TMMOB YÖNETİM KURULU İLE ODA BAŞKANLARI, ODA SEKRETER/YAZMAN ÜYELERİ VE SAYMANLARI ORTAK TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRİLDİ
TMMOB Yönetim Kurulu ile Oda Yönetim Kurulu Başkanı, Sekreter (Yazman Üye), Sayman üyeleri ortak toplantısı TMMOB Genel Kurulu ve genel durum değerlendirmesi gündemli olarak 4 Mayıs 2024 Cumartesi günü Teoman Öztürk Sosyal Tesisinde gerçekleştirildi.
Toplantıya TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, TMMOB Yönetim Kurulu II. Başkanı Selçuk Uluata, TMMOB Sayman Üyesi Ekrem Poyraz, Yürütme Kurulu Üyeleri, Hülya Küçükaras, Hüsnü Meydan, Yusuf Songül, Hanze Gürkaş, Özden Güngör, Feramuz Aşkın, Yönetim Kurulu Üyeleri, Cevahir Efe Akçelik, Ayşegül İbici Oruçkaptan, Esen Leyla İmren, Mustafa Zorlu, Turgay Erkan, Şevket Demirbaş, Ö.Ersin Gırbalar, Utkan Güneş, A.Deniz Özdemir, Rüştü Öztürk, Ceren İlter Soy, TMMOB Genel Sekreteri Dersim Gül, Genel Sekreter Yardımcısı Gülsüm Sönmez, Teknik Görevliler Bülent Akça, Eren Şahiner, ezgin Çalışkan, Hukuk Danışmanları Ekin Öztürk, Ferhat Çelepkolu, Oda Başkanları, Yazman (Sekreter Üye) Üyeleri ve Saymanları; Cem Nuri Aldaş (Bilgisayar MO YK Başkanı), İbrahim İzlem Gözükeleş (Bilgisayar MO Yazman Üyesi), Ahmet Kırmızı (Çevre MO YK Başkanı), Mustafa Boyraz (Çevre MO YK II. Başkanı), Tuğba Uçankuş (Çevre MO Genel Sekreteri), Çağıl Kaderoğlu (Fizik MO II. Başkanı), A.Yaşar Canca (Gemi Makinaları İşl.MO YK Başkanı), Salih Bilal(Gemi Makinaları İşl.MO YK II.Başkanı),Cavit Memişoğlu (Gemi Makinaları İşl.MO YK Üyesi), Bülent Hüseyinoğlu (Gemi MO YK Başkanı), Yaşar Üzümcü (Gıda MO YK Başkanı), Süleyman Değerli (Gıda MO Yazman Üyesi), Tufan Gündüzalp (Gıda MO Sayman Üyesi), Murat Türüdü (Harita ve Kadastro MO Genel Sekreteri), Gizem Gürlek Cangül (Harita ve Kadastro MO Genel Saymanı), Nusret Suna (İnşaat MO YK Başkanı), Bülent Tatlı (İnşaat MO Sekreter Üyesi), Özer Akkuş (İnşaat MO Sayman Üyesi), Serdar Kart (Jeofizik MO YK Başkanı), Cem Demirel (Jeofizik MO Yazman Üyesi), Zeki Emin Demir (Jeofizik MO Sayman Üyesi),D. Malik Bakır (Jeoloji MO Yazman Üyesi), Düzgün Esina (Jeoloji MO Sayman Üyesi), İbrahim Akyürek (Kimya MO YK Başkanı), Ş.Işın Çavdar (Kimya MO Sekreter Üyesi), Ayhan Yüksel (Maden MO YK Başkanı), Veyis Sır (Maden MO Yazman Üyesi), Mehmet Zaman (Maden MO Sayman Üyesi), Yunus Yener (Makina MO YK Başkanı), Elif Öztürk (Makina MO Sekreter Üyesi), Bedri Tekin (Makina MO Sayman Üyesi), Ferhat Yaşar (Metalurji ve Malzeme MO Yazman Üyesi), İsmail Küçük (Meteoroloji MO Genel Sekreteri), Yücel Kaya (Meteoroloji MO Sayman Üyesi), Emre Doğan (Petrol MO Başkan Vekili), Oğuz Cihaner (Petrol MO Genel Sekreteri), Nihan Yegin Yarayan (Peyzaj MO Genel Sekreteri), Sercan Yılmaz (Peyzaj MO Sayman Üyesi), Zafer Mutluer (Şehir Pl.O Genel Sekreteri), Ayhan Erdoğan (Şehir Pl.O Sayman Üyesi),Baki remzi Suiçmez (Ziraat MO YK Başkanı), Özgür Cemile Göktaş Küçük (Ziraat MO Yazman Üyesi), Yener Ataseven (Ziraat MO Sayman Üyesi), katıldı.
