TMMOB Danışma Kurulu Toplandı

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.

TMMOB 42. Dönem I. Danışma Kurulu toplantısı 6 Ekim 2012 Cumartesi günü Milli Kütüphane Toplantı Salonu'nda yapıldı.

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı‘nın TMMOB‘nin 4 aylık çalışmalarını ve gündeme ilişkin değerlendirmelerini aktardığı açış konuşması sonrası toplantıya söz alan Danışma Kurulu üyeleriyle devam edildi. Toplantıda sırasıyla; Kaya Güvenç (TMMOB), Mehmet Torun (MADENMO Başkanı), Ali Ekber Çakar (MMO Başkanı), Şevket Demirbaş (JFMO Başkanı), Taner Yüzgeç (İMO Başkanı), Ertuğrul Candaş (HKMO Başkanı), Erhan Karaçay (EMO YK Üyesi), Petek Ataman (GIDAMO Başkanı), Mehmet Besleme (KMO Başkanı), Mesut Çelik (MMO Diyarbakır Şb. Başkanı), Selim Harbiye (İMO Hatay Şb. Başkanı), Hüseyin Atıcı (MMO Adana Şb. Başkanı), Gölay Şakiroğulları (BMO Başkanı), Beyza Metin (EMO İstanbul Şb. Bşk), Özgül Güney (EMO Kocaeli Şb. YK Üyesi), Ali Hasan Bakır (HKMO İstanbul Şb. Saymanı), Abdullah Bakır (İMO Adana Şb. Başkanı), Nazmi Kaçar (Balıkesir İKK Sekreteri), Ezgi Özkan Altaylı (FMO İstanbul Şb. II. Başkanı), Metin Bıçakçı (Rize İKK Sekreteri), Ferdan Çiftçi (İzmir İKK Sekreteri), Zeki Arslan (MMO İstanbul Şb. Başkanı), Melih Yalçın (MMO İzmir Şb. Sekreter Üye) konuştu.

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı‘nın gündeme ilişkin değerlendirmelerini aktardığı açış konuşması şöyle:

Sevgili Arkadaşlar

AKP‘nin ideolojik saldırısı olarak nitelediğimiz 4+4+4 kesintili, zorunlu eğitim sistemi, yıllardır çözülemeyen ve aslında çözümlenmek istenmeyen, onlarca canımızın yaşamına mal olan ülkemizin temel sorunlarının biri olan Kürt sorunun geldiği durum, yaşamımızı felç etmeye yönelik AKP‘nin mantık ve vicdan dışı zamları, öğrenciler üzerinde yürüyen yoğun baskılar, örgütümüze yönelik baskılar, AKP‘nin rantsal dönüşüm projelerinin geldiği durum... Söz alacak arkadaşlarım mutlaka bu konularla ilgili görüşlerini bizimle paylaşacak. Ben özellikle bir konu üzerine vurgu yapmak istiyorum.

Öncelikle Şanlıurfa ilimizin Suriye sınırındaki Akçakale ilçesinde evine düşen top mermisi sonucu hayatını kaybeden insanlarımızın ailelerine ve yakınlarına başsağlığı dileklerimi iletiyor, acılarını yürekten paylaştığımı belirtmek istiyorum. Bu ölümlerin sebebi AKP‘nin emperyalizmin aktif taşeronu olarak dizginsizce yürüttüğü Suriye politikasından başka bir şey değildir.

Sevgili Arkadaşlar,

Geçtiğimiz dönem boyunca, ülkemizin AKP eliyle Ortadoğu‘daki adı konmamış bölüşüm savaşının içine sürüklendiğini ve bu emperyalist projeye karşı tereddüt etmeden karşı durmak gerektiğinin altını ısrarla çizmiştik. TMMOB, bu sürecin daha en başında "diktatörden mi demokrasiden mi yanasın" yanılsamasına daha açık deyimiyle safsatasına düşmeden, Ortadoğu ve Kuzey Afrika‘ya bahar adı altında kara kışın yaşatılacağını ifade etmişti. Halkın baskı ve sömürüye karşı biriken enerjisinin emperyalizmin kontrolü altında boşaltıldığını ve bu tepkinin bölgenin yeniden bölüşülmesi ve yapılandırılmasının bir aracı haline getirilmeye çalışıldığını da cesurca ifade etmiştik.

Mısır ve Tunus‘ta yaşanan dönüşümlerin ardından Libya‘nın işgali ile süren gelişmeler Suriye‘deki rejimin değiştirilmesi ve ardından İran‘a uzanan, bölgenin yeniden dizaynına dayanan bir yol üzerinde seyretmektedir.

Bu süreç içerisinde ülkemize biçilen aktif taşeronluk rolü ise AKP-Cemaat koalisyonu eliyle dayandıkları kitle tabanını manipüle eden "Bölgesel güç ve Yeni Osmanlıcılık" söylemleri ile ustaca sürdürülmektedir. Bu durum bir dış politika olarak bizzat AKP kurmayları tarafından "Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde soğuk savaş dönemi unsurlarının tasfiyesinde Türkiye‘nin yumuşak güç unsurlarını kullanarak insiyatif alması" olarak tarif edilmekteydi.

