XII. ULUSAL UÇAK HAVACILIK VE UZAY MÜHENDİSLİĞİ KURULTAYI

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.

TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO) Eskişehir Şube yürütücülüğünde düzenlenen, XII. Ulusal Uçak, Havacılık ve Uzay Mühendisliği Kurultayı, 13-14 Ekim 2023 tarihleri arasında  Eskişehir Odunpazarı Belediyesi Hasan Polatkan Kültür Merkezinde gerçekleştirildi.

Kurultayda, ülkemizde havacılık ve uzay sektöründe geliştirilmekte olan özgün ve ulusal projelerin, bu projelere katkı sağlayan ulusal mühendislik kabiliyetlerinin, hava araçları bakım, onarım, yenileme, geliştirme faaliyetlerinin mühendis gözüyle değerlendirilmesi ve Türkiye’de Uçak, Havacılık ve Uzay Mühendisliği eğitiminin irdelenmesi hedeflendi. Pek çok üniversitenin yanı sıra çeşitli kamu kurum ve kuruluşunun desteklediği kurultayda sekiz oturum düzenlendi.

Kurultayın açış konuşmaları MMO Başkan Vekili Abdullah Selçuk Soylu ve MMO Eskişehir Şube Başkanı Nezihe Hanecioğlu, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Meclis Başkan Vekili Hasan Ünal ve Tepebaşı Belediye Başkan Yardımcısı Suat Yalnızoğlu tarafından yapıldı.

MMO Başkan Vekili Abdullah Selçuk Soylu açılışta özetle şöyle konuştu:

“Uçak havacılık uzay mühendisliği alanlarında çalışan meslektaşlarımızın sorunları her geçen yıl artmaktadır. Eğitimden çalışma yaşamına, sektörün özel sorunlarından ekonominin genel yönetiminin yansımalarına kadar bir dizi sorun, iktidarın “bilinen” politik anlayışı ve uygulamalarından ayrı düşünülemez. Ülke ihtiyaçlarının düşünülmemesi, bir plan ve programa bağlı olmama, gerekli altyapıların ve yeterli akademik eğitim kadrolarının yokluğu gibi olgular, eğitimde niteliksizleşmeye ve diplomalı işsiz sayısının artmasına yol açmaktadır.

Özelleştirmelerin havacılığa olumsuz etkileri, kurumsal kapasitelerin parçalanması ve gerilemesi, Sayıştay raporlarına da yansıyan büyük zararlar, yetersiz istihdam düzeyi, Ar-Ge çalışmalarındaki yetersizlikler, plansızlık, denetimsizlik-denetim yetersizliği, hava taşımacılığı, havaalanları, bakım-onarım-yenileme hizmetleriyle ilgili olanlar başta olmak üzere, meslektaşlarımızın ve genel olarak sektörün birçok sorunu bulunmaktadır. Örneğin THY ulusal havacılık sektörünü geliştiren, bakım ve mühendislik yatırımlarını planlayan kamu kuruluşu olma özelliğini kaybetmiştir. Bir kamu kurumu olan Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün dokümanlarında nitelikli personel eksikliği ve yeterli sayıda mühendis istihdam edilmediği görülebilmektedir.

THY havacılık kurumu olmaktan çıkarma çabaları sürüyor

Ülkemizdeki havacılık kültürünün kurucusu olan Türk Hava Kurumu’nu(THK) havacılık kurumu olmaktan çıkarma çabalarına, özellikle iki yıl önceki orman yangınlarıyla tanık olmuştuk. En son THK Üniversitesi Rektörlüğüne, kurum açısından ehil olmayan bir Arap Dili ve Edebiyatı Profesörünün atanmasına da yakınlarda tanık olduk.

Basında çıkan bir habere göre de, kurumun eski yöneticileri, “THK’nin operasyonel ve gelir getirici işleri birer birer elinden alınıyor. Kurban derisi, zirai ilaçlama, havadan kuduz aşısı, hava ambulansı, yangın söndürme işlerini aldılar. Bunlar THK’nin operasyonel gücü ve gelir getiren işleriydi. Tüm bunlar 2013 yılından bu yana birtakım çevreler tarafından sistematik olarak yapılıyor. Şimdi de havacılık eğitimleri THK’nin elinden alınmak isteniyor” diyor.

İmaj politikaları gerçeği değiştirememektedir

13 Aralık 2018 tarihinde “Bir rüya gerçek oluyor” denilerek kurulan Türkiye Uzay Ajansı ise kuruluşundan 2021 yılına kadar hiçbir faaliyette bulunmadığı gibi, kurumun ihalelerinin mevzuata uygun olmadığı, Kamu İhale Kanunu’na aykırı işlemler yaptığı Sayıştay tarafından tespit edilmiştir. Kurumun toplam personeli, 2022 yılı İdare Faaliyet Raporuna göre 48’i kadrolu olmak üzere 61’dir ve 38’i lisanslı, 12’si yüksek lisanslıdır, doktoralı 3 personel de geçici istihdamdadır.