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz'ın toplantının açılışında gerçekleştirdiği konuşma şu şekilde:
"2 yıldır oldukça yoğun geçen bir mücadele ve çalışma sürecinin ardından, 47. çalışma dönemimizi de tamamlamak üzereyiz.
Bildiğiniz gibi Türkiye her geçen yıl daha da zor koşulları getiriyor önümüze.
Ülke tarihimizin belki de en zorlu sayabileceğimiz bu iki yıl boyunca oda faaliyetlerinin başarılı ve uyumlu biçimde yürütülmesini sağlayan odalarımızın yönetim kuruluna, denetleme ve onur kurulu üyelerine, Şube ve temsilciliklerimizin yöneticilerine, oda faaliyetlerine katkı veren tüm üye ve çalışanlarımıza bir kez daha teşekkür ediyorum.
Yeni dönem için seçilmiş olan yönetim kurulu üyelerimizi ,oda başkanlarımızı ve yöneticilerimizi, kurullarda görev alan tüm meslektaşlarımızı tebrik ediyorum.
Bugüne kadar siyasi iktidarın hem meslek örgütümüz TMMOB’a hem mesleğimize yönelik her türlü zor ve baskı politikasına rağmen sizlerin fedakarlıkları ve direnci sayesinde mesleki ve toplumsal sorumluluklarımızı aksatmadan yürüttük.
Önümüzdeki dönemde de oda faaliyetlerimizin aynı üretkenlik ve çabayla devam edeceğinden hiç şüphem yok.
Değerli Arkadaşlar,
Az evvel de söyledim. Türkiye her yeni dönemde karşımıza daha zor koşullar, aşılması daha güç yollar getiriyor.
Hatırlayın, son yıllardaki toplantımızda, buluşmalarımızda, konferanslarımızda “Bundan daha kötüsü olamaz” diye söze başladığımız her olayın daha kötüsü, kısa bir süre sonra başımıza geliyor.
Özellikle 22 yıllık AKP iktidarı bir felaketler iktidarı olarak bu halka bu ülkeye yaşatmadığını bırakmadı.
100 yıl önce bin bir umutla kurulmuş Cumhuriyet, en çok da bu gerici iktidar döneminde can çekişir hale geldi. Bir asırlık tarihinin belki de en karanlık, en gerici dönemi bu.
Açlık, yoksulluk, katliam, zam, zulüm, savaş, iş cinayetleri, faciaya dönüşen afetler… Saymakla bitmeyen bir zulüm dönemindeyiz neredeyse.
Cumhuriyet kurumlarının ve birikimlerinin tek tek tasfiye edildiği, cumhuriyetin kurucu değerlerinin tamamen ters yüz edildiği, emperyalizme her alanda bağımlı, halk egemenliği yerine tek adam rejiminin , laikliğin yerine gericiliğin, sosyal devlet anlayışı yerine tarikat-cemaat ilişkilerinin ve parti devleti anlayışının egemen olduğu bir ülke haline getirildik.
Uyguladıkları politikalar ülkeyi her alanda krize sürüklemiş durumda.
Ekonomiden siyasete, hukuk sisteminden eğitime, tarımdan sanayiye, kamu yönetiminden dış politikaya kadar her alanda derin krizler yaşıyoruz.
Herkes gibi kendileri de biliyor ki, bugün tüm ülke tarihinin en büyük ekonomik krizlerinden birisi yaşanıyorsa, bunun nedeni yıllardır uyguladıkları neoliberal politikalardır.
Uygulanan özelleştirme politikalarıdır. Üretim ve sanayileşme politikalarından uzaklaşarak ranta dayalı sektörlere yatırım yapılmasıdır.
Bütçede bu denli gedik olunca, merkez bankasında bir kuruş para kalmayınca, dış ticaret açığı artınca ekonominin tüm yükü, emeğiyle geçinenlerin sırtına yüklenmiş durumda.
Bakın şöyle bir etrafınıza, siyasi iktidar etrafında kümelenmiş bir avucun zenginliğini göreceksiniz. Bir grup sermayedar borçları silinerek, vergi afları getirilerek daha da zenginleşirken, emeği geçinenlerin boğazından geçen tek lokmaya bile göz koyuluyor.
Değerli Arkadaşlar,
Bizler elbette siyasi iktidarın bu halkın kaderini kendi kötü kaderine ortak etmesine izin vermeyeceğiz.
Mücadele tarihimiz, meslek birikimlerimiz, en başta kendi kaderimizi toplumun kaderin ayrı düşünmemeyi öğretti bizlere.
Bugüne kadar nasıl bıkmadan inatla sözümüzü söylediysek, bundan sonra da bilim teknik ve emeğin ışığında halk için ülkemizin geleceği için çalışmaya devam edeceğiz.
Bizim ülkemizden de bu topraklardan da umudumuzu kesmek gibi bir lüksümüz yok. Biliyoruz ki yetiştiğimiz bu topraklarda yaşayacağımız bir hayat var.
Bakın bu umudun en çarpıcı örneği geride bıraktığımız yerel seçimler oldu.
Yerel seçim sonuçlarıyla bir kez daha gördük ki örgütlü bir mücadelenin, iradenin ve kararlılığın galibiyeti mutlaktır.
22 yıllık AKP iktidarı boyunca; Gezi’de yükselen ortak iradenin ardından, belki de ilk kez ve somut olarak AKP rejimi ciddi anlamda geriletilmiştir.
Mayıs seçimlerinin ardından ısrarla vurgulamıştık; seçimleri kazandılar ama bu ülkenin yarısının da rızasını alamadılar. Yönetemeyecekler.
Hayat pahalılığına, işsizliğe, yokluğa ve yoksulluğa toplumun tüm kesimleri isyan ederken,
Aldıkları zam her geçen gün artan enflasyon karşısında kuru ekmeğe yeter hale gelen memurlar, işçiler ortadayken,
Adeta yaşarken ölü hale getirilen, yaşamdan her anlamıyla dışlanan emekliler mücadele ederken,
Doğup büyüdüğü topraklarda kök salamayıp yurt dışında yaşamak zorunda olan gençler ülkeyi terk ederken,
Bu gerici, bu kötülük iktidarının ülkeyi yönetmesi artık mümkün değildir. İşte bu yüzden yerel seçim sonuçları bizler için oldukça önemlidir. Bu sonuçlar AKP rejiminde açılmış büyük bir gediktir.
Değerli Arkadaşlar,
Evet, bir kırılma anındayız. Bu tarihsel dönemde belki de geçmişten çok daha fazla biz mühendis, mimar ve şehir plancılarının bilgisine, emeğine, özverisine ihtiyaç var.
Biz mühendis, mimar ve plancılar, tarımsal ve sanayi üretiminin itici gücüyüz. Ülke imarında, enerji üretim ve dağıtımının tüm aşamalarında, iletişim sektöründe, madenlerimizin bulunup işletilmesinde ciddi görevler üstleniyoruz.
Ülke sanayisinin, tarımının, doğal çevrenin, ormanlarımızın, tarihi ve kültürel varlıklarımızın korunması, geliştirilmesi ve gelecek kuşaklara taşınması asli sorumluluğumuz.
Bu boyutuyla bakıldığında, bilimi, tekniği, mühendisliği, mimarlığı, plancılığı, üretimi yatırımı, insanı doğayı dışlayan, dışa bağımlı piyasacı politika ve uygulamaların yıkıcı sonuçları yalnızca biz mühendis, mimar ve şehir plancılarının yaşam koşullarını kötüleştirmekle sınırlı kalmıyor.
Kamuya ait varlıklarımızın haraç mezat satılmasının, ülkemizin teknik alt yapısının bitirilmesinin bedeli tüm topluma işsizlik, pahalılık yoksulluk ve yoksunluk olarak geri dönüyor.
47. çalışma dönemimiz bu bilinç sorumlulukla, bir yandan toplumsal mücadelelerin aktif bir bileşeni olurken, mesleki bilgi ve birikimlerimizin ülke ve halk yararına seferber edilebilmesi için çabamızı da sürdürdük.
Meslek alanlarımızdaki neoliberal yağma, talan ve tahribata karşı kamucu, toplumcu politikaların takipçisi olduk.
