TMMOB, ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI'NA İŞYERİ SAĞLIK VE GÜVENLİK BİRİMLERİ HAKKINDA YÖNETMELİK ÜZERİNE GÖRÜŞ GÖNDERDİ

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimleri İle Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri Hakkında Yönetmelik üzerine 24 Eylül 2009 tarihinde görüş gönderildi.

 

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI‘NA
(İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü)

ANKARA

  

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kuruluş Kanunu‘nda ve Ana Yönetmeliği‘nde belirtildiği gibi; başta mühendislik mimarlık hizmeti gerektiren alanlarda olmak üzere insan yaşamını ilgilendiren tüm alanlarda yapılan ve yapılması gereken hukuki düzenlemelerle yakından ilgilenmekte ve bilimsel bilgiye ve deneyime dayalı olarak görüş ve önerilerini toplumla ve ilgililerle paylaşmayı mesleki ve toplumsal sorumlulukları arasında görmektedir.

Çalışma yaşamını ilgilendiren ve düzenleyen hukuki mevzuat, yaratacağı sonuçlar göz önünde bulundurularak bütünsellik içinde ele alınmak zorundadır. Çalışma koşulları, çalışanların yeterlilikleri, çalışanların bedensel bütünlüklerinin ve sağlıklarının korunması, işgücü kayıplarının en aza indirilmesi, çalışmada süreklilik üretim sürecinde yaratılan değerlerin maliyetini etkilediği gibi kalitesinin de yükselmesine neden olur. İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusu bu gerçekliklerle ele alınmalı ve şekillendirilmelidir.

TMMOB; genel olarak insanı, özel olarak çalışan insanı önemseyen, üretimi yaşamın sürdürülmesinin ve toplumsal refahın aracı olarak algılayan düzenlemelerde sorumluluklarının bilincindedir. Gerek yaşanan ve bilinenler ışığında gerekse olasılıklara ilişkin kestirimlerle çalışan kesime zarar vereceği ortaya konan sözde kural ve önlemlerin uygulanmasını engellemek için yasal girişim ve eylemleri de sürdürmeye kararlıdır.

15 Ağustos 2009 tarihli Resmi Gazete‘de yayımlanarak yürürlüğe giren İşyeri Sağlık Ve Güvenlik Birimleri İle Ortak Sağlık Ve Güvenlik Birimleri Hakkında Yönetmelik, sorun çözmek yerine, sorunları artırıcı niteliktedir. Ülkemizin en ciddi sorunlarından biri olan işçi sağlığı ve iş güvenliği olgusu, bahse konu Yönetmelikteki yol ve yöntemle çözüme kavuşturulacak bir sorun değildir. Kamu düzeni, güvenliği ve sağlığını ilgilendiren bu konunun kamusal hizmet anlayışı ile ele alınmadığı müddetçe çözümü olanaklı değildir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda "önce insan" anlayışının dışındaki her türlü düzenleme yanlıştır

TMMOB, 2 Eylül 2009 tarihinde basın açıklaması yaparak Yönetmelikle ilgili düşüncelerini toplumla paylaşmıştır. Yönetmeliğin hazırlanması aşamasında dile getirdiğimiz görüş ve önerilerimizin dikkate alınmaması anlaşılamamıştır.

4857 sayılı İş Kanununa dayanılarak 2004 yılında çıkarılan "İş Güvenliği ile Görevli Mühendis veya Teknik Elemanların Görev, Yetki ve Sorumlulukları ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik" ile ilgili yargı kararlarını yok sayarak bu yönetmeliğin düzenlenmesi ise bir başka hata olarak değerlendirilmektedir.

Konu ile yakından ilgilenenlerin ve iş hukuku alanında çalışma yapanların bildikleri 4857 sayılı Kanun‘ da yer alan "İş güvenliği ile görevli mühendis veya teknik elemanların nitelikleri, sayısı, görev, yetki ve sorumlulukları, eğitimleri, çalışma şartları, görevlerini nasıl yürütecekleri, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğinin görüşü alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir."  hükmünün işletilmemesi ya da yeterince önemsenmemesi doğru bulunmamaktadır.

