MARKA YÖNETİMİ SEMPOZYUMU GAZİANTEP'DE BAŞLADI

Değerli Katılımcılar,

Hepinizi Makina Mühendisleri Odası adına, Oda Yönetim Kurulu adına ve Oda Başkanı sıfatıyla şahsım adına saygıyla selamlıyorum. Marka Yönetimi Sempozyumu'na hoş geldiniz.

Oda sunumunda da izlediğiniz üzere Makina Mühendisleri Odası 50 yıllık birikimi olan köklü bir meslek kuruluşudur. Odamız, 50 yılı aşan tarihinde her zaman çağdaş, demokratik, üreten, sanayileşen bir Türkiye yaratılmasına katkıda bulunacak çalışmalar gerçekleştirmeyi ilke edinmiştir.

Sadece örgütlü üyesinden aldığı güç ile çalışmalarını sürdüren Odamız, meslek alanlarına ilişkin olarak kamunun bilgilendirilmesini sağlamaya yönelik platformlar oluşturmaya çalışmakta, oluşan platformlarda yer almakta ve bu platformlarda oluşan görüşleri ilgili yerlere ulaştırmadaki ısrarlı ve takipçi tavrını sürdürmektedir.

Değerli Katılımcılar,

Odamız çalışmalarını iki ana eksende yürütmektedir;

Bunlardan birincisi, mesleğin ve meslektaşın geliştirilmesi ve korunması, mühendislik hizmetlerinin ülke ve toplum çıkarları doğrultusunda verilmesinin sağlanmasıdır.

İkincisi ise mesleki bilgi birikimimizin ülkemizin kalkınması, sanayileşmesi ve demokratikleştirilmesi doğrultusunda harekete geçirilmesidir.

Tanıtım filminde de izlediğiniz üzere Odamız bu ana çalışma anlayışı çerçevesinde bir çok alanda çalışmalarını yürütmektedir. Çalışma başlıklarımızdan birisi de her iki yılda bir düzenlemekte olduğumuz Kongre Kurultay ve Sempozyumlarımızdır.

Süreklileşen bir dizi Kongre, Kurultay, Sempozyum etkinliğimize bu yıl Marka Yönetimi Sempozyumu ile bir yenisi daha eklenmiştir. Umarız ki bu sempozyum, ülkemizin sanayileşme alanındaki sorunlarının çözümüne bu alandan yapılan bir katkı olsun.

Değerli katılımcılar,

Bu çalışma dönemimizde 17 ilde 24 adet kongre ve sempozyum düzenlenmesi programlanmıştır.

Çalışma programımıza aldığımız 17 etkinlikten bugüne değin Antalya'da Ulusal İklimlendirme Sempozyumu ve Sergisini, Ankara'da ise Öğrenci Üye Kurultayını geçekleştirdik.

Bugün burada Marka Yönetimi Sempozyumu'nun açılışını hep birlikte gerçekleştiriyoruz.

Bugünkü etkinliğimizi;

Ankara'da yapacağımız, Uçak Havacılık ve Uzay Mühendisliği Kurultayı ile Mühendislik Eğitimi Sempozyumu,

Gaziantep'te yapacağımız Tekstil Teknolojileri ve Tekstil Makinaları Kongresi

İstanbul'da yapacağımız İletim Teknolojileri Kongresi ve Sergisi ile İş Makinaları Sempozyumu

Adana'da yapacağımız, İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi

Denizli'de yapacağımız, Bakım Teknolojileri Kongre ve Sergisi

Bursa'da yapacağımız, Otomotiv ve Yan Sanayi Sempozyumu

Kayseri'de yapacağımız, Yeni ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları/Enerji Yönetimi Sempozyumu

Mersin'de yapacağımız, Güneş Enerjisi Sistemleri Sempozyumu ve Sergisi

Konya'da yapacağımız, Makina Tasarımı ve İmalat Teknolojileri Kongresi

Zonguldak'ta yapacağımız, Demir Çelik Kongresi ile Endüstri İşletme Mühendisliği Kurultayı

Samsun'da yapacağımız, Ulusal Tıbbi Cihazlar İmalatı Sanayi Kongresi ve Sergisi

Diyarbakır'da yapacağımız, GAP ve Sanayi Kongresi

Edirne'de yapacağımız, Trakya‘da Sanayileşme ve Çevre Sempozyumu

Kocaeli'nde yapacağımız, Ulusal Kaynak Teknolojileri Kongresi

Eskişehir'de yapacağımız, Ulusal Ölçüm Bilim Kongresi

İzmir'de yapacağımız, Ulusal Tesisat Mühendisliği Kongresi ve Sergisi ile Ulusal Hidrolik-Pnömatik Kongresi ve Sergisi

Etkinliklerimiz izleyecektir.

Aralık ayı ortalarına kadar sürecek olan tüm bu etkinliklerin sonuçları 1960'lardan beri bağımsız, sanayileşen ve demokratik bir Türkiye özlemiyle her iki yılda bir TMMOB adına düzenlediğimiz ve bu dönem 16/17 Aralık 2003 tarihinde Ankara'da düzenleyeceğimiz TMMOB Sanayi Kongresine taşınacaktır.

Değerli Katılımcılar,

İçinde yaşadığımız çağ küreselleşme çağı olarak adlandırılmaktadır. Küreselleşme olgusu, özellikle gelişmekte olan ülkelerin ekonomisini ve sanayisini olumsuz yönde etkilemektedir

Uluslararası küresel sermaye, üretimi, dünya ölçeğinde tasarlamakta, tüm ekonomik kaynakları kontrol altında tutmakta, geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde tüm artı değer ve zenginliklere el koymaktadır.

