"V. MAKİNA TASARIM VE İMALAT TEKNOLOJİLERİ KONGRESİ" KONYA'DA GERÇEKLEŞTİRİLDİ

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.

TMMOB Makina Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen Makina Tasarım ve İmalat Teknolojileri Kongrelerinin beşincisi, 17-18 Ekim 2009 tarihlerinde, Konya Rixos Hotel Konferans Salonu'nda yapıldı. İki gün süren kongrenin açılış konuşmaları MMO Konya Şube Başkanı İsmail ÖZKARAKAYA ve Oda Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ tarafından yapıldı.

Oda Yönetim Kurulu Başkanı Emin KORAMAZ Odanın bu dönemki kongre, kurultay, sempozyum çalışmaları hakkında bilgi verdikten sonra şöyle devam etti:

"Odamız uzmanlık alanlarımızla ilgili tüm dallarda olduğu gibi, makina tasarımı ve imalat teknolojilerine yönelik on yıldır kongreler düzenlemekte; sonuç bildirileri, sunulan bildirileri ile bant çözümlerini kitaplaştırarak kamuoyu ve ilgili mercilere sunmakta; konu ile ilgili bir dizi kitap ve rapor yayımlamaktadır.

Bunların arasında Makina İmalat Sanayii Sektör Araştırması, KOBİ‘ler, OSS‘ler, KSS‘ler, Endüstri Bölgeleri ve Teknoparklar üzerine Oda Raporları da bulunmaktadır.

1980 sonrasında sanayi krize açık hale getirildi

Değerli Katılımcılar, 
Dünya çapındaki krizin ülkemize yansımaları ile Türkiye ekonomisinin yapısal sorunlarının iç içe geçmiş bulunduğunu, makina imalat sanayimizin sorunlarına da uzanan bir şekilde,  öncelikle belirtmek isterim.

Kriz koşulları ile birlikte ele alındığında ülkemiz sanayisi, gerçekte tarihsel bir yapılanma ve dönüm noktasının eşiğindedir. Zira sanayimiz on yıllardır çeşitli evrelerden geçerek, iktidarlara, dünya ve ülke konjonktürüne, IMF, Dünya Bankası, Gümrük Birliği, Avrupa Birliği, Dünya Ticaret Örgütü tarafından belirlenen politikalara bağlı olarak önemli dalgalanma ve krizlerin içinden geçmiştir. 
Özellikle 24 Ocak 1980 kararları ile başlayan süreçte sübvansiyonlar büyük ölçüde kaldırılmış, KİT yatırımları durdurulmuş, büyük ölçekli sanayi kuruluşları özelleştirilmiş, sabit sermaye yatırımlarında gerileme yaşanmış, Gümrük Birliği hedefleri doğrultusunda tüm sektörlerde korumacılık asgariye indirilmiş, Türkiye sanayisi eşitsiz koşullarda küresel rekabete açılmıştır. 
Bu süreçte öz kaynaklardan çok ithal kaynaklar girdi olarak kullanılmış, küresel güçlerin dayattığı iş bölümü ile fason üretim ve taşeronlaşma egemen kılınmış, kaynak tahsisinin iç ve dış piyasalar yoluyla sağlandığı bir sanayi modeline geçilmiştir.

Ülke ekonomisi cari açığını dış borçla kapatan, sıcak para akışına mahkum, yüksek cari açık, yüksek dış borç ve süreklileşmiş işsizliğe dayalı kırılgan ve sürekli kriz tehdidi altında bir yapıya büründürülmüştür.

Makina imalat sanayii ithal girdi oranı çok yüksek
Ülkemizin bilim, teknoloji ve sanayi politikalarındaki bu çarpıklık ve yönelim doğal olarak makina imalat sanayimize de bire bir yansımış sektör dışa bağımlı bir hüviyete büründürülmüştür. Yerli üretimde % 61 oranında ithal girdi kullanılmaktadır. Bu nedenle kriz öncesi son on yılda ihracat rakamları büyümesine karşın ihracatın artışı, ithalatı da artırmıştır.