Orman yangınlarından, sel felaketlerine, çevre katliam ve talanlarına kadar nerede bir efkar varsa tüm örgütlü gücümüzle oradaydık.
6 Şubat depreminde yurttaşlarımızın yaralarını sarmak, dayanışmak için bölgeye ilk gidenler bizler olduk.
Ülkemizi kasıp kavuran kriz koşullarında meslektaşlarımızın ekonomik, demokratik ve mesleki çıkarlarının geliştirilmesi için mücadele ettik.
Mesleğimizin toplumsal kalkınma için yaşamsal önemini vurgulamak için, Cumhuriyetin 100. yılında ne hale getirildiğimizi , nasıl ve neden gözden çıkarıldığımızı, hangi sorunları yaşadığımızı ortaya koymak ve bu sorunlarımızın çözümü için geçtiğimiz Eylül ayında “Boşuna mı Okuduk” ana başlığıyla bir kampanya başlattık.
Kampanya kapsamında birçok etkinlik düzenledik. Kitlesel eylemlilikler gerçekleştirdik.
Yürüttüğümüz kampanyalarla hem meslektaşlarımızın taleplerinin sözcüsü olmaya çalıştık hem de içinde doğum büyüyüp yetiştiğimiz bu topraklara karşı sorumluluk almadan hiç çekinmedik.
Yine bu dönemde açtığımız pek çok dava ve verdimiz hukuki mücadele ile şehirlerimizin, kıyılarımızın, madenlerimizin, tarihi eserlerimizin, kültürel mirasımızın yağmalanmasına karşı önemli davalar kazandık.
Üyelerimizin haklarını koruma ve teknik yönetmeliklerin mesleki ilkelere uygunluğu noktasında da önemli kazanımlar elde ettik.
Bizlerle çalışma arkadaşlığı yapan bilim insanlarıyla sempozyumlar düzenledik; Kamucu politikaları, emeklilerin sorunu, kadınların mücadelesini ısrarla dile getirdik. Bunların her birini çalışma raporlarımızda yayınladık.
Şimdi önümüzde duran Genel Kurulumuza bu bilinç ve sorumlulukla gidiyoruz.
Değerli Arkadaşlar,
Geçtiğimiz dönemlerden farklı olarak bu Genel Kurlumuz 2 gün gerçekleşecek şekilde planladık. Ne yazık ki ülkemizi ve tüm emekçileri sarsan ekonomik krizden payını meslek örgütümüz TMMOB’de fazlasıyla oluyor…
Genel kurul sürecimiz hepinizin bildiği gibi oldukça yoğun, tartışmalı bir süreç oluyor. Bu anlamda üzerimizdeki yükü hafifletmek ve kısıtlı olan vaktimizi daha verimli değerlendirmek için oda genel kurul karar önerisi, yönetmelik değişiklik önerisi ve tavsiyeler üzerine şimdiden ön çalışma hazırlık yapılması sürecin sağlıklı yürütülmesi bakımından önemli olacaktır.
Çalışma dönemimiz boyunca mesleki ve özel hayatlarından feragat ederek TMMOB örgütlülüğünü büyütmek için gecesini gündüzüne katan TMMOB ve Oda organlarında görev yapan arkadaşlarıma;
Şube yönetim kurullarında ve temsilciliklerde görev alan arkadaşlarıma;
İllerde TMMOB örgütlülüğünü büyüten İKK sekreterlerimize;
Çalışma gruplarında, kongre, sempozyum ve kurultaylarımızın düzenleme ve yürütme kurullarında görev alan üyelerimize;
TMMOB çalışmalarında bize destek olan bilim insanlarına ve uzmanlara;
Ve elbette emeklerini emeğimize katan Birlik ve oda çalışanı arkadaşlarıma büyük bir inanç ve özveri ile örgütümüze verdikleri katkılardan dolayı Yönetim Kurulumuz adına tekrar tekrar teşekkür ediyorum.
İnanıyorum ki 48. Dönemimizde de çalışmalarımızı aynı özveri ve inançla sürdüreceğiz.
Halk için çalışmaya, emekçi sınıflarla yan yana olmaya devam edeceğiz.
YAŞASIN TMMOB ÖRGÜTLÜLÜĞÜ, YAŞASIN MÜCADELEMİZ"