İşin özelliğini, çalışma koşullarını, çalışanların bilgi ve becerilerini göz ardı eden düzenlemelerin beklenen faydayı yaratması olanaksızdır.  İş kazaları sayısının fazla, işgücü kayıplarının çok olduğu ülkemizde önlem, uyarı, denetim gibi faaliyetlerin önemsenmesi gerekir.

Mevzuat düzenlemeleri, uygulamada karşılaşılan sorunları ortadan kaldırıcı nitelikte olmalıdır. İş kazaları, iş gücü kayıpları, işgörmezlik ve can kayıpları ile ilgili kayıtlar, istatistiksel bilgiler karar vermede ve yapılan düzenlemelerde göz önünde bulundurulmak zorundadır.

Tüm çalışanların kaza risklerinin ortadan kaldırılması, sağlık ve güvenliklerinin korunması gerekirken yönetmeliğin sadece sanayiden sayılan iş yerlerinde uygulanmak üzere düzenlenmesi kabul edilemez bir durumdur. Yönetmelikte işyeri sağlık güvenlik biriminin sanayiden sayılan işyerlerinde kurulması hükmü bulunmaktadır. Ancak, otel, hastane, hipermarket, katı atık toplama, havaalanı yer hizmetleri gibi işyerlerinde ve faaliyetlerde sağlık ve güvenlik yönünden önemli riskler bulunmaktadır.

Yönetmeliğin, elli kişinin altında işçi çalıştırılan işyerlerinde uygulanmayacak olması da çok sayıda çalışanın sağlığı ve bedensel bütünlüğünün risk altında olması anlamına gelmektedir.  

SSK (SGK) 2007 yılı istatistiklerine göre ülkemizdeki durum,

 

İşyerindeki İşçi Sayısı

İşyeri Sayısı

Toplam İşçi

İş Kazası Sayısı

İş Kazası Sayısı %

50 den az

1.095.042

5.199.170

49.549

61

50 den fazla

21.217

3.306.220

31.053

39

şeklindedir. Tablo incelendiğinde 50‘nin üzerinde işçi çalıştırılan işyeri sayısı, SSK ya kayıtlı işyeri sayısının % 2‘si bile değildir. İş kazalarının % 60‘ından fazlası 50‘nin altında işçi çalıştıran işyerlerinde meydana gelmektedir.

İstatistikler ülkemizde takriben her 6,8 dakikada bir iş kazasının meydana geldiğini, her 10,8 saatte bir çalışan insanımızın (her gün en az 2 çalışan) hayatını kaybettiğini, her 5,5 saatte bir çalışan insanımızın sürekli iş göremez şekilde sakat kaldığını göstermektedir.

İş kazaları ve meslek hastalıklarının yoğun olarak yaşandığı ülkemizde iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesi, azaltılması için gerekliliklerden birisi de, doğru bir işyeri İSG örgütlenmesi, hekim, mühendis, hemşire, teknik eleman, psikolog vb. meslek gruplarının katkısının sağlanmasıdır.

Yönetmeliğin içerdiği hükümlere ilişkin görüş ve düşüncelerimiz, aslında yönetmelik taslak aşamasında iken Birliğimizce yazılı olarak iletilen metinlerde yer almakla birlikte, görüşlerimizden bir bölümünü yeniden hatırlatma gereği duyuyoruz.

1- TMMOB ve bağlı odalar, 50‘nin altında çalışanı bulunan iş yerlerine de iş güvenliği mühendisliği ve işyeri hekimliği hizmetlerinin gitmesini savunmuştur. Bu nedenle yönetmeliğin kapsam başlıklı 2. maddesi de TMMOB bakış açısına uygun değildir.

Yönetmelikte devamlı olarak en az 50 işçi çalıştırılan iş yerlerinde, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yerine getirmek üzere iş yeri sağlık ve güvenlik birimi kurulu oluşturulacağı hükme bağlanmıştır. Bununla mevsimlik çalışan işçiler yönetmelik kapsamı dışında bırakılmıştır.

2- Mühendisler ve mimarlar yetkilendirildikleri alanlarda; yapı, maden, kimya, tekstil, sanayi vb. sektörlerde hizmet vermekten ve yaptıkları işlerden sorumlu kişilerdir. İş güvenliği konusunda bir yeterlilik tanımlaması yapılacaksa " iş güvenliği mühendisi " kavramı dışında bir kavram yaratmaya gerek yoktur.