Sektör ihracatında yüksek katma değerli ürünlerin oranı çok düşük
Bildiğiniz gibi bu sektörün diğer sektörlerden farkı her aşamada projelendirme, mühendislik ve AR-GE tasarımlarını gerektirmesidir. Ancak ülkemizde yukarıda belirttiğim nedenlerle bu alanlarda yeterli kamu desteklerinin verilmemesi nedeniyle ihracatımız büyük ölçüde katma değeri düşük konvansiyonel genel makinalar ve aksamlarla sınırlı kalmıştır. Yüksek katma değerli ürünler makina ihracatı içinde % 11‘i aşmamaktadır. Bazı makinalarda ise fason çalışma sürdürülmektedir.

Özel amaçlı katma değeri yüksek makinalara yöneliş 2007-2008‘de % 16 oranında artmış ise de iç pazar talebinin % 52‘si ithal makinalar ile karşılanmaktadır.

Kriz makro göstergelerle birlikte makina imalat sanayi üretim, ihracat ve istihdamını da geriletti

Değerli Katılımcılar,
Ülkemiz ekonomisindeki bu yapısal sorunlar, dünya ölçeğindeki krizden en olumsuz etkilenen ülkelerin başında gelmemize neden olmaktadır. Krizle birlikte birçok işyeri kapanmış, sadece bir yıl içerisinde bir buçuk milyon kişi işsiz kalmıştır.

Makro ekonomik göstergeler, tüketim, yatırım, ihracat, ithalat, GSYİH ve net dış kaynak alanlarında bariz gerilemeler yaşandığını göstermektedir.

2009 üçüncü çeyrek sonuçları tahminine göre ekonomide % 9 oranında bir küçülme; yıllık küçülmeninse % 6,5‘u bulacağı öngörülmektedir.

Makina imalat sanayi toplam üretim hacmi de Ağustos 2008 ile Ağustos 2009 arasında % 35,1 düzeyinde azalmıştır. Sektörün ihracatında ise 2009 yılının ilk 7 ayında % 29,7 civarında bir düşüş yaşanmıştır.

Makina İmalatçıları Birliği anketine göre, MİB üyelerinin % 54,5‘i eleman çıkarmış, % 93,1‘inin siparişlerinde azalma yaşanmış ve çoğu küçük ölçekli olan birçok firma kapanmış ya da faaliyetini durdurmuştur.

Sektöre ciddi bir teşvik verilmedi
Krizin başlamasından altı ay sonra yapılan yasal düzenlemeler yalnızca otomotiv ve madeni eşyada stokları eriterek günü kurtarmış, yetersiz teşvik uygulamalarına ilişkin Tebliğ ise çok geç yayımlanmıştır. Tebliğ makina imalat sektörüne özel bir yarar sağlamamış; üretici sanayiciye değil ithalatçı stoklarının erimesine yardımcı olmuştur. Zira mevzuat, 50 milyon TL yatırım yapılması durumunda büyük ölçekli yatırım desteklerinden yararlanılmasına olanak tanımaktadır. Oysa sektördeki hakim yapı KOBİ ölçeğidir.

Bu firmalar günlük üretim, pazarlama ve finansman sorunları ile boğuşmaktadır. Yatırım ve işletme sermayesi için ucuz krediye ihtiyaçları vardır. Tüketimin daraldığı bir ortama "küçülmek" ya da "yeni bir alanda üretim yapmak" olanağından yoksundurlar.

İhracatın düşmesi, bu firmaların "ayakta kalabilme" veya "yeni pazarlara yönelme" gibi bir ikilemle mücadele etmesini getirmektedir. Dolayısıyla, krizden sağlıklı çıkmak ve yeni bir strateji ile olumlu bir yapılaşmaya gitmek giderek olanaksız hale gelmektedir.

Yatırım indirimi uygulamasına ise AB‘ye uyum gerekçesi ile son verilmiştir.

Ar-Ge ve inovasyonun yoğun olması gereken bu sektörde işletmeler güncel sorunlarının altından kalkamamakta, dolayısıyla kendi geleceklerine yatırım yapmaktan yoksun kalmaktadırlar. Planlı yatırım, yerli üretimin teşviki, özgün üretim ve yeni bir destek sistemi gerekiyor.

 

Değerli Katılımcılar,

Bu sorunlara çözüm oluşturacak öneri ve görüşlerimizi ise şöyle sıralayabilirim:
Bizce çözüm yolu çok açıktır ve Türkiye‘nin önünde gerçekte tek seçenek bulunmaktadır. Bunun için bu ülkeyi yönetenler her şeyden önce bütün bu olumsuz gidişin nedeni olan dışa bağımlı ve küresel sermaye güdümlü politikalardan vazgeçmelidir. IMF ve DB gibi uluslararası finans kuruluşlarının dayattıkları "yapısal uyum ve istikrar programları" reddedilmelidir.
Yatırımlar artırılmalı, özelleştirme uygulamalarıyla devletin küçültülmesi saplantısından vazgeçilmeli, ithalat politikaları gözden geçirilmeli, yerli yatırımcı özendirilmeli ve korunmalı, katma değeri yüksek ileri teknoloji isteyen alanlarda yapılacak yatırımlar desteklenmeli, devletin ekonomideki yönlendiriciliği artırılmalı, planlama yönelimi benimsenmelidir. 
Eksenine insanlarının mutluluk ve refahını, sosyal devlet anlayışını oturtan, öz kaynak ve birikimlerimize, bilim ve teknoloji politikalarına dayalı bir sanayileşme ve kalkınma planı uygulamaya konulmalıdır. Böylesi bir plan eşliğinde üretim, yatırım, küçük ve orta boy işletmeler ile sosyal kesimlere dönük ivedi bir ekonomik, sosyal destek programı hayata geçirilmelidir.

İmalat sanayinin krizi aşması için geçici önlemler, verg, muafiyetleri, teşvik uygulamaları, vs. yeterli olmamaktadır. Öncelikle sanayinin fason yapısının değiştirilmesi gerekmektedir.

Yeniden yerli girdi oranını artıran, kredi mekanizmasını KOBİ‘lere yönelik olarak yaygınlaştıran, istihdamı ön plana çıkaran, bölgelere göre kapsamlı kalkınma planı geliştiren bir strateji yürürlüğe konulmalıdır.

 
Sektöre yeni bir destek sistemi (teşvikler, krediler ve Ar-Ge teknoloji platformu destekleri) getirilmeli ve sektörün dışarıdaki rekabet gücü sürdürülmelidir. 
Özgün ürün yaratabilmek sektörün hedeflerinin başında yer almalıdır. Sektör teknoloji düzeyini yükselten bir aşamadan geçmek zorundadır. Yüksek katma değerli ürün için stratejik bir hamle gereklidir Hükümet sektöre yönelik mutlaka "özel bir teşvik paketi"ni devreye sokmak zorundadır.

Önümüzdeki dönemde yatırım olanakları daha da daralacak, işletme sermayesi ihtiyacı büyüyecektir. Kredi iç finansmana yönelik olacaktır. Özellikle işletme ve ihracat prefinansman kredilerine talep büyüyecektir. Eximbank kredileri bu açıdan büyük önem kazanmaktadır. Bu durum acilen bir "düşük faizli kredi paketi" ile çözümlenmelidir.
Mevcut durumda ithalatın daralması ile ara malların ithalatı da azalmakta, bu durum belki yeni bir fırsatı da beraberinde getirmektedir. Makina sektörü "ara mal" üretimi yapacak kuruluşları ve yan sanayi ile yeniden yapılanma başarısını gösterirse gelecekte ithal girdilerde dışa bağımlılık oranını % 40–50‘lere kadar indirilebilir. Böylece hem katma değeri yüksek ürünler artabilecek hem de yeni istihdam alanları açılabilecektir. 
Sektör Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarını hızlandırmalı, daha çok proje üretebilmeli; Ar-Ge payı % 1–1,2‘ye yükseltebilecek şekilde desteklenmelidir. 
Sektörün özel makinalara yönelik Ar-Ge çalışmaları hızlandırılmalı ihracat içinde yüksek katma değerli ürünlerin payı artırılmalıdır. Böylece kriz sürecinde yeniden planlanma ve yapısal bir değişime girmek mümkün olabilecektir.

Sektörün TÜBİTAK desteği ile entegre bir çalışmayı geliştirebileceği, Ar-Ge
teknoloji platformunu gerçekleştirmesi mutlaka gündeme getirilmelidir.
Çıktılardan birlikte yararlanmak ve yüksek katma değer üretecek bir ürün
yelpazesine yönelmek, bu dönemde makina sanayinin önünde durmaktadır
Oda Başkanı konuşmasını kongreyi destekleyen kurum, kuruluş ve üniversiteler ile konuşmacı ve katılımcılar ile bütün emeği geçenlere teşekkür ederek tamamladı.

Odamız Konya Şube Başkanı İsmail ÖZKARAKAYA, kongrenin açılışında özetle
şöyle konuştu:

"Sanayimizin gelişmesine öncülük yapan makina imalat sektöründe, tasarım ve
teknolojik gelişmeler çok önemli bir rol oynamaktadır. Sanayicilerimizin
yurt dışındaki rakipleri ile rekabet edebilmesi için bu gelişmelerin
yakından takip edilmesi ve uygulanması hayati öneme sahiptir. 

Bilindiği gibi dünya ve ülkemiz ekonomik kriz ile sarsılmaktadır. Global
ekonomik krizden etkilenen işletmelerimizin katma değer zincirinde aldıkları
pay gittikçe azalmakta, kar marjları düşmektedir. Birçok büyük işletmenin
kapandığı birçok işletmenin küçülme politikalarına yöneldiği işçi
çıkarmaların had safhada olduğu bu dönemde, ülkemizin gündemi üretmek
olmalıdır.

Makina imalat sektörü imalat, inşaat, madencilik, ulaştırma alanlarına
yönelik pek çok ürünün ve hizmetin gerçekleşmesini sağlayan makina aksamının
yapımını sağlamaktadır. Üretim yöntemleri ve sektör ürünlerinin kullanım
alanları, yüksek teknolojileri zorunlu kılmaktadır. Dolayısıyla kalifiye
işgücü ve mühendis istihdamı oranı yüksektir.

Makina imalat sektörü ayakta durma amaçlı yenilikçi düşünceler ve
uygulamaların arayışı içindedir. Teknoloji geliştirme AR-GE faaliyetlerinin,
sektörün güçlü yanları dikkate alınarak kullanımı günümüzde daha da önem
kazanmaktadır. 

Bu amaçlar doğrultusunda, bu dönem beşincisini yapmakta olduğumuz "Makina
Tasarım Ve İmalat Teknolojileri Kongresi"nde, sanayicilerimizin
problemlerinin çözülmesi için projeler üretilecek, öncelikle Konya‘mızda
lokomotif sektör yapılanmasının temelini oluşturacak fikirler oturumlarla
sizlere sunmaya çalışılacaktır.

TMMOB Makina Mühendisleri Odası 1999 yılında ilki sempozyum olmak üzere
2001, 2003, 2005 ve 2007 yıllarında "MAKİNA TASARIM Ve İMALAT TEKNOLOJİLERİ
KONGRESİ" adıyla, TMMOB Makina Mühendisleri Odası adına Konya Şubesi
yürütücülüğünde dört kongre düzenlemiştir. Ülkemiz, şehrimiz ve sanayiimiz
açısından çok önemli olan bu kongrenin beşincisi için bir araya gelmiş
bulunmaktayız.

Şimdiye kadar gerçekleştirilmiş olan diğer Kongrelerimizde olduğu gibi bu
etkinlikte de amaç, makina tasarım ve imalat teknolojileri alanındaki
ilerlemelerin izlenmesi ve deneyimlerin paylaşılmasının yanı sıra makina
imalat sektöründe ülkemizde yaşanan sorunların ortaya konularak çözüm
yollarının oluşturulması için tartışma ortamı tesisidir.

Makina Mühendisleri Odası bu amaçlara yönelik olarak, bu konuda bilgi ve
deneyim sahibi tüm üye, uzman ve bilim adamlarına ulaşmayı ve onların katkı
ve katılımlarını sağlamayı hedeflemiştir. Bu amaçlar doğrultusunda toplam 42
bildiri Kongre Bildiriler Kitabı‘nda yer almıştır. Bu bildiriler 10 oturumda
katılımcılara sunulacaktır. Bunun yanında " Küresel Ekonomik Krizin
Türkiye‘ye Yansımaları " konu başlıklı "Açılış Oturumu" , "Gelecek için
Fasona Değil Teknolojiye" konu başlıklı birde panel kongre kapsamında tertip
edilmiştir. Ayrıca sanayicilerimize yönelik "Makina Tasarım ve İmalatında
Değer Analizi", "Makina İmalat Sanayiinde Fason Üretimden Marka Üretimine
Geçiş Sürecinde Teşvik ve Patent Çalışmaları", "Teknoparklarda İnovasyon,
AR-GE ve Teknoloji Geliştirme Faaliyetlerine Yönelik Muafiyet ve Destekler"
konu başlıklarında eğitimler planlanmıştır."

Kongrenin ardından yayımlanacak olan sonuç bildirgesi kamuoyuna ayrıca sunulacak.