuz emek - kutsanmış annelik" arasında kurduğu ikiyüzlü ilişkinin neoliberal politikalarla ülkemize yansımasının, İslami referanslarla da güçlendirilerek, "kadını örtünmeye, toplumsal yaşamda ikinci sınıf vatandaş olmaya, eve kapanmaya zorlayan yaşam modeli" olarak dayatıldığı bir dönemde, kadının varoluş mücadelesi tarihsel bir anlam kazanmaktadır.

Bir önceki 8 Mart'ın üzerinden geçen bir yıl içinde Anayasa'daki "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir" ifadesinde hiçbir değişiklik yapılmamasına karşın, aile yaşamı, çalışma hayatı ve yaşamın tüm alanlarında kadının konumunun geriletildiği birçok uygulama hayata geçirildi.

Son on yıldır cemaat ve tarikat hegemonyasının giderek güçlendiği Türkiye'de kadın-erkek ilişkilerinde imam nikâhı, kumalık gibi kadını ikinci sınıf vatandaş kılan uygulamalar topluma bir model olarak dayatılmış, ahlak ve namus kavramının kadın üzerinden algılanması, ahlak kurallarının kadın üzerinden oluşturulması, "Kadın tecavüz edenle evlenirse davalar düşer, iş yükü azalır" ifadesiyle, yapısı AKP tarafından değiştirilen Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun raporunda somutlaşmıştır.

Kadının birey olarak tanımlanmasına son veren bir düzenlemeyle Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı'nın yerine "Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı" kurularak, "kadın" aile ve namus ile kurumsal olarak da özdeşleştirilmiştir. En yakınındaki erkek tarafından kadın üzerinde kurulan "mülkiyet" ilişkisinin ağır bedelini, 2011 yılında eşleri, babaları, kardeşleri, kuzenleri ve erkek arkadaşları tarafından öldürülen binin üzerinde kadın ödemiştir.

Bugünkü siyasi iktidar, kadına yönelik şiddet yasası yerine "Ailenin Korunması Kanunu"nu çıkararak kadın üzerinde kurulan "mülkiyet" ilişkisini onaylanmıştır. Kadın erkek eşitliğinin sağlanması için kurulması istenen komisyonu, "Fırsat Eşitliği! Komisyonu"na çevirmiştir.

Meslek seçiminde ve mesleğe hazırlıkta belirleyici olan cinsiyetçi iş bölümü ve toplumsal kabullerin değişimi için, eğitim süreçlerinde cinsiyet ayrımcılığının ortadan kaldırılmasına yönelik eğitimin her aşamasında kullanılan cinsiyetçi dil ve bakışın değiştirilmesi gerekirken kadına yönelik çağdışı gerici yaklaşımın son örneği de eğitimde 4+4+4 formülü ile ortaya atılmıştır.

Çağdışı, gerici ve yobaz düşüncenin ifadesi olan "dindar gençlik yaratma" söylemi 4+4+4 formülü ile eğitim sisteminde vücut bulmuştur. Okula başlama yaşı bir yaş düşürülerek ilköğretimin 5-13 yaş aralığına inmesiyle birlikte dini kurallara göre ergenlik/mükellefiyet çağına giren kız çocuklarının "yatılı okul", "karma eğitim" ve "türban yasağına" takılmalarını kısmen engelleyecek "ergenlik ayarı" yapılmaya çalışılmaktadır.

Aile içi ilişkilerden başlayarak toplumsal hayat içerisinde her düzeyde yaşanmaya devam eden cinsiyet ayrımcılığını giderek derinleştiren, kadını toplumsal yaşamın dışına iten her türlü düşünce ve yapı, artan gerici politikalarla birlikte ülkenin her noktasına yayılarak, yaşamımızı her geçen gün daha fazla kuşatmaktadır.

Bilinçli olarak sürdürülen bütün bu gerici, yobaz, çağdışı politikalar sonucu toplumun hemen her katmanında her yaş, meslek ve statüden erkeklerin hemen her yaş, meslek ve statüden kadınlara uyguladığı fiziksel, psikolojik, cinsel, ekonomik ve duygusal şiddet olağanlaştırılmıştır.

Kadınları kuşatan ve sorunlarını ağırlaştıran bu koşulları ortadan kaldırmak için güçlü toplumsal ve sınıfsal temellere dayanan kadın mücadelesi her zamankinden daha da önemlidir.

Aralık 2011'de topladığımız TMMOB 2. Kadın Kurultayı'nın sonuç bildirgesinde de vurguladığımız gibi;

Kadına yönelik ayrımcılık, sömürü ve şiddet; eşitsizliğin, sınırsız tüketimin, sömürünün, yoksulluğun sistemleştirildiği kapitalizmin doğal sonuçlarından sadece birisidir. Kapitalizme hizmet eden cinsiyet ayrımcılığı sorunu çözülmeden demokratik bir toplum yaratılması mümkün değildir.

Bu nedenle, kadınların toplumsal yaşamın her alanında var olmasına bugün her zamankinden daha çok ihtiyaç vardır.

Kadın ve erkeğin eşit bir şekilde, yan yana yaşamın her alanını paylaşmasına ve omuz omuza mücadele etmesine daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bugünlerde, 

"Dünya Kadınlar Günü" kutlu olsun.

Bugün, kadınlığını, onuru, şefkati ve emeğiyle yüceltmiş; yoz inançların, düşüncelerin ve hoyrat ellerin altında yaşama direnmiş ve direnmekte olan kadınlarımızın günüdür.

Bu gün, küflü bilinçlerin hapsedemeyeceği ve toza bulanmış zihinlerin düşleyemeyeceği, kadın doğmuş olmanın meziyet sayıldığı bir yaşam sevincini simgeler.

Bu gün, umutların yeniden yeniden yeşerdiği bir bahardır!

Bu gün, kadını görmezden gelen, hiçleştiren, eve hapseden, kadın bedenini namusun, iffetin ve ahlakın simgesi haline getiren her tür gerici, çağdışı ve yobaz ideolojiye, zihniyete ve geleneklere karşı duruşun bir an'ıdır

Bu gün, hükümetin kadına dönük ilkel tutumunu somutlaştırdığı, kadının toplum yaşamı ve istihdam dışında bırakıldığı çağ dışı politika ve uygulamalara karşı çıkma zamanıdır.

Bu gün taciz, tecavüz, şiddet ve cinayeti kadınların "kaderi" haline getiren, adeta katliama dönüşen erkek egemen anlayışa "dur" deme günüdür.

Bu gün, bir kez daha, mühendis, mimar, şehir plancısı kadınların, toplumun her kesiminde her yaş ve sınıftan emeğini veren ve alın terini akıtan kadınların sesi olduğu gündür.

Bugün yaşamın her alanında olan; üreten, geliştiren, büyüten kadınların birlik, mücadele, dayanışma günüdür.

Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun!

Mehmet Soğancı
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı