EDİRNE'DE TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ'NDE YAŞANAN BEBEK ÖLÜMLERİ - 22.06.2005

×

Hata mesajı

  • Notice: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 771 satırı) içinde Undefined index: 3.0.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 777 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 781 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_glyphicons() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 841 satırı) içinde array_merge(): Expected parameter 1 to be an array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
  • Warning: _bootstrap_icon() (/srv/www/html/sites/all/themes/bootstrap/includes/common.inc dosyasının 875 satırı) içinde in_array() expects parameter 2 to be array, null given.
İstanbul Şubesi

Son bir haftada Edirne'deki Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde meydana gelen bebek ölümleri hepimizi derin üzüntüye boğmuştur. Ölen çocuklarımızın yakınlarına başsağlığı, halen tedavi gören çocuklarımıza acil şifalar dileriz.     

    
Basın Açıklaması - 22.06.2005

22 HAZİRAN 2005

 

TMMOB Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Basın Bildirisi

                                                                                                                       

HASTANELER VATANDAŞLARIMIZIN HAYATINI ALAN DEĞİL, HAYAT VEREN KURUMLAR OLMALIDIR.

 

Son bir haftada Edirne'deki Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde meydana gelen bebek ölümleri hepimizi derin üzüntüye boğmuştur. Ölen çocuklarımızın yakınlarına başsağlığı, halen tedavi gören çocuklarımıza acil şifalar dileriz. Ülkemizde ve çok sayıda hastanenin bulunduğu kentimizde bu ölümlerin devam etmemesi için ilgili bakanlıkları, hastane yöneticilerini göreve davet ediyoruz.

 

Olay hakkında Edirne Şubemizden aldığımız bilgilere göre üniversite hastanesinde teknik personel yetersizliği, mekanik tesisat ve hijyen yetersizliği tespit edilmiştir.

 

Makine Mühendisleri Odası, yurdumuzun doğal kaynaklarının ülke ve toplum yararına kullanılması, üretimin artırılması, yurt sanayinin ulusal çıkarlara uygun yönde geliştirilmesi için bilimsel araştırmalar yapan, bunları üyelerinin ve insanlığın hizmetine sunan bir örgüttür. Meslek alanlarımız dahilinde ülke, kent, çevre ve insanlık yararına kamusal denetim yapmak, bilimsel önerilerde bulunmak, yaşam kalitesini yükseltmek için çalışmalar yapmaktadır. MMO bilim ve teknolojiyi insanla buluşturan, öznesinde insanın olduğu bir mesleğin uygulayıcılarının örgütüdür. Bu nedenle Edirne'deki bebek ölümleri hepimizi üzmüştür, ama bizleri aynı zamanda bu konu üzerinde düşünmeye ve acil çözüm üretme çabası içine sokmuştur. Daha önce de bir çok kez kamu oyunun bilgisine sunduğumuz görüş ve önerilerimizi bir kez daha sizlerle paylaşıyoruz.

 

Hastanelerde; ameliyathaneler, erişkin, çocuk, yeni doğan yoğun bakım üniteleri ve karantina odalarının, hastane personeli tarafından hijyen hale getirilmesi; ayağa galoş takılması, nefes alırken maske takılması ellerin yıkanması, özel giysi giyilmesi, kullanılan aletlerin ve mekanın dezenfeksiyonu ve sterilizasyonu olarak tariflenmektedir. Her ne kadar bu tarif doğruysa da en önemli husus tarif içinde yer almadığı için hayati derecede eksiktir. Bu eksiklik temiz odaların klima havalandırma sistemlerinin ve bunların çalıştırılma şartlarının uygun olup olmadığıdır. O halde hijyen tanımının iki faktöründen birincisi temiz odalarda hijyen, ikincisi ise mekanik tesisatta hijyen ve yeterlilik olarak algılanmalıdır. Yeterli bir mekanik tesisatta hijyen ancak ve ancak uygun filtre sistemleri ile sağlanabilir.

 

Klima ve havalandırmanın olmadığı yerde hijyenik ortam oluşmaz. Sürekli o ortamın içinde partikül ve mikroorganizma üretimi vardır. Ancak temiz havayı şartlandırarak hijyen hale getirip içeriye verildiğinde partikül ve mikroorganizma seviyesi sürekli bir şekilde azaltılabilir. İyi tasarlanmış klima havalandırma tesisatı ortama sürekli şartlandırılmış temiz havayı sağladığı gibi aynı zamanda ortamın havasının tozdan, mikroorganizmalardan, kokulardan ve anestezik gazlardan korunmasını da sağlar.

 

Enfeksiyon kaynaklarının izlediği yollar;

* Çevreden dış hava yoluyla,

* Havalandırma sistemlerinin içinde üreyip çoğalma yoluyla,

* İnsandan insana geçme yoluyla,

* Kullanılan aletlerin ve ortamın sterilizasyonunun ve dezenfeksiyonunun kötü olması yoluyla, şeklinde özetlenebilir.

 

Bazı hastanelerimizde klima sistemlerinin bir parçası olan su soğutma kuleleri ve nemlendirme tesisatlarının son derece bakımsız olmalarından dolayı hastanelere şifa bulmaya gelen vatandaşlarımız bu tesisatlarda üreme olanağı bulan legionella denilen, birçok doktorumuz tarafından da zatürre zannedilen ölümcül hastalığa maalesef yakalanmaktadırlar.

 

Klasik konfor klimasında parametreler sıcaklık ve nemdir; halbuki temiz oda klimasında sıcaklık, nem, canlı ve cansız kirleticiler, hava akış hızı ve yönleri, ortam basıncı gibi parametrelerin kontrolü gerekmektedir. Dolayısıyla sistem daha karmaşık hale gelmekte ve hijyenik klima ve havalandırma sistemi tam bir uzmanlık alanını oluşturmaktadır. Burada ayrı bir yönetmelik ve standart tarifi ile sistemi kuranın ihtisas sahibi olması, işletmecinin konuya hakim işletmeci olması gerekmektedir. Aynı zamanda hastane tasarımcısı mimarın konu ile ihtisas sahibi olması, ameliyathanenin yüksekliği, alanı, şekli ile klima-havalandırma ve elektrik tesisatların kaplayacağı alanın ne olması gerektiğini bilmesi ve Makina Mühendisi, Elektrik Mühendisi, İnşaat Mühendisi ve ameliyatları yapan doktorun da katılımı ile tasarımın yapılması gerekmektedir.

 

İlaç üreticilerinin ameliyathane ve yoğun bakım ünitesi yapımcılarından daha bilinçli ve daha iyi Temiz oda tesisi kurdukları bir gerçektir. Bu sektörde her başarısızlığın parasal boyutu büyük olduğundan ilaç üreticisi kendini konu ile ilgili bilinçlendirmiştir. Sağlık Bakanlığı'nın bazı mevzuatlarının da bu sektörde yerine getirilmesi yasa gereğidir.

 

Ameliyathanelere ve yoğun bakım ünitelerine dönüp baktığımızda ise, burada yapım standartlarının ilaç sektöründeki gibi olmadığı, büyük bir boşluk olduğu gözlenmektedir. Sağlık Bakanlığı'nın hastanelerdeki ameliyathanelerle ilgili standart ve yönetmelikleri ivedilikle ele alıp çıkarması gerekmektedir. Bu kez hastanelerin ameliyathanelerinin ameliyat masasına yatırılması gerekmektedir. Masanın başında da Sağlık Bakanlığı, Makina Mühendisleri Odası, Tabipler Odası olmalıdır. Hastanelerin ameliyathanelerine, ameliyat yapılabilir veya yapılamaz karnesi verilmelidir.

 

Ameliyat sırasında ve sonrasında enfeksiyon kapma oranı ameliyathanelerin standartlarının kötü olmasından dolayı oldukça yüksektir. Doktorlarımızın bilgi birikimleri, tecrübeleri ve ameliyat yapma becerileri diğer ülkelere göre daha yüksektir, çünkü ülkemiz gelişmekte olan bir ülke olduğundan vatandaşlarımızın hasta olma olasılığı da geçim derdi, işsizlik, açlık sınırının altındaki gelir düzeyleri, yanlış beslenme, eğitimsizlik vb. nedenlerden dolayı oldukça yüksektir. Bu hasta bolluğu doktorlarımızın bilgi ve becerilerini olumlu yönde artırmaktadır. Ancak ameliyat masasında doktorlarımızın çabalarına ortak çıkan bir olgu da enfeksiyondur. "Ameliyat iyi geçti ama hastamızı enfeksiyondan maalesef kaybettik" söylemi pek sık duyulan bir söylemdir. Doktorlarımızın başarısızlıklarının büyük orandaki nedeni, klima havalandırma tesisinin yeterli olmaması, iyi işletilmemesi ve tesisatın hijyene hizmet etmemesidir. Bu bakımdan doktorlarımızın tesisatın oluşturacağı hijyen konusunda bilgilendirilmesi gerekmektedir.

 

Ameliyathanelerde, ameliyathanenin iyi sonuç vermesi için çabalayan, çare arayan genellikle hemşireler olmakta ve ameliyat yapma koşullarının uygun olup olmadığı hemşirelerce belirlenip durum tutanakla tespit edilmekte, sorumluluk da genellikle tutanağı imzalayanlarda kalmaktadır. Ameliyathane ortamının hijyen koşulları genellikle bu şekilde tespit edilmektedir, fakat klima havalandırma sisteminin uygunluğunu tabiiki hemşirelerce de tespit edilmesi mümkün değildir. Halbuki tüm bu işlemler makine mühendislerince yapılmalıdır.

 

Ameliyat sırasında enfeksiyon kapan hastanın ameliyat sonrası hastanede kalış süresi antibiyotik tedavisi yüzünden artmaktadır. Bakın istatistikler ne diyor: Ameliyat sonrası enfeksiyon nedeniyle 2001 yılı hastane yatış ortalaması ABD' de 2 gün, Avrupa topluluğunda 3 gün, Türkiye' de 13-14 gündür. Antibiyotik kullanma oranında ise Avrupa topluluğunun 7, ABD'nin 8 katıyız. 2001 yılı antibiyotik harcama miktarımız 6 katrilyon lira, (tabii bunun içinde menfaat oyunları da var). 2001 yılında Türkiye'de Ameliyat sayısı 1.638.000 adet, her hangi bir Ameliyathanenin havadan enfeksiyon kapma riskini 100 kabul edersek DIN 1946 (Alman standardı) ve GMP (iyi üretim uygulamaları prosedürü) kurallarına uygun olarak yapılmış ameliyathanelerde bu oran %0,033'e düşüyor. Bunlar hep bilimsel gerçekler. Havalandırmanın hastanelerdeki enfeksiyon kapma oranına inanılmaz etkisi vardır. Sigara içen bir insanın sigarasını söndürdükten sonra ağzından 0,3 mikron büyüklüğünde 4 milyar adet parçacık çıkıyor (insanlar partikül yayma kaynağı), spor yapan bir insanda ise dakikada 25-30 milyon partikül yayılıyor. Birçok ameliyathanede doktorlarımız hala pamuklu giysiler giymekteler, pamuklu giysiler sentetik kumaşa göre 10-15 kat daha fazla topladıkları tanecikleri saçıyor ve bu taneciklerin çoğu büyüklük olarak 5 mikronun üzerindedir. Bakterilerin ve mikroorganizmaların çoğu bu 5 mikron büyüklüğün üzerindeki taneciklerin üstünde geziniyorlar. Hastane işletmecilerinin ve personelinin da konuyla ilgili bilinçlendirilmesi gereği vardır.

 

Günümüzde birçok yerde apartmandan bozma özel hastaneleri türedi Anadolu'nun en küçük kasabalarında bile bu tip hastaneler görmek mümkün; bu hastanelerin Ameliyathaneleri Split Klima veya Pencere Tipi Klimalarla ilkel şartlarda sözüm ona klimatize ediliyor. Bu hastanelerin yatırım ve işletme masrafları düşük olduğundan ameliyat ücretleri de düşük olmakta dolayısıyla haksız rekabet koşulları bilinçsiz vatandaşımıza cazip gelmekte ve bedelini çoğu kez hayatlarıyla ödemektedirler. Sağlık Bakanlığı gecekondu tipi hastaneler ve ameliyathanelerin önüne ancak ve ancak standart ve yönetmeliklerle set vurabilir. Bu konuda sigorta firmalarının da uyarılması gerekmektedir. Ülkemizde özel sigorta şirketleri birçok vatandaşımıza sağlık sigortası yapıyorlar. İyi klima edilmemiş ameliyathaneden çıkan hasta ameliyat sonrası hastanede 2-3 gün kalacağına ameliyat sırasında enfeksiyon kapmasıyla bu süre 14-15 gün uzayabilmekte; doktor parası, ilaç parası, uzun süreli hastane masrafları toplam masrafı üçe, dörde katlamaktadır. Dolayısıyla sigorta firması hastaneye çok daha fazla para ödemektedir. Sigorta firmalarına düşen görev bu tip hastanelerde üyelerinin tedavilerini engellemek ve hatta hastanenin binasını dahi sigorta kapsamı dışında tutmaktır. İş yine dönüp dolaşıp konu ile ilgili standart ve yönetmeliklerin oluşturulmasına dayanıyor. Standart ve Yönetmeliklerin olmadığı yerde Deli Dumrul köprüleri vardır, suiistimal vardır, yanlış subjektif yorumlar vardır.