Ancak bugün bu tanımdaki naif söylem yerini, Suriye‘de Esad rejiminin bir türlü devrilememesi sonrası ortadan kalkarak yerini "açık işgal ve müdahale" söylemlerine, yani özüne bırakmış durumdadır.

Bir süredir Suriye‘ye bir müdahale kapısı olarak "tampon bölge ve insani yardım hattı" oluşturmayı ısrarla gündeme getiren AKP‘nin bu "sabırsızlığı" ve "yoğun çabaları" insanlarımızın ölümüne yol açan sonuçlar üretmeye başladı. Akçakale‘de yaşananlar sözün bittiği yeri ifade etmektedir. Halkımız, AKP‘nin ısrarla sürdürdüğü savaş politikalarının sonuçlarını ölüm, yoksulluk, göç ve acı ile ödemeye başlamıştır. Akçakale‘de yaşanan acı olay, Suriye‘de süren iç savaşın ve AKP‘nin bu süreçte oynadığı rolün nasıl sonuçlar üreteceğinin küçük bir göstergesidir. Emperyalizmin yönettiği ve AKP‘nin oynadığı bu oyuna acilen müdahale edilmez ise bölgesel bir savaşın içerisine sokulmamız an meselesidir.

Suriye ile fiili bir savaş, hali hazırda sürmektedir. Hatay ilimiz gizli servis ajanlarının cirit attığı, kamplarda silahlı militanların barındığı, belki eğitim gördüğü, bizim gözümüzde savaş planlarının yapıldığı bir lojistik üs haline getirilmiştir. Adana-Hatay bölgemiz savaşı sürdüren militanların barındığı açık-gizli kampların yuvası haline gelmiştir.

Suriye‘deki grupların silahlandırıldığı ve para yardımı yapıldığı gerçeğinin kamuoyundan gizlenmesine gerek dahi duyulmamaktadır. AKP, Suriye‘deki iç savaşı sürdüren grupların en önemli bileşeni olmuştur. Savaşın tarafları ortadaki şiddetten payına düşeni almaktadır. Ancak, AKP‘nin ortağı olduğu iç savaşın bedelini Akçakale‘de evine havan mermisi düşen aile ödemiştir.

Coğrafyamızda yaşayan halklar savaşın ne anlama geldiğini ve sonuçlarını çok iyi bilmektedir. Savaş ve işgal politikalarına karşı durmanın gereklerini; sonuçlardan yola çıkarak uzun uzun anlatmaya gerek yoktur. Akçakale‘de yaşanan acı bu anlamda bir kapı niteliğindedir. Bu kapı aralandığında, özellikle emekçileri ve yoksul halkı nelerin beklediğini hepimiz çok iyi görmekteyiz.

AKP‘nin emperyalizm ile arasındaki derin bağ ve üzerine aldığı bölgesel rol Akçakale‘ye ölüm olarak dönmüşken, tüm yaşananlar yetmezmiş gibi Meclis‘in gündemine Suriye‘ye müdahalenin kapısını aralayan tezkere getirilmiştir. Tezkere üzerinde varılan mutabakat alışık olduğumuz bir tabloyu yansıtmaktadır. Emperyalizmin yönelimleri çerçevesinde gelişen derin ilişkiler ve ittifaklar oylamada da kendisini göstermiştir. Halkını ölüme götürmekte tereddüt etmeyen zihniyetlerin ve muhataplarının tarih önünde hesap vereceğini biz iyi biliyoruz.

Sevgili Arkadaşlar,

Ülkemizde antiemperyalist mücadelenin ayakları yere sağlam basan güçlü bir yapısı vardır. TMMOB de bu geleneğin günümüze kadar taşınmasında ciddi sorumluluklar üstlenmiştir ve bu sorumlulukları taşıyan kadroların elinde TMMOB geleneği de şekil almıştır. TMMOB kadroları emperyalizme ve onun savaş, işgal ve sömürü politikalarına şimdiye kadar tereddüt etmeden karşı çıkmış, bağımsızlığı savunmuş ve bunun için mücadele etmiştir. Bugünümüze ve geleceğimize saplanan emperyalizm hançerini söküp atmak ve bağımsız bir Türkiye kurmak için, savaşa, sömürüye ve işgale karşı mücadele görevi şimdi daha anlamlıdır.

Emperyalizm ile her türlü bağımlılık ilişkilerinin sonlandırılması ülkemiz için olduğu kadar Ortadoğu için de kritik bir öneme sahiptir. Şimdi, emperyalizme karşı bağımsızlığı, savaşa karşı barışı savunmanın sözlerini daha yüksek sesle ifade etme zamanıdır. Şimdi çok daha gür bir sesle "Suriye‘ye emperyalist müdahaleye hayır" demenin ve bunu olabildiğince büyütmenin zamanıdır.

Danışma Kurulu toplantımızın, Suriye‘ye emperyalist müdahale sürecinin değişik biçimler altında derinleştiği ve hız kazanmaya başladığı, savaş borularının çalındığı günümüzde, ülkemizin ve bölgenin ihtiyacını duyduğu barışın ve bağımsızlığın kürsüsü olacağına; bu kürsüden "İçeride, dışarıda savaşa hayır; yaşasın halkların kardeşliği; barış hemen şimdi" sözlerinin yükseleceğine dair duyduğum inançla hepimize kolaylıklar diliyorum.