Sosyal devlet anlayışı tasfiye edilmekte sağlık, eğitim, sosyal güvenlik, kültür ve diğer tüm toplumsal hizmetler ulus ötesi sermayeye yeni ticari alanlar olarak sunulmaktadır.

İçinde bulundukları borç yükü, sık sık yaşanan krizler ve krizlerden çıkış için yeniden borçlanma ihtiyacı, geri kalmış ve gelişmekte olan ülkeleri IMF ve Dünya Bankasının cenderesine sıkıştırmaktadır.

Bu kuruluşlar yeniden borç vermek için ülke politikalarının kendi istedikleri gibi şekillendirilmesini yapısal uyum programları ve istikrar paketleri ile zorunlu tutmaktadır.

Bunun sonucunda da dış borçlar büyümekte, cari açıklar katlanarak artmakta, ihracat-ithalat dengesi ithalat lehine açılmaktadır. Toplumsal ve politik dengeler bozulmakta, gelir dağılımındaki dengesizlik büyümekte, refah seviyesi düşmekte, işsizlik artmakta ve sanayi yatırımları azalmaktadır.

Sevgili katılımcılar,

Küresel politikaların bu yıkıcı sonuçları ülkemize de aynen yansımaktadır. İçinde bulunduğumuz olumsuz koşulların olumluya çevrilebilmesi için öncelikle, tüm alanlarda ve tüm sektörlerde ulusal politikalarımızın oluşturularak uygulamaya sokulması gerekmektedir. Ülkemiz geleceğini planlama yetilerini yeniden kazanmalı tüm ulusal kaynaklarımız kalkınma amaçlı seferber edilmelidir.

Ülkemizin kalkınma stratejileri ulusal bilim, teknoloji, yenilenme politikaları temellerine oturtulmalıdır. Böylesi bir stratejide yerli yatırımcı özendirilmeli ve korunmalı katma değeri yüksek ileri teknoloji isteyen alanlarda yapılacak yatırımlar desteklenmelidir.

Yabancı yatırımlara ulusal kalkınma stratejilerimize uygunluğu, ülke halkının refahının yükseltilmesi, bölgesel eşitsizliklerin giderilmesi, teknolojik gelişimimize katkısı temel alınarak izin verilmelidir.

Değerli katılımcılar,

Küreselleşme ile ortaya çıkan yeni uluslararası üretim yapısında rekabetin temel belirleyicisi ülkelerin bilim ve teknoloji üretebilme yeteneğidir. Teknoloji üretebilme yeteneği ise ülkelerin AR-Ge çalışmalarına, eğitim alt yapısına, patent ve markalaşma faaliyetlerine ulusal gelirlerinden ayırdıkları paylarla ölçülmektedir.

Ülkemizde AR-GE harcamalarının milli gelir içerisindeki payı binde 65 seviyesinde iken AB ortalaması % 1.2 dir. Yeni katılan 10 ülke hariç 15 AB ülkesinde 2003 yılında toplam patent başvurusu 600 binin üzerindedir. Türkiye'de bu rakam 200 ürüne bile ulaşamamaktadır. Ülkemizde bu doğrultuda yürütülen çalışmalar ve devlet desteği oldukça yetersizdir. İhracatımızın önemli bir bölümünü fason üretim oluşturmaktadır.

Oysa ki, sanayi ürünlerinin küresel boyutta rekabeti "marka" imajının yerleştirilmesi ve pazarlanmasından geçmektedir. İhracata yönelik çalışan ve ara ürün üreten kuruluşlar ve KOBİ'lerimizin bir bölümü geleceklerinin markalı ürün üretiminde olduğunu görmektedir.

Ancak biraz önce değindiğim ağır rekabet ve rekabet edememe koşulları düşündürücüdür. Bu açıdan markalaşmak ağır uluslararası koşullara karşı bir direnç potansiyeli oluşturma işlevini de yerine getirebilecektir.

Marka oluşturma çalışmalarında, sanayicilerimize, Patent Enstitüsü'ne, İGEME'ye, Dış Ticaret Müsteşarlığı'na, İhracatçılar Birliği'ne, meslek odalarına, bilimsel teknik kuruluşlara, üniversitelerimize varana değin ilgili tüm kurum ve kuruluşlara önemli görevler düşmektedir.

Kurumların koordinasyonu ve işbirliği bu çalışmada başarı için zorunluluk olarak görünmektedir.

Değerli katılımcılar,

Sempozyumumuzda, marka ve marka yönetimi konularının bir dizi özgün yanlarını irdeleme fırsatı bulacak, konu hakkında ülkemizde yürütülen çalışmaları gözden geçirecek, gelecekte izlenmesi gereken politikaları oluşturmaya çalışacağız.

Odamız adına Marka Yönetimi Sempozyumunun gerçekleştirilmesini sağlayan Düzenleme ve Yürütme Kurulları ile Sempozyum Sekreteryasına, Gaziantep Şube Yönetim Kurulu ve çalışanlarına, sempozyumda bildiri sunan ve panelde yer alan konuşmacılara , delege ve izleyiciler ile katkıda bulunan kurum ve kuruluşlara, Şube Başkanımız Ali Peri, Oda Başkan Vekilimiz Melih Şahin, Oda Sekreteri Ali Ekber Çakar ve Oda Yönetim Kurulu Üyemiz Tahsin Akbaba'nın şahsında, Oda Yönetim Kurulumuz adına içtenlikle teşekkür ediyorum.

Etkinliğimizin verimli geçmesini diliyor, saygılarımı sunuyorum.

TMMOB

MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI

Yönetim Kurulu Başkanı

Emin KORAMAZ