Tüm uyarılara rağmen zorlama olarak "iş güvenliği uzmanı" kavramı yaratılmıştır. Bu unvanın ÇSGB tarafından verilemeyeceğinin bilinmesine rağmen uzman kavramında ısrar etmek, yönetmeliğin bir kez daha yargıya götürülmesine neden olacaktır. 

İş güvenliğinin sağlanmasının bir ekip işi olduğunun kabul edilmesi, işyeri örgütlenmelerinde iş güvenliği mühendisi, iş güvenliği teknik elemanı vb. elemanlara görev verilmesi, daha bilimsel bir yaklaşım olacaktır.

3- Mühendisler yaptıkları işin bilime, teknolojiye ve hukuka uygunluğu konusunda meslek odaları vasıtası ile ve yargı yolu ile denetlenirler. Aldıkları akademik eğitimin kazandırdığı bilginin ve değerlerin korunması da odaları aracılığı ile yaşam boyu meslek içi eğitim ve meslekte gelişim çalışmaları ile sağlanmaktadır. Dolayısıyla, meslek odaları bu yapının vazgeçilmez örgütlü yapılarıdır.

Meslek Odaları kanunla kurulmuş kamu kurumu niteliğinde yapılardır. Ana yönetmelikleri serbest mühendislik müşavirlik hizmetleri yönetmeliği ve hizmet içi eğitim yönetmeliği ve diğer yönetmeliklerle mesleki gelişimin hizmet alanının hukuki temelini oluşturmuşlardır. Bu alanda çalışma yapmak varlık nedenlerindendir. Mühendisler için yeni eğitim ve belgelendirme kurumları yaratmaya çalışmak kaynak israfına neden olacaktır.

İş güvenliği alanında hizmet verecek mühendislerin meslek odalarına kayıtlı olması denetim, haksız rekabetin önlenmesi ve mesleki gelişim için vazgeçilemez bir zorunluluktur.

4- Yönetmeliğe göre; yıllarca işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmış meslektaşlarımız ile TMMOB‘ye bağlı odalar tarafından verilen eğitimler sonucu iş güvenliği mühendisi belgesi alan ve işyerlerinde iş güvenliği mühendisi olarak görev yapan meslektaşlarımızın bilgi birikimleri yok sayılmaktadır. Yönetmeliğe göre, A ve B Sınıfı Belge yalnızca ÇSGB‘de çalışanlara verilebilmektedir. ÇSGB‘de sadece üç yıl görev yapmış birisi belge almak için yeterli görülürken 15-20 yıl özel sektörde ya da kamu sektöründe görev yapmış birisinin bilgi birikimini yok saymak olanaklı değildir.

5- Yönetmelikte Eğiticilerin nitelikleri ile ilgili olarak pedagojik formasyon veya eğiticilerin eğitimi belgesinin yanı sıra, en az üç yıl (A)sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesi ile iş sağlığı ve güvenliği alanında görev yaptığını belgelemesi istenmektedir.

Daha sonra iptal edilmiş bir yönetmelik gereği alınmış, geçerli olmayan belge ile fiilen çalışılması mümkün olmadığından böyle bir koşulun dayatılmasını anlayabilmek mümkün değildir.

6-Yönetmelikte İş güvenliği uzmanlarının görevleri arasında, işyerinde, gece postaları da dahil olmak üzere çalışma ortamının gözetiminin yapılması hükmü de bulunmaktadır. Her ne kadar bir başka maddede, çalışma ortamının gözetimi ,‘‘ işyeri sağlık ve güvenlik birimi ile ortak sağlık ve güvenlik biriminin işyerinde sağlık ve güvenlik tehlikelerine karşı yürüteceği her türlü önleyici ve düzeltici faaliyeti kapsar.‘‘şeklinde tarif edilmişse de gözetimin bizzat işin sürekli başında bulunularak yapılan bir faaliyet olduğu değerlendirildiğinde, İş Güvenliği Uzmanlarının sürekli işin başında bulunacağı gibi bir sonuca ulaşılmaktadır. Uygulamada bunun doğru işleyişini sağlayacak bir açıklamaya gereksinim vardır.

7- İş sağlığı ve güvenliği uzmanlarının işyeri sahibi karşısındaki mesleki bağımsızlığı sağlanmamıştır. Ücretini doğrudan işyeri sahibinden alan bir uzmanın mesleki bağımsızlığını koruması konusunda sıkıntılar yaşanacaktır.

