Amaç ve Kapsam
TMMOB SANAYİ KONGRESİ 2009
DÜNYA EKONOMİK KRİZİ
VE TÜRKİYE SANAYİNİN YENİDEN YAPILANMASI
PLANLAMADA MODEL ÖNERİLERİ
İSTİHDAM ÖNCELİKLİ BÖLGESEL REFAH VE KALKINMA
Beklenen dünya ekonomik krizi bir süreden beri, gelişmiş kapitalist ülkelerden başlayarak azgelişmişlere doğru kayan bir yörüngede etkisini sürdürmektedir. Başlangıçta finansman piyasalarında patlayan ve kapitalizmin gerçek yüzünü tüm çıplaklığı ile sergileyen bu olağanüstü kriz, şimdi reel sektörün tamamında alevlerini yükseltmektedir. Yangının bacayı sarması ve krizin derinliğinin trilyonlarca doları bulması beklenmektedir.
ABD, İngiltere, Fransa, Almanya v.s. ülkelerde alınan tedbirler, kangren olmuş dokunun aspirinle tedavi edilmesi örneği, hastalığın tedavisini zamana yaymaktadır. Devlet müdahaleleri ile "piyasanın kendini tedavi edebileceği" savı tamamen çürütülmüştür. Neoliberal kuramlar şimdilik rafa kaldırılmakta, bir kez daha kapitalizmin "sınırsız kar ve egemenlik" unsurunu denetleyecek formüller aranmaktadır.
Türkiye bu süreçte krizin etkilerini algılamakta gecikmiş ve boyutunu bankaların ve finansman kurumlarının düzeyine indirgeyerek ele almıştır. Ekonomik dengelerin değişimi, döviz-faiz ikilemi, enflasyon, istihdam düzeyi, yatırımlar ve dış ticaret açığı ile ülkenin dış borçlarının durumu gündeme getirilerek önlemler tartışılmamıştır. Sanayi sektörünün üretim, yatırım, ihracat ve ithalatı ile istihdamı kapsam dışı bırakılmıştır. Ülkenin geleceğini ipotek altına alan politikalar aynen uygulana gelmektedir.
İşte tam bu dönemde ekonomik krizin dünya ve Türkiye sanayi üzerindeki etkilerini ele alıp incelemek yaşamsal bir konu olmaktadır. 2007 Sanayi Kongresi'nde ele alınan konular halen güncelliğini korumaktadır. Kalkınma, refah ve istihdam odaklı bir sanayi yapılanması, her zamankinden daha acil olarak ülkenin gündemindedir. Dünya konjonktürü de buna uygun koşulları içermektedir. Planlama politikası ve bu politika sonucunda sanayi sektörünün öncelikleri ortaya konulmalıdır. Destekler ve teşvikler hem sektörel hem de bölgesel düzeyde ele alınmalı, öncelikli sanayi alt sektörleri tartışmaya açılmalıdır.
Türkiye'de sanayinin yeniden istihdam yaratabilir duruma getirilmesi, ara mallar üretimine ivedi geçilmesi, KOBİ'lerin gerçekten Ar-Ge ve inovasyonla özgün ürüne yönelebilmesi, ithal girdilerin minimize edilerek daha yüksek katma değerli bir sektörel yapı değişimine gidilmesi ancak ülke çıkarlarından ve halktan yana bir planlama ile mümkün görünmektedir. Neoliberal pazar ekonomisi bir kez daha iflas etmiştir. Gelişmiş kapitalist ülkelerin yeniden toparlanıp sömürü ve baskı politikalarını azgelişmişlere dayatmadan, Türkiye siyasi erkin yenilenme ve dinamizmine dayalı planlı bir yeniden yapılanma politikasına öncelik vermelidir.
Sanayi Kongresi 2009 bu bağlamda ele alındığında önemli bir tartışma ve öneriler sunma platformuna dönüşecek ve kamuoyuna uygulanabilir tezler sunabilecektir.