Diğer yandan belirtmek gerekir ki, bakım onarım hizmetleri alanındaki teknik eleman sıkıntıları, sertifikasız eleman çalıştırılması ve havayolu işletmelerinde az sayıda personelle çok iş yapma çabaları, kaza risklerini artırmaktadır. Özetle kamunun yanlış yönetimi, kamu yararının tasfiyesi ve serbestleştirme-özelleştirmelerle birlikte etkisizleştirilen bir sektör yapısından bahsetmek mümkündür. İmaj politikaları bu gerçeği değiştirememektedir.

Planlı kalkınma ve sanayileşme süreçleri kesintiye uğradı

Bilindiği üzere 1930’lu ve 1960’lı yılların kalkınma, sanayileşme, planlama hamlelerinde yerli üretim ve mühendislik birincil öneme sahipti. Neoliberal politikalar ile serbestleştirme ve özelleştirmelerin devreye girmesi ve kamu yararı yaklaşımından uzaklaşılmasıyla birlikte ise, ülkemizin planlı kalkınma, sanayileşme süreçleri kesintiye uğramıştır.

Yerli üretim gerilemiş ve üretim, uluslararası zincirlere bağlı fason üretime dönüşmüştür. Bütün sanayi sektörlerine girdiler sağlayan büyük sanayi işletmelerimiz olan kamu iktisadi kuruluşlarının özelleştirilmesiyle sanayisizleşme sürecine girilmiş, bu süreçte mühendislik de itibar kaybına uğratılmış ve liyakattan uzaklaşılmıştır.

Ancak bizler kamucu yaklaşım ve gerçek bir yerli üretim temelinde planlı sanayileşmenin, toplumsal ihtiyaçlar doğrultusundaki kalkınmanın olmazsa olmaz olduğunu ve ülkemizin geleceğinin bu yaklaşıma bağlı olduğunu savunmaya devam ediyoruz, edeceğiz.

Yolsuzluk ve usulsüzlüklerin sorgulanması “milli güvenlik” adına tabu haline getiriliyor

İster devlet/kamu üretimi ister özel sektör üretimi açısından olsun, devlet tarafından fonlanan savunma sanayiinin asıl alıcısının devlet veya başka devletler olduğu, yüksek teknolojiye ihtiyaç duyulan, Ar-Ge yoğun bir sanayiden söz ediyoruz. Fakat mali ve yetişmiş insan boyutlarıyla ulusal kaynaklar, yerli ve yabancı uluslararası tekellere “Ar-Ge Desteği” kaleminden kaynak aktarım aracı olarak kullanılmaktadır.

Bir ülkenin en önemli kaynağı olan yetişmiş vasıflı insan gücü, kalkınmanın en temel unsurudur. Tasarımı, araştırmayı, geliştirmeyi, üretimi, bu vasıflı yetişmiş insan kaynağı gerçekleştirir. Fakat bu konuda, ne yazık ki ülkemizde “hoyratça” davranılmaktadır. Uygun ortamların sağlanması bir yana kayırmacılığın hakim olduğu, biatın öncelendiği, liyakata, bilgiye, deneyime değer verilmediği ve hukukun üstünlüğünün olmadığı bir yapıda bu hayati kaynağımızın ülkeden göçmesine sebep olunmaktadır.

Sektörün kamu sermayeli büyük kuruluşlarının yüksek lisanslı, doktoralı mühendisleri ve teknik elemanlarının mobbing, baskı, kayırmacılık olarak tanımlanabilecek usulsüzlüklere dayanamayarak yurtdışına göçmeleri söz konusudur. Aynı şekilde kişisel güvenlik belgesi soruşturmaları mesnetsiz duyumlar sayesinde siyasi bir baskı unsuru olarak kullanılabilmektedir. Bu sektörde duyulan yolsuzluk ve usulsüzlüklerin sorgulanması ise “milli güvenlik” adına tabu haline getirilmektedir.

Çözüm kamucu politikaların benimsenmesindedir

Ancak özellikle belirtmek gerekir, değindiğim ve değinmediğim bütün sorunların çözüm anahtarı; bağımsızlık/tam bağımsızlık, yerli üretimin mühendislik ve tasarımdan başlayarak hakim olması ve toplum yararına kamucu politikaların benimsenmesindedir. Havacılık ve uzay sanayimiz, savunma sanayii ile sınırlı tutulmadan ve ulusal ölçekli bir stratejiyle ülke ve toplum lehine planlı olarak geliştirilmeye; bu alandaki çalışma ve ürünlerin barışçıl ve sivil uygulamalara yönelmesi için köktenci adımlar atılmasına ihtiyaç duymaktadır.

Bağımsızlık temelinde tüm kaynakların toplum yararına değerlendirildiği, bilimi ve teknolojiyi esas alan, Ar-Ge inovasyon ve mühendisliğe ağırlık veren, devletin ekonomideki yönlendiriciliğini kamucu bir yaklaşım ve toplumsal yararla birleştirerek benimseyen, dış girdilere bağımlılığı en aza indirilmiş, laik sosyal hukuk devleti anlayışı temelinde istihdam odaklı planlı kalkınmayı öngören politikalar gerektiğini özellikle belirtmek istiyorum.”

Kongrenin sonuç bildirisi önümüzdeki günlerde kamuoyu ile paylaşılacak.

Kurultay ile ilgili ayrıntılı bilgi için tıklayınız