 

Aslında Dünyada bu konu ile ilgili standartlar var örneğin DIN 1946 (Alman standardı), ISO 14644, BS 5295 (İngiliz standardı), Federal standart 209 (US FD 209) gibi standartlar ve bu standartları tamamlayıcı DIN EN 1886, Amerikan SMACNA, Avrupa birliği Eurovent vb. gibi çok güzel standartlar ile GMP (iyi üretim uygulamaları presedürü), SOP (standart operasyon presedörleri) vb. presödürler dünyada uygulanmaktadır. İlgili bakanlıkların konuyu ivedilikle inceleyip kendi standartlarımızı ve yönetmeliklerimizi hemen yarın oluşturmaya başlamaları gereklidir, aksi takdirde ölümler devam edecektir, bir kez daha uyarıyoruz.

 

Standartlarda ve Yönetmeliklerde temiz odaların mimari ve iç mimari kriterlerinin, Tasarım kriterlerinin, steril alan planlama kriterlerinin, klima ve havalandırma kriterlerinin seçilecek cihaz ve ekipman kriterlerinin test kriterlerinin ve işletme kriterlerinin tam olarak ortaya konulması ve bu kriterlere uymayan hastane ameliyathanelerinin hemen derhal kapatılması gerekmektedir. MMO'ya kendi konusu dahilinde kriterleri tarifleme proje ve tesisleri denetleme yetki verilmelidir. MMO'nın denetiminden geçen hastane ameliyathaneleri o ameliyathane için bir prestij kaynağı olacaktır. Hastanelerin mekanik tesisat projelerinin mutlaka odamızın mesleki denetiminden geçirilmesi gerekir. Maalesef hastanelerimizin çok büyük çoğunluğunun mekanik tesisatlarının mesleki denetimden geçmediği gerçek bir durumdur. Burada Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve yerel yönetimler sorumluluklar altındadır. Bu kurumlar sorumluluklarını yerine getirdikleri zaman ancak bu olaylar engellenebilir. Ve yine ifade ediyoruz ki bu kurumlar denetim yetkilerini odamızla paylaştıkları zaman asla küçülmeyeceklerdir.

 

Yapımcıyı, mühendis ve mimarları, işletmeciyi yönlendirici bir devlet politikası olmadığı sürece sorunların çözümü çok zor. Çok ağır bedeller ödüyor halkımız, bu bedel çoğu kez vatandaşlarımızın hayatlarıdır. Ülkemizde bilginin akılcı kullanılması bir takım kavram ve uygulamaların yerleşmesi için kesinlikle ve öncelikle bilinçli bir devlet politikası şart. Neden devlet? Çünkü sağlık alanındaki kurumlara baktığımız zaman, tesislerin çok büyük oranda kontrolü devletin elinde bu bir, ikincisi kural koyucu kuralları uygulayıcı, uygulatıcı ve bunları hangi iş bölümüyle yapılacağına karar veren devlet; standart ve yönetmelik koyucu yine devlet. O zaman hemen şimdi standart ve yönetmelikleri yapalım, başka çocuklarımızı ve insanlarımızı kaybetmeyelim. Ve şunu unutmayalım ki, standart ve yönetmelikler de herkese lazımdır.

 

TMMOB
Makina Mühendisleri Odası
İstanbul Şubesi Başkanı
Tevfik PEKER