8- Yukarıda sayılanların dışında yönetmeliğe ilişkin onlarca eleştirimiz ve hukuki eksiklikler bulunmaktadır. Bunlara rağmen TMMOB yönetmelik gereği temsil edildiği komisyonlara en iyi şekilde katkı verecektir.

İş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapacak mühendislerin eğitimini önemsemekteyiz. Yönetmelikte eksikliklere rağmen, yönetmelik yürürlükte olduğu sürece yapılacak eğitim ve sınavların bilimsel, objektif ölçütlerde yapılabilmesi için tüm katkımızı sunacağız. Eğitim, sınav vb. konulardaki son şekli verilmiş görüşlerimizi sunacağımızı belirtmekle birlikte, bu yazıda da bazı başlıklara değinilecektir. Sunduğumuz ve sunacağımız öneriler yalnız iş güvenliği mühendisliği eğitimine yöneliktir. Diğer meslek gruplarını kapsamamaktadır.

Yönetmeliğin ayrıntılı olarak değerlendirilmeden hazırlandığına ilişkin verilerden birisi de eğitime katılanlar için düşmesi gereken asgari hava miktarıdır. Yönetmelikte bu on metre küp olarak belirtilmiştir. Oda yüksekliğinin 2,5 metre olduğu düşünüldüğünde odadaki malzeme vs‘leri hesaba katmadan bile 15 kişilik bir grup için 60 metre karelik bir alana ihtiyaç duyulmaktadır.

Eğitimin içeriğinden yalnızca konu başlıklarının alt alta sıralanmasını anlamamak gerekmektedir. Bu nedenle ders amaç, hedef, ilgili mevzuat, tarafların yükümlülükleri vb. başlıkların belirlendiği "ders planı" nın içeriğini önemsemekteyiz. Ders planında yalnızca konu başlıkları değil, ilgili mevzuat, ilgili standartlar, kaynakça vb. bilgiler yer almalıdır. TMMOB, bağı odalardan kendi meslek disiplinindeki konular için "ders planı" nın hazırlanmasını istemiştir. Odalardan bu konuda iletilecek öneriler, 12 Ekim 2009 tarihli toplantımızda değerlendirilecek ve son şekli verilmeye çalışılacaktır. Bu nedenle bir sonraki komisyon toplantısının 20 Ekim 2009 tarihinde yapılmasını öneriyoruz.

İş güvenliği uzmanı eğitiminin önemli bir bölümünün uzaktan eğitim yöntemi ile yerine getirileceğini görüyoruz. Yönteme ilişkin eleştiriler bir yana, ülkenin birçok yerinin teknik altyapısı böyle bir eğitimin yapılmasına imkân vermemektedir. Mühendislik eğitimi, eğitimi veren kişi ve eğitimi alanların yüz yüze, karşılıklı etkileşim içinde olduğu, öğrenme anında soru-cevap mekanizmasının çalıştığı ve diğer öğrencilerin de katkılarının alındığı, bilginin paylaşılıp birlikte sorgulamanın yapıldığı derslik ve laboratuarlarda gerçekleştirilmelidir. Bu eğitim süreci teknolojinin getirdiği yeni olanaklarla zenginleştirilebilinir. Ancak eğitim müfredatının yalnızca 1/3 ünün yüz yüze verildiği bir eğitim modeli, mühendislik eğitimi için gerekli olan klasik eğitim modeline uymamaktadır.

Ölçme değerlendirme de en az eğitim kadar önem taşımaktadır. Soruların hazırlanması,  soru bankası, sınav komisyonu, gözetmen, sınavların yapılması, sınav ücretleri, soru kâğıtlarının değerlendirilmesi, pratik eğitimin başarıya etkisi, sınav sonuçlarına itiraz, sınav evraklarının saklanması vb. konular eğitimler başlamadan mutlaka düzenlenmelidir.

Yönetmeliğin bütününe yönelik uyarılarımızın yeniden değerlendirilerek düzenleneceğini umuyor, eğitim ve belgelendirme sürecinin önerilerimiz doğrultusunda gelişip sürdürülmesinde yarar görüyoruz.

Bilgi ve gereğini arz ederiz.

Saygılarımızla.

N. Hakan GENÇ
Genel Sekreter